Tozlanmış parçalı #55; Fredrik Midtsjö

Midtsjö, enteresan bir futbolcu. Bazı futbolcular böyledir. Genel performanslarına bakarken "hayal kırıklığı" dersiniz de, öyle anlarda imzaları vardır ki, asla kötü anılmazlar. Mitroglou'ndan daha kötü performans vereni azdır mesela, Akhisar maçında attığı galibiyet golünü asla unutamayız. Midtsjö'den yana beklenti fazlaydı. Onca iddialı transferin arasında, "görev adamı" tanımı olacaktı. Kuzeyli, çalışan futbolcuyu severiz. Beklenti vardı.

Midtsjö, Galatasaray'a transfer olduğunda, Oliveira takıma katılmıştı da, Torreira henüz gelmemişti. Midtsjö'yü de ilk 11 için aldıklarını düşünüyordum. Torreira transferi sonrası, doğal olarak kulübeye geçti ama net bir alternatif de olamadı. Oliveira yerine ilk 11 oynadığı dönem vardı, beklentiyi karşılamadı. Kenardan oyuna dahil olduğu maçlarda da iyi işler yaptığını söyleyemem. Sezona da fena başlamamıştı oysa.

Öyle kritik anlarda imza sahibi ki, kendisini iyi hatırlıyoruz. Antalyaspor deplasmanı ile lig başlamıştı, Gomis'in golünün en önemli parçalarından biri oldu. O gün kazanarak başlamak değerliydi. Adana Demirspor'u da yenerken, attığı gol belki de şampiyonluğun en keskin virajlarından birini almamızı sağladı. Son Molde maçı da öyle. Attığı son dakika golü bize Şampiyonlar Ligi'ni getirdi. Kendi sahamızda zorlandık. Beraberlik avantajını elimizde tutmamız bize nefes aldırdı.

Pendikspor'a gidiyor, bence iyi de bir bonservis bedeli kazandık. "Bedelsiz kiralamalara" o kadar alıştık ki, bonservis kazanabiliyor olmak değerli. Anadolu'da nerede olursa olsun iyi iş çıkarır, bu lig adına kaliteli futbolcu. Galatasaray'da olmasa dahi, Anadolu'da müthiş iş çıkarır. Yer yer de, "niye sattık" dahi dedirtir. Oyunun 2 yönünü oynamaya çalışır, temposu ve çalışkanlığı yüksek, topla dikine çıkmayı seven bir orta saha. O dripling tarafını biz çok göremedik tabi. Gösterebilse elimizi çok rahatlatacaktı.

AZ'de oynadığı dönemi düşünüyorum, Hollanda Ligi'nin değerli orta sahalarından biriydi. 3.5 milyon bonservis verdik, az bir para değil. 29 yaşında geldi, tecrübelendiği, en iyi zamanlarını geçirmesi gereken zaman. Olmuyor bazen işte. Takımdaki kalite arttıkça, bu tarz futbolcular yer bulamayıp, sırıtabiliyor. Bu da onu kötü futbolcu kılmaz. İstanbul'dan ayrılmak istememesi neticesinde Pendikspor'a gidiyor. Yoksa kalitesi, daha iyi takımlarda oynamasına sebep olurdu.