6 Kasım 2025 Perşembe

Ajax 0-3 Galatasaray, Avrupa için negatif algıyı kırma sezonu


Avrupa için "negatif" algıyı kırma sezonu. O algının son halkası, Avrupa'da deplasmanda kazanamıyoruz üzerineydi. Rakibin seviyesi ne olursa olsun, istenmeyen sonuçları izledik. Okan Buruk, yaşadığı tüm süreçlerden ders alan bir teknik adam. Frankfurt maçının da dersi oldu elbette. Ajax ne denli düşüşte olsa da, Avrupa için "ekol" diyeceğimiz takımlardan. Ayrıca seviyenin Şampiyonlar Ligi olduğu da unutulmasın. Ajax deplasmanında ne kadar iyi ve üstün oynayabilirsen, o kadar oynadın işte. 3-0'lık muazzam bir galibiyet ama iyi ve doğru oyun var. Sahada güçlü olan, fizik olarak üstün bir Galatasaray'ın yarattığı fark bu. Şampiyonlar Ligi'nde son 3 maçta o fizik kaliteyi hissediyoruz. Güçlü bir odakla birlikte sonuç bu oluyor.

4 Kasım 2025 Salı

Sallai'nin tepki görmesi kadar saçma bir hadise yok


Sallai'nin tepki görmesi kadar saçma bir hadise yok. Trabzonspor maçının son dakikalarında atmış olduğu şuta ben de sinirlendim. Ya da dağa taşa vurduğu duran top sonrasında da aynı duygulara sahiptim ama tüm bunlar tepki göstermeye sebep mi? Niye genele bakılmıyor. Orada şut çekti diye, bir anda yetersiz futbolcu mu oluyor? Yetersizliği üzerine konuşan medya mensupları var. Sağ bek mevkisi değil ama orayı doldurdu, sezon başından bu yana da takımın en istikrarlı futbolcularının başında. Trabzonspor maçında dahi seni öne taşıyan yegane isimlerden. Hataları olabilir, yeterliliği dahi tartışılır ama kurduğun takım bütünüyle yıldızlar topluluğu olamaz. Kadro mühendisliği bu değil.

3 Kasım 2025 Pazartesi

2 beraberlik alıp da düşünmeye başlamak, Okan Hoca'nın yarattığı hava kaynaklı


Şampiyonlar Ligi'nde iddia sahibiyken, ligde dalgalanma mutlaka yaşarsın. Şampiyonlar Ligi maçının öncesi ya da sonrası, 2. viteste oynamak zorundasın. Hatta rakibin durumuna göre 3. vitese bile düşersin. 11 maçta 9 galibiyet 2 beraberlik aldın, çok iyi tablo. 2 beraberliği kendi sahanda Beşiktaş ve Trabzonspor karşısında alman can sıkıyor ama maçların kendi içinde mazereti var. Beşiktaş karşısında eksik kalmana ve Liverpool dönüşü olmasına rağmen geri döndün. Trabzonspor ise iyi takım. Tam 1-0 kazanmalık maçtı, o imkanı da yakaladın ama olmadı. Okan Hoca, Galatasaray'ın başında öyle şeyler yaşatıyor ki aldığın tek beraberlik dahi her şeyi sorgulatıyor. Ligde puan kaybı nedir unuttuk. Tek beraberlik geliyor, ne oluyor diyoruz. 

1 Kasım 2025 Cumartesi

Galatasaray 0-0 Trabzonspor, 70'den sonra bu maçı kazanabilirdin


Fatih Tekke'nin Trabzonspor'u gelişim gösteren, genç ve enerjik takım. Sahaya iyi yerleştiler ve 70. dakikaya kadar da Galatasaray'ı durdurmayı başardılar. Kulübe kaliteleri düşük. Takım yoruldukça, yapılan hamlelerle oyun olarak da düştüler. 70'den sonra bu maçı kazanabilirdin. Tam da maçın sonlarına doğru, 1-0 kazanacağın ortam vardı. O imkanı yakaladın. Geçen sezonlara bakınca, bu tarz maçları son dakikalarda kazanırdın. 2 beraberliğin kendi sahanda ve Beşiktaş, Trabzonspor gibi rakipler karşısında. Derbileri kazanırdın, burada da sıkıntı var. Beşiktaş maçını Liverpool yorgunluğuna bağladık, Trabzonspor maçını da kafalarda Ajax var diye mi açıklayacağız?

