Popescu'dan bu yana geriden oyun kuracak ve o bölgenin liderliğini üstlenecek bir futbolcu aradık durduk. Bu uğurda Almaguer, Frank De Boer ve Bouzid gibi transferler yaptık ama hiç biri tutmadı. Geçtiğimiz sezon bu yüzden oyun kurucu özellikleri bulunan bir stoper arayışına öncelik verdik ve Meira transfer edildi. Geçtiğimiz sezon yaptığımız kaliteli yabancı oyuncu transferleri içerisinde beni en çok Meira heyecanlandırmıştı. Çünkü bu özelliklerde bir futbolcunun takıma katılması demek oyun sisteminin günümüz futboluna uygun ve seyir zevki yüksek bir anlayışa gitmesi demekti. Song, Tomas, Bülent Korkmaz, Servet Çetin gibi futbolculara asla lafım yok ama Meira'nın geçmişine baktığımızda ne demek istediğimi anlayabiliriz. Buna rağmen geçtiğimiz sezon Meira'nın çok iyi bir performans gösterdiğini söyleyemeyiz. Bazı maçlarda onun yönlü futbolundan faydalanıp ön libero olarakta kullanıldı ama genel olarak akıllarda kalan müthiş bir futbolu olmadı. Skibbe takımdan ayrılınca da Meira'ya olan ilginin oldukça azaldığını gördük. Hatta ben bile sürekli Meira'yı kötüleyen kesimin içine girdim. Çünkü beklentilerim inanılmaz büyüktü ve takımında kötü gitmesi yüzünden o aralar bir bunalım yaşadığım söyleyebilir. Zenit'ten de çok iyi bir teklif gelince Meira satıldı ve takım büyük kazanç elde etmiş göründü ama bugüne baktığımızda kaybımızın çok büyük olduğunu görüyorum.
Galatasaray'ın bu sezon defans hattına baktığımızda geçtiğimiz sezonlarda olduğu gibi yine oyun kurabilecek, defansın liderliğini üstlenecek yani Beşiktaş'ta Ferrari'nin yaptığı işleri yapacak bir futbolcuya ihtiyacımız var. Servet Çetin'in sezon başında Marsilya'ya transferinin gerçekleşmemesi aslında bütün transfer dengemizi bozdu. Çünkü Gökhan Zan'ın Servet'in takımdan ayrılmasına kesin gözüyle baktıkları için transfer edildiğini düşünüyorum. Çünkü fizik olarak baktığımızda birbirlerinin kopyası durumundalar. Belki Servet biraz daha güçlü, belki Gökhan Zan biraz daha ayağına hakim diyebiliriz. Bu ikili beraber oynadığında Milli Takım'ın sisteminde başarılı olabilirler ama Rijkaard'ın 4-3-3'ünde inanılmaz bir uyumsuzluk oluştu. Ben Milli Takım performanslarına bakarak ve Gökhan Zan'ın top yapma becerisini göz önüne aldığımda bu ikilinin iyi işler çıkartabileceğini düşünüyordum ama Gökhan Zan formda başlamasına rağmen Galatasaray'da geçirdiği ilk sakatlığın ardından formdan oldukça düştü. Sezon başında Servet'in transferi gerçekleşmeyince ve Servet - Gökhan Zan ikilisi formda başlayınca yeni bir stoper transfer etme ihtiyacı duyulmadı. Ama bugünlerde oynadığımız maçlara baktığımızda mutlaka bir yukarıda belirttiğim özelliklerde bir stopere ihtiyacımız var.
Meira takımda kalsaydı belki Hamburg'u da elemiş olacaktık ama artık geçmişi konuşmanın pek anlamı kalmadı. Yalnız bildiğim bir şey varsa Rijkaard'ın oluşturduğu bu sistemde Meira müthiş iş yapacaktı ve bu sezon göstereceği katkıyı geçtiğimiz sezonla kıyaslamayacaktık bile. 4-3-3'ün savunma oyuncularının hücuma, pas trafiğine katkı sağlaması gerektiğini artık herkes biliyor. En azından Barcelona maçlarını izleyerek bunu görebiliriz. Meira'da bu özellikleriyle Galatasaray'da yeni bir stoper arayışına yol açmayacaktı. Zenit'te durumu nedir bilemiyorum ama acaba geri dönse mi diye de düşünmeden edemedim. Çünkü bir ara mutsuzum tarzında açıklamaları vardı. Meira'yı bir kenara bırakırsak Galatasaray ligin devre arasında mutlaka bir yabancı stoper transferi yapacak. Ama bu tarz futbolcular çok pahalı ve bu futbolcuları bulmak çok zorlu bir süreç. Bu transferinde devre arası için düşünüldüğünü akıllara getirince transferin zorluğu bir kat daha artıyor. Meira'yı belki 6 milyon avro'ya satmıştık ama şimdi o paralara yeni bir stoper alabiliriz. Bu yüzden keşke Meira kalsaydı diyorum ve bizler biraz daha sabır gösterebilseydik. Rijkaard'ın bu sezon Galatasaray'lı taraftarlara en büyük katkısı sabretmeyi öğretmek oldu. Keşke geçtiğimiz sezon takımın başına gelseydi de bu yıl yapacaklarımızı, oturtmaya çalıştığımız sistemi geçen sezondan halletseydik. Hatta Uefa'yı da kazanma şansımız çok fazla artacaktı.
Popescu'dan bu yana geriden oyun kuracak ve o bölgenin liderliğini üstlenecek bir futbolcu aradık durduk. Bu uğurda Almaguer, Frank De Boer ve Bouzid gibi transferler yaptık ama hiç biri tutmadı. Geçtiğimiz sezon bu yüzden oyun kurucu özellikleri bulunan bir stoper arayışına öncelik verdik ve Meira transfer edildi. Geçtiğimiz sezon yaptığımız kaliteli yabancı oyuncu transferleri içerisinde beni en çok Meira heyecanlandırmıştı. Çünkü bu özelliklerde bir futbolcunun takıma katılması demek oyun sisteminin günümüz futboluna uygun ve seyir zevki yüksek bir anlayışa gitmesi demekti. Song, Tomas, Bülent Korkmaz, Servet Çetin gibi futbolculara asla lafım yok ama Meira'nın geçmişine baktığımızda ne demek istediğimi anlayabiliriz. Buna rağmen geçtiğimiz sezon Meira'nın çok iyi bir performans gösterdiğini söyleyemeyiz. Bazı maçlarda onun yönlü futbolundan faydalanıp ön libero olarakta kullanıldı ama genel olarak akıllarda kalan müthiş bir futbolu olmadı. Skibbe takımdan ayrılınca da Meira'ya olan ilginin oldukça azaldığını gördük. Hatta ben bile sürekli Meira'yı kötüleyen kesimin içine girdim. Çünkü beklentilerim inanılmaz büyüktü ve takımında kötü gitmesi yüzünden o aralar bir bunalım yaşadığım söyleyebilir. Zenit'ten de çok iyi bir teklif gelince Meira satıldı ve takım büyük kazanç elde etmiş göründü ama bugüne baktığımızda kaybımızın çok büyük olduğunu görüyorum.
Galatasaray'ın bu sezon defans hattına baktığımızda geçtiğimiz sezonlarda olduğu gibi yine oyun kurabilecek, defansın liderliğini üstlenecek yani Beşiktaş'ta Ferrari'nin yaptığı işleri yapacak bir futbolcuya ihtiyacımız var. Servet Çetin'in sezon başında Marsilya'ya transferinin gerçekleşmemesi aslında bütün transfer dengemizi bozdu. Çünkü Gökhan Zan'ın Servet'in takımdan ayrılmasına kesin gözüyle baktıkları için transfer edildiğini düşünüyorum. Çünkü fizik olarak baktığımızda birbirlerinin kopyası durumundalar. Belki Servet biraz daha güçlü, belki Gökhan Zan biraz daha ayağına hakim diyebiliriz. Bu ikili beraber oynadığında Milli Takım'ın sisteminde başarılı olabilirler ama Rijkaard'ın 4-3-3'ünde inanılmaz bir uyumsuzluk oluştu. Ben Milli Takım performanslarına bakarak ve Gökhan Zan'ın top yapma becerisini göz önüne aldığımda bu ikilinin iyi işler çıkartabileceğini düşünüyordum ama Gökhan Zan formda başlamasına rağmen Galatasaray'da geçirdiği ilk sakatlığın ardından formdan oldukça düştü. Sezon başında Servet'in transferi gerçekleşmeyince ve Servet - Gökhan Zan ikilisi formda başlayınca yeni bir stoper transfer etme ihtiyacı duyulmadı. Ama bugünlerde oynadığımız maçlara baktığımızda mutlaka bir yukarıda belirttiğim özelliklerde bir stopere ihtiyacımız var.
Meira takımda kalsaydı belki Hamburg'u da elemiş olacaktık ama artık geçmişi konuşmanın pek anlamı kalmadı. Yalnız bildiğim bir şey varsa Rijkaard'ın oluşturduğu bu sistemde Meira müthiş iş yapacaktı ve bu sezon göstereceği katkıyı geçtiğimiz sezonla kıyaslamayacaktık bile. 4-3-3'ün savunma oyuncularının hücuma, pas trafiğine katkı sağlaması gerektiğini artık herkes biliyor. En azından Barcelona maçlarını izleyerek bunu görebiliriz. Meira'da bu özellikleriyle Galatasaray'da yeni bir stoper arayışına yol açmayacaktı. Zenit'te durumu nedir bilemiyorum ama acaba geri dönse mi diye de düşünmeden edemedim. Çünkü bir ara mutsuzum tarzında açıklamaları vardı. Meira'yı bir kenara bırakırsak Galatasaray ligin devre arasında mutlaka bir yabancı stoper transferi yapacak. Ama bu tarz futbolcular çok pahalı ve bu futbolcuları bulmak çok zorlu bir süreç. Bu transferinde devre arası için düşünüldüğünü akıllara getirince transferin zorluğu bir kat daha artıyor. Meira'yı belki 6 milyon avro'ya satmıştık ama şimdi o paralara yeni bir stoper alabiliriz. Bu yüzden keşke Meira kalsaydı diyorum ve bizler biraz daha sabır gösterebilseydik. Rijkaard'ın bu sezon Galatasaray'lı taraftarlara en büyük katkısı sabretmeyi öğretmek oldu. Keşke geçtiğimiz sezon takımın başına gelseydi de bu yıl yapacaklarımızı, oturtmaya çalıştığımız sistemi geçen sezondan halletseydik. Hatta Uefa'yı da kazanma şansımız çok fazla artacaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder