Hırvatistan 0-1 Türkiye, Montella'nın kusursuz başlangıcı

İlk 11'de bazı tercihleri görünce, umarım Montella'nın bir bildiği vardır diyordum ki, varmış. Cenk Özkaçar için "sol bek" oynaması üzerine bile bile lades derken, plan dahilinde bir hareket olduğunu gördük. Ferdi Kadıoğlu sağdan ısrarla bindirirken, Cenk Özkaçar hücumu zorlamadı, savunmayı güçlendirdi. Samet Akaydın'ın fizik avantajı da, savunma odağıyla oynayan Milli Takım için avantaj oldu. Montella bu noktada ezberinden gitti ve istediğini aldı.

Barış Alper Yılmaz ve Kerem Aktürkoğlu, ön alanda çift forvet gibiydi sanki. Özellikle ilk yarıda, ısrarla savunma arkasına koşu attılar ve açık alanda bol pozisyon yakaladık. Geriden de iyi toplar atıldı. Hakan Çalhanoğlu / Salih Özcan varlığı değerli. Hakan Çalhanoğlu topu sende tutarken, Salih Özcan da hem savunma direncini yükseltiyor, o da topu iyi yönlendiriyor. İsmail Yüksek gibi bir dinamizmin var zaten. Kaç 2'li mücadele ve top kazandı sayamadım bile. Bu maçı mücadele ve dinamizmle kazandık derken, işin ana odağı İsmail Yüksek'ti.

1-0'ı bulmuşken, 2'yi bulabilmek lazım. Kusursuz bir ilk yarı oynandı ve bol pozisyon vardı. Hırvatistan ise 2. yarıda bir noktada baskıyı kurdu. Devamında orta sahada düştük, rakip kolay gelmeye başladı ama neyse ki net pozisyonları tek tük. Kaan Ayhan hamlesini daha erken bekledim mesela. Merkeze hamle yapmakta geç kalsak da, hücum hamleleri zamanlıydı. Bu da topu ön alanda tutabilmeyi sağladı ve 80. dakika sonrasını bu sayede rahat geçtik. 

Barış Alper Yılmaz'ın Gvardiol karşısında yaptıkları ciddi etiket. Manchester United deplasmanının ardından, burada da piyasasını yaptı ve bu tarz maçlar adına değerini gösterdi. Abdülkerim Bardakcı da, Merih Demiral / Çağlar Söyüncü etiketine kapılmadan, hak edenin oynaması gerektiğinin göstergesi. Bu maçın da adamıydı, hatasız oynadı. İyi savunduk, mücadele gücü üst düzeydi. Montella ile takıma dinamizm katıldı. Kağıt üzerinde senden daha güçlü bir rakibe karşı, en son ne zaman bu denli iyi oynadık ve kazandık? Son yıllarda hiç hatırlamıyorum.

Doğru şekilde hücum ederek kazandı bu takım. Topu da iyi kullandı, rakibin zafiyetini de iyi kullandı. Ön alanda savunma arkasına koşular ve atılan iyi toplarla birlikte sonuca gidildi. Bitirme zafiyeti de diyemem, Livakovic golü yiyene kadar kalesinde iyi durdu. Yediği golde ise hatalı çıktı. İlk yarıda fişi çekebilmek lazım, günün dersi de bu olacaktır. Kerem Aktürkoğlu şu maçı 2 gol 2 asist gibi bir rakamla bitirebilirdi. Letonya karşısında görüntü değişecek tabi, daha hücum odaklı bir yapı izleyeceğiz. Maçına göre hamle yapabilecek oyuncu kalitesine sahibiz.