
Tek kanalın krallığının son devresi.
Günlerden Cumartesi Saat 23.00
Tansu Polatkan’ın anlatımıyla İspanya Ligi’nde Bakero kaptanlığında Zubizerettalı bir takım çıkardı Camp Nou’ye. O zamanlar kıyının diğer tarafında fırtınalar eser bütün dünya onları konuşsa da Ossasu’nın nadir gelişen atakları karşısında, şampiyon olmasalar da bu takım fark ettirmeden izle beni derdi.
Zaman akıp giderken Barcelona ‘da zamana ayak uydurdu, Romariolu, Rivaldolu,Popesculu Stoichkovlu, Laudruplu dünyanın farklı kültürlerini bünyesinde barındıran kadrolar Katalunya’nın takımı olmaya başladı. Zaman içerisinde değişmeyen tek şey ise Barça Kaptanlarının duruşuydu. Dimdik, lider ruhlu, vakur ama ezilmeyen, yenilgiye tahammül edemeyen. Onlar Katalunya’yı sembol, Katalunya’da onları sembol seçmişti. Barça’nın kaptanı olmak farklı olmak demekti.

Sonra Kaptan geçti dümene…
Bütün bildikleriyle, bütün ruhuyla, bütün mütevazılığiyle durdu yedek kulübesinde. O rotayı belirledikçe, miçolar da pupa yelken dedi korkusuzca. Sanki bütün hafta oyuncakları ellinden alınmış çocuklar gibi sahaya çıktıklarında aynı heves aynı coşkuyla koştular, saldırdılar meşin yuvarlağın peşinden hiç nazlanmadan, usanmadan.

Ronaldo Kaptan’ı iterken sadece Pep’i ittiğini düşünmüştü, Ramos, Puyol’un yüzünü iterken sadece kaptana vurduğunu düşünmüştü. Oysa bilmedikleri Barça’nın Kaptanın duruşu her zaman farklıdır, o Katalunya’yı , Barcelona’yı sembol eder…Ona kalkan el , söylenen söz herkesindir, cevabı o değil herkes verir…
Barça’da her zaman bir kaptan duruşu vardır…
Yazı: Arzu Keskin
"enfes."
YanıtlaSilHıncal ULUÇ.
:)
Reyiz döktürmüş yine :) Büyüksün !
YanıtlaSilharika bir yazı, müthiş!
YanıtlaSilYazıyı silinmemek üzere kaydediyoruz.
YanıtlaSil