Arda Güler özel yetenek, Fenerbahçe açısından çekindiğim tek futbolcuydu. Fenerbahçe'nin son haftalarına bakın, hücumları tam anlamıyla onun ayağına bakıyor. Kalite oluşturamıyorlar, o olmadan üretmekte zorlanıyorlardı. Arda Güler de Fenerbahçe'yi bu haftalarda elinden geldiğince taşıdı. Gelecek onun elbette, umarım müthiş yerlere gelir. Arda Güler'i bu kadar konuşurken, diğer potansiyelleri de atlamamak lazım. Kazımcan Karataş mesela, Arda Güler'i sildi sahadan.
Şakayla karışık, "Arda Güler'i çıkar cebinden" dedik. Nefes aldırmadı Arda Güler'e. 1'e 1'lerde geçilmedi, fizik olarak zaten üstün kalıyor. Arda Güler, oyun zekası yüksek bir potansiyel. Onu durdurabilmek de zeka işidir. Savunma kısmında görevini yaparken, hücumda da performans verebilmek "potansiyelin" tanımıdır. Kazımcan Karataş bu sezon oynadığı her maçta benzer performansları verdi.
Yerli sol bek bulmak, çölde su bulmakla eş değer. Çok fazla isim yok çünkü. O kadar isim yok ki, büyük takımların gündemine Caner Erkin ve Hasan Ali Kaldırım gibi isimler giriyor. Rıdvan Yılmaz var, şu an onu transfer edebilmek zor. Eren Elmalı vardı, sezon başı alamadık diye üzülmüştüm ama şu an iyi ki almadık diyorum. Çünkü Kazımcan Karataş çok ötede, daha büyük potansiyel. Kazımcan Karataş da geçen sezon sol bek oynamaya başlamış, küme düşen Altay'ın futbolcusuydu.
Genç, yetenekli ama burada tutunur mu diye düşündüren bir bekti. Kabul edelim ki bu transferi biraz da 8+3 kuralı gerçekleştirdi. Büyük de bir maliyeti yoktu bu arada. Beklentim de düşüktü. An geldiğinde, o şans verildi, futbolcu da iyi kullandı. Önce önünde Aanholt vardı, sonrasında Emre Taşdemir şans buldu, Adekugbe transfer edildi. Kazımcan Karataş ise hepsinin önüne geçti. Gelecek sezona gelirken de, önüne değil de, arkasına tecrübeli bir sol bek almak lazım. Bu çocuk potansiyel, neredeyse "wonderkid" tadında. Önü kesilsin de istemiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder