24 Mayıs 2018 Perşembe

Kırılma noktası; Gençlerbirliği mağlubiyeti


Twitter'da Onur Reyhanoğlu isimli takipçimin bana attığı yorumun üzerine biraz konuşmak lazım. Doğru bir noktaya temas etti çünkü. Gençlerbirliği maçı sonrasında taraftarın takımı karşılaması ve Fatih Terim'in yüzünde oluşan ifadenin üzerinde fazlasıyla durmuştuk. Oysa o maç sonrasında saha içi anlamında yapılan bazı değişiklikler var. 

Gençlerbirliği maçı sonrasında 6'da 6 yaparak ligi tamamlıyoruz. Bunların 3'ü de deplasmanda alınan galibiyetler. Alanyaspor maçı her ne kadar zorlu geçse de ondan sonra gelen deplasmanlarda, hatta diğer maçlarda da sonucu ele aldıktan sonra biraz daha sakin oynadığımızı görüyoruz. Haldır haldır hücum etmekten ziyade biraz daha günün şartlarına uyarak. 

Galatasaray'ın deplasmanlarda kaybettiği maçlarda oluşan bir panik hali vardı. 4-4-2'yi ne zaman denesek bunun olumsuz sonuçlarına şahit olduk. Tabii bunda alternatifsizlik büyük etmen. Eren Derdiyok, Yasin Öztekin gibi isimlerle geri dönemedik. Gençlerbirliği maçında da bu oldu. 0-0'ın yarattığı panik hali bizi yine 4-4-2'ye taşımıştı, hatta 80. dakika sonrası Eren Derdiyok'un yetmemesi Donk'u dahi hücuma yönlendirmişti.

Serdar Aziz / Denayer tandemine dönüşte bu maçın ardından geldi. Maicon'un düşüşünü anlıyorum, yaz dönemi hiç tatil yapamadı, biz de sezonu erken açtık derken tükendi. Yine de tarz noktasında hocaya pek uyduğunu söyleyemem. Serdar Aziz ve Denayer biraz daha hareketli isimler. Onları orta sahaya yakın kullanmak mümkün. Denayer'in topla çıkabilme özelliğini de işin içine katınca geriden oyun kurmak sorun olmuyor.

Fernando'nun dönüşünün ardından o haftalarda Donk kulübeye gelmişti. Selçuk İnan / Fernando orta sahası tempo noktasında yeterli olmadı. Belhanda da Gençlerbirliği maçında 60. dakikada oyundan çıkmıştı. Deplasman kayıplarının diğer ortak noktası da Belhanda'nın yokluğu oldu. Donk'a dönersek, bu maçın ardından 11'e tamamen yerleşti ve belki hücumdan ödün verdik ama daha sert bir takım olduk. Deplasmanda gelen 3'de 3'ün, kazanılan büyük maçların en önemli unsurlarından biri Donk oldu. Günün şartlarına uymaktan kastım bu.

Bu maçın ardından 4-4-2'yi bir daha denemedik. Gol aranan anlarda kenardan gelen bir numaralı hücum alternatifi Sinan Gümüş oldu. Tolga Ciğerci'nin sakatlık dönemi olsa da geri döndüğünde dahi kendisini düşünmedik bile. Mevcut itibariyle 11'in ve kulübenin tüm parçaları yerine oturmuş oldu. Gençlerbirliği mağlubiyeti bu anlamda şampiyonluğun kırılma noktasıdır. Bu maçta alınan derslerle birlikte mevcut kadrosuyla oynayabileceği en iyi oyunu oynayan bir Galatasaray izledik..

2 yorum:

  1. Bu yazıdan şu çıkıyor: Fatih Terim sene başı gelse doğru sistemi daha erken bulacaktık ve lig belki se 3-4 hafta kala bitecekti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle. Sezonlarında da hep öyle olmuştur. İlk 7-8 hafta düzeni bulmak, sonrasında yükseliş.

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir