Lookman ismi belli ki son ana kadar konuşulmaya devam edecek. "Var bir hayalimiz" noktasına geldiğini görüyoruz ama bu trenin kaçtığını düşünenlerdenim. Atalanta'nın Lookman'dan çıkmak istediği kesin. "Ne olursa olsun yollayacağız" gibi bir hava doğması ise yanlış. Lookman'ı kiralayamazsın mesela, adamlar bırakmıyor. Juventus da bu transferi istedi, 50 milyon avro'dan aşağı inmediler. Bugün de beklentileri 50 - 55 milyon avro arası, yarın da. Ocak ayında bu bonservisi nasıl vereceksin? Ya da 28 yaşındaki bir futbolcu için bu rakamlara çıkılmalı mı? Büyük bonservis konuşulduğu an "yatırım" adı altında hamleler yapılması tercihimdir. Singo transferi bu noktada kılavuz olmalı. Bence bu yönde hareket edeceğiz.
Tren yazın kaçtı mevzusu da şu. Barış Alper Yılmaz'ın Neom'a 40 milyon avro karşılığında satışı konuşulurken, yerini Lookman'la doldururuz gibi bir düşünce vardı. Barış Alper Yılmaz takımda kalınca, bu transfer rafa kalktı. Barış Alper Yılmaz'ın bu saatten sonra bir yere gideceğini düşünmüyorum. Hatta "40 milyon avro" gibi bir rakamı da artık bulamayacağımızı düşünüyorum. Bence bu rakama satmalıydık. Pişmanlık yaşayacağımızı o günlerde söylemiştim. Olan oldu diyerek, futbolcuyu kazanmaya bakacağız. Şu an görüntü iyi gitmese de, Okan Buruk'a güvenmek zorundayız. Barış Alper Yılmaz'dan beklenen katkı alınamadığı için "Lookman" tarzı haberler sıklıkla üretiliyor. Masada olmalıyız deniliyor da, nasıl olacağız?
Galatasaray'ın Ocak ayında da az ama öz transfer yapacağını göreceğiz. Orta saha transferini kesin görüyorum. Onyedika'yı konuşuyoruz mesela. Bugün o masada da en az 25 - 30 milyon avro'luk bonservis konuşacaksın. Bu parayı da ancak Şampiyonlar Ligi'nde bir üst turu görürsen verebilirsin. Bu bonservisi verdiğin an, 2. bir transfer için hamle şansın kısıtlı. Sol stoper konuşuluyor, kanat özellikli bir forvet de alınabilir ama bu isimler biraz daha çok "yatırım" tadında olur. Genç isimler olur, gelecek adına alternatif olarak düşünülür. Lookman çıkmaz yani, bu hamle bence imkansız. Aslında bu günlerde transfer konuşmak da manasız. Kasım ve Aralık dönemi zor maçlarla dolu. Lig ve Şampiyonlar Ligi'nin kaderi tayin edilecekken, transfer yerine buraya odaklanmalıyız. Transfer konusunu "yönetim" arka kapı ardında ilerletir.
Barış Alper Yılmaz'a odaklanalım. Nasıl kazanılabilir? Arada iyi oynadığı maçlar oluyor. Eyüpspor maçında sonradan oyuna girip, çok etkili olmuştu. Ya da Liverpool maçındaki mücadelesi çok iyiydi. Bunun dışında kalan maçlarda ise takımda en çok o sırıtıyor. Gole odaklı olduğu söyleniyor da, mücadelesine odaklı olsa mesele kalmayacak. Zaten yüksek tabelası olan bir isim değildi. Mücadeleden ödün verildiği an sorun yaşanıyor. Osimhen'in kendisiyle konuştuğu söyleniyor, eminim ki takımın tüm liderleri konuşuyordur. Barış Alper Yılmaz adına da tren kaçtı. Sözleşme yenilendiğinden söz ediliyor. Artık geleceği burada. Belli oranda tepki de görür oldu. Bu da doğal, kaderi kendisi tayin etti. Ama toparlanmak, yeniden eski havasını yakalamak da onun elinde. İvme pozitife döndüğü an yeniden alkış alır. İhtiyacımız da var.
Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;
Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.
En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)

Sözleşme yenilendiğinden söz ediliyor diyerek bunu dedikodu seviyesine indirmenin anlamı yok, yenilendiğini hepimiz biliyoruz ve takımdaki pek çok oyuncudan fazla alır hale geldi, 6 milyon Euro dan bahsediliyor ve artı bonuslar. Barış bu paraları hak eden bir oyuncu mu yani? Hele ki yaptıkları sonrası karşılık olarak böyle bir sözleşme yenilemesi vermek vahim bir durum. Umarım bu sefer bir çıkış maddesi konmuştur da parayı getirip defolup gider.
YanıtlaSilSöz edilmiyor, yenilendi. Tescil dönemi geldiğinde görürsün.
Sil