16 Haziran 2010 Çarşamba
Dünya Kupası Günlüğü #5
Sanırım günün en anlamlı hali Kuzey Kore'nin Dünya'ya ''beni unutmayın'' dercesine verdiği mesaj oldu. Kapalı kutu olarak girdikleri, iki libero ile oynuyor diye çağ dışı futbolla nitelendirildikleri turnuva da gönüllerin takımı olma yolunda en önemli adımı attılar. Kesinlikle bu turnuvadan sonra ''Kuzey Kore'de vardı'' diye konuşabiliriz. Brezilya ise Brezilyalılıktan istifa etmiş. Dunga'nın kontrol futbolu insanların ezberlerini bozar cinsten ve ilginç bir Brezilya izliyoruz. Ayrıca Kuzey Kore karşısında oynadıkları futbolla da değil şampiyonluk, önce gruptan lider olarak çıkmayı başarsınlar diyorum. Çünkü ikinci olanın İspanya {büyük ihtimalle} karşısında şansı çok zor. Grubu ölüm grubuna çeviren Fildişi ve Portekiz ise 0-0 berabere kaldılar. Fildişi'nin Drogba'sız futbolunu beğendim, hatta ikinci yarıda Drogba'da oyuna girdikten sonra seyir zevki yüksek bir takım olma yolunda da ilerlediler ama grubun ilk maçı olmasından kaynaklanan ''aman rakipten alınan bir puan da iyidir'' mantığı maçı beraberliğe taşıdı. Portekiz ise beklentilerin aşağısında. Santraforsuzluk en büyük sorun gibi görünüyor. Ayrıca Cristiano Ronaldo, Deco gibi fark yaratması beklenen isimlerin de pek fark yaratacak durumlarının olmadığı görüldü. Günün ilk karşılaşması ise Yeni Zelanda ve Slovakya karşısındaydı. Doğal olarak günde iki maç izleyen ben, bu maçı izlemedim. Ama bir diğer averaj takımı olur denilen Yeni Zelanda'nın son dakikada beraberliği kurtarması dikkat çekici. Bu skor da İtalya'yı biraz olsun rahatlatmış olmalı. Buradan anlayacağımız bu grup her şeye gebe.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder