Futbol her zaman Almanların kazandığı bir oyundur sözü sanırım tarihe karışıyor. Değişen Almanya futbolu, felsefesi ve kültürüyle beraber bu söylemde rafa kalkacak gibi. Futbol artık sonunda Almanların kazandığı bir oyun olmaktan çıksada, 2010'un Almanya'sını ileride çok konuşacağız. Genelde de böyle olur zaten. Futbolunu çok sevdiğimiz takım bir noktaya gelince birşeyler olur ve elenir. Geçmiş yıllarda Hollanda çok yaşadı bunu. Total Futbol'un kralını oynadılar, futbollarıyla inanılmaz keyif verdiler ama iş yarı finale, finale geldiğinde bir takım geldi, kupayı kazandı. Şimdi ise Hollanda'yı müthiş futbol oynuyorlar şeklinde konuşmuyoruz ama finale kadar gelmeyi başardılar. Günümüzde roller iyice değişmiş, geçmişle bağlantı iyiden iyiye kopmaya başlamış. Ama İspanya'yı da kutlamak lazım ve bunu sadece bu yılın başarısı olarak görmemek lazım. İspanya uzun zamandır pas futboluyla, sistemleriyle geliyorlar ve Euro 2008'i kazanmalarının ardından da Dünya Kupası'nda iddialı durumdalar. Hem de 2008'e oranla biraz daha farklı olmalarına rağmen.
Benim düşüncem Torres'in yine önde oynayacağı ve bu düzenle İspanya'nın pozisyon bulmakta sıkıntıya düşeceği yönündeydi. Torres formsuz durumda ve Torres'in formsuzluğu sadece kendisine değil, etrafında oynayan İspanyalılara da yaramıyor. Ama David Villa'nın ön tarafa geçmesi ve Pedro takviyesiyle beraber İspanya'da taşlar yerine oturdu. Maç başından sonuna kadar topu rakibe vermeyen, ön alanda basan, Almanya'ya nefes aldırmayan bir İspanya izledik. Belki skor anlamında ilk defa David Villa takımını taşıyamadı ama onun ön tarafta yarattığı varyasyonlar İspanya adına bol pozisyon getirdi. Almanya'da ise Müller'in eksikliğinden ziyade Mesut Özil'in ağırlığını koyamamasının getirdiği kayıplar oldu. Hep diyorum, bu sistemin temel noktası Mesut Özil ve bütün sistem onun ayağına bakıyor. O soğukkanlı, 40 yıllık tecrübesi varmış gibi asla heyecanlanmayan Mesut Özil biraz da yaşının gereği ilk defa baskının altında kaldı ve yoğun İspanya baskısının içerisinde kayboldu. Zaten orta sahada da bütün üstünlüğü eline alan İspanya skor olarak 1-0'da kaldı ama maçı güle oynaya kazandı. Bir bakıma da Almanya ilk defa Ballack'ı aradı demek mümkün.
7 Temmuz 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder