
Ama bu yaz döneminin şöyle bir özelliği de var. Bu transfer dönemi bir bakıma bonservisi olmayan futbolcular okyanusu gibi. Selçuk İnan böyleydi, Elmander böyle, Ceyhun Gülselam da böyle. İki önemli, bir de hayati adım. Mesela Klose de böyle bir adım olabilirdi ya da bu tip örnekler çoğalır. Haliyle Frey de bu örnekler arasına eklenir.
Ünal Aysal, çıkıp ''kaleci transferi bitmek üzere'' dediğinde akıllara Frey gelmişti doğal olarak. Güzel de bir hamle olurdu, önemli bir kaliteyi takıma katmış olurduk ama gerçekleşmedi bu iş. Sonrasında da ibre Muslera'ya döndü derken bu transfer bitirildi. Dediğim gibi Muslera da çok iyi bir adım, maliyeti de bir yana harika bir adım hatta ama Frey'in de bonservisi olmadan Genoa'ya uçuşu hadi be dedirtti. Frey de gelse kimse ''bu adam neden geldi'' asla demezdi ama şöyle bir durum da var. Fiorantina bize Frey'i bırakmazken, Genoa'ya bırakabiliyor. Galatasaray da bu transfer döneminde çeşitli futbolculara önerdiği yüksek ücretlerle yeni bir akım oluşturdu. Doğal olarakta biz birini istediğimizde alın gidin demiyorlar, ne koparsak kazançtır gözüyle bakıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder