31 Mayıs 2012 Perşembe

Euro 2012 | İngiltere

Turnuvanın forma yıldızının Umbro olduğunu gösteren formalardan birisi de İngiltere'nin deplasman forması. Laciverti genel olarak sevmemekle birlikte bazı formalara çok yakıştığını düşünüyorum. Deplasman forması da bu yakışan formalardan birisi. Futbol konuşacak olursak Capello'nun ayrılmasından sonra takım Hodgson'a emanet edildi. Elemelerde kolay sayılabilecek bir gruptan zorlanarak çıktılar ve D grubuna düşerek İsveç, Fransa ve Ukrayna ile rakip oldular. Hodgson kadroyu açıkladı ama kadro dışı kalan oyuncular kadroya girenlerden daha çok konuşuldular. İşte Hodgson'ın kadrosu;

Kaleciler: Joe Hart (Man City), Rob Green (West Ham), Jack Butland (Birmingham City). 
Defans oyuncuları: Glen Johnson (Liverpool), Phil Jones (Man United), John Terry (Chelsea), Joleon Lescott (Man City), Gary Cahill (Chelsea), Ashley Cole (Chelsea), Phil Jagielka (Everton), Leighton Baines (Everton). 
Orta saha oyuncuları: Theo Walcott (Arsenal), Stewart Downing (Liverpool), Alex Oxlade-Chamberlain (Arsenal), Steven Gerrard (Liverpool), Frank Lampard (Chelsea), Scott Parker (Tottenham), Ashley Young (Man United), James Milner (Man City). 
Fovrvetler: Wayne Rooney (Man United), Danny Welbeck (Man United), Andy Carroll (Liverpool), Jermain Defoe (Tottenham).

Euro 2012 | Fransa

Euro 2012'ye zorlanarak da olsa grup lideri olarak yükseldi Fransa. Çekilen kuralar neticesinde de İsveç, İngiltere ve Ukrayna'nın bulunduğu D grubuna düştüler. Şansları ne olur, çeyrek final görürler mi bilmiyorum ama şahsen elenmesini istediğim takımlar arasında bulunuyor Fransa. Formaları Nike tarafından hazırlanmış. Eğer iç saha forması da deplasman forması gibi slimfit değil de fotoğraftaki gibiyse ne kadar çabuk elenirlerse o kadar iyi diye düşünüyorum. Blanc'ın kurduğu kadro aşağıdaki gibi şekillenmiş 

Kaleciler: Cédric Carrasso (FC Girondins de Bordeaux), Hugo Lloris (Olympique Lyonnais), Steve Mandanda (Olympique de Marseille). 
Defans oyuncuları: Gaël Clichy (Manchester City FC), Mathieu Debuchy (LOSC Lille Métropole), Patrice Evra (Manchester United FC), Laurent Koscielny (Arsenal FC), Philippe Mexès (AC Milan), Adil Rami (Valencia CF), Anthony Réveillère (Olympique Lyonnais). 
Orta saha oyuncuları:Yohan Cabaye (Newcastle United FC), Alou Diarra (Olympique de Marseille), Florent Malouda (Chelsea FC), Marvin Martin (FC Sochaux-Montbéliard), Blaise Matuidi (Paris Saint-Germain FC), Yann M'Vila (Stade Rennais FC), Samir Nasri (Manchester City FC). 
Forvetler: Hatem Ben Arfa (Newcastle United FC), Karim Benzema (Real Madrid CF), Olivier Giroud (Montpellier Hérault SC), Jérémy Menez (Paris Saint-Germain FC), Franck Ribéry (FC Bayern München), Mathieu Valbuena (Olympique de Marseille).

Euro 2012 | İsveç

Renk veriyorum; Elmander! Birçok Galatasaraylı'nın turnuvada Elmander yüzünden İsveç'i destekleyeceğini biliyorum. Sezonun son maçında yaşadığı sakatlık acaba oynayamayacak mı sorularını düşündürse de şimdilik kadroda. Çoktan toparlanmıştır, antrenman bile yapıyordur da bizim haberimiz yok eminim ben. İsveç, elemelerde kura şansını da yanına alarak turnuvaya katılmaya hak kazandı ve D grubunda Ukrayna, İngiltere ve Fransa'nın rakibi oldu. Formalarını Umbro tasarladı, ben özelikle deplasman formasını sevdim. İngiltere'yle çeyrek finale çıksınlar. Fransa yerinde kalsın. Temennilerimle birlikte kadroyu da vereyim.

Kaleciler: Andreas Isaksson (PSV Eindhoven), Johan Wiland, (FC Copenhagen, Pär Hansson (Helsingborg) 
Defans oyuncuları: Mikael Lustig (Celtic), Olof Mellberg(Olympiakos), Andreas Granqvist (Genoa), Martin Olsson, (Blackburn), Jonas Olsson (West Bromwich), Behrang Safari (Anderlecht), Mikael Antonsson (Bologna) 
Orta saha oyuncuları: Rasmus Elm (AZ Alkmaar), Sebastian Larsson (Sunderland), Kim Kallstrom (Lyon), Anders Svensson (Elfsborg), Pontus Wernbloom (CSKA Moscow), Samuel Holmen (Istanbul BB), Emir Bajrami (Twente), Christian Wilhelmsson (al-Hilal) 
Forvetler: Zlatan Ibrahimovic (AC Milan), Johan Elmander (Galatasaray), Tobias Hysen (IFK Gothenburg), Ola Toivonen (PSV Eindhoven), Marcus Rosenberg (Werder Bremen).

Euro 2012 | Ukrayna

Turnuvanın bir diğer beleşçi takımı da Ukrayna. Turnuvayı hazırlayan ülke olmanın kıyağıyla Polonya ile birlikte eleme oynamadan doğrudan katıldılar. Ukrayna, D grubuna düştü. D grubunda İsveç, Fransa ve İngiltere gibi zorlu rakipleri var. Avrupa Şampiyonalarında varlık gösteremeyen bir takım. Ülkenin kazanacağı tek şey, turnuva sayesinde ülkeye giren para olacak. Teknik direktör Oleh Blokhin resmi kadroyu henüz açıklamadı. Fakat Sheva'nın da içinde bulunduğu yedek kadro ise şu şekilde oluşuyor;

Kaleciler: Andriy Piatov (Shakhtar Donetsk), Oleksandr Horiainov (Metalist Kharkiv), Maksym Koval (Dinamo Kiev)
Defans oyuncuları: Yaroslav Rakytsky (Shakhtar Donetsk), Oleksandr Kucher (Shakhtar Donetsk), Viacheslav Shevchuk (Shakhtar Donetsk), Taras Mykhalyk (Dinamo Kiev), Yevhen Khacheridi (Dinamo Kiev), Bohdan Butko (Illichivets Mariupol), Yevhen Selin (Vorskla Poltava)
Orta saha oyuncuları: Oleksandr Aliyev (Dinamo Kiev), Denys Harmash (Dinamo Kiev), Oleh Husiev (Dinamo Kiev), Andriy Yarmolenko (Dinamo Kiev), Yevhen Konopolianka (Dnipro Dnipropetrovsk), Ruslan Rotan (Dnipro Dnipropetrovsk), Serhiy Nazarenko (Tavriya Simferopol), Anatoliy Tymoshchuk (Bayern Münih)
Forvetler: Artem Milevsky (Dinamo Kiev), Andriy Shevchenko (Dinamo Kiev), Marko Devic (Shakhtar Donetsk), Yevhen Selezniov (Shakhtar Donetsk), Andriy Voronin (Dinamo Moskova)

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Euro 2012 | Hırvatistan

İnşallah elenirler ile başlıyorum söze. Hırvatistan grubunda adam gibi birinci olsaydı belki Türkiye formalarını ve kadrosunu yazıyor olacaktım şimdi buraya. Gerçi o dönem playoff oynayan takımdan bir şey olmazdı ama şimdi turnuvaya daha istekli hazırlanıyor olurduk en azından. Hırvatistan elemelerde ikinci olarak playofflara katıldı ve Türkiye'yi eleyerek C grubuna düştü turnuvada. Rakipleri İrlanda, İtalya ve ispanya. Formaları Nike tarafından hazırlanmış. Nike bu turnuvada Hollanda deplasman forması dışında maalesef sınıfta kaldı zaten. Hırvatistan teknik direktörü Bilic resmi kadroyu hazırlamadı ama kadro büyük ihtimalle aşağıda yazacağım futbolcular içinden seçilecek;

Kaleciler: Stipe Pletikosa (Rostov), Ivan Kelava (Dinamo Zagreb), Danijel Subaciç (Monaco).
Defans oyuncuları: Jurica Buljat (Maccabi Hayfa), Vedran Corluka (Tottenham), Danijel Pranjiç (Bayern Münih), Gordon Schildenfeld (Eintracht Frankfurt), Josip Simuniç (Dinamo Zagreb), Darijo Srna (Shakhtar Donetsk), Ivan Striniç (Dnipro), Domagoj Vida (Dinamo Zagreb).
Orta saha oyuncuları: Milan Badelj (Dinamo Zagreb), Tomislav Dujmoviç (Dinamo Moskova), Ivo Iliçeviç (Hamburg), Niko Kranjcar (Tottenham), Luka Modric (Tottenham), Ivan Perisiç (Borussia Dortmund), Ivan Rakitiç (Sevilla), Ognjen Vukojeviç (Dinamo Kiev).
Forvetler: Eduardo (Shakhtar Donetsk), Nikica Jelaviç (Everton), Mario Mandzukiç (Wolfsburg), Ivica Oliç (Wolfsburg).

Euro 2012 | İrlanda

İşte bu seneki favori formalarım. Umbro'nun hazırladığı formalar çoğu insana itici gelebilir ama ben çok sevdim. Özellikle deplasman formasını. Beyazın üzerindeki İrlanda yeşilini beğenmeyen çıkarken kapıyı kapatabilir. İrlanda elemelerde Rusya'nın da bulunduğu grupta çok da zorlanmayarak playofflara kaldı. Playofflarda da Estonya'yı turnuva dışı bırakarak C grubuna düştü. C grubundaki rakipleri İtalya, Hırvatistan ve İspanya'yı geride bırakarak çeyrek final vizesini elde eder mi bilmiyorum. Bekleyip göreceğiz. Fakat Trapattoni ustayla yakalanan bu şansla turnuvanın en güzel renklerinden birisi olacakları kesin. Gelelim İrlanda'nın kadrosuna,


Kalecileri: Keiren Westwood (Sunderland), Shay Given (Aston Villa), David Forde (Milwall)
Defans oyuncuları: John O'Shea (Sunderland), Sean St Ledger (Leicester), Stephen Kelly (Fulham), Kevin Kilbane (Derby), Richard Dunne (Aston Villa), Darren O'Dea (Leeds United), Stephen Ward (Wolves).
Orta saha oyuncuları: Aiden McGeady (S. Moskova), Damien Duff (Fulham), Glenn Whelan (Stoke), Paul Green (Derby), Darron Gibson (Everton), Stephen Hunt (Wolves), Keith Andrews (West Brom), James McClean (Sunderland).
Forvetler: Simon Cox (West Brom), Jon Walters (Stoke), Shane Long (West Brom), Kevin Doyle (Wolves), Robbie Keane (Aston Villa).

Hamit Altıntop zu Galatasaray

İş bitti diyebiliriz artık, Hamit Altıntop'un kendi açıklamasıdır bu. Spk cezayı Hamit Altıntop'a mı yoksa Galatasaray'a mı keser bilinmez ama uzun zamandır yolunu gözlediğimiz bir isim, çok ama çok önemli bir hamle. Transferin resmen açıklanmasının ardından daha detaylı bir yazı gelecek...

Euro 2012 | İtalya

İtalya, eleme gruplarında en iyi performansı gösteren takımlardan birisiydi. Gruplarının birinci sırasında yer alan İtalya çekilen fikstür sonrasında turnuvada İspanya, Hırvatistan ve İrlanda'nın da bulunduğu C grubuna düştü. Bu gruptan ne çıkacağı belli değil ve sanırım en keyifli maçları da izleyeceğimiz grup C grubu olacak. Bir an önce formalara geçmek istiyorum. Çok büyük sürpriz olmazsa benim her turnuvada iki formasını da beğendiğim nadir takımlardan birisidir İtalya. Bu sene yine Puma tarafından hazırlanmış yine iki güzel formayla karşımızda. Mavi formanın yaka detayı müthiş. İtalya'nın o bildiğimiz defansif futbolunun yanı sıra, bilhassa bu turnuvada, ofansif futbol oynayacağını da düşünüyorum. Zira kadrolarındaki isimler ofansif futbol oynamaya yatkın isimler.İşte turnuvada mücadele edecek kadro; 

Kaleciler: Buffon (Juventus), De Sanctis (Napoli), Sirigu (Paris St. Germain)
Defans oyuncuları: D Abate (Milan), Balzaretti (Palermo), Barzagli (Juventus) Bocchetti (Rubin Kazan), Bonucci (Juventus), Chiellini (Juventus), Maggio (Napoli), Ogbonna (Torino) 
Orta saha oyuncuları: De Rossi (Roma), Diamanti (Bologna), Giaccherini (Juventus), Marchisio (Juventus), Montolivo (Fiorentina), Thiago Motta (Paris St. Germain), Pirlo (Juventus), Nocerino (Milan) 
Forvetler: Balotelli (Manchester City), Borini (Roma), Cassano (Milan), Destro (Siena), Di Natale (Udinese), Giovinco (Parma)

Euro 2012 | İspanya

Eleme gruplarında Almanya dışında tüm maçlarını kazanan tek takım İspanya. Çekilen kuralar neticesinde de Euro 2012'de C grubuna düştüler. Grupta, İtalya, İrlanda ve Hırvatistan ile karşı karşıya gelecekler. İspanya, ölüm grubuna düştü demesem de zorlu bir grupta olduklarını söylemek mümkün. En büyük avantajları sürekli kazanan ve birlikte sürekli oynayan bir takım olmaları şu an. İspanya formalarını Adidas hazırlıyor. Formalar turnuvanın kötü formaları listesinde zirveye oynar. İspanya antipatimi yeterince gözler önüne serdiğime göre Del Bosque'nin turnuva için çıkardığı kadroyu da yazarak yazıyı kapatabilirim.

Kaleciler: Iker Casillas (Real Madrid), Pepe Reina, (Liverpool), Victor Valdes (Barcelona) 

Defans oyuncuları: Alvaro Arbeloa (Real Madrid), Sergio Ramos (Real Madrid), Juanfran (Atletico Madrid), Jordi Alba (Valencia), Raul Albiol (Real Madrid), Gerard Pique (Barcelona), Javi Martinez (Athletic Bilbao) 
Orta saha oyuncuları: Xavi (Barcelona), Sergio Busquets (Barcelona), Andres Iniesta (Barcelona), Xabi Alonso (Real Madrid), David Silva (Manchester City), Santi Cazorla (Malaga), Cesc Fabregas (Barcelona), Juan Mata (Chelsea) 
Forvetleri: Jesus Navas (Sevilla), Pedro (Barcelona), Fernando Llorente (Athletic Bilbao), Fernando Torres (Chelsea), Alvaro Negredo (Sevilla)

Euro 2012 | Danimarka

Turnuvanın sürpriz takımlarından birisi aslında Danimarka. Elemelerde Portekiz'i geride bırakarak gruplarından lider olarak çıkmayı başardılar. Euro 2012'de de yine Portekiz ile aynı gruba yani B grubuna düştüler. Turnuvada giyecekleri formayı Adidas tasarlamış. İç saha formasındaki polo yaka detayı beni benden aldı. Fakat formayı aşağılara doğru inceledikçe o kadar da iyi değilmiş dedim maalesef. Deplasman formasıysa çok sade geldi. Gereksiz sade yani. Neyse, Per Olsen'in turnuva için hazırladığı kadroya geçelim;
  
Kaleciler: Stephan Andersen (Évian Thonon Gaillard FC), Anders Lindegaard (Manchester United FC), Kasper Schmeichel (Leicester City FC).
Defans oyuncuları:Lars Jacobsen (FC København), Daniel Wass (Évian Thonon Gaillard FC), Daniel Agger (Liverpool FC), Simon Kjær (AS Roma), Andreas Bjelland (FC Nordsjælland), Simon Poulsen (AZ Alkmaar), Jores Okore (FC Nordsjælland).
Orta saha oyuncuları: Christian Poulsen (Évian Thonon Gaillard FC), Jakob Poulsen (FC Midtjylland), William Kvist (1. FC Nürnberg), Niki Zimling (Club Brugge KV), Thomas Kahlenberg (Évian Thonon Gaillard FC), Christian Eriksen (AFC Ajax), Michael Silberbauer (BSC Young Boys), Lasse Schøne (NEC Nijmegen).
Forvetler: Dennis Rommedahl (Brøndby IF), Nicklas Bendtner (Arsenal FC), Michael Krohn-Dehli (Brøndby IF), Tobias Mikkelsen (FC Nordsjælland), Nicklas Pedersen (FC Groningen).

Euro 2012 | Almanya

Turnuvanın favorilerinden birisi Almanya, bence turnuvayı kazanacaklar. Almanya, Euro 2012 elemelerinde, 10 maçta 10 galibiyet alan tek takım. Çekilen fikstür sonrasında da B grubuna düştüler. B grubu ölüm grubu olarak görünse de, ben şahsen Almanya'nın çıkacağını, kalan üç takımın kendi aralarında yarışacaklarını düşünüyorum. Formaları Adidas tarafından hazırlanıyor. Deplasman formalarıyla ilgili renk vermek istiyorum ama yeşil olduğunu gördükçe cayıyorum. İç saha forması ise üzerindeki siyah kırmızı sarı ince çizgilerle müthiş bir elitliğe sahip. Löw'ün hazırladığı Almanya Euro 2012 kadrosu ise şu şekilde;

Kalecileri: Manuel Neuer (Bayern Munich), Tim Wiese (Werder Bremen), Ron Robert Zieler (Hannover)
Defans oyuncuları: Holger Badstuber, Jerome Boateng, Philipp Lahm (all Bayern Munich), Benedikt Hoewedes (Schalke), Mats Hummels, Marcel Schmelzer (both Borussia Dortmund), Per Mertesacker (Arsenal)
Orta saha oyuncuları: Mario Gotze, Ilkay Gundogan (all Borussia Dortmund), Lars Bender, Andre Schürrle (Bayer Leverkusen), Toni Kroos, Thomas Mueller, Bastian Schweinsteiger (all Bayern Munich), Sami Khedira, Mesut Ozil (both Real Madrid), Marco Reus (Borussia Moenchengladbach)
Forvetleri: Lukas Podolski (Cologne), Mario Gomez (Bayern Munich), Miroslav Klose (Lazio)

29 Mayıs 2012 Salı

Euro 2012 | Hollanda

Turnuvada bu sezon en çok beğendiğim forma Hollanda'nın deplasman forması oldu. Aslında bu fotoğrafta pek bir şeye benzememiş ama futbolcuların üzerinde müthiş duruyor. Slimfit olarak hazırlanan forma omzundaki turuncu detayla dikkat çekiyor. İç saha formaları da yine turuncunun tonlarıyla hazırlanmış bir forma olmuş. Görünen o ki, turnuvanın en güzel rengi yine Hollandalılar olacak. Hollanda elemelerdeki en başarılı performansların başında geliyor. Gruplarda sadece İsveç'e yenildiler ve kalan 9 maçı da kazanarak 27 puanla yaldır yaldır geldiler. Kadrosunda çok başarılı isimleri barındıran Hollanda'nın Euro 2012'de karşımıza çıkacak kadrosundaki isimler;

Kaleciler: Maarten Stekelenburg (AS Roma), Michel Vorm (Swansea), Tim Krul (Newcastle).
Defans oyuncuları: Khalid Boulahrouz (Stuttgart), John Heitinga (Everton), Joris Mathijsen (Malaga), Ron Vlaar (Feyenoord), Wilfred Bouma (PSV Eindhoven), Gregory van der Wiel (Ajax), Jetro Willems (PSV Eindhoven).
Orta saha oyuncuları: Ibrahim Afellay (Barcelona), Mark van Bommel (AC Milan), Nigel de Jong (Manchester City), Stijn Schaars (Sporting Lisbon), Wesley Sneijder (Inter Milan), Kevin Strootman (PSV Eindhoven), Rafael van der Vaart (Tottenham).
Forvetler: Klaas-Jan Huntelaar (Schalke), Luuk de Jong (FC Twente), Dirk Kuyt (Liverpool), Luciano Narsingh (Heerenveen), Robin van Persie (Arsenal), Arjen Robben (Bayern Munich).


ps: içimdeki gizli Uçan Hollandalı çıktı ortaya 0.0 sonra Robben'i gördüm geçti o.O

Tutku Açık'la Girdiği İkili Oyunlar Unutulmayacak

Geçen sezon başlatılan devrimin önemli ayaklarından biriydi. Oktay Mahmuti'nin sisteminde en önemli isimlerden biri olmuştu ve geçen sezon play-off finali oynanmasında da katkısı çok büyük olmuştu. Oktay Mahmuti'nin sevdiği tarz uzunlardandı tabii, bunu ekleyelim. Artı olarak Tutku Açık'la da ikili oyunları unutulmaz, çok yararlı oluyordu bu ikili oyunlar. Başarı gelince de bunun temel ayağı istikrardan geçiyor, o istikrarı sonraki senelere taşımak zorundasınız ve Andric'le de sözleşme uzatılmıştı ama bu sezon bir önceki sezona oranla çok da müthiş geçmedi. Euroleague dönemi Galatasaray açısından zirve anıydı ama sonrasında tüm takım gibi Andric'de de düşüş yaşandı derken zaten uzunlar konusunda sıkıntı yaşayabilen Galatasaray beklediği verimi bir bakıma alamadı ve yeni sezonda da farklı bir uzun yapılanması geliyor haliyle. Beklediğim bir ayrılıktı aslında ama üzüntü verdi tabii, Andric çok güzel bir insandı. Bu yüzden de özlenecek ne olursa olsun, yolu açık olsun demek lazım...

Euro 2012 | Portekiz

Portekiz, favorilerden biri olmasa da, kadrosunda bulundurduğu oyuncular sayesinde, özellikle Cristiano Ronaldo, turnuvaların plase takımlarından birisi olarak gösterilir. Gel gelelim Euro 2012'de ölüm grubu olarak tabir ettiğimiz gruplardan birine düştüler. Elemelerde H grubunda yer alarak Danimarka'nın gerisinde kalan Portekiz, playoff'larda Bosna Hersek'i eleyerek turnuvaya B grubundan giriş yapmayı başardılar. Portekiz'in formaları Nike yapımı. Yine çevre dostu formalardan biri karşımızda. Portekiz'in teknik direktörü Paulo Bento'nun turnuva için hazırladığı kadro;

Kaleciler: Rui Patricio (Sporting), Eduardo (Benfica), Beto (Cluj)
Defans oyuncuları: Joao Pereira (Sporting), Bruno Alves (Zenit St Petersburg), Fabio Coentrao (Real Madrid), Pepe (Real Madrid), Ricardo Costa (Valencia), Rolando (Porto), Miguel Lopes (Braga)
Orta saha oyuncuları: Carlos Martins (Granada), Joao Moutinho (Porto), Miguel Veloso (Genoa), Raul Meireles (Chelsea), Ruben Micael (Zaragoza), Custodio (Braga)
Forvetler: Cristiano Ronaldo (Real Madrid), Hugo Almeida (Besiktas), Helder Postiga (Zaragoza), Nani (Manchester United), Nelson Oliveira (Benfica), Ricardo Quaresma (Besiktas), Silvestre Varela (Porto)

Türkiye'de Yılın Futbolcusu Selçuk İnan

Türkiye'de neden böyle ödüller verilmez anlamam. Avrupa'da bunun örnekleri çok. Her anlamda onları örnek alıyoruz diye konuşuruz ama bu tip organizasyonları da hiç düzenlemeyiz. Çeşitli medya organları dağıtır bizde böyle ödülleri ama federasyon tarafından resmen düzenlenmesi gereken şeyler bunlar. Uefa da bunu belirtmiş zaten. ''Eğer Türkiye'de bu tip ödüller verilseydi, sezonun en iyi futbolcusu olarak Selçuk İnan seçilirdi'' ifadesi var. Uefa tarafından da tescillendi aslında Selçuk İnan'ın bu sezonun en değerli futbolcusu seçilmesi. Önemli bir gurur bu, hem biz hem de Selçuk İnan açısından. Onun değeri böyle böyle daha da yukarıya çıkıyor. Gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'ni de yaşamış bir Selçuk İnan'in erişeceği değeri düşünemiyorum bile...

İyi Bir Futbolcu, Büyük Bir Nefret Figürü

Çok iyi bir futbolcu ama çok da büyük bir nefret figürü. Bunu inkar edemeyiz. Bu anlamda Fenerbahçe'nin kaybı büyük ama bir anlamda da kazancı yüksek. Büyük bir nefret kamburunu sırtlarından atmış oldular ve yeni sezona yönelik sürekli sorulan iki sorudan birine cevabı bulmuş oldular.

Yeni soru, Alex'li mi yoksa Alex'siz mi üzerine olacak ama Emre Belözoğlu ayrılığından çıkan sonucun da, futbol konusunda iplerin artık tamamen Aykut Kocaman'ın elinde olduğudur. Ne kadar iyi futbolcu olursa olsun, Aykut Kocaman'ın Emre Belözoğlu'na hiç sıcak bakmadığını düşünüyorum, özellikle de son zamanlarda.

Bundan 4 sezon önce Türkiye'ye dönüşü gerçekleştirdi Emre Belözoğlu, üstelik büyük bir risk alarak. Fenerbahçe onun adına önemli bir riskti, orada kendini kabul ettirmesi zor bir durumdu ama bunu başardı. Şunu ekleyeyim ama, Emre Belözoğlu'nun Fenerbahçe'ye gidişi tamamen bir para durumudur.

O paranın hakkını futboluyla verdi, orası ayrı konu ama ''doğuştan Fenerbahçeliyim'' geyiklerine inanmıyorum ben. 3.5 milyon avro yıllık çok çılgın bir paraydı ve Türkiye'ye dönüş kararı aldığında gittiği ilk kapı olan Galatasaray ona bu parayı veremeyeceğini söylemişti. O da tercihini Fenerbahçe'den yana kullandı, 4 sezon da bu takımın formasını giydi.

Sakatlık mevzusu Emre Belözoğlu'nun kariyerindeki en büyük soru işareti oldu daima. Avrupa dönemi özellikle, kronik sakat imajıyla geçti. Inter döneminde beklenen katkıyı veremedi bana göre, devamında da Newcastle United döneminde. Ama Fenerbahçe günlerinde bu imajından kurtuldu, düzenli oynamaya başladığında kronik sakat imajını yok etti. Bu da kendisi adına çok önemli bir artıydı.

Nitekim bu artı onun piyasasını hala yüksekte tuttu. Bundan 4 szon önce Türkiye'ye dönmüş ve bir anlamda Avrupa defterini kapatmış bir futbolcunun, 32 yaşında Atletico Madrid gibi bir takıma transfer olabilmesi çok büyük bir başarıdır. Emre Belözoğlu'nu gram sevmem ama bunu da söylerim, önemli bir nokta çünkü bu.

Fenerbahçe adına hem iyi hem kötü bir durum oldu bu. Yeni sezonda nasıl bir formasyonda oynayacaklarını bilmiyorum gerçi ama her şartta Emre Belözoğlu'nun yerini doldurmak zorundalar.

Tarz değiştirirsiniz ve bazı futbolcuların boşluğunu farklı yapıda olan isimlerle doldurmanız mümkün olabilir ama Emre Belözoğlu tarzında olan futbolcuların yerini de ancak o ayarda isimlerle doldurmak zorundasınız ve bu tarzda olan futbolculardan da vazgeçemezsiniz. Fenerbahçe'nin bu anlamda bir transfer yapacağını düşünüyorum ve eğer Mehmet Topal'ın transferi gerçekleşecekse bu transfer Emre Belözoğlu'nun yerini doldurmaya yönelik olmayacaktır.

Atletico Madrid açısından bakınca da olaya, bonservisi elinde olan alternatifler ilk tercihleri oluyor. Porto'lu Cristian Rodriguez ilk transferleri olmuştu. Orta sahanın hücum gücüne yönelik atılmış bir adım ve güzel bir alternatif. Emre Belözoğlu'yla da orta sahaya bir alternatif getirmek istiyorlar ve tarz anlamında baktığımda da Emre Belözoğlu'nun Atletico Madrid'e uyacağını düşünüyorum. Kafasını sadece futbola vermek zorunda artık, başka işler peşinde koşması da imkansız bir durum.

Bu anlamda başarılı olur ve artı olarak Arda Turan'ın da en büyük hayallerinden biri de gerçekleşmiş durumda. Arda Turan'ın sürekli bir Emre Belözoğlu yakınlığı vardır ve bu durum da bizim tarafımızdan sürekli eleştirildi. Doğru bir örnek değil çünkü ama bu ikili sürekli çok yakın oldular. Arda Turan'ın ilk piyasaya çıktığı zamanlarda Emre Belözoğlu, Newcastle United formasını giyiyordu ve Arda Turan'ın da ilk Avrupa hayali bu takımaydı. Şimdi ise Atletico Madrid forması altında buluştular, haklarında hayırlısı.

Şunu da ekleyelim. Emre Belözoğlu'dan Inter ve Newcastle United para kazanmayı başardı ama Galatasaray ve Fenerbahçe'nin kazancı sıfır oldu. Bu takımlarda forma giydiği dönemlerde gösterdiği futbol yanlarına kar kalan bir anlamda.

Euro 2012 | Çek Cumhuriyeti

Çek Cumhuriyeti, İspanya'nın domine ettiği I grubunun ikincisi olarak geldi elemelerden gruplara. Çekilen kura sonrasında da A grubuna düştü. Tanıdık yüzler görebileceğimiz takımlardan birisi de Çek Cumhuriyeti oldu. Zira Beşiktaş'tan Sivok, Galatasaray'dan da Milan Baros Euro 2012 kadrosuna çağırılmayı başardılar. Çek Cumhuriyeti'nin Euro 2012 formaları Puma tarafından hazırlandı. İç saha formasından ziyade ben dış saha formasını daha çok beğendim ve Baros'a da çok yakışacağını düşünüyorum. Teknik direktörleri Bilek'in şampiyona için hazırladığı kadro ise;

Kaleciler: Petr Cech (Chelsea), Jan Lastuvka (Dnepropetrovsk), Jaroslav Drobny (Hamburg),
Defans oyuncuları: Theodor Gebre Selassie (Sloven Liberec), Roman Hubnık (Hertha Berlin), Michal Kadlec (Bayer Leverkusen), David Limbersky (Viktoria Plzen), Tomas Sivok (Beşiktaş), Marek Suchy (Spartak Moskova).
Orta saha oyuncuları: Vladimir Darida (Viktoria Plzen), Tomas Hübschman (Shakhtar Donetsk), Petr Jiracek (Wolfsburg), Daniel Kolar (Viktoria Plzen), Milan Petrzela (Viktoria Plzen), Vaclav Pilar (Wolfsburg), Jaroslav Plasil (Bordeaux), Frantisek Rajtoral (Viktoria Plzen), Tomas Rosicky (Arsenal).
Forvet oyuncuları: Milan Baros (Galatasaray), David Lafata (Jablonec), Tomas Necid (CSKA Moskova), Tomas Pekhart (Nürnberg), Jan Rezek (Anorthosis).

Euro 2012 | Yunanistan

Avrupa Şampiyonası'na F grubunda oynadığı elemeler sonucunda topladığı 24 puanla geldi Yunanistan. Euro 2012'de A grubunda mücadele edecekler. 2004 Avrupa Şampiyonası'ndan sonra oynadıkları defansif futbol nedeniyle pek sevilen bir takım olamadılar. Euro 2012'ye Adidas'ın hazırladığı mavi beyaz formalarla çıkacaklar. Bayraklarından esinlenilerek hazırlanmış forma benim turnuvadaki favorilerimden bir tanesi. Yunanistan formasında bu sezon kendini özellikle Samsun taraftarına sevdirmiş olan Gekas da bulunuyor. Teknik direktör Fernando Santos'un turnuva için hazırladığı kadroda bulunan oyuncular; 

Kaleciler: Kostas Chalkias (Paok), Alexandros Tzorvas (Palermo), Michalis Sifakis (Aris)
Defans oyuncuları: Giannis Maniatis (Olimpiakos), Giorgos Tzavelas (Monaco), Stelios Malezas (Paok), Kyriakos Papadopoulos (Schalke 04), Avraam Papadopoulos (Olimpiakos), Sokratis Papastathopoulos (Werder Bremen), Vasilis Torosidis (Olimpiakos), José Holebas (Olimpiakos)
Orta saha oyuncuları: Alexandros Tziolis (Monaco), Giorgos Karagounis (Panathinaikos), Giorgos Fotakis (Paok), Sotiris Ninis (Panathinaikos), Panagiotis Kone (Bologna), Kostas Katsouranis (Panathinaikos), Grigoris Makos (AEK), Giannis Fetfatzidis (Olimpiakos), Kostas Fortounis (Kaiserslautern)
Forvet oyuncuları: Giorgos Samaras (Celtic), Nikos Lyberopoulos (AEK), Kostas Mitroglou (Atromitos), Dimitris Salpigidis (Paok), Theofanis Gekas (Samsunspor)

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Eden Hazard Chelsea'de

Chelsea güzel işler yapıyor, bu çok açık. Di Matteo ile yola devam edilecektir büyük ihtimal ama hala kesinleşmiş bir durum değil bu. Buna rağmen transferler açıklanıyor. Marko Marin'i sezon bitmeden açıklamışlardı zaten, 23 yaşında genç bir isim. Üstelik 8 milyon avro gibi de Marin gibi bir futbolcu için makul bir rakama, akılcı bir transferdi bu.

Aynı şekilde Hazard da böyle. Onun için ödenen meblağ, 32 milyon avro gibi bir rakam olabilir gerçi, konuşulan bu ama transferin gözde çoçuğuydu Hazard. O da henüz 21 yaşında ve müthiş bir gelecek onu bekler. Hulk transferi de eli kulağında bu arada, Chelsea'den üçüncü bomba da her an gelebilir.

Asıl mesele başka ama. Hazard'ın yarattığı gündem asıl konu. Geçtiğimiz sezonlarda Fabregas'ın transferiyle yattık kalktık, Barcelona'ya gidiyor mu gitmiyor mu üzerinden. Gitmek için çok can attı, Barcelona adına da sanki olmazsa olmaz bir transfer durumuna gelmişti ve bu transfer bir şekilde gerçekleşti. İşte, tam bu meseleden kurtulduk derken bir de Hazard mevzusu başlamıştı.

Bunu da yaratan kendisi aslında, sürekli transferinden bahsetti, devamında Manchester'a kesin olarak gidiyorum dedi, insanların kafasını United mi City mi gibisinden karıştırdı derken sağ yumruğu gösterip sol da vurmadı, direk kafa attı ve Chelsea'e transfer olduğunu öğrendik.

Bu tip futbolcuları sevmiyorum ben, ne kadar iyi olursa olsun. Onun futbolu üzerinden yorumlar yapmak lazımken biz transferin bu detayı üzerine konuşmak zorunda kalıyoruz. Şunu söylemek istemiyorum, iş olayın maddiyat boyutu asla değil. City ve United'den de dünyaları götürecekti, Chelsea'den de götürecek. Aylık 500 bin avro diyorlar mesela ücretine ama mevzu bu değil. Bu transfer çalımları garip olan. Ülkemizde de yaşadık böylesini, iyi biliriz...

Euro 2012 | Polonya

Ev sahibi olma avantajıyla turnuvaya doğrudan katılan ve ön eleme oynamayan Polonya, kendi adıma yazmam gerekirse, en uzak olduğum takım. Öte yandan Sivasspor'dan Grosicki ve Trabzonspor'dan Adrian ile belki de tanıdık yüzleri görebileceğim de bir takım olarak ön plana çıkıyor. Polonya Nike tarafından geri dönüşüm ürünleriyle hazırlanan çevreyle dost formalardan giyecek Euro 2012'de. Biri kırmızı biri beyaz olan formaları çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim maalesef. Gelelim Polonya'nın kadrosuna;

Kaleciler: Grzegorz Sandomierski (Jagiellonia Bialystok), Wojciech Szczesny (Arsenal), Przemyslaw Tyton (PSV Eindhoven) 
Defans oyuncuları: Sebastian Boenisch (Werder Breman), Marcin Kaminski (Lech Poznan), Damien Perquis (Sochaux), Lukasz Piszczek (Borussia Dortmund), Marcin Wasilewski (Anderlecht), Jakub Wawrzyniak (Legia Warsaw), Grzegorz Wojtkowiak (Lech Poznan).
Orta saha oyuncuları: Jakub Blaszczykowski (Borussia Dortmund), Dariusz Dudka (Auxerre), Kamil Grosicki (Sivasspor), Adam Matuszczyk (Fortuna Dusseldorf), Adrian Mierzejewski (Trabzonspor), Rafal Murawski (Lech Poznan), Ludovic Obraniak (Bordeaux), Eugen Polanski (FSV Mainz), Maciej Rybus (Terek Grozny), Rafal Wolski (Legia Warsaw). 
Forvet oyuncuları: Pawel Brozek (Celtic), Robert Lewandowski (Borussia Dortmund), Artur Sobiech (Hannover 96).

Euro 2012 | Rusya

Rusya, 2012 Avrupa Şampiyonası'na eleme gruplarından B grubunda mücadele ederek geldi. Gruplarda topladığı 23 puan ile son haftaya kadar çok da rahat olmayan sonuçlarla Euro 2012'de A grubuna kapağı atmayı başardılar. Rusya'nın Euro 2012'de giyeceği forma Adidas tarafından dizayn edildi. Kırmızı forma iç saha maçlarında beyaz forma ise deplasman maçlarında giyilecek. Dick Advocaat'ın yönetimindeki Rusya turnuvaya aşağıdaki kadroyla katılacak.

Kaleciler: Igor Akinfeyev (CSKA Moscow), Vyacheslav Malafeyev (Zenit St Petersburg), Anton Shunin (Dynamo Moscow) 
Defans oyuncuları: Alexander Anyukov (Zenit St Petersburg), Alexei Berezutsky (CSKA Moscow), Sergei Ignashevich (CSKA Moscow), Roman Sharonov (Rubin Kazan), Vladimir Granat (Dynamo Moscow), Kirill Nababkin (CSKA Moscow) 
Orta saha oyuncuları: Igor Denisov (Zenit St Petersburg), Roman Shirokov (Zenit St Petersburg), Konstantin Zyryanov (Zenit St Petersburg), Yuri Zhirkov (Anzhi Makhachkala), Alan Dzagoyev (CSKA Moscow), Igor Semshov (Dynamo Moscow), Denis Glushakov (Lokomotiv Moscow), Marat Izmailov (Sporting), Dmitry Kombarov (Spartak Moscow) 
Forvetler: Andrei Arshavin (Arsenal), Alexander Kerzhakov (Zenit St Petersburg), Roman Pavlyuchenko (Lokomotiv Moscow), Alexander Kokorin (Dynamo Moscow), Pavel Pogrebnyak (Fulham).

Euro 2012 Fikstür

Hem kendi elimin altında olsun hem de benim gibi arayanlar olursa diye blogda bulunsun diye sıralayayım dedim. Yaklaşık iki senedir elemeleri ve hazırlıkları süren Avrupa Futbol Şampiyonası 8 Haziran 2012 tarihinde başlayacak, 1 Temmuz 2012 tarihinde sona erecek. Turnuva Polonya ve Ukrayna'da düzenleniyor bu sene. Turnuva Trt Spor ve Trt HD'den naklen yayınlanacak. Tabii Trt Spor'u uydudan izleyenler için şifre kırma veya antenle izleme çilesi yine başlayacak. Turnuva fikstürü, tarih ve saatleriyle şekillendi.


8 Haziran
19:00 Polonya - Yunanistan (A grubu)
21:45 Rusya - Çek Cumhuriyeti (A grubu)


9 Haziran 
19:00 Hollanda - Danimarka (B grubu)
21:45 Almanya - Portekiz (B grubu)


10 Haziran
19:00 İspanya - İtalya (C grubu)
21:45 İrlanda - Hırvatistan (C grubu)


11 Haziran
19:00 Fransa - İngiltere (D grubu)
21:45 Ukrayna - İsveç (D grubu)


12 Haziran
19:00 Yunanistan - Çek Cumhuriyeti (A grubu)
21:45 Polonya - Rusya (A grubu)


13 Haziran
19:00 Danimarka - Portekiz (B grubu)
21:45 Almanya - Hollanda (B grubu)


14 Haziran
19:00 İtalya - Hırvatistan (C grubu)
21:45 İspanya - İrlanda (C grubu)


15 Haziran
19:00 Ukrayna - Fransa (D grubu)
21:45 İsveç- İngiltere (D grubu)


16 Haziran
19:00 Çek Cumhuriyeti - Polonya (A grubu)
21:45 Yunanistan - Rusya (A grubu)


17 Haziran
19:00 Danimarka - Almanya (B grubu)
21:45 Portekiz - Hollanda (B grubu)


18 Haziran
19:00 Hırvatistan - İspanya (C grubu)
21:45 İtalya - İrlanda (C grubu)


19 Haziran
19:00 İsveç - Fransa (D grubu)
21:45 İngiltere - Ukrayna (D grubu)


21 Haziran
21:45 A grubu birincisi - B grubu ikincisi


22 Haziran 
21:45 B grubu birincisi - A grubu ikincisi


23 Haziran
21:45 C grubu birincisi - D grubu ikincisi


24 Haziran
21:45 D grubu birincisi - C grubu ikincisi


27 Haziran
21:45 ilk yarı final


28 Haziran 
21:45 ikinci yarı final


1 Temmuz
21:45 Final

Kaptan

Ne kadar doğru bilemiyorum ama gelen haberler bu yönde. Çoğumuzun da içinden geçen bir durum olduğundan gelen bu habere inanmak istiyoruz, çok da sevindiğimiz bir durum olur. Yeni sezonda Selçuk İnan'ın kaptan olacağı ve Hakan Balta ile Ujfalusi'nin de üçlemeyi tamamlayacağı söyleniyor. Kaptanlık olayı, fazlasıyla karizma ve güven sanatıdır. Selçuk İnan da bu mesajı bir önceki sezon bizlere verdi. Takımın saha içerisindeki lideri o oldu, sahada oynanan oyuna yön veren isimdi bir anlamda. Kariyerinin de en önemli sezonunu geçirdi ve böyle bir ödülü fazlasıyla hak etti diyebilirim, üstelik henüz 2. sezonuna başlayacakken. Hakan Balta ise bu takımın kıdemi en büyük futbolcularından biri, eğer Sabri Sarıoğlu da ayrılacaksa en eskilerden biri olacak ve o da soğukkanlı duruşuyla 2. kaptanlığı hak ediyor, Ujfalusi için ise konuşmaya bile gerek yok. Bu olay gerçekleşir inşallah, Selçuk İnan'ın duruşuyla Galatasaray kaptanlığını müthiş taşıyacağını düşünüyorum. Kaptanlık, ekstra sorumluluk demek ve bunun altından kalkmak zordur ama o duruş Selçuk İnan'da fazlasıyla var.

Formula 1 2012 | Monaco Grand Prix

Formula 1 tarihinin en istikrarlı sezonu (!) bu sezon oluyor. 6 farklı etap koşuldu Monaco ile birlikte ve 6 farklı birincimiz var. Yarışın pole pozisyonu sıralamalarda en hızlı dereceyi elde eden Schumacher kazanmıştı. Gel gelelim Senna ile yaptığı kaza neticesinde aldığı ceza yüzünden yarışa 6. olarak başladı. Böylece yarışa ilk sırada başlama hakkı Mark Webber'e geçti otomatikman. Yarış başladığı gibi de bitti ve Webber, podyumda da zirvedeydi. Bu hafta Webber'i Alonso ve Rosberg takip etti. Yarış boyunca yerlerini koruyan ilk 6 sıradaki pilotlar aynı şekilde yarışı tamamladılar. Bu sene ilk ona girmeyi başaran ve ikinci kez puan alabilen Massa, belki de Ferrari'deki son sezonunda yeniden umutlanmayı başardı. Şampiyonluk için mi? Çok zor. Sezonu güzel noktalayabilmek için mi? Belki. Gerçi 6 yarışta görülen 6 farklı şampiyondan sonra, Massa için bile umut var ama... Button ve Schumacher bu yarışta yarış dışı kaldılar. Monaco etabının ardından sıralamanın son şekliyle tamamlayalım;
  1. Alonso 76 puan
  2. Vettel 73 puan
  3. Webber 73 puan
  4. Hamilton 63 puan
  5. Rosberg 59 puan
  1. Redbull-Renault 146 puan
  2. McLaren-Mercedes 108 puan
  3. Ferrari 86 puan
  4. Lotus-Renault 86 puan
  5. Mercedes 61 puan

27 Mayıs 2012 Pazar

Mutlu Yıllar Johan 'The Great' Elmander

Müthiş bir futbolcu kazandık, orası ayrı. Kazanılan şampiyonlukta Elmander'in katkısı hakkında konuşmaya bile gerek yok. Alternatifi olmayan adamdı, o olmadığında hücumda top tutmakta dahi zorlandık, pozisyon bulmayı falan geçtim. Bunun ötesinde ise inanılmaz bir karakter, şu an dışarıdan bakan bir göz için konuşmak gerekirse, Galatasaray'ı özel kılan futbolculardan biri. Takımını yalnız bırakmamak uğruna, büyük ihtimalle Milli forma altındaki son şampiyonası olan Euro 2012'yi bile gözden çıkardı, zorladı kendini, sahada olabilmek adına. Devam edemediğinde de soyunma odasında hüngür hüngür ağladı, takım arkadaşlarını yalnız bıraktığı için. Böyle bir karakter işte Elmander, gerçekten çok önemli bir isim. Doğum günü kutlu olsun, Galatasaray'ın futbolcusu olduğu ve kazanılan şampiyonluk için ne kadar teşekkür etsek az. Umarım sakatlığı atlatır ve Euro 2012'de İsveç'i gönülden desteklememizin sebebi olur...

Rüştü Reçber'den Milli Formaya Veda

Oluşan kanı, futbolu bırakmış gibisindendi ama bu vedanın Milli formaya olduğunu belirtmek lazım. Yine de yaş haddinden kaynaklı o sona doğru da yaklaşıyoruz sanki. Kalecinin yaşı yoktur derler, hatta bazı futbolcuların da yaşı olmaz, Rüştü Reçber de onlardan biri ama büyük vedanın da önümüzdeki sezonun sonunda gerçekleşeceğini düşünüyorum.

Bu yorumu daha önce de yaptım ve Turgay Şeren'in hakkını yemişsin gibisinden bir eleştiri aldım ama görüşüm bu, büyük ihtimalle herkes de böyle düşünüyordur. Rüştü Reçber, Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en büyük kalecisidir. Yıllarca onun güveniyle yaşadık biz. Kaleci mevzusunda çok önemlidir güven olayı, rakip senin yarı sahana girdiğinde ve etkili olduğunda, benim kalecim var diyebilmelisin. Rüştü Reçber de uzun yıllar boyunca bunu söyletti bize ve en önemlisi de alternatifi olmayan bir isimdi Milli Takım'da. Bir de Hakan Şükür tabii.

Çocukluğumun en büyük hayallerinden biriydi aslında, Rüştü Reçber'in Galatasaray formasını giymesi. Fenerbahçe'den ayrıldığı dönem umutlanmıştım aslında. Şartlar da buna uygundu ama Beşiktaş'a gitti, hala da orada. Sonradan öğrendim tabii, Rüştü Reçber'in aslında Galatasaray'ın bir taraftarı olduğunu. Hatta bu yüzden de çoğu Fenerbahçelinin bu anlamda soğuk baktığını.

Ümit Davala'nın Milan'a transferi, Emre Belözoğlu, Okan Buruk ve Hakan Şükür'ün Inter forması giymesi ya da Nihat Kahveci ile Tugay Kerimoğlu'nun gösterdiği Avrupa istikrarı, Hamit Altıntop ve Nuri Şahin'in Real Madrid günleri. Tüm bunlar bir yana, zirve anının Rüştü Reçber'in AB kontenjanına rağmen Barcelona'ya gitmesi ve Fatih Terim'in de Milan'ın başına geçmesi olarak değerlendiriyorum. Başarılı olursun veya olmazsın, mühim olan bu değil, oraya adım atabilmek. O takımlardan gönderilmek için önce o takıma gitmen gerekiyor, bu unutulmamalı.

2002 Dünya Kupası'ndan sonraki dönem Rüştü Reçber'in zirve anıdır. Sözleşmesi de bitmişti ve taliplisi bir o kadar artmıştı. Zirvede olan bir kaleci neticede, haliyle de büyük bir adım atacaktı. Kariyeri daha da güzel şekillenebilirdi, o dönem Premier Lig yolunu tutsaydı mesela. Ama o riski göze aldı, bu çok mühim. Başarılı olamadı ve geri döndü ama Barcelona formasını giymiş bir Türk futbolcu var diyebiliyoruz.

Son dönemleri vasat geçiyor, yaşın etkisi elbette büyük. Onu beğenmeyenler de arttı haliyle, akıllarda yaptığı iyi işlerden ziyade kötü işler var. Boşa çıkışları, yediği golden sonra sürekli elini kaldırması, basit hatalar gibisinden ama onun çok önemli bir tarihi var ve bu unutulmamalı. Şu an için onunla çalışmak büyük şans, Cenk Gönen açısından söylüyorum. Finlandiya maçında da Rüştü Reçber'in oyundan çıkıp Cenk Gönen'in oyuna girmesi ayrı bir güzellikti. Tabii jübile maçı oynayan futbolcu genelde 5-10 dakika oynar en fazla ama 40 dakika sahada kaldı Rüştü Reçber, bu da ona özel bir nokta olmalı.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Formula 1 2012 | İspanya Grand Prix

Sıralama turlarında kariyerinde ilk kez pole pozisyonda başladı Maldonado. Yarışı da başladığı gibi zirvede bitirdi. İlk turdan itibaren kendisini sürekli zorlayan Alonso'yu sürekli arkasında tutarak başardı bunu. Maldonado'nun kariyerinin ilk birinciliği, takımı Williams için de pilotları Montoya'dan sonraki gelen ilk tam puan anlamına geliyordu. Alonso bu yarışta hem önündeki rakibi Maldonado'yu geçmeye çalıştı hem de tam ensesinde olan Kimi'yi arkasında tutmaya... Son bölümde yavaşlamaya başlayan İspanyol pilotun yarış biterken Raikkonen ile arasında 0.6 saniyelik bir fark vardı. Bu sene başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmeyen Schumi ise, İspanya'da Bruno Senna'ya arkadan çarpmak suretiyle kendisini yarış dışı bıraktığı gibi Senna'nın da yarışa devam edememesine neden oldu. Bu yarışın sürpriz ismi Maldonado'ydu şüphesiz, fakat Maldonado'dan sonra Kobayashi de yarışta ön plana çıkan isimlerden birisi oldu. Yarışı 5. sırada tamamlayan Kamui, bu sezonki puanını 19'a yükseltti. İspanya etabının ardından pilotlar ve takımlardaki puan durumunun son şekli ise şöyle;
  1. Vettel 61
  2. Alonso 61
  3. Hamilton 53
  4. Raikkonen 49
  5. Webber 48
  1. RedBull-Renault 109
  2. McLaren-Mercedes 98
  3. Lotus-Renault 84
  4. Ferrari 63
  5. Williams-Renault 43

Yiğit Gökoğlan ve Sercan Yıldırım'ın Geleceği

İyi geçen sezonun benim adıma en büyük iki hayal kırıklığı bu futbolcular oldu. Sercan Yıldırım ve Yiğit Gökoğlan için transfer olduklarının ertesinde gelen yorumların geneli, bu futbolculardan verim alınamayacağı yönündeydi, ben yine de inanıyordum bu ikiliye ama işler beklediğim gibi gitmedi. Sercan Yıldırım, eline geçen bütün fırsatları değerlendiremedi ve koskoca sezonda iyi oynadığı diyebileceğim 2-3 maç oynadı {onlar da iç sahadaki Ankaragücü ve Adana Demirspor maçları }.

Yiğit Gökoğlan ise kanat diye haykıran bir takıma geldi, oynaması adına tüm imkanlar doğdu ama o da şansları değerlendiremedi. Üstelik Kazım Kazım'ın da gidişinin ardından iyice boşalan kanat rotasyonunda kendini gösterememesi üzücü oldu.

Ama genç futbolcular bunlar, gelecek nasıl şekillenir bilemeyiz. Hazırlık kampında mutlaka bu ikili yer alacak ve orada çok önemli bir şans ellerinde ama Şampiyonlar Ligi kadrosu kuruluyor ve kaliteli bir rotasyonun peşinde Galatasaray. Bu iki futbolcudan hala bir gelecek beklenmesine rağmen bu rotasyon içerisinde yer alamama ihtimalleri de var.

Bu yüzden de başka bir takıma kiralık verilerek, tecrübeden ziyade Galatasaray için kıvama gelmeleri beklenebilir. Sercan Yıldırım açısından çok konuşulmuştu bu özellikle, Fatih Terim'in böyle bir planı vardı ama Sercan Yıldırım için önemli bir ücret ödeyen yönetim bu fikri uygulamadı.

Yiğit Gökoğlan ise Sercan Yıldırım'ın aksine Terim'in istediği bir transfer ve aslında onunla ilgili farklı planları olduğunu düşünüyorum, bu kamp döneminde onun sağ bek olarak denenmesi gibi. Asıl plan, Yiğit Gökoğlan'ın süratinden yararlanmak ve onu geriden getirebilmek. Bunu başarması zor ama Terim düşünüyorsa imkansız diye bir kelime kullanmamak lazım. Aydın Yılmaz konusundan tecrübeliyim mesela.

Mevzuya gelirsek, Akhisar Belediye bu iki futbolcuyu da kiralık olarak kadrosuna katmak istiyor. Bank Asya Birinci Lig'de şampiyonluğu kazandılar ve kalıcı olmak adına da iyi bir kadro kurmanın peşindeler. Hamza Hamzaoğlu'nun da Galatasaray'la olan iyi ilişkileri ve geçmişi de göz önüne alındığında Akhisar Belediye'nin Galatasaray'ın gözden çıkardığı birçok isme talip olmasını bekliyorum. Bu iki ismin kiralık olarak istendiği gelen haberler arasında ama ilk hazırlık kampı sonrasında belli olacaktır, kimin kalıp kimin gideceği. İlk etapta ayrılan futbolcular mutlaka var ama bu tip gençlerin kaderi hazırlık kampından sonra.

Formula 1 2012 | Bahreyn Grand Prix

Futbolda yaşanan tüm o stresler ve heyecanlar F1'i bir parça unutturdu sanırım. Fakat sezon tüm hızıyla devam ediyor. Biz de Sportif Cümleler'de bu sezon kaldığımız yerden Formula 1'i dilimiz döndüğünce yazmaya devam ediyoruz. En son Çin'i yazmıştım, bir sonraki yarış olan Bahreyn ile devam ediyorum. Bahreyn etabı 22 Nisan'da Vettel'in damalı bayrağı görmesiyle son buldu. Yarışın büyük bir kısmı Formula'ya dönüş yapan Raikkonen ile Vettel arasında geçti. Bu yarışın hakkıysa Vettel'indi şüphesiz. Zira Vettel, yarışı başından itibaren domine etmeyi başaran isim oldu. Öyle ki bu üstünlüğü sayesinde yarışta karşı karşıya geldiği Hamilton ve Alonso'yu da pist dışında bırakmayı başardı. Vettel'i Raikkonen takip ederken, Kimi'nin takım arkadaşı Grosjean da podyumdaki üçüncü isim olarak puanı cebine koydu. Pist dışında kalan Alonso 7., Hamilton ise 8. olurken, bu sene her yarışta başına bir iş gelen Schumacher, yarışı 10. sırada tamamlayarak puan almayı başardı. Bahreyn etabı sonunda oluşan puan durumu;
  1. Vettel 53
  2. Hamilton 49
  3. Webber 48
  4. Alonso 43
  5. Button 43
  1. Redbull-Renault 101
  2. McLaren-Mercedes 92
  3. Lotus-Renault 57
  4. Ferrari 45
  5. Mercedes 37

Benzema, Nasri ve Ben Arfa

Fransa'nın şu günlerde var olan jenerasyonu aslında. Nasri, Benzema ve Ben Arfa'nın çocuk halleri bir bakıma bu, alt yaş Milli kategorilerinde beraberken...

25 Mayıs 2012 Cuma

Transfere Futbolcu Gözüyle Bakmak

Galatasaray şampiyon oldu, lig bitti. Lig bittiği andan itibaren transfer dönemi başlar. Bu dönemde her takıma onlarca futbolcu transfer eder gazeteler. Taraftarlar ise şu olsun bu olsun diye gönüllerinden geçen isimleri sıralarlar bir bir. Yöneticiler ise renk vermemeye çalışırlar. Sezon bittiğinden beri Galatasaray'a yazılan isimler Gökhan Töre, Hamit, Nuri, Olcan, Chivu, Drobga, Dzeko, Kuyt, Park ve daha benim takibime takılmayan niceleri... Bana bu yazıyı yazdıracak olan kişi ise Hamit. Hamit, uzun süredir Türkiye'deki birçok takımın gözdesi. Çok yönlü ve tecrübeli bir oyuncu olmasının yanı sıra yabancı sınırlamasına takılmıyor olması da Hamit'i özel kılan unsurlar.


Galatasaray'a dönecek olursak, Galatasaray orta sahası yıllardır sıkıntılıdır. Kimler geldi kimler geçti diye bir program yapılsa saatler sürer. Geçtiğimiz sezon başında alınan Selçuk İnan bir çok açıdan deva oldu Galatasaray'ın dertlerine. Partneri Melo da hala kiralık olmakla birlikte Selçuk'la güzel bir uyum yakaladı. Ligde mücadele eden bir takım için zaman zaman Ceyhun'la, Yekta'yla, Engin'le, Sabri'yle Melo Selçuk ikilisini yedeklemeyi başardı Fatih Terim ve ekibi. Fakat bu kadronun önümüzdeki sezon eğer gidilirse Şampiyonlar Ligi, lig ve Türkiye Kupası'nda yetmeyeceğinin hepimiz farkındayız. Kulvarlarda başarı isteniyorsa bir şekilde rotasyonun da kuvvetlendirilmesi gerekiyor. Bu noktada Hamit gibi bir futbolcuya hayır demek zor. Fakat biz sürekli takımlarımızın gözünden bakıyoruz olaya. Bir tek ben ya da bir tek Fenerbahçeli arkadaşım değil, tüm taraftarlar bu pencereden bakıyor. Gel gelelim transferler kulüpler arasında görünse de, transferin büyük bir bölümü de o oyuncudan geçiyor. Kimse kimseyi köle gibi pazarlama hakkına sahip değil elbette ve FIFA da bu konuda oyuncuların arkasında duruyor elbette.


Hamit'i istedik, Mourinho ile Fatih Terim de konuştu anlaştı, iş menajere ve yönetimlere kaldı diyelim. Fakat Hamit ne düşünüyor bu konuda? Hamit takımında yedek beklemiş olabilir, Galatasaray çok iyi bir takım olabilir. Ama Hamit de alelade bir takımda oynamıyor nihayetinde. Avrupa'nın en iyi takımlarından Real Madrid'de, dünyanın en iyi liglerinden La Liga'da oynuyor ve dünyanın en iyi hocalarından birisiyle çalışma fırsatı yakaladı. Böyle bir fırsat geri tepilir mi? Öte yandan Galatasaray'ın gelecek sezonki akıbeti hala kesinlik kazanmış değil. Şike olaylarından herkes paçasını bir şekilde kurtarmaya çalışıyor, evet. Yine de kimsenin garantisi yok gelecek sezon olacaklar için. "Bize bişey olmaz" kafasıyla Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak bir takımın şusu eksik busu eksik diye sayıyoruz hepimiz tüm iyi niyetimizle. Ama sorulacak asıl soru ne belli? olmalı bu noktada. Sen kadronu hazırladın, heyecanlısın, kampına kadar her şeyin tamam. Eee iki gün sonra UEFA men ettim Türkiye'yi hiç biriniz yoksunuz 5 sene derse bazı yöneticiler gibi, ne olacak? Galatasaray'ı geçtim, gelen futbolcular ne olacak? Hamit ne olacak? Ben severim Hamit'i ve Galatasaray formasını da giymesini gönülden isterim. Fakat Hamit'in gözünden bakacak olursak eğer, geleceğimin garanti olması için bu kadar yükselmişken, Mourinho'nun da "Hamit gitmek isterse tutmayız ama şampiyon takımın bir parçası olarak takımında kalmasını isteriz" açıklamasından sonra Real Madrid'i de bırakıp Galatasaray'a gitmem.

Fatih Terim & Jose Mourinho

Gecenin olayı bu aslında, tüm Galatasaraylılar bu buluşmayı bekliyordu. Neticesinde transfer var çünkü, Hamit Altıntop üzerinde yoğunlaşan bir gündem ama Lass Diarra ismi de konuşuluyor ve umarım bu buluşmanın neticesinde istediğimizi alırız.

Bu Hazırlık Maçları Sercan Sararer'e Yarar

Eurovision sevdasına kapılarak maçın ikinci yarısını izlemedim. Ama ilk yarıda gördüğüm, daha hızlı oynamaya çalışan bir Milli Takım'dı. Tempo esas istenen gibi, kanatları özellikle iyi kullanarak. Bu anlamda da Gökhan Töre ve Serdar Saraer gibi isimler ön plana çıkıyor. Her ikisi de genç ve çok uzun bir Milli Takım kariyeri onları bekliyor.

Gökhan Töre'yi iyi tanıyoruz aslında. Hiddink'in de ona şans verdiğini görüyorduk, ayrıca göz önünde olan bir futbolcu. Sakatlıktan yeni çıktı ama, uzun süredir futbol oynamıyordu. Bu da var olan piyasasını düşürmüş gibi görünebilir ama çok değerli bir futbolcu. Galatasaray'ın da geçen sezondan bu yana bir Gökhan Töre hevesi var, hala da devam ediyor.

Değerli bir yetenek, takım oyununa biraz daha yatkın olsa onun adına daha olumlu konuşacağız. Bireyselliği fazlasıyla ön planda ama patlayıcı gücü ve kreatif etkisi fazlasıyla yüksek olan bir isim. Gününde olduğunda can yakar ama fazlasıyla bireyselliği onun iyi oyun istikrarını elinden alıyor. Bu anlamda Fenerbahçeli Stoch benzetmesi çok da yanlış bir benzetme olmaz, tarz anlamında tabii.

Sercan Sararer ise biraz daha geri planda kalan bir isim. Oynadığı takım ve ligle de alakalı tabii bu ama göze batan, takip edilen bir isimdi o da. Şimdi bu Milli maçlarla da beraber onu çok daha fazla konuşacağız gibi görünüyor, konuşturuyor çünkü kendisini. İlk Milli maçı olmasına rağmen son derece rahat, heyecanını dizginlemiş ve takım içerisinde de göze batan bir futbolcu. Gökhan Töre ile farkı daha fazla takım oyununa yatkın olması, bu da verimliliğini arttırıyor. Sercan Sararer de kreatif etkisi yüksek, tempolu bir futbolcu.

Onun da ismini Galatasaray'la anıyorduk aslında ama bu hazırlık maçlarından sonra birçok takımla anacağız gibi. Herkes isteyecek onu, haliyle de piyasası artacak. Bu tip transferler çok önceden bitirilmeli ama nedense bekleniyor son ana kadar, Sercan Sararer konusunda da durum bu. Yarından itibaren özellikle de üç büyüklerle adı anılır ve ben Türkiye'ye doğru transferini de gerçekleştireceğini düşünüyorum. Bu transferi yapan da büyük iş yapar ama dediğim gibi, bu hazırlık maçları ona çok yarayacak gibi, piyasasını yükseltiyor. Futbolu derinden takip edenlerin gözlerinin önündeyken bir anda herkesin gözüne girdi çünkü.

24 Mayıs 2012 Perşembe

Mehmet Güven Eskişehirspor'da

Beğendiğim bir futbolcudur. Galatasaray döneminde de bu böyleydi. Beklentimin en yukarıda olduğu genç futbolcumuz Mehmet Güven'di ama şansı iyi kullanamadı. Şans bulamadı da gitti diyemeyiz, birçok genç futbolcumuz gibi o da şansı yakaladı ama beklentiyi karşılayamadı. Biraz daha özgüven kazanması gerekiyordu, bunu hep söyledik. Pasif bir görüntüsü vardı. Bu pasif halleri de yeteneklerinin önüne geçti ve bir türlü istenileni veremedi. Haliyle de üç büyüklerin önemli bir geleneği olan ''yurt içi transferlerinde takas hamlesi'' akımında Manisaspor'a doğru yol tuttu.

Manisaspor günleri ise oldukça iyiydi. Özgüven sorununu aştı öncelikle, pasif halden daha aktif bir duruma erişti ve takımın da en önemli kozlarından biriydi. Geçtiğimiz sezon uzun bir sakatlık dönemi oldu ve bu sakatlık döneminde Manisaspor'un onu çok aradığını, hatta yaşadıkları büyük düşüşte de bu sakatlığın önemli bir payı olduğunu söyleyelim. Orta saha düzeni bir bakıma onun üzerineydi, oyunu iki yönüyle oynayan ama takımın beyni görüntüsünde olan futbolcuydu. Onun yeri de dolmadı doğal olarak ve başarısız bir süreç yaşandı.

Sezon sonunda da sözleşmesi bittiği için bir anda transferin gözde isimlerinden biri oldu. Tabii bunda Manisaspor'un küme düşmesinin de payı büyük. Son sakatlık dönemi olmasaydı ben çok daha büyük bir adım atacağını düşünüyordum aslında, hatta alternatif anlamda Galatasaray'a da tekrar dönmesini istiyordum. Beğendiğim bir futbolcu dediğim gibi ve mevcut düzenimizde de güzel bir alternatif olabilirdi, üstelik bonservisi de elinde olan bir isimdi ama Eskişehirspor'la 2 yıllık sözleşme imzaladı.

Anadolu kulüpleri açısından değerli bir isimdi dediğim gibi, birçok takım mutlaka onu istemiştir ama bu transferde Ersun Yanal etkisi olduğu açık. Oyun tarzı itibariyle tam Ersun Yanal'ın istediği bir futbolcu ve Mehmet Güven'i de daha yukarıya taşıyabilecek bir teknik adam. Çok doğru bir transfer gerçekleştirdi Eskişehirspor. Karabükspor ve Antalyaspor'un gerçekleştirdiği yabancı hamleleri konuşuyoruz ama gözden kaçmaması gereken bir detaydır Mehmet Güven'in transferi.

Fenerbahçe'nin İlk Transfer Hamlesi

Salih Uçan'ın Fenerbahçe'ye transferiyle başlayalım. Önemli bir genç değerden bahsediyoruz. Bu anlamda iyi transfer. Piyasası da olan bir futbolcuydu, uzun zamandır göze batıyordu ve Beşiktaş, Trabzonspor gibi takımların da bu futbolcunun peşinde olduğunu biliyorduk. Bu da piyasa yarattı ve 18 yaşındaki bu futbolcunun değerini yukarıya çekti.

1.4 milyon avro gibi bir rakam söyleniyor, bonservisi için. Bucaspor açısından önemli bir rakam bu, o muhteşem altyapıları adına çok önemli bir kaynak olacaktır. Onlar adına mesele bu zaten, önemli değerleri yaratıp, pazarlayarak çeşitli takımlara satmak, bir ekonomik değer yaratmak ama gidenin yerini de alttan gelen bir futbolcuyla hemen doldurmak.

Önemli bir yetenek dediğim gibi. Merkez orta saha oyuncusu. Saçlarla Fellaini'yi andırıyor ama futbol tarzı biraz daha ondan öte oyunun her iki yönünü oynayan tipte.

Onun adına sorulması icap eden soru da şu olacak elbette, Fenerbahçe'de yeterli şansı bulacak mı? Dediğim gibi, çok genç bir isim ve gelir gelmez nokta katkı yapabilir diyemeyeceğim bir isim. Şans bulmalı, tecrübe kazanmalı ve ısrar edilmeli. Şu şartlarda da Fenerbahçe bu ortamı nasıl yaratabilir bilmiyorum. Aynı durum, Salih Uçan'ı başka takımlar alsaydı da geçerli olacaktı.

Bu yüzden Salih Uçan'ın 1-2 sezon daha Bucaspor'da kiralık oynaması, biraz daha kıvama gelmesi Fenerbahçe açısından doğru adım olacaktır ama transferin bu detayı var mı bilmiyoruz. Ne olursa olsun önemli bir değer kazandı Fenerbahçe, Beşiktaş'la bu transfer için kıyasıya bir yarış içerisindeydi ama futbolcunun tercihi Fenerbahçe'den yana oldu.

Abdülkadir Kayalı örneği de geliyor akıllara tabii, ondan beklenen beklenti çok daha yüksekti ama hiç şans bulamadan kaybolup gitti. Bu durumlardan da dersler çıkarılmış olması lazım. Ş

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Elmander'in İsveç Günlerinden

Örgryte sonrası Feyenord ve İsveç dışında atılan ilk adımlar. Fotoğraf ise Örgryte günlerinden. Elmander'in de bu fotoğrafta yaş aralığı 20-21.
 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir