Bodø/Glimt karşısında, Şampiyonlar Ligi'ndeki kırılmamızı yaşayacağımızı söylemiştim. Bu kırılma "pozitif" anlamda gerçekleşti. Bu ayarda rakiplere karşı, istemediğimiz sonuçları alamamak bir yana, kötü futbolla kaybediyorduk. Liverpool galibiyeti, sürekli dile getirdiğimiz Bayern Münih maçlarında hak edip de alamadığımız skordu. Bodø/Glimt galibiyeti ise bu ayarda rakiplere karşı düştüğümüz kötü durum algısını kırmaktı. Muazzam futbol, kusursuz mücadele. Pozisyon vermedin mi, elbette verdin. Ama rakibin 1 imkan yakaladığı ortamda, sen 5 imkan yakaladın. 3-1 değil de 4-3 de kazanabilirdin, 6-1 de bu maç bitebilirdi. Yine de gün sonunda her şartta kazanırdın.
Bu maçın odağı da, taktik hazırlığı da üst düzey. Son anda İlkay Gündoğan'ı kaybetmene rağmen, taktik reaksiyonu müthiş verdin. Şu maçta İlkay Gündoğan'ı kullanabilsen, belki yediğin golü yemeyecek, oyunu istediğin kıvamda soğutabilecektin. Mutlaka +1 gol daha fazla atacaktın. Yunus Akgün'le de harika reaksiyon verdin. Onun ön alandaki hareketliliği kıymetliydi. Sane ile rollerinin çakışmasından çekindim ama 8-10 numarayı iyi oynadı. Bodø/Glimt'in kusuru savunma arkasına rakibi sarkıtması. Osimhen, Sane ve Yunus Akgün'lü hücum hattında, rakibin savunma harikasını harika işledin. Barış Alper Yılmaz'dan net bir hücum katkısı alamamana rağmen, bu 3'lü üzerinden büyük bir gol beklentin oluştu.
Rakibin de taktik disiplini yüksek. O disiplinden de ödün vermiyorlar. Ödün vermedikleri o disiplin, senin avantajlarından biri oldu. Topa sahip olma hedefleri oluşuyor, geriden kısa pasla çıkıyorlar. Sen de topu rakibe verdin. İlkay Gündoğan da yokken, pas odağından çıkıp, biraz daha Osimhen'e uzun ya da rakip savunma arkasına atacağın paslara odaklanmak doğruydu. Osimhen, rakip savunmayı tek başına imha etti. Ön alanda o kadar kusuruz mücadele etti ki tüm gollere dokunan o. Kaçırdığı pozisyonları, henüz yüzde 100'üne kavuşmamasına bağladım. Şu an 60'da kesiliyor, yarın 80'de kesilir. Ama bu mücadeleye de kesilirsin. Bu takımın tek başına yüzde 60'ı diyenlere saygı duymak lazım. Farkını ve kaliteni Osimhen üzerinden belirliyorsun.
Ön alan baskı zamanlaman harika, merkezde Torreira ve Lemina'yla rakibi imha ediyorsun. Üst düzey mücadele izliyoruz. Lemina'nın Galatasaray formasıyla en iyi maçını izlemiş olabiliriz. Savunma etkisi kadar, driplingle de seni öne taşıdı. Skoru ilk yarıda aldın, hatta fişi de çekebilirdin. 3-0 sonrası da imkanların var. Rakibin de pozisyonları var ama bunu bekliyordun. Gol yemek de benim için sürpriz değil. 3-1'lik skor beklentimi X'te belirtmiştim. Bu tarz maçlarda zorlanmayı bekleriz ama bazen görece rahat geçer. Galatasaray şu an o rahatlığı sağlayan bir oyun oynayıp, kadro kalitesiyle de bunun altını dolduruyor. Liverpool karşısında başka bir oyun, Bodø/Glimt karşısında ise bambaşka oyun oynuyorsun. Gün sonunda ise her 2 maçı da hak ederek kazanıyorsun. 2 maçta da oyundan memnunsun.
Önünde Ajax deplasmanı var. Kazanmaman için sebep yok. En kötü ihtimalle kaybetmemeyi düşüneceksin ama kaybetmemek adına sahaya çıkmayacaksın. Ajax'ın formsuzluğu bariz, sen ise oynadığın oyun ve kadro kaliten noktasında iyi seviyedesin. O güne kadar da vitesi yükseltirsin. Singo dönecek, bence İlkay Gündoğan da o maçta oynayacak. Bodø/Glimt maçı sonrası 6 puana ulaşarak, ilk 24 hedefin noktasında güçlü bir adım attın. Atletico Madrid maçına kadar fikstür olarak avantajın olacak. Atletico Madrid karşısında da, Liverpool maçında yaptıkların "neden olmasın" dedirtecek. O gün de hedef galibiyet. Uzun yıllar sonra ilk kez Şampiyonlar Ligi'nde 2 maç üst üste kazandın. Kötü bir istatistik ama bunu da kırmak önemliydi. Osimhen sahadayken de Avrupa'da büyük oranda sonuç alıyorsun. Yokluğunun problem olması can sıksa da, varlığının keyfini çıkaralım.
Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;
Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.
En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)
Maşallah, 41 kere maşallah. Okan Hocam başta olmak üzere hepsini tebrik ediyorum. Aynı golden 3 tane attı hocam. Olmaz önde basamazsın, ha hu vs diyenlere inat kendi bildiği oyunlar 3 tane aynı golden attı. Yanlış anlama; Liverpool'a da böyle 5 tane gol kaçırdık. 3 tane attık 5 tane kaçırdık.
YanıtlaSilElimizde dünyada 5 tane olmayan oyuncudan biri var. Mücevher var. Onun ayağına taş değmesin. Olmadığında takımın yarısı yok oluyor sanki. Aldığı para helal. Osimhen takımın en ucuz oyuncusu benim gözümde.
Yunus'a bravo ama bir de eleştiri. Hala gücü yerinde değil. Geçen sene ki sezon başlangıcına göre bu sene çok güçsüz. Ama bu diri olmayan halyler bile iş yapıyor. Umarım eski kondüsyonuna ulaşır. Barış için üzülüyorum bu gidişle İlkay dönünce yedeğe Yunus değil Barış gider. Halini tavrını hiç ama hiç iyi görmüyorum. Bir çuval inciri berbat etmeye devam ediyorum. Umarım kendine gelir.
Singo ve İlkay Ajax maçında oynarsa o maçı da alırız.
Tüm takımı tebrik ediyorum.
Yolumuz ilk 8 yolu.
Bu maçı gereksiz bir abartı içine soktuk. Bodo kim Galatasaray kim. Adamların kadro değeri Osimhen maaşı kadar. Oyuncuların odağı yüksek olduğu sürece rakipler bu takımlar değil. Barış Alper’e rağmen alınmış bir galibiyet. Barış kendine gelecek gibi değil 10 kişi oynamaktansa hiç sahaya koymamalı, elde kim varsa Ahmed Kutucu gibi Sallai gibi oyuncular orada değerlendirilmeli. Eyüp maçındaki istek olsa tamam diyeceğim ama o istek de ışık da yok.
YanıtlaSilAlican Tekin
YanıtlaSilOkan Hoca'nın da kırılma maçıydı ilk kez bu tarz bir maçtan istediğini alarak çıktı ve doğruları yaptı.
Gökdereli Halil - Şuna çok seviniyorum= Taraftar, spor medyası, teknik ekip ve futbolcular fizikli ve disiplinli top oynayan kuzey Avrupa takımlarına saygı duymayı yavaş yavaş öğreniyorlar. Lan bunların bütçesi ne ki? diye sorduğumuz günler geride kaldı. Bakmayın siz Bodo iyi takım. Maç Norveçte oynansa her şey farklı olurdu. İlk girdiğimiz pozisyonu gol yapmasak işler farklı olabilirdi. Bu adamlar birkaç yıl önce Romaya 7 tane atmışlar. Okan Buruk ve ekibinin gözünün üstüne kaşı var denip de eleştirildiği ortamda haklarını da teslim etmemiz lazım. Oynadığımız 3 ŞL maçında da ilk golü biz attık. Maç önü hazırlığımıza kimse kötü diyemez. Okan hoca Montellanın Adana Demirini dışarda tutarsak Türkiye ligindeki tüm teknik adamlara maç önü planlamada üstünlük sağlamıştır. Buna Jesus ve Mourinyo da dahil. Artık şu adamın hakkını bir teslim edelim gözünüzü seveyim.
YanıtlaSilİşte Sane izlemeye de başladık. Hala eleştirenler de var bu arada Sane 90 dakika oyunun içinde olan bir adam değil ama maç içerisinde 5-10 kez topla hünerini sergiler seni pozisyona sokar. O anları beklemek sabretmek lazım. 2-0 sonrası bile rakip yine kendi oyun disiplininden kopmadı. Frankfurt maçında bizde kopmasaydık Bodo gibi sahada kalabilseydik. 9 puan sahibiydik.
YanıtlaSil