Sportif direktör kavramını hala ülkemizde anlayabilmiş değilim. Bugün sportif direktör denilen insanların yarın kulüplerinde teknik direktör veya yardımcısı olduğunu görebiliyoruz. Yani karmaşa bir ortam var ve henüz tanımı konulmamış bir durum. Aslında sportif direktör veya bu kavramın aynı versiyonu olan menejerlik görevi ülkemizde ağabey statüsünde bir durum. Takım içerisinde disiplin sağlayabilecek, sözü geçen, futbolcuların saygı duyduğu isimler bu göreve geliyor ve ağabey gibi futbolculara destek oluyor. Oysa sportif direktör dediğimiz insanlar bu dediklerimin yanında transferi de yapar, maaş dengesini de düzenler ve bunun gibi futbol yönetimi olayında alınan çoğu kararın altına imza atar. Şunu da eklemek lazım, teknik direktörlerü de sportif direktör belirler. Zamanında Galatasaray'ın Cüneyt Tanman hamlesini hatırlıyorum, Lucescu döneminde futbolcular arasında disiplinsizlik var eleştirileri geldiğinde denenmişti ama kısa süreli bir macera olmuştu. Aynı şekilde Sinan Engin denemeleri ya da Aykut Kocaman örneği. Şimdi baktığımızda Aykut Kocaman hem teknik direktör hem de sportif direktör deniyor. Yani İngiltere'de uygulanan sistemin benzeri.
Hatta Fatih Terim'in de bu düşüncesi vardı. Bunu görevde olduğu her dönemde yaptı ama şimdi daha yüksek sesle konuşuyor. Yani takımın başında bir teknik direktör olacak, idmanları o yönetecek ama kulübede hakim Terim olacak. Sportif direktör gibisinden de futbol kararlarını o alacak. Teknik adamın ise Tugay Kerimoğlu olacağı konuşulmuştu ama durum ne bilmiyorum. Bir de Hakan Şükür boyutu ortaya çıktı, onun sportif direktör olacağı söyleniyor. Eğer sportif direktör kavramı da Galatasaray için ağabey mertebesinde geçecekse Hakan Şükür bu işi iyi yapar. Arda'sından, Sabri'sine kadar herkes Hakan Şükür'e neredeyse tapıyor, aslında böyle bir düzen de ne kadar doğru tartışılır ama herşeyi kaybetmeye ramak kala böylesine bir sisteme geri dönmek en azından kısa vadede çözüm getirir.
Ama yönetimin sportif direktörlük projesi Barcelona, Bayern Münih gibi takımların uyguladığı gibi bir iş olacaksa Hakan Şükür'ün bu konuda tecrübesi yok. Futbolu iyi bildiğinden şüphem asla olamaz ama böylesine idari bir iş için büyük tecrübeler gerekiyor. Hakan Şükür'ün ise şu aşamada böyle bir sorumluluğun altına girdiğinde neler yapabileceğini merak ediyorum. Bir de şu var, Hakan Şükür katıldığı televizyon programlarında sabah akşam yönetimi eleştiren biriydi. Geçmişte ağabey dediği insanları bugün eleştiriyordu ve bunun altında da futbolu bırakmaya zorlanmasının yattığını düşünüyordum ve hala da aynı fikirdeyim. Şimdi ise bu yönetimin yaptığı teklifi kabul etmesi nasıl karşılanır merak ediyorum, bu durum sadece Galatasaray'a olan bağla açıklanamaz. Yani göreve geldiğinde amaç Galatasaray'a hizmet derse ben buna inanmam. Şu durumda hakkımızda hayırlısı olur demekten başka bir çıkar yol göremiyorum.
Eğer Hakan Şükür teklifi de kabul etmezse yönetim bu sportif direktör olayında ısrarcı olacak mı?
Hakan Şükür olmazsa başka bir alternatif var mı?
En önemlisi ise sportif direktör mü yoksa ağabey mi aranıyor?
Bütün bu soruların cevaplarını bulmak lazım...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Gözünü seveyim Burak, 'abi' ne demektir? Ya da şöyle sorayım, Barcelona'da kimdir abi? Liverpool'un abisi yok diye mi bu durumda? İnter'de abiliği kim yapmakta?
YanıtlaSilAbi nedir biri cidden bana açıklasın. Profesyonel adamlar bunlar. Benim çalıştığım gazetede abi yok, oraya da koymak şart mı? Olmalı mı? Ya da Google'da, Coca Cola'da bir abilik müessesesi var mıdır? Varsa Niğde Gazozu hak ettiği yeri bulması için abi mi bulmalı?
Abilik olmaz, milyon dolar alan adamlar için abi filan olmaz. Çıkacak işini yapacak, bu kadar basit. Her şeyi Türkleştirmenin bin mantığı yok. Saçma sapan bir kavramdır bu.
Çaycı olarak bile gelmesin
YanıtlaSilBu kavramı ben bu hale getirmedim. Galatasaray'ın Hakan Şükür için ne düşündüğünü merak ediyorum. Gerçek anlamda bir sportif direktör mü olacak {Barcelona'da Zubizaretta gibi} ya da sportif direktör adı altında ağabey olsun, Türkleri toparlasın mı diyecekler. Benim sorum bu yönde...
YanıtlaSilHakan yönetimi eleştirirken kendisine kulüpte bir görevi layık gördüğü için böyle konuşuyordu.Çıkarlar doğrultusunda herkes birşeylerin peşinde.
YanıtlaSilAyrıca abilik olayı da Türk futbolunun yerinde saymasının temelidir.Futbolcular hocalarını sabote etmek yerine futbol oynamaya çalışsalar abi falan kalmaz ortada.Ancak Türk futbolcusunun etik karakteri yok.Onlara göre etik demek bir büyüğe "abi" demekten öte bir kavram değil.