
Önce formasyonumu yazayım, 4-3-3'e uygun bir kadro kuruyorum.
Kaleci tercihim Fernando Muslera. Her anlamda müthiş bir sezon yaşadı. Kötü bir başlangıç oldu aslında onun için, hatta ödenen büyük bonservis karşısında da çok tartışıldı ama her anlamda bir tez transferi olduğunu bizlere gösterdi. 25 yaşında, potansiyeli büyük bir kaleci, ülkemizin pek de alışık olmadığı bir tür. Diğer tercihler ise Tolga Zengin ve Volkan Demirel olur.
Sağ bekte Emmanuel Eboue var. Şunu söyleyeyim, ligin ilk yarısında mükemmel ve kusursuz bir Eboue izledik. Geçen sezon Fenerbahçe'de Andre Santos'un yaptıklarını hatırlıyorum mesela, müthiş bir hücum bekiydi ama bir o kadar da dengeli bir futbolcuydu. Bu özellikleri de zaten onu Arsenal'e taşıdı. Eboue de aynı hesap, aynı tarz ama daha farklı, yönlü bir futbolcu. Farkı ve yönü şuradan geliyor, joker misali her yerde kullanabilirsin onu ama en iyi verimi sağ bekte alırsın. Galatasaray da bunu sezon başında denemişti, tutmamıştı ama sağ bek olarak Eboue oynayınca müthiş bir fark yarattığını gördük. Ama Afrika Uluslar Kupası'nın ardından yaşadığı bir düşüş var, ligin ilk yarısındaki gibi değil ama yine de alternatifsiz bir şekilde bu 11'in içerisinde yeri var.
Stoperde ise Tomas Ujfalusi, Joseph Yobo ikilisini kullandım. Her ikisi de mükemmel bir sezon geçirdi bana göre. Galatasaray'ın savunması zaten malum, ligin en az gol yiyen takımı. Bunda da Ujfalusi'nin tecrübesi ve kalitesinin payı büyük diyebilirim. Fenerbahçe'nin ise savunmada büyük sıkıntıları var, her maç bir gol yeme ortalamasına sahip bir takımlar ama Yobo bu savunma içerisinde fazlasıyla ön plana çıkıyor diyebilirim. Doğru partneri bulamamanın sıkıntısı var biraz da ve bek performansı anlamında da istenilenin alınamamasının. Ligin ilk yarısındaki 11'e Egemen Korkmaz'ın ismini yazmıştım mesela ama onun ligin ikinci yarısında düşüş yaşadığını düşünüyorum ama yine de alternatifler arasında yer alabilir. Ya da Semih Kaya ilk aklıma gelen isim oldu.
Sol bek tercihim kesinlikle Hakan Balta. Çoğu isim bu tercihe burun kıvırır ama Hakan Balta bana göre istikrarıyla bunu fazlasıyla haketti. Son 2 sezon onun adına büyük bir kayıp ve düşüş anlamını taşıyordu ama Fatih Terim'le beraber yükselenler arasına girdi ve bu yeni Galatasaray'da da değişmeyen tek ismin o olduğunu görüyoruz. Dede mesela bu bölge için doğru bir isim, hatta o da yazılabilirdi ama onun için şunu düşündüm. Sol bekte öte birçok mevkide kullanıldı o ve nerede oynarsa oynasın katkı verdi, ama biz sol bek arıyoruz. Bu yüzden de Hakan Balta benim tartışmasız tercihim oldu.
Orta sahadaki üçlüme gelirsek; Felipe Melo, Selçuk İnan ve Manuel Fernandes'i yazıyorum. Melo ve Selçuk İnan'ın uyumu biraz da Galatasaray'ı bu noktaya taşıdı. Her ikisi de 10 golün üzerinde attılar ve tüm sezon boyunca da Galatasaray orta sahasını taşıdılar. Galatasaray'ın maç içerisindeki kaderi biraz da onların elindeydi, hem hücum hem de savunma anlamında. Bazen takımın kötü gidişatı futbolcunun ne kadar değerli bir isim olduğunu etkiler ama Fernandes için durum böyle olmadı, bizlere ne kadar kaliteli olduğunu Beşiktaş'ın en kötü gününde bile gösterdi. Onun bu çabalarının Beşiktaş'ın ligi 4. bitirebilmesinde payı büyük, yoksa Avrupa Ligi play-off'u için mücadele ederken de onları görebilirdik ama oynadığı her maç fark yarattı Fernandes. Bu üçlüyü de kimsenin tartışacağını sanmıyorum.
Hücüm üçlüm ise; Johan Elmander, Erman Kılıç ve Burak Yılmaz şeklinde. Burak Yılmaz'ın gol oranı malum, zirve sezonunu yaşadı. Trabzonspor her ne kadar kendi beklentilerinin biraz uzağında bir görüntü vermiş olsa bile Burak Yılmaz istikrarlı bir sezon yaşadı ve yakaladığı gol oranıyla da ne kadar kaliteli bir isim olmaya başladığını gösterdi. Elmander'in ise değerini o olmadığında daha iyi gördük. Belki gol anlamında yaşayan bir forvet değil ama tüm hücumun akort ayarı da onun elindeydi. Her işi yapıyor, bir forvetten beklemediğiniz özellikler bile onun üzerinde var ve bu da farkını ortaya koymasını sağlıyor zaten. Erman Kılıç'ın iyi bir futbolcu olduğunu İstanbul BB döneminde de biliyorduk ama Sivasspor'daki sezonları o kadar da iyi geçmiyordu. Biraz da takımın kötü gidişatındandı bu aslında ama bu sezon takım gibi o da büyük bir çıkış gösterdi ve o kaliteyi bizlere yaşattı diyebilirim. Stoch'la ikisi arasında gidip geldim ama Stoch'un istikrarsız anlarını çok gördük, Erman Kılıç ise aynı çizgisini hep sürdürdü.
Hocam yabancı sınırlaması ne oldu?
YanıtlaSilİyi olanın hakkını verdiğimiz bir 11'de yabancı sınırlaması olmaz :)
YanıtlaSilkeşke takım 12 kişi olsaydı da alex de olsaydı
YanıtlaSilYılın çaylagı kesinlikle SEMIH KAYA'dır
YanıtlaSilsol bekte eskişehirden DEDE olsa daha iyi olurmuş.
YanıtlaSilsolbek için dede olabilirdi sanki!?!
YanıtlaSilgüzel kadro, verimli oyunculardan derlenmiş.ama birkaç eleştiri yapmak istiyorum.4-3-3 sisteminde, orta saha, biraz daha merkezde kaldığı için, sağ-sol bekler de, ileri üçlünün uç kısmındakiler de biraz kanatlara yayılmalılar.belki bu noktada sol beke ismail köybaşı, sağa hilbert alternatif olabilir diye düşünüyorum.selçukla fernandes çok kaliteli oyuncular tabi, ama burada ikisi bir arada nasıl olur bilmiyorum.belki biri daha sabit bir ortasaha oyuncusuyla değiştirilip, diğerinin yerine alex alınabilir.bu tercih meselesi tabi.sol ileri uca belki stoch, melonun yerine de ernst konabilir, çok formda o da bu sezon.
YanıtlaSilbiraz da aklım karıştı aslında, belki en iyisi dediğin gibi birkaç farklı 11 yapmaktır :)