Sane'nin performansındaki ivmelenmeyi görüyoruz

Son Milli Takım arası dönüşü sonrasında, Sane'nin performansındaki ivmelenmeyi görüyoruz. Bu süreçte eksik kaldık, kötü sonuçlar da aldık ama Sane'den aldığımız katkı yüksek. Hatta futbol olarak tartışıldığımız bugünlerde, Sane'nin performansları seni ayakta tutan etmenlerden. Fenerbahçe ve Samsunspor maçları bunun güçlü örneği. Samsunspor'a karşı performansının farkı, onu nihayet doğru noktada topla buluşturmamız. Bunu ısrarla yazıyordum. Sane'yi rakip kaleden uzak konumlandırıyorduk ve bu durum da etkisini düşük gösteriyordu. Rakip kaleden ne kadar uzaklaşırsan, kat ettiğin mesafe ve eksilttiğin rakip sayısı artıyor.

Sane, orada da iyi bu arada. Rakip eksiltiyor, seni öne taşıyor. Hepsinin yanında, müthiş bir oyun içi katkısı var. Savunma katkısı üst düzey, oyun içi katkısı yüksek. Doğru noktada topla buluşursa ne olur dersek, "tabela" işte. Gol / asist katkısı beraberinde gelir. Sane, çokça kez kendisine yakın bir futbolcu arıyordu, al ver yapamıyordu. Samsunspor maçında Torreira ona yaklaştı, al ver yaptı ve ceza sahası içine girip golünü attı. Osimhen'e asistinde de pozisyonun gelişimi benzerdi. Başakşehir maçına dönsek, attığı goller yine bu şekilde. Uyumla gelişecek hadiseler ama bir türlü tam kadro sahada yer alamadık ki. Sürekli birileri eksik.

Birileri eksik oldukça, gelişmesi gereken uyum gecikiyor. Osimhen'le birlikte çok fazla izleyemedik. İlkay Gündoğan'la birlikte Başakşehir karşısında harikalar yaratırlarken, yine bir sakatlık geldi. Haliyle de bir şeyler gelişmek için bekledi. Uyum oturuyor, performanslar illa ki artacak. Eksikler de dönüyor. Sane, sürekli sahada kalan bir futbolcu. Çok çalışkan, iyi bir profesyonel. Maç trafiğinin artması da onun performansı adına önemli etken. Yakıp yıkıyordu millet ama bu tarz futbolcular için daima bekleme taraftarıyım. Bu uzun bir süre de olabilir. Sane'den ne alacağını biliyorsun çünkü. Üst düzey bir kanada sahipsin.

Galatasaray'ın oynadığı oyun da Sane üzerinden şekilleniyor. Ayağına çok fazla bakıp, onu oyun kurucu kanat gibi kullanmaya devam ediyoruz. İlkay Gündoğan, tam olarak hazır olsa ve ipleri tam anlamıyla eline alsa, bu durumu biraz dengelerdik. Bazı anlar da sola dönüp, Barış Alper Yılmaz'ı 1'e 1'lerde değerlendiriyoruz ama kanatlar genel olarak rakip kaleden uzak. Biraz bunu aşmak, kanatları rakip kaleye yaklaştırmak lazım. Bu durum da, Osimhen arkasındaki oyun kurucuda şekillenecek. Biz son maçlarda İlkay Gündoğan'ı dahi "derine" attık, orada oyun kurduruyoruz. Rakip kaleden uzak, rakip ceza sahası içinde daha az topla buluşan bir takıma dönüşüyoruz. Bu çok iyi değil.