Samsunspor, uzun yıllardır iyi futboldan ve daha önemlisi zirve yarışından uzak bir yapıdaydı. Mali sorunlar falan derken, beklenen transferler yapılmadığı gibi Süper Lig yolunda gereken heyecan yaratılamadı. Yoksa her şartta Samsun taraftarı yine takımının arkasında ama böyle bir potansiyeli de kullanmak adına doğru kadroyu bulmak gerekiyordu. Ayrıca istikrarda şart. Bu tip mali sorunlar yaşayan ekipler, her sene sil baştan kadrolar kurar ve dolayısıyla başarı gelmez. Çünkü herhangi bir istikrardan söz etmenin mümkünatı yok. Ama geçtiğimiz sezon Hüseyin Kalpar hamlesinin başarı getirmesinden dolayı, bu sezona da onunla başlandı ve biraz daha yatırımla takım havasının bir anda nasıl değiştiğini gördük. Belki Akhisar Belediyesi çok kötü bir takım ve büyük ihtimalle de ligden düşme adaylarından birisi. Bu açıdan kendi sahanda aldığın beraberlik başarısızlık olabilir ama oynanan futbola baktığımızda da artık özlenen Samsunspor'un ışığını almaya başladık. Kötü zemine rağmen tempolu oynayan, pozisyonlar bulan, güzel futbolu yansıtan bir takım kurulmuş.
Bu güzel kadronun da en önemli emareleri geçtiğimiz sezon Sivasspor formasıyla kendisini bulamamış Agbetu ve Strasburg'dan transfer edilen Simon Zenke. Bu iki futbolcunun da ortak özelliği çok hareketli ve teknik isimler olmaları. Hücum içerisinde sürekli yer değiştiren, top rakibe geçtiğinde rakibi kovalayan, orta sahaya kadar gelerek pas organizasyonlarına katılan ve hızları sayesinde de dikine oldukça etkili olabilen futbolcular. Eksikleri ise son vuruşlarda yetersiz olmaları ve bazı tercih hataları. Yine de bu iki futbolcunun çok genç isimler olduğunu söyleyelim, ayrıca takıma da yeni katıldılar. Sisteme ayak uydurmaları, takımla bütünleşmeşeri zaman alacak ama bu sisteminde tam bu iki isme uygun olduğunu belirteyim. Zaten Hüseyin Kalpar kafasındaki sistemi sezon başında oturtmuş ve buna uygun transferler yapıldı. Bu da başarı için heyecan duymak adına bir sebep daha yaratıyor. Geçmiş yıllarda sürekli değişen teknik adamlar ve futbolcu sirkülasyonları izledik. Umarım bu yıl ezberler bozulur. Son olarak Zenke'yi ileryen haftalarda daha detaylı izlemenizi öneririm. Geçtiğimiz sezon Emenike'nin yarattığı etkiyi yaratabilecek bir futbolcu. Çok hızlı olmasının yanında, pozisyon almasını çok iyi bilen, güçlü ve teknik bir isim. Mücadelede kolay yere düşmüyor ve aniden pozisyon alabiliyor. Agbetu'ya da oranla daha kontrollü bir futbolcu.
Bir de işin Cenk İşler boyutu var. Zenke ve Agbetu'yu çok övdüm ama asıl Cenk İşler'in en büyük transfer olduğunu söylemem lazım. Zaten profesyonelliğine asla laf söyleyemeyiz. Geçen sezon 35 yaşında Kasımpaşa'nın en değerli parçalarından birisi olmayı başarmıştı. Kariyerine de baktığımızda oynadığı takımlarda beklenileni sürekli verdiğini görüyoruz. Ama artık ayaklar biraz daha geri çekilmeye başladı ve yaş 36'ya dayandı. Bu yüzden de kariyeri tamamlamak adına, kendi yuvası olan Samsunspor'a geri döndü. İşin daha güzeli ise biz Cenk İşler'i iyi bir gol sanatçısı olarak tanıdık, birçok takımın canını çok yaktı. Ama Samsunspor'daki rolü biraz gol sanatçılığından uzakta, daha beyin rolünde. Yani 4-3-3'ün ileri üçlüsünün beyni durumunda rol alacak. Agbetu ve Zenke'nin arkasında, bu futbolculara gol yollarını açarak. Akhisar Belediyesi maçında da ikinci yarıda bu rolü üstlendiğini gördüm ve ayağının tozuyla harika bir performans gösterdi. Zaman içerisinde de sağlanan uyumla daha güzel örnekler izleyeceğiz. Ben onun bu futbolunu, Dünya Kupası'nda Forlan'ın rolüne çok benzettim. Yılların gol sanatçısı Forlan, Dünya Kupası ile beraber sadece gol atan bir futbolcu olmadığını kanıtlayarak, efsaneler arasına adını yazdırdı. Cenk İşler de bu yaşta takıma katkısıyla, zaten Samsun efsaneleri arasındaki ismini daha da kalın harflerle yazabilir.
