Stadyum ve şartlara baktığımda bu maç için iyi bir hazırlık maçı oldu demek isterdim ama gerek ilk maçın avantajsız skoru, gerekse Galatasaray'ın bu maçta da 2-0 öne geçtikten sonra girdiği gereksiz panik durumu zorlaştırdı. Hatta 2-1'den sonra bizi Aykut Erçetin kurtardı desem, hepimiz çok şaşırırız ama öyle oldu. Gelen penaltı ve rakibin 10 kişi kalması ise bir anda Galatasaray'ın doğruya yöneltip, farklı skorun gelmesini sağladı. Malesef 2-0'lık bir skor bile bizi rahat bir maç izlemeye yöneltmiyor, orta sahanın agresif olmayan yapısı, basit savunma atakları Galatasaray'ın en büyük handikapı gibi. Gelecek transferler ve takımın daha hazır olmasıyla belli bir noktaya elbette geliriz ama geçtiğimiz sezon bu sıkıntıları çok fazla yaşamışken, aynı senaryoyu tekrar izleyecek dermanın bizlerde olmadığını düşünüyorum. Bu maça yönelik söylenebilecekler, ilk maçta onca pozisyon bulmuşken işi bitirmek ve bu maça rahat çıkmaktı. Hadi 2-2 ile buraya geldik, şimdi 2-0 öne geçtikten sonra 3-1'den sonraki oynadığımız oyun gibi kısa paslarla, rakibi biraz üzerimize çekerek rakibin işini bitirmek lazımdı ama belki de bu tur ilerisi için önemli bir ders olacaktır.
Harry Kewell
Santraforsuzluk büyük sorun ama elde Kewell gibi bir futbolcu varken, bu sıkıntıyı en asgari düzeye indirmek mümkün. İlk maçın 2-2 bitmesi OFK'ya getirdiği avantaj, zaten defansif oynayan takımı daha da defansa yöneltecekti. Ama Galatasaray dersine iyi çalışıp, rakip savunmanın fazla kaliteli olmadığını düşünerek arkaya sarkıttığı toplarla etkili olmayı denedi. Önce Arda, sonra ise Serdar Özkan bu pozisyonlara girmeyi başardı ama oyunun genelinde oldukça etkisiz olduklarını söyleyebilirim. Zaten orta sahadan da hücum anlamında fazla destek gelmediğinden hücumda bütün yük Kewell'ın üzerine bindi. Kewell da üçüncü bölgede ayak basmadık yer bırakmayarak, sürekli rakibi bozarak ve ısrarla pozisyon kovalayarak Galatasaray'ı ayakta tutan temel unsurdu. İlk maçta Mehmet Batdal'ın oyundan çıkıp Kewell'ın onun yerine girmesini eleştirmiştim ama bu maçta Kewell elinden gelenin fazlasını yaparak, kalitesini sonuna kadar gösterdi.
Agresif Olmayan Yapı
Galatasaray'ın çok önemli sorunlarından birisi bu ve Cana'nın da henüz hazır olmaması geçen sezonun en büyük sorunlarından birisini hala bizlere yansıtıyor. Yine de bu yapıda hazır olmayan Cana'nın bile ne kadar iş yaptığını gördük. Eğer ilk maçta olduğu gibi Barış Özbek tercihi gelseydi, bu kadar fazla hata yapan Galatasaray'da yaşanan sorunları arttırırdı. Önceliği Ayhan'a vermek lazım çünkü Rijkaard onu orta sahaya yazdığında işin hücum kısmında biraz daha etkili olması gerektiğini düşünüyor. Ama yılların getirisi sonucunda futbolunun sürekli geriye sarması Ayhan'ı agresif yapıdan uzaklaştırarak, Galatasaray'ın zayıf karnı haline getiriyor. Zaten Mustafa Sarp'ın da rakibe agresif olmaması en büyük sorunu. Ayrıca tekniği falan da zayıf ama ekstra işleri yapmasını iyi biliyor, uzun vadede olmasada böyle maçlarda Galatasaray'a farklılıklar kazandırıyor. Ama Ayhan, Barış Özbek gibi futbolcularla oynaması onun da bir adım geriye gitmesini sağlar. Malesef OFK karşısında da gerekli agresifliği gösteremedik, rakip belli zamanlarda bizim orta sahayı çok rahat geçerek, pozisyonlar buldular. Bir de buna savunmanın yerleşim hataları eklenince Aykut Erçetin'e bile duacı kıvama geldik.
Ayrıca ilk maç için de yazmıştım, yeni bir hücumcu orta saha gelene kadar Arda ortada oynamak zorunda. Ondan başka bir organizatörümüz yok ve hücumlar olgun gelişmiyor. Bu maçta da rakibin biraz daha sert savunma yapması Arda Turan'ı sol tarafta kitledi. Ayhan'ın yerine Arda'nın ortada oynaması ve Pino'nun kanata geçmesi daha hızlı, daha teknik ve daha olgun pozisyonlar bulan bir Galatasaray'ı beraberinde getirebilirdi.
Basit Savunma Hataları
Orta sahanın bu agresif olmayan yapısı OFK gibi güçsüz bir rakip karşısında bile savunmamızın basit hatalar yapmasında en büyük etkenini oluşturuyor. Bir anda rakibi önünde bulan savunmamız ne yapacağını bilemez durumda. Neill ve Servet'in uyumunu geçtiğimiz sezonda da beğenmiyordum, hala da beğenmediğimi söyleyebilirim. Neill'in de tam hazır olmadığını ve henüz ikinci maçını oynadığını düşünürsek, yükün biraz Servet'e binmesi gerekiyor ama o da eski günlerinden oldukça uzak. Aslında orta sahanın agresif olmayan yapısını, Servet için de söylemek gerekir. Eski Servet mücadele eder, tekmeye kafasını uzatır, takımın mohikanı misali hareket ederdi. Şimdi ise daha kırılgan, fazla mücadele etmeyen, hırssız bir yapısı var. Rijkaard Servet'i oynatıp eski günlerine döndürmek istiyor olabilir ama geçtiğimiz sezonda da iyi görüntü veren Neill & Hakan Balta ikilisini es geçmemek lazım.
Bu kadar olumsuzluğu saydığım bir maçta 5-1'lik skoru da yakalamak biraz Galatasaray'ın kalitesinden geliyor. Ne olursa olsun güç dengesi ortada ve hücumda çok yetenekli isimlerimiz var. Onlar da gerekli anlarda skorun seyrini değiştirmeyi ve farkı bizlere getirdiler. Ama görünen bu orta saha işini bir an önce çözmek ve daha agresif bir yapıya kavuşmaktır. OFK gibi bir takım karşısında bile inanılmaz zor anlar yaşadık, pozisyonlar verdik, hatta daha da zor durumlar yaşayabilirdik. Ama skor 3-1'e geldikten sonra da doğruları bulup, çok olumlu işler yaptık. Tabii Kewell'a da duacı olarak...
OFK BELGRAD: 1 - GALATASARAY: 5
Stat: Omladinski
Hakemler: Daniel Stalhammar, Henrik Andren, Per Brogevik (İsveç)
OFK Belgrad: Saranov, Petkovic, Rodic, Kecojevic, Nikolic, Trivunovic, Markovic, Kristic (Dk. 59 Sindjic), Simic, Zeravica (Dk. 75 Filipovic), Milic (Dk. 75 İnjac)
Galatasaray: Aykut, Sabri, Neill, Servet, Hakan, Cana, Ayhan, Serdar Özkan (Dk. 61 Pino), Mustafa, Arda (Dk. 82 Ali Turan), Kewell (Dk. 72 Mehmet Batdal)
Goller: Dk. 12 Mustafa, Dk. 22 ve 57 (Penaltıdan) Kewell, Dk. 71 Arda, Dk. 81 Mehmet Batdal (Galatasaray), Dk. 32 Nikolic (OFK Belgrad)
Kırmızı Kart: Dk. 57 Nikolic (OFK Belgrad)
Sarı Kartlar: Dk. 36 Ayhan, Dk. 40 Mustafa, Dk. 67 Kewell (Galatasaray), Dk. 40 Trivunovic, Dk. 45 2 Nikolic (OFK Belgrad)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder