Ertuğrul Sağlam ayrılığıyla başlayalım aslında, olayın temeline inelim. Bence yaşanılması gereken bir ayrılıktı ama zamanlama yanlış oldu, sezon sonu beklenmedi. Zordur böyle efsane teknik adamlarla da ayrılmak, o ayrılıktan sonra yaşanan süreç çok sancılı olur ve Bursaspor'da bunu yaşıyor, görüyoruz. Sen bu ayrılığı nasıl değerlendirdin, olması gereken bir ayrılık mı oldu yoksa Ertuğrul Sağlam üzerinde ısrar etmek daha doğru bir yol muydu?
Gökhan Sezer: Ertuğrul Sağlam ile Bursaspor’un yollarının ayrılmasının doğru mu, yoksa yanlış mı olduğunu görmek ve söylemek için bence daha zamana ihtiyacımız var. Ama gelinen aşamada zamansız bir ayrılık olduğu görüşüne ben de katılıyorum. Çünkü durum şu; uzun süredir teknik ve taktik tüm planlamasını, en kısa vadede bakacak olursak ise devre arası transferlerini (bence son dönemdeki en ‘nokta atışı’ transferler) Ertuğrul Sağlam’ın yaptığı Bursaspor, ligin geri kalan bölümünde farklı bir antrenörle, Hikmet Karaman ile çalışacak.
Planlamanın parçalarından olan bir futbolcu takımdan ayrılabilir, eğer yapınız sağlam ise yerini doldurabilirsiniz. Ama planlamanın bizzat önderi olan teknik direktör ile yollarınızı ayırdığınızda, ister istemez, birçok tartışma ve değişim de beraberinde geliyor.
Sağlam, Bursasporlular’a yaşattığı başarılarla Bursa’da çok farklı bir yerdeydi, halen de öyle. Bu sebeple, Bursaspor’da lig devam ederken yaşanan teknik direktör değişikliğinin beraberinde getirdiği sancılı sürecin aşılması, bence ülkemizde alışılandan çok daha zor olacak.
Çünkü Bursasporlular’ın en başta, teknik direktör koltuğuna gelecek isimde aradığı kriterler Ertuğrul Sağlam gelmeden önce çok farklıydı, gittikten sonra bir o kadar daha çok farklı. Bu en ana tartışma. Bunun gibi daha birçok örnek sayılabilir. Belki de bu sebeple Sağlam’ın takımdan ayrılışı iki kat daha zamansız bir gelişme. Ayrılma fikri kafasında net şekilde oluştuğu vakit, sezon sonunu beklemeyi düşünseydi bence çok daha yerinde bir tercih yapabilirdi, ama yapmadı.
Bu tercihi yaptığında, bunu duyurabilecek kadar krediye de sahipti halen bana göre. Ertuğrul Sağlam’ın Bursaspor camiasıyla arasındaki bağ ve Sağlam’ın kişisel kariyeri açısından olumlu, Bursaspor’un menfaatleri açısından ise tartışmalı bir ayrılık oldu kısacası. Ben böyle düşünüyorum.
Peki Hikmet Karaman ilk tercih miydi ve Hikmet Karaman haricinde başka alternatifler var mıydı, çok merak edilen bir soru bu.
Gökhan Sezer: Hikmet Karaman’ın ilk tercih olduğuna inanmıyorum. İsmi medyaya yansıyan veya yansımayan bazı yerli ve yabancı isimlere dönük çeşitli araştırmaların yapıldığı çokça kulağımıza geldi. Camianın Karaman tercihini anlamsız bulması ve yalnızca konan fiili tepkilere değil yapılan anketlerin sonuçlarına da bakıldığında bu tercihin desteklenmemesinin ardında, az da olsa bu da yatıyor. Hepsi gerçek olmasa da, Eriksson’dan Gerets’e, Ziege’den Maradona’ya, Souness’tan Şenol Güneş’e kadar birçok ismin Bursaspor ile geçtiği bu dönemdeki Karaman tercihi uzunca bir süre tartışılmaya devam edecek.
Ersel Uzgur'la sezon sonuna kadar devam etmek hiç düşünülmedi mi, yeni teknik direktör tercihini sezon sonuna bırakmak? Bana göre olması gereken durumdu, yeni bir teknik direktör demek yeni hedefler demektir ve olası bir başarısızlıkta sezon sonu yeni planlar, yeni bir dönem anlamına gelir bu. Sen ne diyorsun bu konuda?
Gökhan Sezer: Beklenti ve istek olarak en gür şekilde dillendirilen isim aslında Ersel Uzgur oldu. Bahsettiğiniz gibi, daha çok “En azından sezon sonuna kadar Ersel Uzgur ile devam edelim” şeklindeydi bu beklentiler. Ben de bu konuda “Keşke” diyenlerdenim, olsaydı sevinirdim. Bursa insanı özledi çünkü bunu. Baktığınızda Bursa’da taraftarın son dönemde altyapıya olan ilgisi arttı, biraz da bunun getirisi diyebiliriz bu talep.
İnsanlar Sağlam’dan sonra, teknik direktör koltuğunda oturacak kişi konusunda maneviyata da çok değer veriyor ve “Yerli olacaksa bizden biri olsun” dendi. Başkan Yazıcı bu yolu seçmedi.
Ersel Hoca şimdi Karaman’ın ekibinde ve görevine Karaman’ın yardımcılarından biri olarak devam edecek. Bu sebeple bu tartışmayı derin dondurucuya kaldırmak sanırım en mantıklısı.
Gelelim Hikmet Karaman tercihine. Yönetim iki kere yalanladı ama bu olayı sağır sultan bile biliyordu bence. Hikmet Karaman da Bursaspor'a gelmek için tabir yerindeyse 40 takla attı, Bursaspor da buna kayıtsız kalmadı ve etik olmayan durumlar yaşandı. Sen süreci yakından takip ediyorsun, bizleri bu konuda aydınlatır mısın?
Gökhan Sezer: Bunu Başkan Yazıcı veya Yönetim Kurulu üyelerinden herhangi birine söylediğinizde “Neymiş o yaşanan ve etik olmayan durum? Biz kendisi ile görevden ayrıldıktan sonra görüştük” diyeceklerdir. İmza töreninde Hikmet Karaman’ın konu hakkında söyledikleri de bu yönde. Ama Gaziantepspor camiası başta olmak üzere spor kamuoyunun bu cevaplardan tatmin olmadığı ortada. Birçok Bursasporlu da bu durumu sorguluyor. Sosyal medyada ufak bir tarama ile “Dik duruş” sorgulaması yapan birçok Bursasporlu görebilirsiniz.
Karaman’ın isminin, daha Gaziantepspor’da görevinin başındayken Bursaspor ile geçmesi ve Gaziantepspor cephesinden bu haberlerin ardından yapılan açıklamalar, bunlara karşılık olarak Bursaspor Kulübü’nün verdiği cevaplar burada başlıca etkenler aslında. Yani tartışmanın odağı medyada o dönemde çıkan haberler. Bunların doğruluğu asıl mesele. Bunu nasıl açıklığa kavuşturacağız?
Medyada o dönemde çıkan haberlerin doğruluğu veya yanlışlığı açığa çıkmadıkça, bu tartışma kısır bir tartışma olarak kalacak. O yüzden fazla konuşmak istemiyorum. Şahsi olarak şunu söylemek isterim yalnızca, bir Bursasporlu olarak bu konuda etik olmayan bir davranışın varlığının kanıtlanması halinde, bunun karşısında en dik duracak kitlenin Bursaspor taraftarı olacağını bilmek beni mutlu ediyor.
Hikmet Karaman başarılı da olabilir, şaşırtmaz aslında bu ama hamle başarısız. Bursaspor'un şampiyon bir takım olduğunu söylerim hep ve yapması gereken hamleler de şampiyon bir takıma yakışan hamleler olmalı ama sıradan hamleler izliyoruz, Hikmet Karaman tercihi de böyle bana göre. Bu açıdan bakarsan nasıl bir hamle bu, Bursaspor'daki geleceğini nasıl görüyorsun Hikmet Karaman'ın?
Gökhan Sezer: Daha önce de dediğim gibi, Bursaspor taraftarının birçok şeye bakış açısı şampiyonluktan önce ve sonra olarak ikiye ayrılıyor. Yani diğer bir değişle, Sağlam’dan önce ve sonra… Bursaspor taraftarı, kendisini şampiyon yapan ve daha kulübe adımını attığı ilk gün sağladığı kenetlenme ile başarıyı getirdiğine inanılan Sağlam’dan sonra, benzer ve hatta daha üstün niteliklerde bir teknik adam bekledi.
Bu Hikmet Karaman mıydı? Kimsenin bu soruya bir çırpıda “Neden olmasın?” cevabını verebileceğini zannetmiyorum. Tartışmalı bir şekilde ve eleştiri eşliğinde geldi bir defa. İmza törenine bu birlikteliği istemeyen taraftarlar gitti. İlk antrenmanın ardından tesiste Karaman aleyhine protestolar vardı. Sağlam böyle gelmemişti. Aybaba böyle gelmişti, Kurtar böyle gelmişti!
Bursaspor taraftarı şampiyonluk görene dek, yani 47 sene boyunca şampiyon olunca bambaşka bir dünyanın kapılarının aralanacağını sandı. Aslında öyleydi de bazı açılardan. Ama ne o kapıdan tam manasıyla girildi, ne de kapının eşiğinden ayrılındı. Cereyanda kalındı gibi bir durum var ortada. Şampiyonluk beraberinde getireceği düşünülen gelişim sebebiyle güzeldi, yoksa kupalar pek değer taşımıyor Bursaspor taraftarının gözünde.
Şimdi, bu gelişim beklentisi içerisinde Hikmet Karaman tercihi tabii ki sorgulanacak ve daha uzunca süre tartışılacak. Hiç de anormal bir durum değil bu. Çünkü bu başlı başına bir antrenör seçimi meselesi değil ki, aynı zamanda vizyon tartışmalarının bir parçası. Anormal olan birilerinin buna anlam veremiyormuş gibi davranması.
Umarım Karaman’ın Bursaspor’daki sonu Güvenç Kurtar ve Samet Aybaba’ya benzemez. Umarım, aksi yöndeki düşüncelerime rağmen üst düzey bir başarı yakalar. Ama ben bunu pek de olası görmüyorum. Geldiği ilk günlerde taraftarla ve şehirle arasında bir bağ oluşmayan antrenörlerin Bursa’da başarılı olamayacağı, tarihe yazılan bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
https://twitter.com/gkhnszr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder