Uğurcan Çakır, Galatasaray'da

Muslera, Galatasaray'ın "pozitif" anlamda en büyük kırılmalarından. Hatta Türkiye Ligi'nin diyelim. Muslera'nın madalya koleksiyonuna bakın. Kazandığı şampiyonluklar, o geldikten sonra değişen denge. Hagi'den sonra Alex derler ya, asıl orada olması gereken isim Muslera. Hagi, sonra da Muslera gelir. Muslera'nın Galatasaray'da vedasına yıllardır hazırlanıyorduk. Yönetim olarak bunun bir hazırlığı olmasa da, bizler kafada hazırlanıyorduk. Hazırlanırken belki de en hayal ettiğimiz kaleci Uğurcan Çakır'dı. İçten içe bu ismi Galatasaray'a çok yakıştırdık.

Muslera'nın ayrılığı aylardır belliyken, senin onun varlığında hamle yapman ve sezonun bitimiyle birlikte yeni kalecinin belli olması gerekirdi. Sence ise süreç son ana kadar sürdü. Planın yok çünkü, doğaçladın durdun. Dünya üzerinde Galatasaray'la adı geçmeyen kaleci kalmadı. En başta Berke Özer'i bitirsen, kimsenin itirazı yoktu. Uğurcan Çakır'a ise memnun bile olurdu. Şöyle de bir şey var, Uğurcan Çakır işi son güne kalmasa, Trabzonspor'un bu transfere izin vermesi zordu. Bence en baştan bu yana en büyük hayal Uğurcan Çakır'dı. Sürecin burada biteceğini de çok iyi biliyordum ama iddialı yabancılar zorlanıp, çok zaman kaybedildi.

Uğurcan Çakır'a ödenen bonservis ister istemez sorgulanıyor. Sorgulanmalı da, rakam çok büyük. Bu transfer konusunda haberler çıkarken, 25 milyon avro'lara kendimi alıştırmıştım. Fenerbahçe onu isterken, 22 milyon avro'ya kadar çıkıp, İsmail Yüksek ya da İrfan Can Kahveci gibi isimler takasta konuşuluyordu. Bakınca bizim ödediğimizden daha büyük bir paket. Tabii Trabzonspor'u o transfere izin vermesi imkansızdı. Bize dönersek, 27.5 milyon avro'luk bonservis var. Trabzonspor, işin içine KDV falan katarak durumu biraz süsledi. 27.5 milyon avro da elbette fazla. Ama 25 milyon avro'ya kendimizi hazırlarken, 27.5 milyon avro'ya bir şey demeyeceğim. Son güle kalırsan, plansızlığın esiri olursun. Futbolcunun bir suçu yok.

2.2 milyon avro yıllık ücreti var. Bu ayarda olan futbolcuların kazandığı rakamlara bakarsak da, yıllık ücretin az olduğunu söyleyebiliriz. Burada yapılmış fedakarlık var. Ederson'a 14 milyon avro bonservis verip, 10 milyon avro yıllık ücret vermek mi yoksa Uğurcan Çakır'ı bu rakamlara almak mı? Ben Uğurcan Çakır'ı tercih ederim. Donnarumma'nın 30 milyon avro ettiği ortam deniliyor. Futbolcunun sözleşmesinin son yılı olduğu unutulup, alacağı yıllık ücret konuşulmuyor bile. Onu nasıl karşılayacaksın? Uğurcan Çakır konusunda maaş çok iyi, bonservis ise yüksek. Beklenti ya da baskının altında ezileceğini düşünmüyorum bu arada. Baskının kalbinden geliyor çünkü, büyük takım ve şampiyonluğu en derinden yaşadı. Yıllardır baskı karşısında büyük mücadele gösterdi.

Özellik olarak bakarsak, kaleci meziyeti kusursuz. Uğurcan Çakır, çok iyi kaleci. Sana maç kazandırır, günündeyken onu geçmesi zor. Sezona da formda başlamıştı. Hatta geçen sezonu da dahil edelim, Trabzonspor'u neredeyse tek başına ayakta tuttu. Daha eski yıllara dönersek fazlasını vaat ediyordu ama Trabzonspor'da gereğinden fazla uzun kaldı. Onur Recep Kıvrak sendromunu yaşamadan, bir noktada transfer yapabildi neyse ki. Galatasaray onun adına büyük bir aşama. Ayak kalitesine takıntılı olduğum bilinir, o konuda elbette müthiş bir seviyede değil ama kalecilik tarafı çok ön plana çıkıyor. Galatasaray kalesini dolduracaktır. Hayırlı olsun diyelim. Süreç güç de olsa bitti, hem de iyi bir kaleciyle.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)