Hidayet Türkoğlu'nun Geleceği

Orlando Magic forması altında MIP {kendini en çok geliştiren oyuncu}, NBA finali falan derken şu an Toronto Raptors'dan takasını istemek. Gerçekten çok kötü bir süreç yaşanıyor. NBA'de bir numaralı gururumuz olan Hidayet'in, başarıyla geçen sezonların ardından Toronto'da yaşadıklarına çok üzülüyorum. Gerçi Raptors'a gittiğinde başarı anlamında müthiş işler yapacağını, Toronto'nun falan şaha kalkacağını da düşünmüyordum ama en azından Hidayet güzel bir sezon geçirir falan hedefindeydim. Eskiden bizim Türk oyuncular genelde kafaya oynayan takımlara gittiğinde, ''neden bu takımlara gidiyorlar, keşke en küçük takıma gitseler de takımın bir numaralı yıldızı olsalar'' gibisinden vizyondan uzak bir düşüncem vardı. Tabii yıllar, tecrübeler falan derken şimdi daha sağlıklı düşünüyorum. Ama Hidayet'in bu son durumu benim düşüncemi destekler cinsten. Çünkü bu takımdan Bosh'da büyük ihtimalle ayrılacak ve play-off yarışı yapan Toronto, bir bakıma NBA'in diplerine doğru demir atacak. Bu durumda da Hidayet'in takımda kalması durumunda, bir numaralı yıldız olması hayal değil. Yalnız bu durum neye yarar bilmiyorum. Hidayet'e hiç uymayan bir coach'la ve onun sistemiyle Hidayet Türkoğlu'nu keyifle izleyemez olduk. Neyse ki önümüzde Dünya Şampiyonası var ve kendini bulmuş bir Hidayet'i izlemek hedefimiz. Sonuçta takımın kaptanı ve bir numaralı oyuncusu. Başarının anahtarı bir bakıma onun elinde.

Bir vizyonsuzluk daha yapmam gerekirse, Hidayet'in play-off bile göremeden Türkiye'ye dönmesine de biraz sevindim aslında. Çünkü 2009 Eurobasket'te Hidayet'in durumu ortadaydı. Adam takımı NBA finaline giderken, play-off'lar boyunca en zor oyuncuları savundu, son çeyrekler takımı sırtladı, sistemin en temel parçası falan oldu derken nefes almaya hali kalmadı. Birçok NBA yıldızının ''yorgunum'' deyip turnuvaları pas geçtiği ortamda, Hidayet'in Milli Takım'a katılması güzeldi ama şampiyonanın en kırılma anlarında da Hidayet'i aradı gözler ama o kayıplardaydı. Bu yüzden daha dinlenmiş, kendine zaman ayırmış ve NBA öncesinde mesaj vermek isteyen bu adamın önünde Dünya Şampiyonası büyük fırsat olacak.

Takas dedikoduları ama ne şekilde değişir bilemem. Şimdi Toronto'da başarısız olduğunu görenler, haklı olarak ''neden Portland'a gitmedin'' diyorlar. Hatırlarsınız, geçtiğimiz yaz dönemi Hidayet, Portland şehrine gitmiş, prensipte anlaşılmış, karşı takım onu çok istiyor derken o tercihini Toronto'dan yana kullanmıştı. Bugün Portland forması giyseydi herşeyin çok farklı olacağı bir gerçek. Hatta Portland'ın da bir adım ileriye gideceğini söyleyebilirdik. Sonuçta genç ve iyi bir kadroları var, Hidayet'de bu takımın bir bakıma beyni, ağabeyi olacaktı. Şimdi ise Hidayet haklı sebeplerle takasını istiyor ama önünde en büyük engeli kontratı olacak. O kontratın altına kim girer bilemiyorum. Hidayet'in de amacı aslında bu garanti kontratı almaktı ama basketbol olarak işin bu noktaya geleceğini tahmin etse bugün başka senaryolar yazıyor olurduk. Umarım önümüzdeki sezon Hidayet açısından güzel geçer, bir babayiğit takım bu kontratın altına girer ve Hidayet de basketbolunun hakkını verir.

Bu arada Orlando'da NBA şampiyonluğu hedefiyle girdiği sezonda, play-off'larda da süpürge harekatlarına giriştikten sonra Boston darbesini yemiş oldu. D.Howard'ı coşturan, R.Lewis'e uygun pozisyonları hazırlayan, Nelson'un açıklarını kapatan ve son çeyreklerde sorumluluğu eline alan Hidayet'i de aradılar tabii. Yerine alınan Vince Carter isim olarak daha büyük, müthiş bir basketbolcu falan olabilir ama sistemin Hidayet'siz aldığı darbeyi gördük. Önüne Boston gibi bir takım çıktığında, hatta Rasheed Wallace'nin de basketbol oynamaya niyetli olduğu zamanlarda Orlando'nun ihtiyacı Hidayet'di. Elbette artık Orlando ve Hidayet'in adlarını yan yana anmak çok zor ama Hidayet'in de eğer takas olabilirse yeni gideceği takımda büyük başarılar kazanmasını, bu saatten sonra zor ama All-Star adayları arasında da olsa ismini görmek isterim.