21 Şubat 2010 Pazar

Beşiktaş - Galatasaray {Maça Doğru}

Galatasaray'da Şubat ayı zorlu geçmeye devam ediyor. Bu zorlu sürecin en zor bölümü olan Atletico Madrid maçları ve Beşiktaş derbisinden Galatasaray sağlam çıkmayı başarabilirse önünün çok açık olacağını düşünüyordum ve hala da aynı fikirdeyim. Atletico Madrid deplasmanından avantajlı skorla dönmesi bir anda moralleri yukarı taşıdı. Ayrıca o maçta çekilen santraforsuzluk sorununun Jo'nun dönmesiyle beraber Beşiktaş maçında yaşanmayacak olması Galatasaray'ın bir diğer avantajı. Ama bu maçta alınacak beraberlik veya mağlubiyette bile Galatasaray'ın şampiyonluk yolunda hala büyük şansı olacak. Sonuçta olası bir mağlubiyette, Fenerbahçe Bursaspor karşısında galip gelse bile puan farkının iki olacağından yarış devam edecek. Galatasaray'ın içeride Fenerbahçe ile bir maçı olduğunu unutmamak lazım. Beşiktaş cephesinde ise maçın önemi daha büyük. Gaziantepspor karşısında alınan mağlubiyetin ardından zirve yarışından kopmamak ve şampiyonluk yolunda mesaj vermek için Galatasaray'ı yenmek istiyorlar. Bu maçta alınacak bir beraberlik bile şampiyonluk yarışında Beşiktaş'a büyük yara verecektir. Beşiktaş'ın avantajı ise Galatasaray'ın Atletico deplasmanından yorgun dönecek olması ve Mustafa Denizli'nin bir hafta boyunca sadece bu maç için takımı hazırlamasıdır.

Beşiktaş yediği 13 golle ligin en az gol yiyen takımı. Ama buna karşılık sadece 25 gol atarak son derece kısır bir sezon geçiriyorlar. Beşiktaş'ın ana gücü takım savunmasıdır. Ferrari ve Sivok defans hattı sezon boyunca müthiş işler yaptılar ve bu savunmaya orta sahada oynayan ernst ve Fink'i de dahil etmek mümkün. Yalnız Ferrari'nin sakatlanmasının ardından Beşiktaş'ın savunma gücü oldukça zayıfladı ve Gaziantepspor maçında da gördüğümüz gibi çok fazla pozisyon verdiler. Savunma zaaflığına hücum oyuncularının da sezon boyunca istenilen performansa ulaşamaması eklenince Beşiktaş'ta son dönemlerde işler istenilen gibi gitmiyor. Buna rağmen Beşiktaş'ın elinde her an maçı değiştirebilecek çok önemli futbolcuları var. Mesela Gençlerbirliği maçında işler istenilen gibi gitmiyordu ama bir anda sahneye çıkan Tabata, son 10 dakikada Beşiktaş'ı taşıyan isimlerin başında geldi ve maç 4-1 kazanıldı.

Galatasaray ise sezon başında yakaladığı gol oranını Baros'un sakatlanmasının ardından oldukça düşürdü ve son maçlara bakarsak ligde iki farklı galibiyet bile alamıyor. Bir ara Kewell'ın santrafor oynamasıyla bu sorun çözülmüş gibi göründü ama onun da sakatlığı, Jo'nun takıma katılıp onun da sakatlanması Galatasaray hücumunu oldukça etkiledi. Savunma anlamında sezon başından bu yana büyük sıkıntılar yaşayan Galatasaray'da Neill'in transferiyle beraber sarunlar çözülmeye başlamış gibi görünüyor. Neill'in etkisi büyük oldu ve futbol anlamında Galatasaray'da kıpırdanmalar başladı. Özellikle Atletico Madrid karşısında ikinci yarıda oynanan futbolu göz önüne alırsak ve o takıma Jo gibi bir santrafor eklersek Galatasaray'ın Beşiktaş karşısında şansının yüksek olduğunu düşünüyorum.

Beşiktaş'ta Ferrari'nin ve Galatasaray'da Jo'nun ne derece iyileştikleri bu maçın kaderini belirleyecek birinci unsur olacaktır. Ferrari'li bir Beşiktaş'la Ferrari'siz bir Beşiktaş arasında büyük farklar oluyor. Ferrari'nin oynamaması demek İbrahim Toraman'ın stoper başlayacak anlamına geldiğinden Ekrem Dağ'ın sağ bek performansı savunma açısından yetersiz kalması anlamına geliyor. Sol kanatta da etkili bir Arda'nın, Caner Erkin'in karşısında Ekrem Dağ'ın neler yapacağı soru işareti. Bu yüzden savunma anlamında çok güçlü bir oyuncu olan Ibrahim Toraman'ın sağ bek başlaması çok önemli olacak. Aynı şekilde Keita'nın karşısında oynayacak Ibrahim Üzülmez'de büyük sorunlar oluşturabilir. İbrahim Üzülmez belki mücadele anlamında hala üst düzeyde ama yaşı itibariyle futbolu hergün geriye gidiyor ve maçı oynamayı kafasına koymuş bir Keita karşısında zor durumlara düşebilir. Yani bir bakıma Galatasaray'ın kanatlarda oynayacak futbolcuların göstereceği performansın galibiyet açısından büyük önemi bulunuyor. Ayrıca Atletico Madrid maçında gördüğüm Galatasaray'ın kanatlardan etkili gelebilmesine rağmen bir santraforun bulunmaması hücum organizasyonlarını baltalamıştı. Bu yüzden Jo'nun varlığının bile önemli olduğunu düşünüyorum.

Beşiktaş'ın diğer bir handikapı ise Galatasaray'da kitleyecekleri bir futbolcu olmamasıdır. Yani bir futbolcuyu oyundan düşürerek maçı kazanma anlamında avantaj elbette elde edilir ama mesela Fenerbahçe karşısında elde ettikleri gibi bir avantaj olmaz. İçeride oynadıkları Fenerbahçe maçında Alex'i Fink'le kitleyerek farklı galibiyete ulaşmışlardı. Galatasaray'da ise Alex tarzında bir futbolcusu olmadığı için avantajının büyük olduğunu düşünüyorum. Galatasaray bu maçta kanatlardan gelecektir ve sonuna öyle ulaşmaya çalışacak. Ama Keita ve Arda'nın bu maçta istenileni verememesi demek Beşiktaş'ın kazanma anlamında bir adım öne geçmesi demektir.

Galatasaray'ın eleştirdiğimiz noktası olan savunma tarafında Neill geldikten sonra işlerin rayına girdiği bir gerçek. Ben Neill ve Emre Güngör uyumunu daha çok beğenmeme rağmen Servet Çetin bu maçta oynayacaktır. Galatasaray savunmasının eksiği anlık hatalar yapmasıdır. Yani Antalyaspor maçını düşünürsek iki hatada yenen iki gol ortada. Beşiktaş gibi bir takıma karşı bu hataların yapılması ise daha kötü sonuçlara yol açabilir. Bu yüzden savunma güvenliğinden asla ödün verilmemesi gerekiyor. Çünkü Beşiktaş bu maçı mutlaka kazanmak zorunda ve kazanmak için elinden geleni yapacaktır. Mesela haftalardır Nihat eleştiriliyor ve bu maçta patlama yapmak için bütün fırsatları değerlendireceğini düşünüyorum. Ama genel anlamda Beşiktaş'ın gol sorunu var. Bobo oynadığında da yerine Nobre girdiğinde de Beşiktaş gol pozisyonuna bile girmekte sıkıntılar yaşıyor. Tabata'nın bu maçta nasıl oynayacağını merak ediyorum. Onun iyi futbolu Beşiktaş açısından ilaç olacaktır. Sağ açıkta oynayacak Nihat'ın da bu maçta patlama yapmak adına fırsat kovalayacağını düşünüyorum. Sol açıkta ise kimin oynayacağını tahmin bile edemiyorum. Çünkü Mustafa Denizli'nin hangi kadroyu çıkaracağını bu tip maçlardan önce tahmin etmek güç oluyor. Yusuf, Tello ve Holosko alternatifler arasında. Bana kalsa ben Holosko gibi hızlı bir futbolcuyla başlarım çünkü Uğur Uçar'ın noktası da Galatasaray'ın zayıf noktası.

Beşiktaş'ın ise Galatasaray'a göre avantajı elinde bulundurduğu nokta ise orta saha kısmında. Ernst ve Fink orta sahasının Mehmet Topal ve Mustafa Sarp'lı orta sahanın bir adım önünde olduğunu düşünüyorum. Çünkü Ernst ve Fink oyunun iki yönünü daha iyi oynayabiliyorlar ve Galatasaray'ın orta sahasını kitlemek anlamında ellerinde büyük avantaj var. Elano'nun bu orta saha karşısında ne ölçüde işler yapacağı merak konusu. Bana göre Atletico Madrid karşısında olduğu gibi oyunu rahatlatmak adına bol bol geriye gelerek, pas yapacak ve ileri atacağı uzun toplarda Jo, Arda ve Keita'yı besleyecektir. Ama Elano'nun kitlenmesi durumunda Neill'in pas yapmak adına ileri çıkışlar yapacağını düşünüyorum ve bu savunma dengesi açısından iyi olmayacaktır. Elano'nun da göstereceği performans çok önemli.

Genel anlamda ben Galatasaray'ı daha avantajlı görüyorum ve maçı kazanacağını düşünüyorum. Ama derbi bu havası belli olmaz ve Beşiktaş'ın en kötü durumunda bile eskiden derbilerde neler yaptığını hatırlıyorum. Her şeyden önce güzel derbi olacaktır, dostane havada geçecektir ve izleyenler derbiden büyük keyif alacaktır. İyi olan kazansın diyorum.

2 yorum:

  1. Hakem hatasının olmadığı bir maç olsun, gerisi hiç önemli değil.

    YanıtlaSil
  2. Barış'ın oynadığı bir takımın maç kazanması mucize olur. Beraberlik iyi sonuç bence. Ya da erken bir müdahale gelirse, galibiyet olabilir.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir