9 Nisan 2012 Pazartesi

Her İyi Sezonun Hayal Kırıklıkları da Olur

Hayal kırıklıkları da oluyor elbet, ne kadar iyi giderseniz gidin, beklemediğiniz şeyler daima oluyor, olmaya da devam edecektir. Galatasaray adına da hayal kırıklıkları var, bu kadar iyi giden bir anda. Ama dediğim gibi işin doğası var, herkesten maksimumu almak imkansız. Ya da iyi giden birinin bir anda patlaması, bunlar oluyor. Galatasaray adına da hayal kırıklığı 5'im şu şekilde oldu.

Melo & Riera Kavgası: Ligin son haftasına girerken yaşandı bu ve büyük bir hayal kırıklığıdır bana göre. Bu kadar iyi giden bir sezonun içerisinde oluşan arkadaşlık ortamında yaşnanmaması gereken herşey yaşandı. İdmanda çıkan tartışma veya kavgamsı bir ortam o mücadelenin, hırsın göstergesi olur ama iş büyümediği sürece. Soyunma odasında olaya devam etmek, kapıyı kitleyip arkadaşını dövmenin konuşulacak birşeyi yok, bana kalırsa affedilmemeli bile. Melo, onun adına konuştuğum tüm artıları bu hareketiyle beraber aldı götürdü diyebilirim. Play-off öncesi atılan büyük bir tokat bu aslında ama şansımız yine Fatih Terim, bu ortamı müthiş bir şekilde yönetiyor.

Albert Riera: İşin futbol yönüne inelim biz. Riera da büyük hayal kırıklığı yarattı ve beklentilerin çok uzağında bir sezon geçirdi. Arda Turan'ın zamansız ayrılığı sonrasında gelmişti Galatasaray'a ve maddi anlamda da büyük bir külfet yarattı aslında. Yıllık ücreti 3 milyon avro'lara dayanan bir isim ama oynadığı futbol bu paraların oldukça gerisinde diyebilirim. Çok fazla şans buldu, her fırsatta Fatih Terim onu kazanmayı denedi ama iyi oynadığı maç sayısı bir elin parmaklarından çok daha az. Sezon sonunda da gönderilmesine kesin gözüyle bakıyordum, bu kavga da üzerine tuz biber oldu.

Servet Çetin: İnanılmaz bir düşüş onunkisi, sürekli geriye gidiyor. 2 sezon önce Marsilya'ya 7-8 milyon avro gibi bir rakamla gidebilecek potansiyele sahipken böyle bir düşüşe geçmesi ve bir türlü de eskiyi yakalayamaması gerçekten inanılmaz. Ruhsuz bir görüntüsü var, atılan gole bile sevindiğini göremiyoruz. Kendisini buralara ait hissetmiyor gibi. Oysa Fatih Terim'in elinde o da kendisini toparlayabilirdi, bunu bekliyordum ama hayal kırıklığı oldu her açıdan. Sezon sonunda da sözleşmesi bitiyor, onunla da yollar ayrılacaktır.

Sercan Yıldırım & Yiğit Gökoğlan Transferleri: 1-2 sezon içerisinde bu laflarımı yiyebilirim belki, futbol bu neyin getireceği belli olmaz ama bu sezon üzerinden yürüyorsak, bu iki transferin de maliyetleri itibariyle hayal kırıklığı yarattığını söyleyelim. Sercan Yıldırım, 3.5 milyon avro + Musa Çağıran gibi bir rakama gelmişti. O Musa Çağıran bugun Bursaspor'da güzel işler yapıyor ama Sercan Yıldırım kayıplarda. Yakaladığı tüm fırsatları değerlendiremedi, en kritik anda bile Terim ona güvendi ama o bu şansı kullanamadı diyebilirim. Aynı şekilde Yiğit Gökoğlan. Benim ondan beklentim daha fazlaydı, transferine de sevinmiştim ama onun da yarattığı bir hayal kırıklığı var, kullandığı tüm şansları değerlendiremeyen bir futbolcu da o oldu. Onun da yani bonservisi yüksekti, bu iki futbolcunun geleceği nasıl şekillenecek merak ediyorum.

Sabri Sarıoğlu: Bana göre o da bir hayal kırıklığı. Özellikle de sakatlık sonrası dönüşünde. Eboue, Afrika Uluslar Kupası'ndayken ona gelen şansı iyi değerlendiremediğini düşünüyorum ve sezonun ilerleyen döneminde de henüz o anlamda bir etki edemedi. Oyuna sonradan girdiği bazı maçlarda sağ açık olarak takıma getirdiği bir enerjiden söz edebiliriz ama dön de gördük. İlk 11 oynadığında o etkinin çok uzaklarında artık ve beklenileni malesef veremiyor. Onun da geleceği merak konusu olacak...

3 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Sercan yıldıırm için çok yetenekli lafını kullanıyorlardı spor alimlerimiz. Eğer sercan çok yetenekli ise bildiğimiz vasat oyuncular ne oluyor uzaylı falanmı. Onlar uzaylı ise messi ne oluyor.

    Sırf hızlı diye bir oyuncuya yetenekli demek ,olmamışı oldurmak onada herkesede büyük zarar veriyor.

    Türkiyede gerçek değerin oluşmaması mefhumu varki evlere şenlik. biraz iyi bir futbolcu fix 3 yada 3,5 milyon euro alıyor. arada kalite farkı olsada bu fiyat değişmiyor. yıldızsa 3 yada 3,5 milyon euro . yıldızdan biraz aşağısı ise fiyat düşyor. değeri kaliten değil yıldızlığın belirliyor. artık nasıl yıldız olunuyorsa.

    Olcanda bonservisi 3 milyon euro yiğit goköoğlanında bonservisi aynı 3 milyon euro. bu işde bir yanlışlık var. bu gibi şeyler FM de para hilesi yapıp bolca kendine para verdiğinde yaparsın. para bol olduğu için gerçek değeri ile ilgilenmeden onu almak için parayı saçarsın biz böyle davranıyoruz. oysa ufak bir ekonomik problemde bir sene sonrasını göremediğimiz bir finansal yapımız olduğu halde. Tüm bunların yaşandığı ülkeye Türkiye deniyor.

    işin acısıda ne biliyor musunuz asıl bu ülkenin sahibi olan 70 milyon halk bu zenginlikten bu har vurup savurmaktan faydalanamıyor fakirlikten kırılıyor oda ayrı bir sosyal konu. Bende daldan dala atladım gene.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir