Tozlanmış parçalı #78; Ahmed Barusso

Aurier ile alakalı haberleri gördükçe aklıma Ahmed Barusso geliyor. O günleri hatırlayanlar "alakayı" anladı. 2007 / 2008 sezonunun devre arası transfer döneminde Galatasaray'a kiralık olarak gelen Barusso, sadece "sempatik" hareketleriyle var oldu. Onun için yazılan haberler de "neşe kaynağı" olduğu üzerineydi. Saha içine yönelik ne hatırlıyorsun derseniz, Leverkusen deplasmanında 5-1 yenilirken tavana astığı penaltı, bir de kendi sahamızda Kasımpaşa'ya yenildiğimiz maçta ilk 11'de oynaması.

Galatasaray formasıyla toplamda 3 maçı var. Kasımpaşa maçında 11 oynuyor, Leverkusen ve Beşiktaş maçlarında da sonradan oyuna giriyor. 3 maçın ortak noktası da mağlubiyet almamız. Beşiktaş maçının ardından ise bir daha kadroya dahi giremiyor, oynamasını geçtim. Şampiyonluk kutlamalarına bakarsanız da en çok onun sevindiğini görürsünüz. Bir an olsun durmadı, zıpladı, koşturdu, şarkılar söyledi, şampiyonluğun tadını çocuklar çıkardı tadındaydı.

O sezonun başına dönersek, büyük bir Linderoth gerçeği vardı. Kusursuz katkı alırken ortaya çıkan şanssız durum ve futbolcunun sezonu kapatması, belki ülke futboluna Mehmet Topal'ı kazandırdı ama Galatasaray'ın 6 numara ihtiyacı daima vardı. Ocak geldiğinde, Barusso alternatif olabilir gibi görünüyordu. Roma'dan kiralanmıştı. Dönemin potansiyel olarak görülen ama parlayamamış futbolcularından biriydi. Onun da Afrika Uluslar Kupası'ndan doğru geldiğini ekleyelim.

Galatasaray günleri harici kariyeri İtalya'da, çeşitli takımlarda kiralık oynayarak geçti. Roma, Torino, Genoa gibi takımlarda da oynadı. Parlayamamış, sempatik bir yıldız adayı diyelim. Galatasaray o dönem öyle ekonomik sorunlar yaşıyordu ki, net hamle yapabilmek kolay olmuyordu. Yine o Ocak ayında Emre Güngör'ü "fırsat" adı altında transfer etmiş, şampiyonlukta önemli pay sahibi olduğunu görmüştük. Barusso ise bundan çok uzaktaydı.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)