29 Aralık 2010 Çarşamba

Savunma Sanatı / Galatasaray 67 - 56 Fenerbahçe

Oktay Mahmuti, maç sonunda ''düzene inanan bir teknik adamım, çok hamle yapan bir hoca değilim'' dedi. Zaten onu Oktay Mahmuti yapan da bu zaten, belirli bir oyun felsefesi var ve şartlar ne olursa olsun bu düzenin dışına çıkmayan bir isim. Temel felsefesi de her zaman mücadele, azim ve bu mücadelenin getirdiği savunma üzerine kurulu olmuştur. Fenerbahçe maçını bize getiren temel etken de zaten bu savunma sanatıdır.

En önemli pazantezlerden birini de Tutku Açık için açalım, çünkü bu maçı Galatasaray'a getiren kilit isim olmuştur. Tecrübesini ve kalitesini zaten tartışmaya gerek yok, böylesine zorluk derecesi yüksek anlarda sahneye çıkmasını bekliyorduk da. Sezon başında Tutku Açık'ın transfer olduğunu öğrendiğimde de en çok bu tecrübe ve kalite hamlesi için sevinmiştim. Nitekim tecrübenin meyvelerini yemeye başlıyoruz. Fenerbahçe'nin maça hızlı girişinin ardından bir anda oluşabilecek panik havasını çok iyi sezdi ve takımı toparlamayı başardı. Devamında da savunmaların çok ön plana çıktığı anlarda kritik basketleri, takımı organize etmesi ve oyun görüşünün çok yüksek olması neticesinde rakibin açıklarını iyi görerek, takımını o eksiklere doğru yönlendirdi ve hücumda Fenebahçe'ye oranla daha verimli olmayı başardık.

Galatasaray'ın bir guard sıkıntısı da var aslında, Rochestie'nin tam anlamıyla beklentileri karşıladığını söyleyemem. Bu maçta da atmosferin kurbanı olduğunu ve maçın ağırlığını da kaldıramadığını düşünüyorum. Rochestie'nin bu günden sonra da Tutku'ya duacı olacağını düşünüyorum, çünkü onun açıklarını da kapattı. Ayrıca uzun rotasyonunda da oluşan faul probleminin takımı sıkıntıya soktuğu anları gördük ama Vidmar'dan sonra Fenerbahçe'nin de bu çok övülen sisteminin biraz olsun sekteye uğraması avantajımızdı. Oğuz Savaş haricinde pota altında etkili olan bir isim daha çıkaramadılar ve Galatasaray'ın sert, mücadeleci oyunu da rakibi çok fazla dış atışa yönlendirdi. Bu atışlarda da yüzdenin düşük olması, Galatasaray'ın savunmasının ne kadar iyi olduğunu gösteriyor.

Bizim ihtiyacımız olan bu, aranan kan basketbol takımlarının damarlarından akıyor. Galatasaray adına yakışan bir mücadele, inanılmaz bir azim, inanılmaz bir kazanma duygusu ve sonucunda da gelen liderlik. Acaba o sene bu sene mi derken boş bir laf söylemedik, ben Galatasaray'ın bu yıl beklenenden daha iyi bir iş yapacağını düşünüyorum. Gerek kısa gerekse uzun vadede erkek takımını iyi günlerin beklediğini söyleyebiliriz. Yeter ki şu mücadeleci ruh kaybedilmesin. Bu galibiyete bizlere yaşatan herkese tebrikler...

GALATASARAY (67): Joshua Shipp 11 (8 ribaund), Caner Topaloğlu 2 (1 ribaund), Preston Shumpert 16 (4 ribaund-1 asist), Taylor Rocheste (2 ribaund- 1 asist), Tutku Açık 12 (6 ribaund- 7 asist), Luksa Andric 5 (2 ribaund), Radoslav Rancik 11 (3 ribaund- 2 asist), Haluk Yıldırım (1 ribaund- 1 asist), Evren Büker 5 (3 ribaund), Sertaç Şanlı, Ermal Kurtoğlu 5 (4 ribaund).

FENERBAHÇE (56): Roko Ukic 8 (1 ribaund- 3 asist), Mirsad Türkcan 3 (3 ribaund), Ömer Onan 16 (2 ribaund- 1 asist), Lynn Greer (1 ribaund), Darjus Lavrinovic 1 (7 ribaund- 2 asist), Kaya Peker 6 (9 ribaund), Oğuz Savaş 14 (4 ribaund- 1 asist), Tarence Kinsey 2 (5 ribaund- 1 asist), Marko Tomas 3 (3 ribaund), Emir Preldzic 3 (1 ribaund- 1 asist)

1 yorum:

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir