Artık 32 yaşına gelen Alex'i başta ben olmak üzere çoğu futbolsever eleştiriyor. Hatta bazı Fenerbahçe'liler bile artık sistemin değişmesi gerektiğini, takımın Alex düzeninden kurtulması gerektiğini söylüyorlar. Alex'le Fenerbahçe'de çalışan teknik direktörlere bakıyorum Daum olsun, Zico olsun, Aragones olsun sürekli Alex'in üstüne dayanan sistemlerle başarılı olmaya çalıştılar. Alex'ten bu yana Fenerbahçe'de 4-4-1-1 hakim. Daum Alex'in transferinin ardından bu sistemle ligde başarılı olmuştu. Sonra gelen Zico sistemi değiştirdi ama başaramayınca 4-4-1-1'e dönmüş Daum'dan farklı olarak Avrupa'da da başarılı olmuştu. Aragones'in ise takımla kimyasının uymadığını düşünüyorum bu yüzden o hangi sistemi oynatırsa oynatsın başarı gelmeyecekti. Çünkü teknik direktör ve oyuncular arasında sevgi ortamı oluşmamıştı.
6 sezondur oynadığı Fenerbahçe'de 215 maçta 105 gol atmış bir adamdan bahsediyoruz. Üstelik Alex'i dışarıda kime sorsak bizlere ofansif orta saha cevabını verir. Ama Alex kendiside söylüyor ben forvet oyuncusuyum diye. Alex'i eleştirirken biraz da bunları düşünmeliyiz. Bu adam 80 dakika maç içinde yatabiliyor ama anlık olarak 2 dakikada koskoca maçı değiştirebiliyor. Son oynanan Beşiktaş maçından örnek verirsek Alex 75. dakikada penaltı golünü atana kadar piyasada yoktu. Saha içinde varlığı ve yokluğu belli değildi. Yalnız attığı iki golle bir anda maçın adamı oldu. Güiza ise bütün maç koşmasına, mücadele etmesine rağmen golle buluşamadı. Buradan önce Alex'in çok akıllı bir futbolcu olduğu sonucunu çıkartabiliriz. Koşmuyor falan eleştirileri falan var ama istatisliklere baktığımızda Alex'in sahanın en çok koşan futbolcularından biri olduğunu görüyoruz. Boş koşmak yerine akılcı ve doğru koşular yapıyor. Neticesinde de goller bu sayede geliyor.
Fenerbahçe'nin orta sahasına baktığımızda oyunun iki yönünü oynayabilecek kalitede futbolcular var. Emre Belözoğlu, Özer Hurmacı, Mehmet Topuz, Deivid, Dos Santos gibi isimler hücumda da çok verimli olabiliyorlar. Bu futbolcuları düşününce Fenerbahçe'nin ideal sistemi 4-4-2 olabilir. Güiza'nın da geçen sezon en verimli dönemleri Semih'le birlikte oynadığı zamanlardı. Alex biraz daha forvet arkası gibi oynayınca Güiza çok yalnız kalıyor. Bunu Beşiktaş maçında da gördük bütün çabası boşa gitti. Sadece maçın sonunda yaptığı güzel asistle iyi iş yaptı. 4-4-1-1'de Alex Semih'le güzel diyorum. Semih forvet hattında birçok işi aynı anda yaptığı için Alex'de daha çok rahatlıyor. Bu sayede maçın içinde çok daha fazla kalmayı başarıyor. Şimdi düşününce de Alex'i oynatsan bir dert oynatmasan bir dert. Günümüz futbolunda çünkü Alex tipinde futbolcuların pek yeri kalmadı. Alex'i forvet olarak görsekte tam olarak forvet özelliklerini gösteremiyor. Yani mücadelesi, topa önde basması, sırtı dönük oyun falan Alex'de yok. Alex orta saha ve forvet karışımı gibi Mustafa Denizli'nin son zamanlardaki tanımı olan 10.5 diyebileceğimiz futbolculardan. Daum bu sistemle devam edeceğe benziyor bu yüzden Alex'in verimli olması kaçınılmaz. Alex verimli olur olmasına ama önünde oynayan futbolcu Güiza olunca işin rengi biraz değişiyor. Yalnız Alex olmayıncada maçı son 5 dakikada değiştirecek futbolcu sıkıntısı yaşayabilirler.
Şunu da yazmadan geçemeyeceğim Alex'in Fenerbahçe'de ki önemi sadece saha içinde mevcut değil. Takım içinde birçok Brezilya'lı var ve bu futbolcuları bu ortama yerleştirmekte Alex'e düşüyor. Hem Türk oyuncularla kaynaştırıyor ve futbolcular arasında çok güçlü bir bağ kuruyor. Saha içinde de baktığımızda tam bir lider gibi hareket ediyor. Bazı okuduğumuz haberlerde Alex'in Fenerbahçe'ye gerektiğinden fazla hakim olduğunu okuyoruz. Transferlere kadar Alex'in karıştığı söyleniyor. Nobre, Edu, Maldonado, Deivid gibi futbolcular geçmiş yıllarda Alex'in takım arkadaşlarıydı. Takım içinde ki Brezilya'lı hakimiyetine de bakınca bunu düşünmemek elde değil ama koskoca Fenerbahçe transfer için bir futbolcuya asla danışmaz. Anlayacağınız bu içinden çıkılmaz birşey. Anlayacağınız Alex'siz olmuyor ama Alex'le de olmuyor.
Artık 32 yaşına gelen Alex'i başta ben olmak üzere çoğu futbolsever eleştiriyor. Hatta bazı Fenerbahçe'liler bile artık sistemin değişmesi gerektiğini, takımın Alex düzeninden kurtulması gerektiğini söylüyorlar. Alex'le Fenerbahçe'de çalışan teknik direktörlere bakıyorum Daum olsun, Zico olsun, Aragones olsun sürekli Alex'in üstüne dayanan sistemlerle başarılı olmaya çalıştılar. Alex'ten bu yana Fenerbahçe'de 4-4-1-1 hakim. Daum Alex'in transferinin ardından bu sistemle ligde başarılı olmuştu. Sonra gelen Zico sistemi değiştirdi ama başaramayınca 4-4-1-1'e dönmüş Daum'dan farklı olarak Avrupa'da da başarılı olmuştu. Aragones'in ise takımla kimyasının uymadığını düşünüyorum bu yüzden o hangi sistemi oynatırsa oynatsın başarı gelmeyecekti. Çünkü teknik direktör ve oyuncular arasında sevgi ortamı oluşmamıştı.
6 sezondur oynadığı Fenerbahçe'de 215 maçta 105 gol atmış bir adamdan bahsediyoruz. Üstelik Alex'i dışarıda kime sorsak bizlere ofansif orta saha cevabını verir. Ama Alex kendiside söylüyor ben forvet oyuncusuyum diye. Alex'i eleştirirken biraz da bunları düşünmeliyiz. Bu adam 80 dakika maç içinde yatabiliyor ama anlık olarak 2 dakikada koskoca maçı değiştirebiliyor. Son oynanan Beşiktaş maçından örnek verirsek Alex 75. dakikada penaltı golünü atana kadar piyasada yoktu. Saha içinde varlığı ve yokluğu belli değildi. Yalnız attığı iki golle bir anda maçın adamı oldu. Güiza ise bütün maç koşmasına, mücadele etmesine rağmen golle buluşamadı. Buradan önce Alex'in çok akıllı bir futbolcu olduğu sonucunu çıkartabiliriz. Koşmuyor falan eleştirileri falan var ama istatisliklere baktığımızda Alex'in sahanın en çok koşan futbolcularından biri olduğunu görüyoruz. Boş koşmak yerine akılcı ve doğru koşular yapıyor. Neticesinde de goller bu sayede geliyor.
Fenerbahçe'nin orta sahasına baktığımızda oyunun iki yönünü oynayabilecek kalitede futbolcular var. Emre Belözoğlu, Özer Hurmacı, Mehmet Topuz, Deivid, Dos Santos gibi isimler hücumda da çok verimli olabiliyorlar. Bu futbolcuları düşününce Fenerbahçe'nin ideal sistemi 4-4-2 olabilir. Güiza'nın da geçen sezon en verimli dönemleri Semih'le birlikte oynadığı zamanlardı. Alex biraz daha forvet arkası gibi oynayınca Güiza çok yalnız kalıyor. Bunu Beşiktaş maçında da gördük bütün çabası boşa gitti. Sadece maçın sonunda yaptığı güzel asistle iyi iş yaptı. 4-4-1-1'de Alex Semih'le güzel diyorum. Semih forvet hattında birçok işi aynı anda yaptığı için Alex'de daha çok rahatlıyor. Bu sayede maçın içinde çok daha fazla kalmayı başarıyor. Şimdi düşününce de Alex'i oynatsan bir dert oynatmasan bir dert. Günümüz futbolunda çünkü Alex tipinde futbolcuların pek yeri kalmadı. Alex'i forvet olarak görsekte tam olarak forvet özelliklerini gösteremiyor. Yani mücadelesi, topa önde basması, sırtı dönük oyun falan Alex'de yok. Alex orta saha ve forvet karışımı gibi Mustafa Denizli'nin son zamanlardaki tanımı olan 10.5 diyebileceğimiz futbolculardan. Daum bu sistemle devam edeceğe benziyor bu yüzden Alex'in verimli olması kaçınılmaz. Alex verimli olur olmasına ama önünde oynayan futbolcu Güiza olunca işin rengi biraz değişiyor. Yalnız Alex olmayıncada maçı son 5 dakikada değiştirecek futbolcu sıkıntısı yaşayabilirler.
Şunu da yazmadan geçemeyeceğim Alex'in Fenerbahçe'de ki önemi sadece saha içinde mevcut değil. Takım içinde birçok Brezilya'lı var ve bu futbolcuları bu ortama yerleştirmekte Alex'e düşüyor. Hem Türk oyuncularla kaynaştırıyor ve futbolcular arasında çok güçlü bir bağ kuruyor. Saha içinde de baktığımızda tam bir lider gibi hareket ediyor. Bazı okuduğumuz haberlerde Alex'in Fenerbahçe'ye gerektiğinden fazla hakim olduğunu okuyoruz. Transferlere kadar Alex'in karıştığı söyleniyor. Nobre, Edu, Maldonado, Deivid gibi futbolcular geçmiş yıllarda Alex'in takım arkadaşlarıydı. Takım içinde ki Brezilya'lı hakimiyetine de bakınca bunu düşünmemek elde değil ama koskoca Fenerbahçe transfer için bir futbolcuya asla danışmaz. Anlayacağınız bu içinden çıkılmaz birşey. Anlayacağınız Alex'siz olmuyor ama Alex'le de olmuyor.
Alex bu takımın Hagi'sidir. Alex'siz diyorlar görüyoruz. Alex öyle bir şeydir ki Alex artık Fenerbahçe demektir. Hatta Burak Abi senin için Arda neyse benim için Alex de odur. Ha iyi midir? Çoğu maç evet. Bazı maçlarda hayır ama o bir efsanedir.
YanıtlaSil