Galatasaray için bu sezonun en güzel yüzü o olabilir

Oğuz Aydın nerede diye sorgulayan bir Fenerbahçeli görmedim. Ben biliyorum nerede olduğunu da, bunu benim sorgulamamın bir anlamı yok. Galatasaray'a çalım atalım adı altında yapılan bir iş ve faturası da bonservis olarak 6 milyon avro. Bu sadece bizim bildiğimiz rakam, ötesini bilemiyorum. Şu an düşünülmeyen Cengiz Ünder'in dahi gerisinde. Haziran ayında bu transferi biz bekliyorduk, Dursun Özbek'in bizzat ilgileniyor olması ve gerçekleşmemiş olmasından dolayı da eleştiriyi yaptık ama o gün itibarıyla bu transferi yapamazdın. Elinde çoğunu düşünmüyor olsan da tonla kanat vardı. "Giderse" üzerinden birini alırsan, "gitmezse" üzerinden ne yapabilirdin? Kanat rotasyonun doluysa beklersin. Fenerbahçe beklemedi, çalım adı altında, ayakları birbirine dolandı. Gün sonu ne oldu dersen de, Yunus Akgün'ü kazandın.

O gün Oğuz Aydın'ı da alsan, Yunus Akgün'ü takımda tutamazdın. O rotasyon içerisinde şans bulamayacağını bilirdi. Geçen sezon ayrıldığı gibi, yine bir takıma kiralardın. Ya da Emin Bayram misali satar, istediğin rakamı da alamazdın. Yine o gün düşündüğün kanatlı bir oyun, yani 4-2-3-1. Bugün farklı kurgular deniyorsun, Yunus Akgün biraz daha 10 numara gibi oynuyor ama o gün düşünce başkaydı. Yunus Akgün'e de kimse neden gittin diyemezdin. Yunus Akgün'ü kazanmak daha değerli. Eğrisi doğrusuna oturdu diyelim. Maç içinde 3-4-2-1'e dönerken, Kaan Ayhan misali Yunus Akgün'ün de mevki anlamındaki yönlülüğü elini güçlendiriyor. 2. 10 numaraya dönüşüyor ve elini güçlendiriyor. Oyun içi katkısı var, savunma yardımı, presteki varlığı önemli. Hücumda da çok klas, topu kaybetmiyor, organizasyonunu güçlendiriyor.

Rizespor ve Gaziantep FK maçı ölçü değil dedik, Fenerbahçe deplasmanı da mı ölçü değil? Maçtaki varlığımız, Yunus Akgün'ün x faktör olabilmesiyle alakalı diyordum. Bence ötesine geçti. Maçın adamlarından biri. Ön alandaki yaratıcılığının belki de en temel sebebi. Topla seri, dar alan becerisi, oyun aklı var. Topu kaybetmiyor, pas oyununa yatkın. Kapanıyorsun, dripling ile seni geriden çıkartan isim oluyor. Daha ne bekleyebilirsin? Kerem Aktürkoğlu gitti, yeri Yunus Akgün ile doldu. Farklı tarzlar ama Galatasaray da artık bambaşka bir oyun oynuyor. Bu oyun da, Yunus Akgün tarzında hücumcular istiyor. Okan Hoca adına kazanım değil midir? Hocaya yazmayacak mıyız? Göreve geldiğinde de Yunus Akgün üzerine düşmüş ve ısrar etmişti ama futbolcu bu cevabı verememişti. Şu an veriyor. Haliyle de 11 oynamaya devam edecek.

Leicester City tecrübesi bu işte. Rotasyonda gibi görünse de, sık maç oynadı ve hemen hemen hepsinde sahadaydı. Orada biraz daha merkeze çekildi, 4-3-3'ün sol iç orta sahası bile oynadı. Bu da oyununa yön katmış oldu. Berkan Kutlu gibi kafa olarak arınması bir yana, taktik esnekliği elde etmiş oldu. O tecrübe seni mental olarak yukarı taşıyor, özgüvenini parlatıyor. En başında söylüyorduk aslında, keşke Mertens'in muadili olabilse diye. Tarzı benziyor, altyapı günlerinde de 2. forvet gibi çok oynadı. Deniyor ya "Mertens tarzı 10 lazım" diye, Yunus Akgün var işte. Önümüzdeki günler ne getirir bilmem ama Ocak ayında transfer işinden soğudum. İhtiyacımız yok çünkü, tüm mevkilerde iyiyiz, rotasyon dolu dolu. Herkesten de katkı alıyoruz. Birilerinin önünü tıkamak yerine, Yunus Akgün misali şans verebilmemiz gerekiyor. Hoca da bunu zorluyor ve bence iyi yapıyor.

Yunus Akgün'ü önemsiyorum. Galatasaray için bu sezonun en güzel yüzü o olabilir. Kiminin hesabında olmayan kazanım. Rotasyon için yeter derken, 11'in parçası oldu. Sallai oynar diyorduk, şu an o iş de imkansız. Yunus Akgün'ü kesemezsin çünkü. Fenerbahçe maçında kenara gelebilir diye düşünüyordum ama hoca ısrar etti ve takımın fizik olarak daha üstün olduğunu gördük. 1'e 1 mücadelelere girmedik çünkü, baskı yaptık, doğru yerleştik. Fenerbahçe karşısında "forma adaleti" ile hareket etti ve Yunus Akgün'ü tam anlamıyla kazanmış oldu. İlk sezonundaki Okan Hoca bu işte. Kafa tam anlamıyla sahada, oyunun ne denli güçlendiğini ve o taktik dokunuşları görebiliriz. Yine bir Kadıköy deplasmanı ve elimizi kolumuzu sallaya sallaya kazanıyoruz. Önümüz de olabildiğince açık. Üstüne koya koya ilerlemek adına her şey müsait.