Torrent'le kim röportaj yaptı bilmiyorum da, önüme düşmemiş olsa ne güzel kendisini unutmuştum. Röportajında yer alan bazı cümlelere denk gelince, geçen sezona yönelik sinirlerim yine zıpladı. Geçtiğimiz günlerde önüme bir fotoğraf düşmüştü. Tuzlaspor ile oynayıp, 6 gol yediği hazırlık maçını hatırlarsınız. Birkaç gün önce ise İstanbulspor ile oynadığımız hazırlık maçında 6 gol atmıştık. Nereden nereye.
"Fatih Terim'e çok büyük saygım var. O bir efsane. Fatih Terim'i tüm dünya tanıyor. Bana yapılan haksızlık, benden önce Fatih Hocamıza da yapıldı."
Soru şu, Torrent'e ne gibi bir haksızlık yapıldı? Galatasaray'ın başına geçmesi onun adına büyük lütuf. Çünkü bu seviyenin olabildiğince gerisinde. Gördüğünüz gibi Galatasaray etiketi de yemesine rağmen, kendisine hiçbir takım teklif yapmıyor. Yapsa dahi gideceği takımların ayarı düşük olacak. Fatih Terim ile kendisini bir tutması da apayrı komedi. Torrent'e yapılan herhangi bir haksızlık yok. Taraftara yapılan bir haksızlık var. O da Torrent'e bizleri mahkum bıraktıkları için.
"Guardiola, Barcelona'ya karşı oynadığımız maçlardan sonra beni arayarak tebrik etti. Ayrıca Pep bana Barcelona maçında Taylan için 'Kim bu oyuncu, çok beğendim. Dikkatimi çekti. Marcao ve Nelsson'u da çok beğendim' dedi."
Guardiola dışında bir şey konuşamıyor. Çünkü Guardiola dışında bir şeyi yok. Antrenörlük namına tek vasfı, Guardiola'nın yardımcılığını yapmış olmak. Bunun ekmeğini yemeye çalışıyor. Teknik direktör olmayı düşünen bir adam da gidip 58 yaşında bu yola girmez. Çok daha genç yaşlarda adım atmaya başlar. O etiket sayesinde biraz olsun 1. adam olarak çalışabildi ama artık kredisi doldu. Guardiola da Taylan Antalyalı'yı çok beğendiyse takımına transfer etseydi. Torrent'in bu söylemleri de büyük şov.
Bu adam Dünya tazminat kazandı Galatasaray'dan. Elbette hakkı da, giden Galatasaray'ın parası. Burak Elmas, bunun hesabını verecek mi mesela? İbra olmayınca "neden" demeyecek, hak etti. Galatasaray seviyesi ve vizyonunu kimsenin aşağı çekme hakkı yok. Torrent gibi bir teknik direktörümüz oldu, inanamıyorum. Aklıma geldikçe de geçen sezonki o dönem adına sinirlenmeye devam ediyorum. Bugün için yaşanan değişim adına da tüm yönetimimize şükran borçluyum.
Cicaldau, Barış, Morutan, Boey gibi isimleri kazanmak yerine yoluna Babel ile devam eden işsiz. Burak elmas büyük hayal kırıklığı oldu. Ama şükür ki erkenden gitti. Bu da bizim camianın farkı.
YanıtlaSilO ara hiçbir iddiası da yoktu takımın. Geleceği kazanım diye tek hareketi olmadan, kendini kurtarmayı denedi ama daha da batırdı.
SilNereden nereye geldik yönetimsel beceri ve vizyon olarak. İstikrarlı bir şekilde mevcut yönetim ve hocayla devam edersek başarabileceklerimizi düşününce çok heyecanlanıyorum. Bu ülkede de borcsuz (daha doğrusu yönetilebilir borçlu), kendini dondurebilen, futbolcu satışından düzenli gelir elde eden bir büyük takım olabilir tüm olumsuzluklara rağmen.
YanıtlaSilHer açıdan iyi yönetiliyoruz. Tüm vaatlerin de altı dolduruluyor. Gelecek adına ben de heyecanlıyım.
SilTorrent bu camiaya edilmiş hakaretlerden biridir. Burak Elmas tarihin en kötü Galatasaray başkanıdır. Çapsız, iş bilmez, beceriksiz başkandır. Torrrent gibi hoca dahi olmayan bir antrenörü utanmadan bu kulübün başına getirme gafletinde bulunmuştur. Ama daha beteri Dursun Başkan ve Erden Timur seçilmeseler onun yerine seçilecek kafatasçı liseli zat Torrent'le devam edecektir. Nasıl bir verilmiş sadakamız varsa artık...
YanıtlaSilNerden nereye hakikaten.
Ve bu adam için giden onca para. Şu ortamda üstelik. Yazık :(
Siltarihin en kötü başkanı elmas, yöneticisi ışıtan gün ve hocası torrent bir araya geldi. e biz de neredeyse küme düşecektik zaten.
YanıtlaSilBir yandan da seviniyorum. O kötü gidişat, bugünün temeli oldu belki de.
Sil