Samsunspor, uzun yıllardır iyi futboldan ve daha önemlisi zirve yarışından uzak bir yapıdaydı. Mali sorunlar falan derken, beklenen transferler yapılmadığı gibi Süper Lig yolunda gereken heyecan yaratılamadı. Yoksa her şartta Samsun taraftarı yine takımının arkasında ama böyle bir potansiyeli de kullanmak adına doğru kadroyu bulmak gerekiyordu. Ayrıca istikrarda şart. Bu tip mali sorunlar yaşayan ekipler, her sene sil baştan kadrolar kurar ve dolayısıyla başarı gelmez. Çünkü herhangi bir istikrardan söz etmenin mümkünatı yok. Ama geçtiğimiz sezon Hüseyin Kalpar hamlesinin başarı getirmesinden dolayı, bu sezona da onunla başlandı ve biraz daha yatırımla takım havasının bir anda nasıl değiştiğini gördük. Belki Akhisar Belediyesi çok kötü bir takım ve büyük ihtimalle de ligden düşme adaylarından birisi. Bu açıdan kendi sahanda aldığın beraberlik başarısızlık olabilir ama oynanan futbola baktığımızda da artık özlenen Samsunspor'un ışığını almaya başladık. Kötü zemine rağmen tempolu oynayan, pozisyonlar bulan, güzel futbolu yansıtan bir takım kurulmuş.
Bu güzel kadronun da en önemli emareleri geçtiğimiz sezon Sivasspor formasıyla kendisini bulamamış Agbetu ve Strasburg'dan transfer edilen Simon Zenke. Bu iki futbolcunun da ortak özelliği çok hareketli ve teknik isimler olmaları. Hücum içerisinde sürekli yer değiştiren, top rakibe geçtiğinde rakibi kovalayan, orta sahaya kadar gelerek pas organizasyonlarına katılan ve hızları sayesinde de dikine oldukça etkili olabilen futbolcular. Eksikleri ise son vuruşlarda yetersiz olmaları ve bazı tercih hataları. Yine de bu iki futbolcunun çok genç isimler olduğunu söyleyelim, ayrıca takıma da yeni katıldılar. Sisteme ayak uydurmaları, takımla bütünleşmeşeri zaman alacak ama bu sisteminde tam bu iki isme uygun olduğunu belirteyim. Zaten Hüseyin Kalpar kafasındaki sistemi sezon başında oturtmuş ve buna uygun transferler yapıldı. Bu da başarı için heyecan duymak adına bir sebep daha yaratıyor. Geçmiş yıllarda sürekli değişen teknik adamlar ve futbolcu sirkülasyonları izledik. Umarım bu yıl ezberler bozulur. Son olarak Zenke'yi ileryen haftalarda daha detaylı izlemenizi öneririm. Geçtiğimiz sezon Emenike'nin yarattığı etkiyi yaratabilecek bir futbolcu. Çok hızlı olmasının yanında, pozisyon almasını çok iyi bilen, güçlü ve teknik bir isim. Mücadelede kolay yere düşmüyor ve aniden pozisyon alabiliyor. Agbetu'ya da oranla daha kontrollü bir futbolcu.
Bir de işin Cenk İşler boyutu var. Zenke ve Agbetu'yu çok övdüm ama asıl Cenk İşler'in en büyük transfer olduğunu söylemem lazım. Zaten profesyonelliğine asla laf söyleyemeyiz. Geçen sezon 35 yaşında Kasımpaşa'nın en değerli parçalarından birisi olmayı başarmıştı. Kariyerine de baktığımızda oynadığı takımlarda beklenileni sürekli verdiğini görüyoruz. Ama artık ayaklar biraz daha geri çekilmeye başladı ve yaş 36'ya dayandı. Bu yüzden de kariyeri tamamlamak adına, kendi yuvası olan Samsunspor'a geri döndü. İşin daha güzeli ise biz Cenk İşler'i iyi bir gol sanatçısı olarak tanıdık, birçok takımın canını çok yaktı. Ama Samsunspor'daki rolü biraz gol sanatçılığından uzakta, daha beyin rolünde. Yani 4-3-3'ün ileri üçlüsünün beyni durumunda rol alacak. Agbetu ve Zenke'nin arkasında, bu futbolculara gol yollarını açarak. Akhisar Belediyesi maçında da ikinci yarıda bu rolü üstlendiğini gördüm ve ayağının tozuyla harika bir performans gösterdi. Zaman içerisinde de sağlanan uyumla daha güzel örnekler izleyeceğiz. Ben onun bu futbolunu, Dünya Kupası'nda Forlan'ın rolüne çok benzettim. Yılların gol sanatçısı Forlan, Dünya Kupası ile beraber sadece gol atan bir futbolcu olmadığını kanıtlayarak, efsaneler arasına adını yazdırdı. Cenk İşler de bu yaşta takıma katkısıyla, zaten Samsun efsaneleri arasındaki ismini daha da kalın harflerle yazabilir.
devamını bekliyoruk :)
YanıtlaSilTRT alınca olayı Samsunspor'a kavuşma imkanı buldum, devamı gelecek bu yazıların. Samsunspor bu yıl benden sorulur :)
YanıtlaSil