22 Haziran 2012 Cuma

Bir Pozisyon, İki Gol / Euro2012 Günlüğü #13

Futbolda felsefe felsefedir, beğeniye uygun futbol oynama zorunluluğu da yoktur. Yunanistan'ın da felsefesi bu. Özellikle de rakibin güç ayarının yükseldiği maçlarda işin savunma boyutunu çok daha yukarı seviyeye çekerler ve havalarını buldukları turnuvalarda can yakalar. Kötü olduklarında da işte böyle dağılırlar ama bu Yunanistan'ın ne olursa olsun çeyrek final gördüğünü unutmayalım.

Yunanistan'ın felsefesi belli, gol yemeyeyim, bir şekilde karambolden bir gol yaratırım. Hele ki 60. dakikalara kadar gol yememeyi bir şekilde başarırsam rakibi panik hale getirebilirim. Ama bu tip bir futbolu oynamak için beraberinizde bulundurmanız gereken bazı faktörler var. Savunmanızın müthiş iş yapması, bireysel hatalardan uzak olmak, pozisyon hatası falan yapmak bir yana biraz şans, fazlasıyla da kaleci faktörünü beraberinde getirmelisiniz.

Yunanistan'ın yediği ilk üç gole bakınca kaleci Sifakis'in hatalarını görüyoruz. Neredeyse üstüne gelen her topu sektirmesi de bir yana. Almanya'nın damga vurduğu, forse ettiği ve dilediği gibi de at koşturduğu bir maç izledik ama Sifakis'i aman aman zorlayan durumlar oluşmadı, eğer maç 1-1 devam etseydi ve şu dakikalarda uzatma anlarını izleseydik Almanya'yı bu yüzden eleştirebilirdik ama maçın 1-1'e gelmesinden sonra bir anda nasıl 4-1'e geldiğini gördük. Biraz işe asıldığında maç kendiliğinden Almanya'ya geldi zaten, görüntü bu.

Klose, Schürrle ve Reus tercihlerini rotasyona bağlayanlar var ama ben taktiksel bir hamle olduğunu düşünüyorum. Yunanistan'ın böyle oynayacağı zaten belli ve bu yüzden turnuvada temposuz bir görüntü çizden Podolski ve Müller'in yerine daha tempolu ve aktif Schürrle ile Reus'un oynaması Yunanistan savunmasını bu kadar zor duruma düşüren faktörlerden biriydi. Ayrıca Klose duvar görevini müthiş gördü ve Klose oynadığında Mesut Özil'in ivmesi biraz daha yukarı çıkıyor ve maç genelinde de sayı almak için sürekli oyun arayan güreşçi misali bir Almanya izledik ve Lahm'ın golüyle de beraber Yunanistan'ın dağılması gerçekleşti ve böyle farklı bir oyun ortaya çıktı.

İkinci yarının ilk 10 dakikasında biraz Yunanistan kıpırdandı, hücumla alakası olmayan takım bir anda Gekas'a top şişirelim, arkasından biz de koşalım durumunu hatırladı ama 1-1'i bulmalarına rağmen bu skorun Almanya'nın oyunu çok savsaklamasından geldiğini söyleyelim. Bunun da kanıtı devamında gelen 4-1'lik skor.

İşin özü, Almanya'nın çok rahat bir galibiyet aldığıdır. Bu kadar rahat geçmesini beklemiyordum ama Almanya'nın grup maçlarına oranla vitesi biraz daha yükselttiğini söyleyebiliriz. Yunanistan ise bu maçta nasıl iki gol attığını tekrar tekrar düşünmeli, çünkü ben hala inanamıyorum. Bu felsefeyi uygulamak için 2004 günlerini hatırlamanız ve şans, kaleci gibi faktörleri de yanınıza almanız gerekiyor...

1 yorum:

  1. yunanistanın oynadığı futbolsa bende arabım. bu ne yahu. ben hayatımda böyle futbol görmedim. bütün arapaslar geçti. adamlar bir sağa bir sola döndüler

    maçı izlerken aklımdan yunanistanla ispanyanın maç yapmasınıda çok isterdim. ispanya iççin gerçek bir mihenk taşı olurdu. aynı zorlanma yunansitan karşısındada yaşanırsa anlardıkki sorun diziliş değil oyun taktiğinde. ciddeen böyle bir maçı çok merak ettim maçı izlerken.

    ha bide rusyanın hala ne menem bir takım olduğunu anlayamadım. anlayan varsa beri gelsin. böyle bir yunansitana karşı pozisyona bile giremediler.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir