29 Ocak 2011 Cumartesi

Bu Sefer Döndün Mi Lan?

Hakan Şükür'ün tekrar futbola dönüyor söylentileri bir yana şu zamanların kralı olan Baros'un dönüşünün büyük heyecanı var üzerimde. Sonuçta Hakan Şükür'ü severiz, sevmeyiz ama kendisi bu ülke tarihinin gördüğü en iyi golcülerden biridir, kimine göre de en iyisi. Ama 38 yaşında olan bir futbolcunun da ruhani boyutundan öte bir katkısının olmasını bekleyemezsiniz, sonuçta Michael Jordan basketbola geri dönmüyor. Ama Baros'un dönüşü gerek ruhani, gerekse kalite anlamında Galatasaray adıyla doğru orantıdaki kadro kalitesine dönüş demektir.

Hagi'nin de dediği gibi, bu takımda beş yıldızlık futbolcular da var ve Baros da en başta yazılması gereken isim.

Geçtiğimiz sezondan bu yana kaçıncı dönüşünü gerçekleştirdi sayamadım bile ama umarım bu sonuncusu olur. Bir takım düşünün ve en iyi futbolcusundan bu kadar uzun süre mahrum kalsın. Gerçekten büyük kayıp, özellikle de yeterli kadro derinliği yaratılmadığında.

Baros'suz günlerde santrafor sorunsalını yazdık durduk, Baros'un her geri dönüşünde de büyük umutlar bağladık ama kaybeden sürekli biz olduk. Şu sakatlıkları Baros yerine başka bir futbolcu yaşasaydı şimdiye kadar elli kere yollar ayrılmıştı. Özellikle de futbolcunun piyasası varken ve başka bir takıma da transferi söz konusuyken. İşte bu noktada Baros'un durumu Linderoth'dan ayrılıyor.

Farklı bir futbolcu Baros, Galatasaray'ı bir yabancı futbolcu ancak bu kadar benimseyebilir. Ali Sami Yen'in veda maçında veya TT Arena'nın açılış maçında sahada olamamasının getirdiği acı bir yana, o hatıra olsun diye Ali Sami Yen'in soyunma odasının kapısını söküp evine götürüyor. Hangi yabancı bu kadar fazla takımını benimsemiş ve zirveyi gördüğü takımda kalmak adına bu kadar fazla çaba göstermiş. Yukarıda da dediğim gibi, 1.5 senedir kesit kesit oynasa da Baros'un hala büyük potansiyeli var, daha geçen ay Sevilla bu adamın peşindeydi.

Maçları kalabalık mekanlarda izliyorum ve izlediğim kişilerin de geneli ''bu ülkede herkes teknik direktör'' kavramının içerisinde olan isimler. Yani herkes Hagi'den iyi futbolu biliyor, çok daha iyi antrenör bir bakıma. Lorik Cana'yı orta saha oynarken yerin dibine sokan ama stoper oynadığında da göklere taşıyan isimler. Oysa Cana'nın orta saha oynadığında neler yaptığını, partnerlerinin kimler olduğunu bile düşünmüyorlar. Ben de onlar yorum yaparken mecburen susuyorum, çünkü böyle bir laf salatasının içerisine girersem çıkamayacağım malum.

İşte o insanların son zamanlardaki Baros görüşü de sabit. Baros'u gözden çıkarmaları bir yana, yalandan sakat ayağına yattığını ve takımdan ayrılmak istediğini söylüyorlar. Oysa bu sezonun başında Baros'un iki yıllık daha sözleşme uzattığından habersizler. Baros varken iyi, Baros yokken en kötüsü durumu. İnsan bu durumlarda biraz da olsa vefa arıyor, merak ediyorum Baros sahalara döndüğünde neler diyecekler ve tepkileri neler olacak. Benim bildiğim Baros'un bulacağı 1-2 golden sonra yeniden krallık tacını ona verecekleri.

Gerçi Sivasspor maçından önce Neill, Kewell ve Çağlar Birinci de ilk 11'de diyen insanlarla bir aradayım. Asya Kupası'mış, sakatlıklarmış kimsenin haberi yok.

Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer. Bizim ise Baros'dan ağzımız epey yandı, yoğurdu üfleyerek yemek bir yana bir süre ağzımıza yemek falan sürmeyiz. Bu yüzden de Baros takımla çalışmalara başlamasına rağmen tam olarak hazır olana kadar sahaya sürülmez. Beşiktaş maçında yapılan hatanın tekrarlayacağını düşünmüyorum, bu yüzden Bursaspor maçında Baros'u görmeyi hayal etmemek lazım. Aynı şekilde Bursaspor maçından sonraki Gaziantepspor kupa maçında da oynamaz, bir ihtimal Eskişehirspor maçında sonradan oyuna girer.

İşin güzel tarafı ise artık alternatifler var, santrafor konusunda şanslı kıvama geldik. Stancu transferi, Kazım ve Pino'nun santrafor oynayabilme özellikleri derken zenginleşmeye yüz tutan bir santrafor hattı var. Hatta Sivasspor maçının ikinci yarısında olduğu gibi artık çift santrafor bile görmeye başlaaybiliriz. Bu da Kalli'den bu yana görmediğimiz, unuttuğumuz bir sistem. 4-3-3 ve 4-2-3-1'in uzun zamandır esiriydik. Şimdi ise Baros'du, yanında da Stancu'ydu derken 4-2-2 günleri pek de uzak değil.

2 yorum:

  1. Baroş çok önemli gerçekten fakat çözemediğim bu kadar zaman ayrılık nazarmıdır çok eksik kaldık onsuz şimdi artık özellikle önümüzdeki sene bu takımın şampiyonluktan başka çaresi yok ve barosun bu şampiyonlukta kupa kaldırması hakkı bu sevgisinin karsılıgı olarak:)

    YanıtlaSil
  2. Aynı bizim Bobo'ya bizimkilerin yaptığı yorumlar. Hayır bi de sanki bu adamlar gidince yerlerine Forlan falan gelecek.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir