Kariyeri düşüş içerisinde olan yabancı yıldızları ülkemizde görmeye alıştık. Kimi Quaresma veya Baros gibi ülkemizde çıkışa geçerek, yeniden biz de varız mesajını verdi. Kimileri Guti veya Kewell misali yaşlıyız ama ayaktayız dedi. Bazıları ise bir de Türkiye yapalım, paranın dibine vuralım ama beklentilerin uzaklarında bir yerlerde dolanalım dediler.
Bunlar üç büyüklerin yabancı futbolcu transferi profili. Bunun bir de yerli ayağı var ve bizim gündemimizde olan takım Galatasaray olacak. Çünkü son birkaç yıldır Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın gözden çıkardığı futbolcuları ya tutarsa mantığıyla takıma getiriyorlar. Bonservis vermemek güzel, aslında ya tutarsa mantığı da hiç de kötü değil ama yönenilen isimler yanlış. Servet Çetin varken Gökhan Zan'ı almak, Serdar Özkan'dan umut beklemek ve şimdilerde Colin Kazım Richards demek.
Galatasaray magmaya inmeye başlayan futbolcuları yeniden zirveye çıkardı da, benim mi haberim yok?
Futbolcunun yeteneklisi, genci ve maliyetsiz olanı iyidir. Herkes sever ve takımına katmak ister böyle isimleri. Ayrıca eskiye oranla üç büyükler arasında geçiş yapan futbolcular da gittikleri takımlarda daha az tepkiyle karşılaşır oldular. Eskiden ortalık yıkılırdı, isyan çıkarılırdı. Ama ''ben kefen giyerim, o formayı giymem'' diyen adamlar o formayı giydiği günden beri bu tip transferlere fazla da şaşırmıyoruz.
Başlıkta da gördüğümüz gibi gündem Colin Kazım Richards, nam-ı diğer Kazım Kazım. Antigualı babanın, KKTC'li annenin çocuğu ve İngiliz vatandaşlığı da var. Fenerbahçe'ye transfer olmadan önce Türkiye'ye bile adım atmayan, twitterda Alex'in Türkçe mesajlar yazdığı ortamda henüz Türkçe konuştuğunu görmediğim bir isim. İngiltere'de büyüyen birinin de buralara kolay kolay alışmasını zaten beklemeyiz ama Colin Kazım bu aşamayı geçemedi bile. Kendisini sürekli sorunlu futbolcu olarak adlandırdık, istikrar anlamında sıkıntılar çektiğini gördük ama kafayı da futbola verdiğinde neler yapabileceğini biliyoruz. Zico'nun Fenerbahçe'sinde yaptığı gibi. Forvet olarak geldiği takımda harika bir kanat oyuncusu oldu, devamında da Euro 2008 kapılarını açtı. O turnuvada da oldukça iyi olduğunu eklemek lazım.
Sonrasında ise Aragones denedi, Daum denedi olmadı. Aykut Kocaman da şans verdi ama yine olmadı. Yaşta artık 24'e gelmiş durumda. Aykut Kocaman'ın disiplininde de ıslah olma şansı az, Aykut Kocaman sevmez böyle adamları. Takımın düzenini, dirliğini, beraberliğini ister. Bu yüzden de gözden çıkardı zaten, bu saatten sonra da kolay kolay şans vermez. İşin ana teması ise Kazım'ın bu saatten sonra düzelme ihtimalinin çok ama çok düşük olması...
Kazım Kazım'ı ise anma sebebimi anlamışsınızdır, malum Galatasaray'a transferi üzerine. Teklif yaptık mı, devre arası istiyor muyuz yoksa sene sonuna mı düşünce bilmiyorum. Basında çıkan haberlerin de yüzde 95'inin yalan, daha yumuşak ifadeyle yanlış olduğunu da biliyoruz ama şu yönetim vizyonunda, Kazım Kazım Galatasaray'da başlıklı bir post girme ihtimalimde yüksek olacaktır. Sadece o da değil, olası bir Fatih Tekke operasyonu bile beni şaşırtmaz. Çünkü yönetim ne yaptığını gerçekten bilmiyor, vizyon, çıta gibi kavramlar artık yokoldu ve ne koparsak kazanç mantığı artık işliyor. Serdar Özkan ya tutarsa hamlesiydi başarısız oldu, Gökhan Zan da aynı şekilde. Ya da maziye inersek Baliç, Revivo ve böyle uzayan liste.
Kazım Kazım da başarısız olur, yanlış bir hamle olur. Disipline çok bağlı bir teknik adamın elinde şans bulamayan bir oyuncu, diğer disiplin ustasının elinde de kaybolur. Şunu da diyebiliriz ama. Burak Yılmaz'ın Kazım Kazım'dan fazlası mı var? Elbette yok, hatta Kazım Kazım daha da yetenekli bir isim bana göre. Ama her takımın başında Şenol Güneş gibi bir üstad, bir bakıma geri dönüşüm ustası bir isim yok. Kazım adam olacaksa Şenol Güneş'in elinde olur ve o eğer bu adamı düşünmüyorsa ben Galatasaray'a falan Kazım'ı aklıma bile getirmek istemem.
18 Aralık 2010 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
bari siz yazmayin bu adami bizimle. sonunda kalbimize inecek.
YanıtlaSiltam ligue-1 topçusu. ya da premier ligin alt sıraları,championship'in üst sıraları. türkiye'de bu adamın topunu oynayacağı bir ortam yok. ne yapsa batar birilerinin gözüne. yol yakınken ingiltere'ye ya da fransa'ya gitmeli bence.
YanıtlaSil