Van Hooijdonk & Milli Takım

Bu ülkeyi benimseyen yabancı futbolculara karşı ayrı bir sempatimiz var. Nouma'dan tutun, Van Hooijdonk'a kadar liste tutmamız mümkün. Hatta bu isimlerin kariyerlerindeki en büyük eşiğin de bu ülke topraklarına gelmek olduğunu söyleyelim, çünkü futbol hayatları bittiğinde de bu ülkeden kopamıyorlar ve bir şekilde iş bulmaya devam ediyorlar. Nouma gerçi kendini futbol sahnesinin dışında göstermekle meşgul ama Van Hooijdonk yoluna futbolla devam ediyor. Kendisinin Hiddink'in yardımcısı olması ve A2 takımının da ona bağlanması gündemde.

Önemli teknik adamların çalıştırdıkları takımdan ayrıldıklarında arkalarında bıraktığı isimler çok önemlidir. Derwall ayrıldığında Mustafa Denizli'nin göreve gelmesi, Piontek ayrılığında da Fatih Terim'in göreve gelmesi gibi iyi örneklere sahibiz. Hiddink'ten de beklenen bu aslında. Yeni bir ekol yaratması, futbol ezberlerini bozması tamam ama görevden ayrıldığında da bu yapılanmayı doğru şekilde idare edebilecek bir teknik adama ihtiyaç var.

Yıllarca Oğuz Çetin'den bu beklendi. Fatih Terim'in yıllarca yardımcılığını yaptı ama Terim görevden ayrılığında teknik direktörlük için Oğuz Çetin'in hiç adı geçmedi, kimse de söylemedi. Çünkü güvenilmiyor, o karizmanın kendisinde olmadığı biliniyor. Ama çekirdeği çok iyi bildiği için de Hiddink'in yanında tutuldu, tutulmaya da devam eder. Yine de bundan 4-5 sene sonra bile Oğuz Çetin'in adı Milli Takım'ın başına geçmesi için geçmez.

Peki Van Hooijdonk'ta bu karizma, bilgi birikimi var mı diyebilirsiniz. Bence de yok ama bir şekilde bu yapılanmanın içerisinde tutulması güzel. Hiddink'in yanında güzel bir staj dönemi geçirebilir ve Avrupa futboluna da hakim olması bizi çoğu noktada güçlü kılar. Hiddink'ten sonra ise Van Hooijdonk'un ismi Milli Takım ile anılır mı diye sorsak, onun da şimdiden cevabı hayır gibi durunuyor. Ana Oğuz Çetin gibi bir isim varken Van Hooijdonk'un da yardımcı teknik adam olarak göreve getirilmesi şaşırtıcı ama bana göre doğru bir durum.