14 Ekim 2009 Çarşamba

Gazonuna Galibiyet {Türkiye 2-0 Ermenistan}

Türkiye - Ermenistan maçının kağıt üzerinde bir önemi yok gibi gözüksede tarihsel bakımdan iki ülke arasında yaşananlar, diplomasi trafiği açısından çok güzel bir özel maç havasına girdi. Ayrıca Fatih Terim ve Rüştü Reçber'in de vedası bakımından çok önemli karşılaşmaydı. Gecede o kadar önemli maç varken, Dünya Kupasına gidecek kalacak ekiplerin tamamı belirlenmemişken futbolun zirvesindeki adamlardan Platini'nin bu maçı izlemeye gelmesi maçın ne kadar önemli olduğunun bir göstergesiydi. Seyir zevki düşük bir maç oldu bizler oynamamız gerektiği gibi oynadık ve 2-0 kazandık. Gidemeyeceğimiz geçtiğimiz maçta Bosna'nın Estonya'yı yenmesiyle kesinleşmişti zaten. Bu maçı sadece İmparator için oynadık, İmparator için kazandık. Grupta puan 15 oldu ve 3. sırada kaldık.

İlk Yarıda İşi Bitirdik
Maçın ilk 15 dakikasında benim beklediğimin tam tersi bir oyunla sahadaydık. Ben daha etkili pres yapan ilk yarım saatte işi bitirmek isteyen bir Milli Takım bekliyordum. Sanki gerek varmış gibi :) 15. dakika geçtikten sonra atakları sıklaştırmaya başlayan bir Milli Takım izledik. Bunun meyvesi ise 16. dakikada geldi. Bir pozisyon önce ceza sahasında sağ çaprazda kaleciyle karşı karşıya kalan Halil topu düzeltme, bekletme yoluna gidince pozisyonunu kaybetmişti. Aynı pozisyondan bir dakika sonra bu defa Emre'nin sol kanattan yaptığı ortaya şık bir kafa vuruşu gerçekleştirdi. Top ağlarla buluşurken takım Fatih Hoca'ya gidiyordu ki bu konuya birazdan ayrıca değineceğiz. Golden sonraki dakikalarda ataklar yine devam etti. Ataklarımızın sıklaştığı anlardan birinde Hamit'in pasında Servet ceza sahası sol çaprazında ayağına topu aldı. Müsait pozisyondaydı topu düzeltti sonrada çok güzel bir vuruşla takımımızın ikinci golüne imzasını attı. Dakikalar 28'i gösterirken 2-0 öne geçmiş, Ermenistan'da yakaladığımız skora yeniden ulaşmıştık. Fakat bu golden 5 dakika sonra sarı kartı olan Ceyhun'un atak yapan Ermenistan'dan Mkhitaryan'a faul yapmasıyla hakem elini cebine götürdü ve ikinci sarıyı çıkararak Ceyhun'u kızarttı. Bu dakikadan itibaren yaklaşık bir saat takımımız 10 kişi mücadele etmek zorunda kaldı.

Arda'nın Çabaları
Milli Takımda bugün Fatih Terim'in istifasına en çok üzülen futbolcu hem Fatih Hoca ile olan yakınlığı hem de duygusallığı nedeniyle Arda'dır büyük ihtimalle. İlk yarıda olsun ikinci yarıda olsun çok uğraştı çok çabaladı Arda fakat bir türlü golü atamadı. Arkadaşlarından abilerinden bu tarz bir ricası mı oldu bilmiyorum ama bir çok top eğer kanatlarda değilse Arda'nın ayağına bırakıldı gol atması için. Fakat bu uğraşlarına bazen kaleci Berezovski izin vermedi bazen de direkler. Bilhassa ikinci yarıda direkte patlayan bir şutu vardı ki gol olmadığı için kahrolduğuna eminim. Eğer bu maçta gol atabilmiş olsaydı Fatih Hoca için mutlaka bir güzellik yapacaktı bence. Daha önce mesela annesi ile babasının adını dizliklerine yazdırmış ve attığı gol sonrası çoraplarını sıyırarak kameralara dizliklerini göstermişti. Belki formasının içinde belki yine çoraplarının altında Arda bir yerlere Fatih Hoca için bir sürpriz mutlaka hazırlamıştır. Bu sürpriz işe yaramadı çok üzüldüm tabi gol atamamasına. Öte yandan bugünkü arzulu ve başarılı oyunu bir süredir özlediğim Arda'yı sahada görmeme sebep oldu. Dilerim bugünkü yorgunluğunu üzerinden hemen atar ve haftasonu oynanacak Trabzonspor maçında da bu kadar başarılı olabilir.

Veda Busesi..
Maçtan önce Hakan Şükür'e Ay-Yıldızlı formamıza yaptığı hizmetlerden dolayı şükran plaketi verildi. Altın ayakkabılar olan ödülü ise İmparatorun elinden aldı Hakan Şükür. Bu arada değinmeden geçemeyeceğim Kral inanılmaz şıktı :) Maçın dramatik tarafı tabii ki Fatih Hoca'nın bırakıyor olmasıydı. Şu dakikalarda hala maçın duygusal havasındayken {ki öğlenki yazımdan başlatmıştım bu veda havasını} Fatih Hoca kadroya şunu çağırmamış vay efendim bunun âhı tutmuş falan şu an hiç biri umrumda değil açıkçası. Bir dahaki milli maçta ben onu kenarda görecek miyim malesef göremeyeceğim.. O zaman geçmiş adı üstünde geçmiştir. Geçmişte kalmıştır. Yarından itibaren Fatih Terim'de geçmişte kalacaktır ama bugün onun günü. Takımda böyle düşünüp karar vermiş olacak ki golleri ona sarılarak kutladılar. Bilhassa Halil'in attığı ilk golde herkes sarıldı en son Arda da geldi sarıldı. Zaten duygulanan Fatih Hoca, Arda'ya sarılırken "oğlum" dedi benim gözler orda dolmaya başladı {çok kıymetli bir arkadaşım bana "futbol için fazla duygusalsın" demişti haklıymış..}. Sonra Hamit çıktıktan sonra uzun uzun sarılması, Rüştü'nün son maçı olduğu için 87. dakikada onu oyuna alması falan incecik bir veda havası gibiydi. Kıraç şarkıda diyor ya; "vakit tamam seni terkediyorum, bu incecik bir veda havasıdır" maçı izlerken şarkıyı mırıldanmaya başlamışım. Evdekiler tuhaf tuhaf bakınca farkettim nerede olduğumu :) Neyse bu kadar melankoli bana bile fazla.. Fatih Terim ve Rüştü Reçber'e bundan sonraki kariyerlerinde can-ı gönülden başarılar dilerim. Herşey gönüllerinin dilediği gibi olur inşallah. Milli Takım mı? Bir süre Milli tarafımızı dinlendireceğiz sanırım. Önümüz kış uzun bir lig maratonu bizi bekliyor şimdi takımlara adapte olma zamanıdır.

2 yorum:

  1. Tekrar söylüyorum. Futbol için fazla duygusalsın :D

    YanıtlaSil
  2. Ouff yaa :D ama bu beni farklı kılıyor sonuçta 8) herkeslerin pas yüzdesiye analizlerle konuştuğu ortamda ben işin bambaşka bir tarafına eğiliyorum. Ne derler bilirsin futbol asla sadece futbol değildir :p

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir