Osimhen'in Galatasaray için gösterdiği ateş, transfer politikan adına örnek olmalı

Uçaktan indiği ilk andan itibaren "paylaşımları" ile ne denli aidiyet duyacağını göstermişti. Sahaya çıktı ve düşündüğümüzün de ötesine geçti. Osimhen ile çok keyifli bir sezon olacağı açık. "Kiralık" olarak geliyorsun, mutlaka aklında daha farklı bir planlama var ama ilk maçında yaptıkların insana ister istemez başka şeyler düşündürüyor. Galatasaray Adası için "sen öleceksin ki biz yaşayacağız kardeş" yazmış biri. Çok iyi şaka ama insan düşünmeden edemiyor. Osimhen transferi açıklandığında söylediğim gibi, onunla geçecek her anın keyfine varmalıyız. Okan Hoca'nın genelde yeni transferleri ilk etapta kenarda tutma huyu varken, Osimhen ile her saliseyi yaşayabilmeliyiz diye düşünüyordum. Neyse ki ilk maçında 11'deydi ve 90 dakika sahada kaldı.

Osimhen'in tam anlamıyla hazır olmadığını ekleyelim. Sakatlık yüzünden değil, Napoli ile yaşadığı sorunlar yüzünden yaz dönemi biraz arka plandaydı. Milli Takım'da süre buldu, Galatasaray'la da bu sezon ilk kez 11'de sahaya çıktı. Türkiye Ligi'nin Osimhen için hafif kalacağı açık. Hazır olmayan haliyle dahi durdurulması güç. Futbolcuda "atletizmin" tanımı. Hız var, hareketlilik var, fizik güç var. Hareketliliği bizi ön alanda çok rahatlattığı gibi, sırtı dönük oyunuyla da seni rakip yarı sahasında tuttu. Henüz takımla 2-3 idmana çıktı, arkadaşlarını tanıyacak. Zekasıyla çok ince gördüğü "servisleri" oldu ama zamanlama ayarlanamadı. Osimhen'in dilinden konuşacak hücumculara, kaliteli ayaklara sahibiz. Mertens onlardan biriydi, Batshuayi de öyle. Icardi ile yapacaklarını hayal edin bir de.

"Icardi zaten bu oyunun efsanesi. Batshuayi de çok önemli ve ölümcül oyuncu. İkisinden de öğreneceklerim var. Onlarla işbirliği yaparak Galatasaray'ı çok daha ileriye götüreceğiz."

0 ego, 0 kibir bir de. 25 yaşında, Avrupa'nın en değerli birkaç forvetinden birisin. Kabul edelim ki buraya gelmesi de 40 yılda 1 oluşacak şartların bir araya gelmesi sebebiyleydi. Aidiyet göstermeyebilir, burayı hafife alabilirdi. Ritmini yükseltmeyi düşünür, nasıl olsa kiralık futbolcuyum gibi hareket edebilirdi. İlk maç performansına bakıyoruz, hazır olmamasına rağmen canını dişine taktı ve 90 dakika geri planda durmadı. Sürekli aradı. Her fırsatta da Galatasaray formasının ağırlığından söz ediyor ve bunu paylaşıyor. Icardi ve Batshuayi için yaptığı açıklama da ne kadar kibirsiz bir insan olduğunu gösteriyor. Icardi'ye duyduğu saygı, Batshuayi'yi de ön plana çıkarışı çok değerli. Tarif edilemez bir forvet rotasyonumuz var.

Osimhen'i 1 günde transfer ettin. Teklif yaptın, kabul etti. Drogba'yla görüşmesi yetti. Uçaktan indiği andan itibaren gösterdiği aidiyet de ortada. Maç bitti, tribünden indiremiyoruz. Rabiot, Zalewski gibi isimlerin peşinden ise koştuk durduk. Teklif yaparsın, futbolcu kabul etmeyebilir. İkna bir zanaat ama şartları da manasız yere zorlamazsın. Zalewski konusunda küçük düştük mesela. Osimhen'i transfer edebildiğin ortamda, Zalewski konusunda gereksiz bir ısrar vardı. Sallai'yi birkaç saat içerisinde transfer ettin işte, ne gerek vardı o 3 güne. Rabiot konusunda da teklif yaptın durdun, hepsinde ret yedin. Zorlama işte. Adı, sanı, kimliği, ağırlığı, şanı, şöhreti ne olursa olsun. Burada olmak isteyen futbolcularla yola devam edeceksin. Osimhen'in Galatasaray için gösterdiği ateş, transfer politikan adına örnek olmalı.