Tozlanmış parçalı serisinde sadece eski futbolcularımızı değil, teknik direktörlerimizi de konuşuyoruz. Prandelli de nedense son günlerde çok fazla gündeme getirildi. Galatasaray'a geldiği gün itibarıyla düşününce çok büyük işti. O dönem Avrupa'nın en önde gelen teknik adamlarındandı ve İtalya Milli Takım'ından ayrılır ayrılmaz soluğu burada alması da ciddi bir başarıydı. Mancini gibi başka bir önde gelen teknik adamın ardından geldi. O gün için heyecanlı olsak da, işler istenilen gibi gitmedi.
Türkiye'de o günlerde katı bir yabancı kuralı vardı. Mancini'yi de bu zorladı, Prandelli'yi de. Her 2 teknik adamın da Türkiye Ligi'ne uyumu zor oldu. Mancini tam buralara alıştı, takıma kendini sevdirdi derken gitti. Prandelli'nin ise bu zamanı olmadı. Çünkü bu zaman kendisine tanınsa, Galatasaray şampiyon olamazdı. Futbol olarak aşağı doğru ilerleyen, takımla iletişimi kopuk bir teknik adamdı. Türkiye'ye hiç uyum sağlayamadı.
Galatasaray onun ilk yurt dışı deneyimiydi ve yabancı dil de bilmediği söyleniyordu. Müthiş bir ekibi vardı, teknik direktörlüğüne asla lafım olmaz. Hatta o ekip sezon öncesi takımı öyle hazırladı ki, bunun ekmeğini Hamza Hoca fazlasıyla yedi. Fizik olarak mükemmel bir Galatasaray vardı ve şampiyonlukta da mutlaka pay sahibi. Taktik tarafta ise arayışlar bu takımı aşağıya çekti. 3'lü denemeler, Melo'yu stoper, Sneijder'i "regista" gibi kullanmaya çalıştığı maçlar var.
5+3 de zorluyor elbette. Bu kurala, Türkiye Ligi ile alakasız bir teknik direktörün uyum sağlaması zor. Yerli ağırlığı var, bu da kalitenin belli noktada kalması demek. Ligde hamle yaparken, kimilerine mecbur kalıyorsun. Ligde bıraktığı noktanın geri dönüşü olsa da, Şampiyonlar Ligi çok büyük rezillikti. 1 puan var sadece, o da son dakikada. Her maç fark yeniyor, hatta ligde büyük maçlarda da görüntü bu. Varlık dahi gösteremedik. Bu tabloda da gidersiniz, yapacak bir şey yok.
Takım oradan döndü ve ligde şampiyon oldu. Üstelik Ocak ayında transfer dahi yapmadan. Dzemaili ve Pandev gibi isimlerden de katkı alınmaması cabası. Ligde 2 yabancı eksik oynuyorsun diğer yandan. Hamza Hoca için bu söylediklerim tabi. Prandelli'ye dönersek, oyuncuya dayalı bir düzen içinde, o oyunculara kendini kabul ettirememesi ile biten Galatasaray dönemi. Galatasaray sonrası da kariyeri baş aşağı gitti ve 2021'den bu yana takım çalıştırmıyor. Prandelli'nin Galatasaray'daki puan ortalaması da 1.25 . Bu kabul edilemezdi.
Prandelli imza attığı günlerde yorumcu Ali Ece onu Derwall e benzetmiş ve Galatasaray yeni Derwall ini buldu gibisinden bir yazı yazmıştı. Şimdi vole de yorumculuk yapan o zamanlar extensor blog da yazan Sinan Yılmaz da benzer şeyler yazmıştı. Bilindiği gibi Jupp Derwall ülke futboluna çağ atlatan bir teknik adamdı. Benim şahsi görüşüme göre Prandelli teknik ve taktik açıdan Derwall den daha iyi bir teknik adamdı. Fakat biz ondan faydalanamadık. Çünkü Derwall ile çalışırken gösterdiğimiz tevazu ve saygıyı Prandelli ile çalışırken göstermedik. Artık biz büyük takımdık çünkü. Egolarımız kabarıktı. Her şeyi biliyorduk.Her şeyden anlıyorduk. Sonunda kaybeden biz olduk.
YanıtlaSilGeldiği gün itibarıyla herkesi yüksekti, beklenti arşa çıkmıştı. Ülkenin istediği şartlarda hiç olmadı maalesef, uyum sağlayamadı.
Sil