31 Ekim 2025 Cuma

Trabzonspor ve Ajax, bu sürecin en zor maçları


İçinde bulunduğumuz haftalar, Türkiye ve Şampiyonlar Ligi adına kırılma zamanları. Şu ana kadar gidişat iyi. Hedef maçları kazanarak ilerliyoruz. Trabzonspor ve Ajax, bu sürecin en zor maçları. Trabzonspor, oldukça formda ve her geçen hafta daha da üzerine ekleyen bir takım. Fatih Tekke'nin onları bu seviyeye getireceğini biliyorduk. Oldukça dinamik ve genç bir takım kurdular. Enerjileri üst düzey ve Onuachu gibi bir silahları var. Kendi sahanda oynaman avantaj ama sana ters gelebilecek bir rakip. "Üst düzey odaktan" asla ödün vermemen gerekecek. Ajax maçı kadar "hedef" görmek zorundasın. Şampiyonlar Ligi'ni düşünerek, kendi liginde vites düşüreceğin zamanda değilsin.

30 Ekim 2025 Perşembe

Barış Alper Yılmaz'dan beklenen katkı alınamadığı için Lookman konuşuluyor


Lookman ismi belli ki son ana kadar konuşulmaya devam edecek. "Var bir hayalimiz" noktasına geldiğini görüyoruz ama bu trenin kaçtığını düşünenlerdenim. Atalanta'nın Lookman'dan çıkmak istediği kesin. "Ne olursa olsun yollayacağız" gibi bir hava doğması ise yanlış. Lookman'ı kiralayamazsın mesela, adamlar bırakmıyor. Juventus da bu transferi istedi, 50 milyon avro'dan aşağı inmediler. Bugün de beklentileri 50 - 55 milyon avro arası, yarın da. Ocak ayında bu bonservisi nasıl vereceksin? Ya da 28 yaşındaki bir futbolcu için bu rakamlara çıkılmalı mı? Büyük bonservis konuşulduğu an "yatırım" adı altında hamleler yapılması tercihimdir. Singo transferi bu noktada kılavuz olmalı. Bence bu yönde hareket edeceğiz.

29 Ekim 2025 Çarşamba

Oysa bir umuttu #4; Frank de Boer


Yeni Hagi ve Popescu arayışları Galatasaray'a büyük zarar vermişti. Bu uğurda harcanan paraları düşünüyorum da, belin biraz da bu yüzden doğrulmuyordu. Hagi ve Popescu, Galatasaray'ın unutulmaz yabancıları. Bu tarz isimlerin yerlerini doldurmanın maliyeti çok uçuk. Sen ise o ağırlığı kaldıramayacak isimlerle, transfer sirkülasyonu içinde sürekli zarar ettin. Yeni Popescu arayışına dönersek, Frank de Boer "isim" olarak getirdiğin en yüksek profil. Peki transfer ettiğin Frank de Boer'den geriye ne kalmıştı? Tecrübe, kusursuz bir sol ayak tamam da, savunma özelliğini kaybetmiş bir stoperden ne beklersin?

28 Ekim 2025 Salı

Icardi için "tam olarak hazır olmaya başlar" dediğimiz zamanlardayız


Icardi için "tam olarak hazır olmaya başlar" dediğimiz zamanlardayız. Icardi'nin erken dönüşü, beklentiyi de "önceye" çekti. Fizik durumu başta olmak üzere, birçok konuda eleştirildi. Ligde 73 dakikada 1 gol ortalaması var oysa. 9 maçta 6 gole ulaştı ve 439 dakikada bunu yaptı. Vitesi onun da yükseltmeye başladığını düşünüyorum ama burada mühim nokta "beklentiyi doğru ayarlamak". Icardi'nin fizik durumu 2 sezon önceye dönmeyecek. O atiklikte bir daha olmayacak. Bundan sonra oyunu değişecektir, biraz daha 10 numara gibi oynamaya çalışacaktır. Rakip ceza sahası içindeki bitirici etkisini yine hissedeceğiz ama ağırlıklı olarak "oyun aklına" yöneleceğiz.

26 Ekim 2025 Pazar

Galatasaray 3-1 Göztepe, Icardi'yle geri döndün


Göztepe maçıyla alakalı beklentim insanların aksine "daha rahat bir galibiyet" yönündeydi. Maç skoruna ve 2. yarıda oynanan oyuna bakınca söylediğim karşılanıyor ama başlangıç farklıydı. Göztepe'nin taktiği basit ama etkili. Atlet ve hızlı futbolculara sahipler. Ligin topla en az oynayan takımı. Geriden uzun vurdukları toplarda, merkezde sekenleri toplayarak güçlü kalıyorlar. Galatasaray'da o topları en iyi alabilen isim Torreira. O da olmayınca sorun yaşanacağı barizdi ama gidişat korkulan ölçüde gerçekleşmedi. 1-0 geriye düşmene rağmen bu söylediğim geçerli. 11'e 11 devam edilseydi de bu maçın döneceğini düşünüyorum. Çünkü Galatasaray'ın kalitesi yeniden golden sonra çok net şekilde ön plana çıktı. 

25 Ekim 2025 Cumartesi

Lemina'yı güncellemek demek, ondan vazgeçmek anlamını taşımaz


Lemina, Galatasaray'ın en güçlü alternatiflerinin başında geliyor. Geçen sezonun 2. yarısında göstermiş olduğu performans, onu tarihimizin en iyi ara transferlerinden biri yaptı. Bu sezona bakınca da aynı çizgisinde devam etmekte. Yaz dönemi çıkan "gitmek istiyor" ya da "sözleşme" haberlerine çok takılmamıştım. Suudi Arabistan kaynaklı ilgiden söz edilirken, iyi bir teklifin değerlendirilebileceğini söylemiştim. Böyle bir teklif yoksa zaten sorun yok, Lemina'dan memnunuz. Geçen sezon takımın kazandığı şampiyonluktaki payı, şu an Şampiyonlar Ligi'ne de yansıdı. Liverpool ve Bodø/Glimt gibi maçlarda ona dönüp, merkezini sağlama alıyorsun. Ligde de Torreira'nın olası yokluğu adına, kara kara düşüneceğin bir durum yok. Çünkü Lemina var.

24 Ekim 2025 Cuma

Gösterilen taktik reaksiyonu önemsiyorum


İlkay Gündoğan ve Singo, Galatasaray 11'inin 2 büyük eksiği. İlkay Gündoğan, son haftaların formda ismiydi de. Takıma iyiden iyiye "oyun liderliğini" kabul ettirmiş, çevresindeki herkesi yönlendiriyordu. Singo'dan ise Şampiyonlar Ligi'nde fark yaratmasını bekliyorsun. O farkı da Liverpool karşısında yaratmıştı. Singo'nun eksikliği, tempo ve atletizm konusunda negatif etkidir. İlkay Gündoğan'ın eksikliği ise "oyun aklı" tarafında seni zorlar. Üstelik son dakikada gelen bir sakatlık. Hadi bir süredir Singo'suz oynuyordun da, Bodø/Glimt maçının tüm hazırlığı İlkay Gündoğan üzerinden döndü.

22 Ekim 2025 Çarşamba

Galatasaray 3-1 Bodø/Glimt, Şampiyonlar Ligi'ndeki pozitif kırılmamız


Bodø/Glimt karşısında, Şampiyonlar Ligi'ndeki kırılmamızı yaşayacağımızı söylemiştim. Bu kırılma "pozitif" anlamda gerçekleşti. Bu ayarda rakiplere karşı, istemediğimiz sonuçları alamamak bir yana, kötü futbolla kaybediyorduk. Liverpool galibiyeti, sürekli dile getirdiğimiz Bayern Münih maçlarında hak edip de alamadığımız skordu. Bodø/Glimt galibiyeti ise bu ayarda rakiplere karşı düştüğümüz kötü durum algısını kırmaktı. Muazzam futbol, kusursuz mücadele. Pozisyon vermedin mi, elbette verdin. Ama rakibin 1 imkan yakaladığı ortamda, sen 5 imkan yakaladın. 3-1 değil de 4-3 de kazanabilirdin, 6-1 de bu maç bitebilirdi. Yine de gün sonunda her şartta kazanırdın. 

21 Ekim 2025 Salı

Bodø/Glimt maçı, senin adına Şampiyonlar Ligi'nin kırılması olacak


Liverpool galibiyeti ile "Avrupa yükünü üzerimizden attık" deme sebebim, Okan Hoca özelinde "Avrupa'ya" yönelik çığ gibi büyüyen eleştirilerin önünü kesmekti. Kestiğimizi de düşünüyorum. İş elbette bitmedi, hatta yeni başlıyoruz. Liverpool maçının önemi, zamanında Bayern Münih karşısında 2 muhteşem maç oynayıp, sonuç olarak kazanamamanın diyetini ödemekti. Şimdi önümüzde daha büyük bir diyet mevcut. Avrupa'ya yönelik eleştirilerin temelinde, dev takımlara karşı yaptıklarımız yatmıyor. Bütçe ve kalibre olarak daha düşük profilli takımlar karşısında sonuç alamamak yatmakta. Bodø/Glimt karşısında bu diyeti ödemeliyiz ve Avrupa'da gerçek anlamda iddialıyız diyebilmeliyiz.

