Biz zaten bu durumu eleştirmiyor muyduk?

Yedlin konusunu özel olarak konuşmak gerekiyor. Tepki ve hüküm konusu çok enteresan yerlere kaymaya başladı. Önce transfer şartlarıyla başlamak lazım. Ocak dönemi, sattığın kadar al var, Omar büyük bir talihsizlik sonrası oynayamaz halde ve sağ açık ihtiyacın oluşmuş, Linnes / Şener Özbayraklı ikilisiyle sezona devam etmek çok zor. Bu sağ bek işini de, mümkün olan en ucuz bedele çözmek zorundasın. Ya yine futbolcu kiralayacaksın (Nagatomo gibi), ya da fırsat kovalayacaksın. Yedlin de böyle bir fırsattı.

Newcastle United ile olan sözleşmesi sezon sonunda bitiyordu. Takımda da düşünülmediğinden, Ocak ayındaki ayrılığına ışık yaktılar. Ligin ilk yarısında da çok fazla şans bulamadığını eklemek lazım. Yepyeni bir ortama geliyorsun, herkes direkt olarak uyum sağlayamaz. Fikstür o kadar yoğun ki, ayağının tozuyla maça çıktı ve bu durum böyle devam etti. Maalesef Yedlin'e uygun bir organizasyonumuz da oluşmadı. Yedlin çok hızlı ve tempolu olsa da, işin teknik veya defansif kısmındaki katkısı belli düzeyde.

Rosier'i överken, Beşiktaş'ın da sezon başı ilk isteği Yedlin'di. Bonservissiz çıkaramadıkları için bu transferi yapamadılar. Yedlin, sezona yönelik hayal kırıklıklarımdan biri, o kesin. İstediğim katkının maalesef uzağındaydı. 1-2 maç haricinde de, şu maçta iyiydi diyebileceğim maçı yok. Yine de anlayabiliyorum. Bu adam 27 yaşında ve geçmiş kariyeri unutuluyor. Kamp dönemini görelim, şu takım oyunu içine tam anlamıyla oturtalım. Bu kadar kolay vazgeçmek ya da hüküm vermenin kimseye faydası olmaz.

Unutulmasın, Karagümrük maçında az daha ayak bileği kırılıyordu. Herkes o sakatlıktan kolay dönemez. Belki Yedlin de dönemeyecekti ama fedakarlık yaptı. Sezonun son bölümündeki düşüşü bundan kaynaklı da olabilir. Omar da dönünce, Yedlin'le birlikte ortaya çok iyi bir sağ bek rotasyonu ortaya çıkıyor. Sürekli al al al mantığıyla bir yere gelemezsin. Her yıl birilerinden vazgeçelim, sonra yenileri gelsin. Biz zaten bu durumu eleştirmiyor muyduk?