Boey, geride bırakacağımız sezonun en iyi sağ bekiydi

Sezonun hikayesi. Bu şampiyonluk içerisinde, "Boey'in kazanılması" çok önemli bir yer tutuyor. Galatasaray'a transferi de başarı öyküsüdür. Çok düşük bir bonservis bedeli vardı. Az paraya büyük kazanım noktasında, tanım olabilecek bir "scout" hamlesi. Geçen sezona iyi girmiş, devamında sakatlıklar yaşamıştı ve uzun süre takımdan ayrı kaldı. Torrent takıma geldiğinde o da geri dönmüştü ama çok fazla forma şansı bulamadı. Hatta Torrent onun için "futbolcu değil" tanımlamasında dahi bulundu.

Yeni sezona girerken de aslında, Boey'den yana umut yoktu. Kampa gelmedi, kilolu fotoğrafları vardı. Kadro dışı kaldı doğal olarak ve takımla değil de, rezerv takımla kamp dönemi yaşadı. Sonrası şans işte. Dubois ve Omar sakattı, elde kalan tek sağ bek de Ali Turap Bülbül'dü. Boey, takıma geri döndürüldü ve Antalyaspor maçına 11'de başladı. İlk yarısı kötüydü de, 2. yarıda toparladı. Sonra da formayı bir daha bırakmadı. Dubois geri dönse de, Okan Hoca formayı Boey'den almadı. Bu da forma adaletidir.

Boey de kendisine iyi baktı ve çalıştı. Kadro dışıyım diye vitesi düşürmedi, aksine arttırdı. Okan Hoca da ona dokundu, geliştirdi. Geçen sezonuyla bugünü kıyaslanınca, bambaşka bir futbol tarzı var. Tempolu, atlet ve savunma yönü daha iyi denilen bu adamın artık hücum yönü de çok iyi. Hücumun en önemli unsurlarından birine döndü. Orta kalitesi büyüyor, asist yapmaya başladı, tekniği gelişiyor. Komple bir sağ bek olma yolunda. Gelişmeye devam edecek, geleceği parlak.

Sezonun ödülünü de, Fransa U21 takımına seçilerek aldı. Kamerun ile Dünya Kupası'nda yer almayı, Fransa hayali için kabul etmedi. Takımda tutabileceğimizi düşünmüyorum, çok ciddi teklifler var. Arsenal gibi takımlar onun için konuşuluyor. Boey konusunda önce Fatih Hoca'ya, sonrasında da Okan Hoca'ya teşekkür etmeli. Biri bu transferi gerçekleştirdi, diğeri ise futbolcuyu şu an bulunduğu noktaya taşıdı. Boey, geride bırakacağımız sezonun en iyi sağ bekiydi.