20 Ekim 2025 Pazartesi

Fatih Hoca ile Popescu'nun hikayesini bilirsiniz


Fatih Hoca ile Popescu'nun hikayesini bilirsiniz. Popescu, Galatasaray'daki ilk aylarında öyle bir hayal kırıklığıydı ki Fatih Hoca'nın ondan nüfus kağıdını göstermesini istediğini hatırlarız. Acaba biz gerçekten "Barcelona'nın kaptanı" Popescu'yu mu aldık diye. Bazen direkt katkı alamazsın, beklemen gerekir. Bu bekleyişi de "yıldızlar" özelinde gerçekleştirirsin. Popescu, o dönem için çok önemli stoperlerden biriydi. Galatasaray'a da muazzam katkı verdi. Sane de bugün için çok önemli bir kanat. İlk 2-3 ay performans alamayıp, ondan olmaz demek büyük haksızlıktı. En başından bu yana yazdım, beklemek gerekiyordu dedim. Hala bir şey kanıtlamadı ama Başakşehir maçıyla birlikte yola çıktı diyebiliriz.

19 Ekim 2025 Pazar

Başakşehir FK 1-2 Galatasaray, Sane ve Sara'yla kazanmak çok daha kıymetli


Başakşehir maçından çekiniyordum. Milli Takım dönüşleri zor olur. Bir de rotasyon yapma ihtiyacın var. Başakşehir'i hafife almamak lazım. Nuri Şahin'in teknik direktörlüğünden zerre umudum yok ama kadroları iyi, ters oyuncuları var. Milli Takım dönüşünde, sorun yaratabilirlerdi. 2. yarının ilk 15 - 20 dakikasında o sorunu yarattılar da. Ağır savunma hattın karşısında etkili oldular. Kaan Ayhan'ın stoper oynamaması gerektiğini düşünüyorum mesela. Ağır kalıyorsun. Sallai ve Eren Elmalı de gol ararken güzel iyi ama savunacağın zaman zafiyet. 1-1 sonrası üstün kalitenle 2-1'i bulman zor olmadı. Hamleler sonrası oyun üstünlüğünü yine ele aldın ama bazı hamleler maalesef bile bile lades. Kulüben için de üstün derken, bu kadar geç hamle yapıyor olmak yanlış.

17 Ekim 2025 Cuma

Etiketsiz #3; Hasan Kabze


Anadolu'da parlayan ya da gurbetçi gençler için yorumum sabit. Alabildiğin herkesi al. İlla ki çoğu tutmayıp, bazısı şans da bulamayacak ama aradan sivrilen de kazancın olacak. Herkesi de alıp, yıldız yapmak zorunda değilsin. Kimi rotasyonun parçası olsun, yerli transfer ihtiyacını bu şekilde gider. Barış Alper Yılmaz ya da Kerem Aktürkoğlu gibi kazanımlar elbette güzel ama Hasan Kabze gibi kazanımlar da çok keyifli. 2004 - 2005 sezonunun ortasında, Fevzi Elmas'la birlikte Çanakkale Dardenelspor'dan transfer edildiler. 2'si de o dönem için potansiyel gençlerdi. Hagi'nin de gençlere şans vermesiyle bilinen bir teknik direktör. Ümit Karan'ı Ankaraspor'a yollayıp, Hasan Kabze ile onun boşluğunu doldurmuştu.

16 Ekim 2025 Perşembe

Oysa bir umuttu #3; Steven Nzonzi


Sattığın kadar al gibi bir kuralla uğraşırken, "geleceğe dönük" adı altında hamle yapman zor. Marcao ve Luyindama ile o kurşunu 6 ay öncesinde atmıştın. Şampiyonlar Ligi'nde iddia adı altında, güçlü bir kadro kurmak isterken, sattığın kadar al kuralıyla hamle yapabilmenin tek yolu var. Düşük bonservis ya da kiralık isimlere yönelip, maaş yükünü yükseltmek. Yine de böyle bir handikap varken, transfer sirkülasyonuna girişmek ne derece doğru? Üstelik son 2 sezonun şampiyonusun. Galatasaray, o sezon ciddi bir transfer sirkülasyonu içine girip, "oyun planı" adı altında düşünmeyip, fırsat kovalama peşine düştü. İsim isim bakınca fırsatlar güçlü ama bu denli doğaçlarsan, gün sonunda takım içinden aklının ucuna gelmeyecek hamleler yapmak zorunda kalırsın.

15 Ekim 2025 Çarşamba

Can Uzun, kararını değiştirmeyecek ama bundan sonra seçim yapacaklar ne düşünecek?


Montella, Türkiye için muazzam bir teknik direktör. Çok başarılı olduğunu düşünüyor, bunu da her fırsatta yazıyorum. Euro 2024'te başarılıydı, eleme performansına bakınca da belki de ilk kez bu kadar rahat maçlar izliyoruz. İyi bir jenerasyon yakaladık, gelecek adına neden umutlu olmayalım? Montella, tüm bunları, her sendelediğinde acımasızca eleştirilmesine rağmen başarıyor. Euro 2024 zamanı hatırlayın, Semih Kılıçsoy'u kendine kalkan etmiş Beşiktaş "medya" mafyasıyla uğraşıyordu. Sonrasında da çeşitli kesimlerden bu tarz eleştiriler gelmeye devam etti. Bugün dahi geliyor. Buralara takılmayan, polemiğe girmeyen bir teknik adam olması çok büyük artı.

14 Ekim 2025 Salı

Etiketsiz #2; Andrés Fleurquín


Fleurquin'i ilk olarak, Strum Graz - Galatasaray maçlarında tanıdım. Şampiyonlar Ligi grubunu lider bitirmişlerdi ve bize karşı ilk maçı 3-0 kazanıp, 2. maç 2-2 berabere bitmişti. Galatasaray da o grupta 2. olmuştu. Fleurquin o maçlarda "stoper" oynamıştı. Galatasaray sezonu ise "6 - 8 numara" olarak şekillenmişti. 2001 - 2002 sezonu özeldir. O dönem ligde şampiyon olup, Şampiyonlar Ligi'nde ise 2. tur grubunda son maça kadar mücadele etmek (Liverpool, Roma, Barcelona'lı grup) akıl almaz işti. "Aklın almadığı" nokta ise bunun tabiri caizse toplama takımla başarılması. Çoğu yabancının kiralık geldiği, 2000 Uefa ve Süper Kupa kadrosunun hemen hemen dağıldığı dönem. 

13 Ekim 2025 Pazartesi

Fikstür hem zor, hem de güzel


Şu kadar maç içinde ne kadar puan alırız tarzı muhabbetleri sevmiyorum. Bugünden yarın ne olacağını bilinmez çünkü. Her günün değişkeni başka. Allah korusun, beklenmedik bir sakatlık yaşasan, tüm planların değişir. Ya da bir maç kazanırsın, orada her şeyi kırar atarsın. Kaybedebilirsin de, sonra çözülürsün. Bu yüzden "maç maç" gitmek daha sağlıklı. Bir sonraki Milli Takım arasına kadar söyleyebileceğimiz, Galatasaray'ın kaderini bu haftalar tayin edecek. Fikstür hem zor, hem de güzel. Bu haftalarda ligi kırıp atabilirsin. Göztepe ve Trabzonspor maçlarını üst üste kendi sahanda oynaman avantaj. Olası kötü sonuç halinde ise dezavantaj. Bu "sahada" tayin edilecek.

12 Ekim 2025 Pazar

Can Uzun'u, Kenan Yıldız ve Arda Güler'le birlikte kullanmak lazım


Milli Takım özelinde kadro tartışmaları daima olacak. Montella'nın Milli Takım özelinde çok başarılı olduğunu ve katkı sağladığını her fırsatta yazıyorum. Tutucu bir teknik direktör, bazı tercihlerinden asla ödün vermiyor. Belki de bu sayede başarılı oluyor ama bazı eleştirilerin altı dolu. Can Uzun, Bulgaristan karşısında 2. kez resmi bir maçta Türkiye formasını giydi. 1 resmi maçta daha forma giymeli. Giymediği sürece, Milli Takım değiştirme hakkı var. Değiştirmez de, o kapı açık işte. Bu durumun talihsizlik olduğunu düşünüyorum. 

11 Ekim 2025 Cumartesi

Etiketsiz #1; Shabani Nonda


Nostaljiye geri döndüğümü belirtmiştim. Özellikle Milli Takım dönemlerinde, nostaljinin dibini sıyırmaya devam edeceğiz. "Oysa bir umuttu" diyerek, hayal kırıklıklarını yazmaya başlamıştım. Şimdi de "etiketsiz diyerek, yıldız algısından uzak, biraz daha görev adamı ya da takım oyuncusu dediğimiz, pozitif etki etmiş isimleri konuşacağız. Nonda'yı bu konseptte ilk olarak analım dedim. Monaco dönemini hatırlasak "yıldız" algısı yapabileceğimiz, Galatasaray'a geldiği gün itibarıyla ise "ya tutarsa" dediğimiz bir transferdi. Dönemin ekonomik koşulları, bizi böyle bir kumar oynamaya itmişti.

10 Ekim 2025 Cuma

İmkan geldi ve bu şansı vermek zorundasın


Başakşehir karşısında Davinson Sanchez ve Singo olmayacak. Bu da "sağ stoperde" açık var demek. Elbette alternatifler var da, hocanın ne karar vereceğini merak ediyorum. 4 tane seçeneği var. Lemina'nın Beşiktaş maçındaki stoper performansı üzerine, orada onunla devam edebilir. Kaan Ayhan'ı kullanabilir, bu tarz her eksiklikte ona dönmüştür. Metehan Baltacı diyebilir, az buçuk tecrübesine güvenirim diyebilir. Ya da cesaret gösterir, Arda Ünyay'a o şansı verir. Bazen fırsat gelir. Şu an o noktadayız. Arda Ünyay'ın potansiyeline inandık, onu takımda tuttuk. Haliyle de "imkan" geldiğinde bu şansı vermek zorundayız.

9 Ekim 2025 Perşembe

Oysa bir umuttu #2; Felipe Loureiro


Bu konseptin, Galatasaray adına tanım futbolcularının başında gelir. Niye dersek, yıllarca sürecek "yeni Hagi" arayışlarının ilk ama en güçlü adayıydı. Hagi, futbolu bıraktıktan sonra "10 numaralı forma" 1 sezon rafa kaldırılmıştı. Felipe'nin transferi sonrası, 10 numara direkt kendisine verildi ve bu hareket beklentiyi açıklar. Fatih Hoca'nın Felipe'yi Fiorentina döneminde de istediğini unutmayalım. Transferi sonrası, kendi açıklamasıydı bu. Tutturabilsek büyük işti tabii. Yıllarca 10 numara aramayacak, bu uğurda büyük paralar harcamayacaktın. 

8 Ekim 2025 Çarşamba

Oysa bir umuttu #1; Elano


Nostalji yazılarımıza geri dönelim, ihmal ettik. Kafamda 2 konsept var. Biri "hayal kırıklığı" yaratan isimler. Diğeri ise biraz daha "yıldız" edasıyla öne çıkmamış ama iyi hatırlanan isimler. Tabii bu noktada, kendi izlediğim dönemi ele alacağım. Geçmişte de bu tarz yazılar yazıyordum, yeniden başlamak istedim. Hayal kırıklıklarıyla başlayalım, ilk isim de Elano olsun. Bu konseptte konuşulacak isim çok. Belli bir iddia ve beklentiyle gelmiş ama hayal kırıklığı yaratan futbolcularımızı konuşacağız. Hal böyle olunca da, ilk olarak Elano'yu anmak istedim.

7 Ekim 2025 Salı

Kadro derin ve kaliteli söyleminin altını doldurmalıyız


Beşiktaş maçında "rotasyon" olmalı derken, Sane ve Sara gibi isimlerin oynamasını ifade ediyorduk. Kenar hamleleri sonrası gördük ki "rotasyonun" gelmemesinde Okan Hoca'nın bildiği bir şeyler varmış. Yine de rotasyon gerekiyordu, bu futbolcular oynatılmalıydı. Hala o noktadayım. Çünkü bu isimlerin kazanılması gerektiğini düşünüyorum. Galatasaray'ın kadrosu derin ve kaliteli diyoruz ama bu söylemin altı ne denli dolu? Sane ve Sara gibi isimlerden katkı alamıyoruz. Haliyle de o kadronun kalite durumu sorgulanıyor. Okan Hoca'nın çözmesi gereken konuların başında gelmekte. Bu isimlerden katkı almamız şart.

6 Ekim 2025 Pazartesi

Eleştiri ve saçmalama arasındaki o ince çizgi


Singo'nun sakatlığı korkuttu. Ucuz atlattık diyeceğimiz noktadayız. 3-4 haftalık bir ayrılıktan söz ediliyor ama Bodo/Glimt maçına yetiştirilmeye çalışılacağını düşünüyorum. Önümüzde Milli Takım arasının olması avantaj. Singo'nun varlığı, özellikle Şampiyonlar Ligi açısından önemli. Liverpool maçının en iyi isimlerinden biriydi. Hızı, atletizmi ve fizik gücüyle, Galatasaray kalesini koruyan belki de en önemli unsurlardandı. Sahada fark yarattığın, Şampiyonlar Ligi takımıyım dediğin noktalardan biri. Bodo/Glimt'in temposunu düşünürsek, Singo gibi isimlerin sahada olması gerekiyor. Gereken yapılacaktır.

4 Ekim 2025 Cumartesi

Galatasaray 1-1 Beşiktaş, gün sonu kazanıma bakarsın ve o da kaybetmemendir


Maç öncesi de yazdım. Bu tarz zamanlarda "rotasyon" gerekir. Kazanan 11'le maça başlama düşüncesi mantıksız gibi görünmese de, bu maça yönelik ekstra bir çalışmanın olmadığını da ifade eder. 1 gün izindi zaten, bu da doğal. Kalan 2 günde ise Beşiktaş'a yönelik özel bir plan görmedik. Özel bir plan gerekli mi, bu da ayrı soru. Liverpool maçının oyunu, Beşiktaş karşısında "ekstra" defansif önlem demek. Ben buna gerek görmüyorum. Maç başladı, gereksiz bir panik haliyle odaktan koptuk. Stoperlerin kontrolsüz şekilde merkezde basar, sürekli direkt oynama çabası. İlkay Gündoğan güzel söyledi, sakin kalmalıydık.

3 Ekim 2025 Cuma

Liverpool zaferini, Beşiktaş galibiyetiyle taçlandırmak


Liverpool zaferini, Beşiktaş galibiyetiyle taçlandırmak gerekiyor. 8'de 8'in getireceği avantaj çok büyük. 2. ile farkını en azından 6 puanla tutmaya devam ediyorsun. Şampiyonluk yarışında az puan kaybedildiği düşünülünce, bu çok büyük bir avantaj. Beşiktaş derbisini galibiyetle geride bırakmak önemli. Liverpool zaferi ile zaten Avrupa yükünü sırtından atmış oldun ve önünü açtın. Avrupa'da alacağın yola yeni çıkmış oldun ama böyle bir zafere ihtiyacın vardı. O zaferin "rehavet" getireceğini düşünmüyorum. Akabinde Beşiktaş maçının olması ve iç sahada oynamak avantajımız. Beşiktaş'ı da güzel zamanda yakaladık.

2 Ekim 2025 Perşembe

İlkay Gündoğan'ın liderlik dokunuşu daha farklı olacak


İlkay Gündoğan'ın Manchester City'den Barcelona'ya değil de, Galatasaray'a transfer olduğunu düşünün. O dönem de bu transferi konuşuyorduk. Hatta bu transferi her dönem hayal ediyorduk. İlkay Gündoğan "transfer" açısından kadraja girdiği andan itibaren hayalimizdi. Barcelona'ya gitti, hayalidir dedik. Manchester City'e geri döndü, bu durum bizleri biraz kırdı ve çoğumuz öfkeyle "daha gelmesin" dahi dedi. Gerçekçi düşüncede ise hangi dönem olursa olsun, katkı sağlayacağı çok açıktı. Yaz transfer dönemi başladığından bu yana yazıyoruz. İstesek ilk gün bitirirdik, bu iş yine aynı maliyetlere bitecekti. Biz ise son günlere attık, nedenini inanın bilmiyorum. 

1 Ekim 2025 Çarşamba

Galatasaray 1-0 Liverpool, Okan Buruk'un kartviziti


Tüm haftayı, hatta ayları "Okan Buruk" eleştirileri ile geçtik. Saha içinde kalanlar haklı ama işi şaklabanlığa vuranlar değil. Nedir o şaklabanlık derseniz, "teknik direktörlük" vasfını sorgulamak mı dersiniz ya da geçmiş şampiyonlukları "şansa" bağlayanlar mı? Son bıraktığımda "teknik heyet" için yetersiz deniliyordu. Liverpool'dan daha güçlü kaç takım vardır? Lig sürprizlere açıktır, Şampiyonlar Ligi ise hata affetmez. En üst düzey mücadele ve plan gerektirir. Maç sabahı dahi taktik idman yaptı bu takım. Bizler Alanyaspor maçı sonrası karalar bağlarken, Okan Buruk'un mesajı bugüne yönelikti. İddiasının da altını doldurdu. Okan Buruk "büyük teknik adamdır". Sahaya da kartvizitini bırakmıştır.

29 Eylül 2025 Pazartesi

Uğurcan Çakır'ın, Süper Lig'in en iyi kalecisi olduğu yönünde şüphe olmamalı


Uğurcan Çakır'ın, Süper Lig'in en iyi kalecisi olduğu yönünde şüphe olmamalı. Lige iddialı, "adı" büyük kaleciler geldi ama şu an için seviye ve form tarafında en iyisi Uğurcan Çakır. Trabzonspor'a ödenen bonservis fazlaydı gibi konuları geride bırakmamız gerekiyor. Bu konuyu geride bırakmadıkça, Uğurcan Çakır üzerinden manasız beklentiler kurmaya devam edeceğiz. Bu ayarda kalecinin maliyeti ne olurdu diye düşünün. Petkovic diyorduk, Uğurcan Çakır'ın önünde bir kaleci değil. Onun için 30 milyon avro peşin bonservis (serbest kalma bedeli), yıllık 4-5 milyon avro'ları gözden çıkarıyorlardı. Eminim ki bu paraları verelim diyenlerin çoğu, "yabancı" algısı üzerinden yürüdü. Yani etiket.

28 Eylül 2025 Pazar

Icardi'nin fizik durumu şu an için konuşacağın son şey


Icardi, ligde 6 maçta 316 dakika süre aldı. Bu süre zarfında 5 golü var. 63 dakikada 1 gol atıyor. İstatistik müthiş. Üzücü olan, sanki bu istatistik "tesadüfen" oluştu gibi bir hava var. 7-24, Icardi'nin fizik durumuyla alakalı yorumlar okuyoruz. Kilolu ve hareket edemiyor üzerinden söylenen sözler sizi de sıkmadı mı? "Fizik" muhabbeti üzerine her fırsatta açıklama yapmak zorunda kalmakta. Oysa o açıklamasını saha içinde yapıyor. 6 maçta 5 gole ulaştı bile, bunu da kısıtlı sürede yaptı. Yaşadığı sakatlıktan, özellikle yaş itibarıyla "iyi" dönebilmesi kolay değil. 

26 Eylül 2025 Cuma

Alanyaspor 0-1 Galatasaray, kötü olan yerini felakete bıraktı


Ligde 7'de 7, yediğin gol sayısı sadece 2. Buradan bakınca muazzam görünüyor değil mi? Peki ya Galatasaray'ın futbolu ve Avrupa'ya yönelik duyduğu beklenti? Alanyaspor deplasmanı zor da, Galatasaray bu kadar aciz nasıl kalabiliyor? Kimler "galibiyet" sonrasında çok mutlu, mühim olan 3 puan diyebiliyor? Önce Allah istedi, sonrasında Uğurcan Çakır. Uğurcan Çakır için negatif algı son bulur umarım. Maç kazandırmak için geldi, 3 puanı cebine atmanı sağladı. Peki ya oyun? Ligde kalitenle ayaktasın da, şu görüntünün Avrupa'daki cezası ne olur?

25 Eylül 2025 Perşembe

Rotasyon kaçınılmaz olmalı


Okan Hoca'nın "geniş ve kaliteli" kadro üzerine en önemli söylemi "rotasyon" yapabilme durumuydu. Geçmiş sezonlarda gelen Avrupa başarısızlığının temel nedenlerinden birinin bu olduğunu söylemişti. Rahat rotasyon yapamamak, yorgunluk ve sakatlık gibi sıkıntıları beraberinde getiriyordu. Bu sezon belli oranda eksiklerimiz olsa da, elimizde derin ve kaliteli bir kadro var. Rotasyon yapabilmelisin yani. Hele ki ligde 6 puan farkla önde olduğun tabloda, ufukta Liverpool ve Beşiktaş maçları varken bu rotasyonu çok daha rahat yapmalısın.

24 Eylül 2025 Çarşamba

Stoper durumu ne olacak?


Okan Hoca'nın "sağ bek de oynayabilen sağ ayaklı stoper arıyoruz" söyleminin altı dolu. Singo, bu anlamda mükemmel hamle. Kötü Frankfurt maçının en iyi isimlerinden biriydi. Konyaspor karşısında da performansı harikaydı. Stoper performansı için söylenecek bir şey yok. Konyaspor maçında oyuncu değişikliklerinin ardından sağ beke geçtiğinde ise aynı etkiyi göstermedi. Tabii bu durumda, takımın bir anda çorbaya dönmesinin etkisi çok. Bu maça bakarak, Singo'nun sağ bek performansı tartışılamaz. Sağ bekte forma bulduğunda yine iyi etki alacağız ama sağ bek olduğundan çok, stoperde etki gösterecek diye düşünüyorum.

22 Eylül 2025 Pazartesi

Galatasaray 3-1 Konyaspor, Liverpool maçının hazırlığını beklerdim


Frankfurt hezimetinin ardından "reaksiyon" vermek adına önemliydi. Bu uğurda, Konyaspor karşısında oldukça ofansif bir kadro izledik. Recep Uçar'ın Konyaspor'un ligin iyi takımlarından biri. Bu tarz durumlarda ceza kesme potansiyelleri yüksek. Maça da Galatasaray'ın iyi giremediğini gördük ama İlkay Gündoğan'ın oyunun merkezinde aldığı aksiyon, hücumu aktif kıldı. Görmek isteyen için "resital" sundu diyorum. Devamında pozisyonlar ve goller geldi zaten. Barış Alper Yılmaz, fiziğini konuşturduğu ilk anda "gol" geldi. Yunus Akgün'ün de Icardi'ye asisti enfesti. Kalitenle yine ayaktaydın.
 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir