Fenerbahçe'de Aykut Kocaman, Beşiktaş'ta ise önümüzdeki günlerde göreve geçmesi beklenen Metin Tekin sportif direktör olarak eski efsane oldukları kulüplerde çalışmaya başlayacaklar. Bu iki ismin en önemli özelliği iyi futbolcu olmalarından, efsane isim olmalarından ziyade iyi birer teknik direktör olmaları ve bu işleri çok iyi bilmeleridir. Mesela Metin Tekin zamanında aldığı üniversite eğitimiyle zaten asıl işini yapmış olacak. Ya da Aykut Kocaman yıllardır takımlar çalıştırıyor ve bu işi büyük başarıyla yaptığını söylememiz gerekiyor. Aynı şekilde Galatasaray'ın da böyle efsane bir ismini ya altyapının başına ya da sportif direktör olarak getirmesini bekliyordum. Ama Rijkaard'ın varlığı ve futbol şubesinin emin ellerde olması sonucunda sportif direktör hamlesi Galatasaray'a pek uymaz. Bu yüzden Rijkaard'dan da sonrasını hesaplayıp ilerisi için daha büyük mevkilerin başına geçmesi adına Tugay Kerimoğlu'nu altyapının başına getirdik. Bu hamleye Barcelona'nın yaptığı Guardiola veya gelecekte yapması beklenen Luis Enrique hamlesi olarak bakabiliriz. Ayrıca efsane oyuncularımızın portrelerine bakınca bu işi en mükemmel şekilde yapabilecek isim Tugay Kerimoğlu'ndan başkası değil.
Tugay Kerimoğlu'nun bundan sonra yaşanacak süreçte Galatasaray'da neler yapar sorusundan önce biraz Tugay hakkında konuşmak gerekiyor. Tugay Kerimoğlu'nun Galatasaray'da forma giydiği 12 seneye elbette yetişemedim ama bu 12 senenin rahat 6 senesini net hatırlıyorum. 1990'lı yılların ortalarında bizler iyi yönlü orta saha kavramını pek konuşmazken Tugay bu oyun formatında oynuyordu. Mükemmel tekniğinin yanında defansif aksiyonlarda da oldukça iyiydi. Fatih Terim'in takıma gelmesinden sonra da takımın en önemli parçalarından birisiydi ama en üzüldüğüm nokta olan UEFA Kupası'nı göremeden 1999-2000 sezonunun devre arasında Glasgow Rangers'a transfer oldu. Bir bakıma iyi yaptı çünkü o transfer süreci Tugay'ın Premier Lig efsaneleri arasına girmesine yol açtı. Ama ben Uefa Kupası'nı da görüp öyle gitmesini isterdim. Glasgow Rangers'de bir sezon oynadıktan sonra 31 yaşında Blackburn Rovers'e gitti ve 8 sezon boyunca Premier Lig'de oynamayı başardı. Futbolu bıraktığı 39 yaşında ise artık Premier Lig'in en saygı duyduğu futbolculardan birisi olarak futbolu bıraktı. Çoğu yıldız adayı Türk futbolcusu Avrupa'ya gidemezken o yaşta bizim Avrupa'daki gururumuz olmayı başardı. Bu sezon ise Manchester City'nin altyapısına geçtiğini söylüyordu ama Galatasaray damarı ağır basmış olacak ki Adnan Polat'ın teklifini kabul etti.
Tugay Kerimoğlu'nun Manchester City'de antrenör olarak çalıştığı 6-7 aylık dönem onun stajı açısından önemli oldu. Zaten yıllardır Premier Lig'de forma giydiğinden oranın düzenini çok iyi biliyor, futbol görüşü ile vizyonunu da oldukça arttırmış durumda. Zaten bu yüzden altyapı hamlesi açısından diğer eski futbolcularımızdan önce Tugay Kerimoğlu ismi akıllara geldi. Tugay için diğer avantajlı durum ise sezon sonuna kadar Jan Derks'le çalışması olacak. Jan Derks zaten bu altyapı ve genç futbolcu olayının usta ismi. Takıma gelmesinin ardından bunun meyvelerini çok kısa zamanda toplamaya başlamıştık. Tugay da sezon sonuna kadar Jan Derks'den bu işin en ince detayına kadar öğrenerek tamamiyle altyapının hakimiyetini ele alacaktır. Tugay Kerimoğlu isminin genç futbolcular açısından önemini artık söylemeye bile gerek yok. Galatasaray'ın simge isimlerinden birisi durumunda ve 7'den 77'ye herkes ona büyük saygı duyuyor.
Benim beklediğim durum ise Galatasaray bu hamleyle beraber Rijkaard'dan sonrasını da düşünmüş oluyor. Sezon başında Rijkaard takıma geldiğinde en çok sorulan soru acaba yanına bir Türk teknik adam getirilip Rijkaard'dan sonra o teknik adamın işleyişi ele alabilecek mi sorusuna yönelikti. Ama Rijkaard bunu istemeyerek kendi getirdiği teknik adamlarla yoluna devam etti ve bana sorarsanız da çok iyi etti. Çünkü günümüzde yabancı teknik adamların yanına verilen Türk teknik adamlara baktığımda çoğu başında bulunduğu teknik direktörün yuvasını bozmaya çalışıyor, onun işine çok karışıyor ve ortaya bir kaos ortamı oluşuyor. Derwall & Mustafa Denizli, Piontek & Fatih Terim gibi örnekleri günümüzde yakalamak çok zor. Görüyorsunuz sportif direktör olarak getirilen Aykut Kocaman'la Daum arasında sürekli bir soğuk savaş yaşanıyor. Bana sorarsanız o konuda Aykut Kocaman yüzde 100 haklı ama o başka bir yazı konusu. Bu yüzden altyapının başına bir isim getirerek zamanla onu orada bir bakıma pişirip, kademe kademe yükseltmek en doğrusu. Böylece günün birinde takımın başına geldiğinde işin her kademesini iyi bilecek ve kim ne yer ne içer, ne yapar eder sorularını da hiç sormayacak duruma geliriz. Rijkaard'ın da Tugay Kerimoğlu hamlesine büyük destek verdiğini düşünüyorum.
Ayrıca Adnan Polat ilk seçim hamlesini böylece gerçekleştirmiş oldu. Çünkü yine gizliden gizliye bu işi halletmişler ve mali kurulda bu büyük bir sürpriz oldu. Bütün Galatasaray'lı kongre üyelerinin ve taraftarlarının çok sevineceği bir haber bu. Tugay Kerimoğlu yeni işine Çarşamba günü başlayacak. Büyük ihtimalle kendisine imza töreni de düzenleyeceklerdir. İşte o zaman işin daha detaylı kısmını öğreneceğiz ve bu konu hakkında daha iyi yorumlar yapacağız. Aslında aklıma bir durum da geldi. Bildiğiniz gibi Elano sakat ve Elano olmadan orta sahamızın durumu içler acısı. Tugay'a rica etsekte sezon sonuna kadar futbola geri mi dönse :) Tabii bu işin şakası.
Not: Bu arada Galatasaray & Manchester City ilişkilerini de son zamanlarda hayranlıkla izliyorum. Elano & Jo transferleri derken şimdi de bu takımın altyapısından Tugay Kerimoğlu transfer edildi bir bakıma.
27 Şubat 2010 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Genel kurul bugün yapılmıyor muydu? :)
YanıtlaSilBugün Mali kurul var. Genel kurul o başkanın seçileceği olay Mart ayında :)
YanıtlaSilyok "Dün yapılan genel kurulda..." diye başlamışsın da kafam karıştı :D
YanıtlaSilyanlışlık olmuş aslında ben başlamadım öyle :)
YanıtlaSilBaşlığı atan da girişi yapan da benim. Tamam uzatmayın.
YanıtlaSil