Podolski, Fenerbahçe karşısındaki bu oyununun mesajını geçen hafta vermişti

Podolski'nin Fenerbahçe karşısındaki bu oyununu bekliyorduk. Geçen haftadan mesajı vermişti. Söz konusu Podolski olduğunda yazdığım gibi, maç seçmeyi çok sever. Galatasaray'da da bu durum böyleydi. Kendine hedef belirlediği maçlarda bambaşka bir seviyeye çıkar. İstemediğinde ise sahada varlığına dahi şahit olmazsın. Sahadaki tüm Fenerbahçelilerden daha çok istedi, takımını da mağlup durumdan öne geçirdi ama o oyundan çıktıktan sonra son dakikada maç 2-2'ye geldi.

Okan Buruk'un vizyonu geniş ve bunu da yansıtmaktan çekinmiyor

Başakşehir, Avrupa Ligi grubundan çıkarken de yazmıştım. Okan Buruk'un vizyonu geniş ve bunu da yansıtmaktan çekinmiyor. Abdullah Avcı'lı Başakşehir'in lig şampiyonluğunu odak alıp, Avrupa Ligi'ni ciddiye almamasından geldik bugünlere. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Sevilla'ya karşı verdikleri mücadeleyle, Avrupa Ligi ön elemesi ve gruplarında verdikleri mücadele hiçbir zaman bir olmadı. Geniş ve yaşlı kadro, bol rotasyon. Sonuç da büyük hayal kırıklıkları.

Seviye anlamında yukarıda olan, beklenti duyulan isimleri yazmıyorum bile

Futbolcu gelişiyor, / gelişmiyor konusu üzerine çok kez yorumlar yazıldı. Özellikle de Fatih Hoca'yı her konuda eleştirmem lazım diye düşünenlerin en önemli konusu buydu. Hocanın 4. döneminde ciddi gelişim sağlamış futbolcu var. Seviye anlamında yukarıda olan, beklenti duyulan isimleri yazmıyorum bile. Gelişim var. Özellikle de beklenti duymadığımız, hatta vazgeçtiğimiz çoğu ismin ciddi birer alternatife dönüştüğünü görüyoruz.

Donk'la alakalı yeni sözleşme haberlerini okuduğumda mutlu oluyorum

Donk'la alakalı yeni sözleşme haberlerini okuduğumda mutlu oluyorum. Yaş 33 olsa da o yaşın adamı değil. Kendine iyi bakıyor ve çalışıyor. Ne zaman görev verilse de, pozisyon ayırt etmeksizin katkı sağlıyor. Luyindama sonrası stoperde açık var ve orayı doldurdu. Orjini stoper, Türkiye'ye de stoper olarak geldi ve ilk yıllarında orada oynuyordu ama o pozisyon için hiçbir zaman istikrarlı bir futbolcu olmadı. Kasımpaşa günlerinde de çok tartışıldı bu.

Jesse Sekidika'nın üzerine yaz aylarında düşülmeye başlanacaktır

Jesse Sekidika, oldukça ham bir futbolcu. Yetenekli olduğuna inanıyorum ve işlenmesi gerekiyor. Şanssızlığı ise bugün için zaman olmaması. Şampiyonluk yarışı var ve bu tarz denemeler yapılabilecek bir ortam oluşmadı. Haliyle de Jesse için yaz aylarını beklememiz lazım. Yaz aylarında bu futbolcunun üzerine düşülür ve işlemeye başlarız. Fırsat transferi gibi dursa da, scout ekibinin de emeği vardı. 0 maliyet ve yaş 23. En kötü şartlarda dahi satmaya kalksan alıcı bulacak, bonservis geliri elde edeceksin.

Sportif Cümleler 11 yaşında

Her yıl, istisnasız şekilde yıl dönümü yazılarını yazmışım. Eskiden bu tarz günlere özel hazırlanıp, farklı içerikler de sunmaya çalışıyordum. Yaşlandım belki de, çok da odaklanamıyorum. Daha çok güncel üzerinden devam edip, konuşulması gerekenleri yorumluyorum. Konuşulacak birçok özel içeriği not alsam da düşündüğüm podcast'i yapabilmem halinde konuşuruz. Şimdilik klasik olduğu üzere yıl dönümü teşekkürünü edelim. Bu blog sizler sayesinde devam ediyor.

Güzel olan da yaş 33 olsa bile gelişim göstermesi

Muslera adına birçok iyi sezon var, en iyisi de bu sezonu. Kurtarış yüzdesi gibi istatistiklere de girmiyorum. O alanda sezonun en iyisi. Geçtiğimiz sezonlara baktığımızda da seviyesi hiç değişmedi. Tartışmasız şekilde ligin en iyi kalecisi ve istikrarıyla da Galatasaray'ın saha içindeki en önemli kozu. Güzel olan da yaş 33 olsa bile gelişim göstermesi. Muslera'nın zayıf olduğu noktalarda da yukarı çıkmaya başladığını görüyoruz.

Fatih Terim'in Galatasaray'ın başındaki 7 maçlık galibiyet serileri ve şampiyonluk

Opta'nın Fatih Terim'in Galatasaray'ın başındaki galibiyet serileri üzerine güzel bir istatistik var. Galatasaray'ın başında bulunduğu sezonlarda 7 maçlık galibiyet serisi yakaladığı 5 sezonun 4'ünde şampiyon olmuş. Gerçi 9 sezonda 8 şampiyonluğu var, 9.'yu da bana sorarsanız kazanacak. Yeniden 7 maçlık bir galibiyet serisi kazandı. Daha önce de yazmıştım, her şampiyonluğunda özellikle ligin 2. yarıları bu tarz galibiyet serileri yakalıyor.

Lemina geri döndükten sonra bu düzen devam eder mi?

Fenerbahçe karşısındaki 4-3-3 sonrası bu düzen devam eder mi üzerine konuşmak lazım. Fenerbahçe'nin coşkusuna karşı böyle bir hamle yapılacağını tahmin ediyordum. Lemina'nın yokluğunda Emre Akbaba'nın kenara gelmesi ve Ömer Bayram / Belhanda destekli orta saha en iyi yoldu ki istediğimizi aldık. Sezonun en iyi futbollarından biriydi. Bu hamle önlem adı altında görülse de hücum tarafında da takımı güçlü kıldı.

Galatasaray, şampiyonluğa inanmaya başladığı andan itibaren en büyük favoridir

Fenerbahçe deplasmanından 3 puan çıkarmış bir Galatasaray'ı kimsenin durdurabileceğini düşünmüyorum. Bunun adı rehavet değil. Elbette tüm maçlara aynı odakta çıkmalıyız da o odağı en iyi sağlayan camiayız. Geçmiş yıllarda içinde bulunduğumuz şampiyonluk yarışlarındaki sonucu hatırlayın. Galatasaray, şampiyonluğa inanmaya başladığı dakikadan itibaren en büyük favoridir. Bunu da üst üste kazanmaya başlayarak tekrar kanıtladı. Fenerbahçe deplasmanında gelen 3 puan da bu işin zirve noktasıydı.

Fenerbahçe karşısında da ilk dakikadan itibaren o tehdidi hissettirdi

Ligin ilk yarısıyla 2. yarısı arasındaki en büyük farklardan biri de Onyekuru. Ligin ilk yarısı boyunca bu ihtiyacı konuştuk. Eminim ki Fatih Hoca da erken farkına vardı ama iş işten geçti. "Amansız pas" oyunundan sıyrılmak uzun bir zaman aldı. "Dikine oyun" dediğimizde yapılan transferlerle birlikte oynanan futbolu izliyoruz. Onyekuru da bu oyun içerisindeki en büyük kozlardan biri. Henüz hazır değil, ligin ilk yarısında kaçırdığı maçları arıyor. Yine de hazır olmayan hali dahi tehdit.

Büyük maçları büyük futbolcular kazandırır noktası da 80. dakikada attığı penaltı

Fenerbahçe maçı üzerine yazacağım birçok yazı var. Falcao'nun bu maçtaki rolü de onlardan biri. Maç öncesi Adem Büyük mü Falcao mu üzerine düşünüyorduk. Adem Büyük diyordum ben, forma adaleti onun oynamasını gerektiriyordu. Yine de Fatih Hoca'nın Falcao'yu kullanacağını düşündüm ve bunu yazdım da. "Büyük maçları büyük futbolcular kazandırır" düşüncesinde olacaktı. Bu düşünce bir yana, Fenerbahçe maçının planı da bambaşka. O plan içinde de Falcao'nun rolü büyük oldu. Fatih Hoca forvet kararında o kadar haklıydı ki.

Fatih Terim'in Donk imzası

Ocak ayında bu blogda "stoper transferi" neredeyse her gün yazdığım bir konuydu. O pozisyonda ciddi anlamda alternatif az ve mevcut isimlere de uzun vadede güvenemiyordum. Donk / Marcao günü kurtarır da, o gün çok uzundu. Stoper transferi de bu yüzden bekledim, üstelik ilk 11'de oynayıp, fark yaratmasını beklediğim bir transfer diyeyim. Fenerbahçe deplasmanından daha zor bir maç oynamayacağız. Donk'un şu performansı da başta ben olmak üzere çoğumuza "özür diletecek" cinste.

Kusursuz bir teknik direktör performansı

Kusursuz bir teknik direktör performansı. İyi bir plan ve maç hazırlığı, sonucu da ortada. Lemina gibi bir ismin yokluğuna rağmen üstelik. Kafamızda birçok senaryo üretiyorduk. Onu oraya mı çeksek, bunu buraya mı alsak, 3'lü savunma, 3'lü orta saha gibi birçok kombinasyon oluşturduk. Adem Büyük / Falcao tercihi haricinde tahmin ettiğim gibi oldu. Gerçi o tercihte de hoca haklıydı. Falcao'nun varlığı da şu galibiyette oldukça önemliydi.

Öyle bir futbol ki, bugün Xavi getir götürünü yapardı

Seri'yi eleştiriyorum. Çoğu maçta da "çok fazla odaklanmadığı, burayı ciddiye almadığı" üzerine yorumlar yapıyorum. Fenerbahçe deplasmanında görüntü farklıydı, bu yüzden de özür dilemem lazım. Herhangi bir orta saha x maçta ancak bu kadar iyi oynayabilirdi. 4-3-3 gibi dizilen Galatasaray'ın 6 numarasıydı aslında ve oyunu mükemmel yönlendirdi. Üstelik Lemina'nın olmadığı ve çok sorun yaşarız dediğimiz ortamda.

Fenerbahçe 1-3 Galatasaray, muazzam bir Fatih Terim planı

Bu döngü mutlaka kırılacaktı. Son yıllarda da işareti yavaş yavaş alıyorduk. Son 2 sezondur kaçan galibiyetleri hatırlayın. "Bu sezon da olmadıysa bir daha olmaz" desek de her dönem yeni bir umut. Fenerbahçe deplasmanında kazanmakla kalmadık, şampiyon gibi oynadık ve sonuna kadar hak ettik. Üstelik 1. dakikadan itibaren, istikrar hiç bozulmadı. Müthiş bir maç planıdır bu. İmzası da Fatih Terim'e aittir.

Fenerbahçe maçının olası 11'lerinde Saracchi'ye yer vereceğiz

Lemina'nın Fenerbahçe karşısında oynayabileceğini düşünmüyorum. Bazı kesimler "risk alınabilir, sürpriz yapabilir" gibi yorumlar yapsa da buna da katılmam. Risk alınmasının anlamı olmaz. Evet, önemli bir maç ama sezon bu maçla tamamlanmıyor ki. Şampiyonluk yolunda birçok önemli maç var ve Lemina daha uzun vadede bize gerekiyor. Saracchi konusunda o risk Kasımpaşa karşısında alındı ve yine de ucuz atlatıldı. Futbolcuların hazır olmasını beklemek gerekiyor.

Sörloth'un yeteneği sahadaki çoğu Beşiktaşlı futbolcunun toplamından fazlaydı

Beşiktaş - Trabzonspor maçında Beşiktaş'ın galibiyetini istiyordum. Trabzonspor'un yakaladığı bir hava var ve istedikleri sonuçları alıyorlar. Hüseyin Cimşir döneminde futbol olarak yükseldiklerini düşünmesem de iyi bir çizgileri var ve bunun dışına çıkmıyorlar. O da kadronun dengeleriyle çok fazla oynamadı. Badou Ndiaye, Guilherme ve Manuel da Costa gibi nokta atışı hamlelerle ilk 11'in gücünü yükseltti.

İlk 11'de değil, son 30 - 35 dakikada Falcao'yu bekliyorum

Haberlerde sürekli "bu maçları oynamak için geldim, Fenerbahçe derbisinde şans bekliyorum" sözleri yazılıyor. Böyle bir konuşma olmuş da olabilir. Dediği doğru, bu maçlar için geldi. Falcao'nun Galatasaray'a bu tarz maçları kazandırması gerekiyor. Şampiyonlar Ligi'ni de ilk sıraya yazıyoruz. Olmadı tabii, ligin ilk yarısında kaçırdığı birçok maç içinde büyük maçları pas geçti. O gün de bizi ayakta tutan isim Adem Büyük oldu.

Lemina'nın eksikliği takım düzeninde bir domino etkisi yaratacak gibi

Lemina'nın eksikliği takım düzeninde bir domino etkisi yaratacak gibi. İdmanlarda 3'lü savunmanın da denendiği söyleniyor. Ya da orta saha üçlenecek. Lemina'nın eksikliğini doldurmak hiç kolay değil. Kayserispor maçındaki gibi bir ortam olsa Lemina yerine Belhanda yazılır, Seri / Belhanda ikilisiyle de yürürsünüz. Fenerbahçe deplasmanında ise tempoya karşılık vermek adına bazı yerlerden ödün vermelisiniz.

Bugün değil de, yaz döneminde bu hamle düşünülebilir

Linnes'in orta saha oynayabilme ihtimali üzerine bazı yorumlar var. Mustafa Denizli'nin Linnes transferi için "birçok mevkide oynayabildiği için transferini istedim" yorumu vardı. Hatta o dönem orta sahada da kullanmıştı. Sağ bek / sağ ön gibi de oynuyordu. Ertesi sezonlarda sol beki de ekledi buna ve elimizde iyi bir joker vardı. Bu sezona kadar da, özellikle Fatih Hoca sonrasında istikrarlı bir alternatifti.

Ligin 2. yarısında alınan üst üste galibiyetler de bizi şampiyonluk havasına soktu

Galatasaray'ın ligin 2. yarıdaki ilk hedefi "görece olarak kolay" diye görülen haftaları kayıpsız atlatmasıydı. Bu başarıldı ve oynanan 5 maçta 5 galibiyet var. Ligin ilk yarısının sonundaki Antalyaspor maçını da hesap ederek 6'da 6 diyelim. Geçen sezon kazanılan şampiyonlukta 4 maç üst üste kazanmakta zorlanmış takım. Ligin ilk yarısında da bu kolay haftalarda sadece 2 galibiyet alabilmişti. 

Benim için FM serileri kış transfer güncellemesi sonrası başlar

Football Manager 2020'de kış transfer güncellemesi dün itibarıyla yayınlandı. Şubat'ın son günleri ya da Mart ayının başı gibi bekliyordum. Beklenenden 8 - 10 gün önce çıktı diyebilirim. Geçmiş yıllara bakınca güncellemenin çıktığı tarih ortalaması buydu. Ben de bu güncellemeyi bekliyordum. Galatasaray kariyerleri çıkmaza girmişti, Nzonzi'lerle, Emre Mor'larla oynama isteği içimde kalmamıştı. Bazı isimlerin de özelliklerinin değişmesini bekliyordum. 

Üzerine çok fazla konuşmaya gerek var mı?

Geçtiğimiz günlerde Lemina'nın güzel bir röportajını okumuştum. Üzerine konuşma fırsatı bulamadık, bu yüzden de şimdi değinmek isterim. Takımda kalmasını istediğimiz futbolcuların başında geliyor. Denayer ve Onyekuru gibi örneklerde olduğu gibi de göstermiş olduğu aidiyet çok büyük. Şu son sakatlıkta dahi nasıl yıkıldığını gördük. Sezon sonunda Lemina'nın transferi için büyük bir savaş içine gireceğiz.

Mert Hakan Yandaş ve Emre Kılınç'ı herkes gibi biz de istiyoruz

Mert Hakan Yandaş ve Emre Kılınç'ın transferini herkes gibi biz de istiyoruz. Çıkan haberlere bakınca da bu futbolcuların Galatasaray'la anlaşması tamam deniliyordu. Sivasspor'un şampiyonluk mücadelesinde doğal olarak dillenmese de şimdiden konuşmaya başlayabiliriz. En azından gelecek sezon adına hayal kurmak bedava diyelim. Maliyeti ve yaş haddini düşürme harekatında da gerçekleşebilecek en iyi transferlerden olacaklar.

Eboue mi, Mariano mu?

Sağ bek konusunda son yılları düşününce Galatasaray adına 2 isim var. Eboue ve Mariano'nun kalite anlamında fark yarattıklarını söyleriz. İnişleri çıkışları olsa da genele vurduğumuzda sağ bekte yarattıkları fark büyük. Özellikle de zirve dönemlerinde ligin en iyileriydi. Haliyle de Eboue mi Mariano mu sorusu çokça sorulur. Bu tarz kıyasları çok sevmesem de sorulduğu için yazalım. Siz de kendi görüşlerinizi yorum kısmında belirtirseniz çok sevinirim.

Fatih Hoca'nın 4. Galatasaray döneminin en büyük imzası

Fatih Hoca'nın 4. Galatasaray döneminin en büyük imzası "ligde en az gol yiyen" takımı oluşturması. Galatasaray'ın Fatih Hoca öncesinde kolay gol yeme gibi büyük bir sorunu vardı. Buna duran topları da ekleyin. Penaltı niteliğinde yan toplar ve kornerler yiyorduk. Fatih Hoca önce duran top işini çözdü, sonra da akan oyunda gol yememeyi. Geçen sezon da bu istatistik oldukça iyiydi, içinde bulunduğumuz sezonda da.

Adem Büyük de formdayken forma onun hakkı gibi

Fenerbahçe derbisi öncesi diğer soru da forvet tercihi. Falcao geri döndü ama çok formda bir Adem Büyük var. Falcao'yu mutlaka formayı alacağını bilsek de bu maç özelinde doğru tercih mi olacağı tartışılacak. Forma adaleti de şu aşamada Adem Büyük'ü işaret ediyor. Ön alandaki baskısı, mücadelesi ve fizik olarak daha iyi durumda olması itibarıyla Adem Büyük'ün 11 oynayacağını, 60. dakika sonrası Falcao'nun oyuna dahil olacağını düşünüyorum. 

Seri, Belhanda ve Ömer Bayram'lı orta saha hattı oldukça olası görünüyor

Galatasaray adına yaşanabilecek en talihsiz olaylardan birinin Lemina'nın yokluğu olduğunu sıklıkla yazıyoruz. Maalesef sakatlık eşiği düşük ve ciddi bir alternatif yaratamadık. Yaşadığı bu sakatlık kaynaklı durumu çok ciddi olmasa da (Sivasspor deplasmanı oynayacağını düşünüyorum), Fenerbahçe deplasmanını kaçırması elimizi zayıflattı. Fenerbahçe'de Luis Gustavo da yokken avantajlı konumdayız diyorduk. Şu an ise kim oynar diye düşünüyoruz.

Mustafa Kapı'nın kararı gerçekten de Avrupa ise saygı duymamız gerekecek

Mustafa Kapı'nın kararı gerçekten de Avrupa ise saygı duymamız gerekecek. Genç ve potansiyeli olan bir futbolcu. Galatasaray'da ya da Türkiye'de önünün tıkalı olduğunu hissetmiştir ve günümüzdeki bazı örnekleri düşününce de böyle bir karar vermiştir. Merih Demiral bu anlamda en iyi örnek. O da aynı yaşlarda Fenerbahçe'de önünü tıkalı görünce Portekiz'e gitmiş ve bugün onu Juventus'a taşıyan kariyerin adımlarını atmıştı.

Galatasaray'ın geçen sezonlarda olduğu gibi yine en önemli kozlarından

Galatasaray'ın oyunu gelişiyor. Ligin ilk yarısıyla zaten hiçbir oyun kıyas edilmez, geçen sezonu düşününce de üzerine çıktık diye düşünüyorum. Geçtiğimiz sezonda Feghouli'nin bireysel etkisi ve Onyekuru'ya hazırlanan pozisyonlarda sonuca gitmeyi başarıyorduk. Diagne'nin boşalttığı alanı da Feghouli / Belhanda ikilisinin iyi doldurması golleri beraberinde getirdi. Yine de hücum planı güçlü bir Galatasaray vardı diyemem.

Fatih Hoca'nın bu sezon en çok eleştirildiği nokta oyuncu değişiklikleri

Fatih Hoca'nın bu sezon en çok eleştirildiği nokta "oyuncu değişiklikleri". 80. dakikaya kadar bekliyoruz ve skor değişmedikçe de değişiklik gelmiyor. Ligin ilk yarısında da çoğu maçta bu konunun örneği var. Son dakikalarda birçok maç verdik mesela, hiçbiri şanssızlık değil. O gol bağıra bağıra geliyorum diyordu ve geldi de. Ligin 2. yarısında kazanarak devam ediyoruz, oyun gelişiyor, bence de daha iyi durumdayız ama "değişiklik" konusundaki sorun devam etmekte.

Galatasaray 1-0 Yeni Malatyaspor, kötü oynayarak kazanma hakkımızı doldurduk

Kötü oynayarak kazanma hakkımızı doldurduk diyelim. Tüm maçları gümbür gümbür oynamak güç, bazen bu tarz maçlar olacak. Yeter ki kazanarak devam edelim. Tabii kazanılan 3 puan kadar, Lemina'nın durumu da önemli. Olası bir uzun ayrılık sezonu çöpe atar çünkü. Fenerbahçe deplasmanı olmaması da Galatasaray'ı tempo ve mücadele tarafında düşürür.

Hagi'nin bu sözleri önemli

1996 - 2001 arası en parlak yıllarımız diyebiliriz. Ben de o yıllara şahit olduğum için kendimi şanslı sayanlardanım. Genç arkadaşların o günleri görebilmesini isterdim, Avrupa arenasında hakkı yeterince teslim edilmeyen bir takımdık. Bunu bugün daha net görüyorum. 1996 yılında Fatih Terim'le başlayan o proje 2000 yılında Uefa Kupası'nı kazanarak taçlanmıştı. 2000 - 2001 sezonunda gelen Süper Kupa ve Şampiyonlar Ligi çeyrek finali de o yapının mirasıdır.

Erkan Süer'in forvet özellikli bir 10 numara olduğunu söylemiştim

U19 Milli Takım maçları sona erdi ve orada yer alan futbolcularımız geri döndü. Erkan Süer de onlardan biri. Boluspor'dan ara transferin son günlerinde transfer edilmişti. 18 yaşında ve kendi yaş grubunun en yetenekli futbolcularından biri. Peşinde birçok takım olsa da bu transferi bitirebilmek iyi bir adımdı. Gelecek sezonun yaz kampında kendisini daha yakından izleme şansı bulacağız. A takım için çok ciddi adaylardan.

4-2-3-1 devam edecektir ama Onyekuru'yu da kullanmak gerekiyor

Fenerbahçe'nin kaybetmesinden daha güzel olan, Luis Gustavo'nun cezalı duruma düşmesi. Galatasaray'da Lemina neyse, Fenerbahçe'de Luis Gustavo o. Kesinlikle muadili yok ve takımın tüm düzenini aşağıya çekecektir. Sayısal açıdan bakınca Tolga Ciğerci, Jailson, Tolgay Arslan gibi isimler var dersin ama orayı doldurmazlar. Bu da Galatasaray'ın mutlaka avantajı olacak ve düşündüğüm strateji değişti.

Kiralıktan döneceklerin bir de iddialı yabancılar ayağı var

Kiralıktan döneceklerin bir de iddialı yabancılar ayağı var. Ozornwafor'u gençler arasında saydık. Şimdi de Maicon, Diagne ve Babel'i konuşalım. 3 tane iddialı, ciddi maaşları olan, takımdan nasıl gönderebiliriz üzerine kafa yoracağımız futbolcu. Çünkü bu süreç zor işleyecek. Maicon ve Babel'in belli yaş haddi var. Diagne'nin ise Club Brugge'de yaşadığı sorunlar ve yaşam biçimi bizi zorlayacaktır.

Sezon sonu kiralık dönecek futbolcuları derlemişler, üzerine konuşalım

Görseli ve konuyu Twitter'da @GSG_SCOUT hesabından aldığımı belirterek başlayayım. Sezon sonu kiralık dönecek futbolcuları derlemişler, üzerine konuşalım. Listede 2 futbolcu haricinde kalanların takımda pek şansı olmadığını düşünüyorum. Kimi satılır ve bonservis girdisi sağlanır, kimi de yeniden kiralanır. Gençler açısından baktığımda ise Ali Yavuz Kol haricinde kalan isimlerin hayal kırıklığı olduğunu düşünüyorum. Bu yazıyı gençlere, diğer yazıyı da iddialı yabancılara ayıracağım.

Adem Büyük'e de nefes aldırmak gerekiyor

Bek konusunu konuşurken Yeni Malatyaspor maçı kadrosu üzerine biraz olsun değinmiştik. O konuyu biraz daha detaylandıralım. Eksikler var, özellikle bek tarafında. Alanyaspor karşısında yoğun eforlu bir maç çıkardığımız için de hafta sonu için fizik durumu soru işareti haline gelebilir. Bu da maçı mümkün olduğunca erken bitirmemiz gerek. Bazı futbolcuların fizik durumları normal şartlarda bile 60. dakikadan sonra düşüş gösterebiliyor. O anlarda da erken hamle gerekecek.

Saracchi ve Mariano bir anda olmazsa olmaz hale geldiler

Sarachhi'de korkulanın olmaması güzel olsa da erken davrandık. Henüz takımla birlikte çalışmaya başlayalı 1 gün olmuştu. Bunda futbolcu da etken, ısrarı neticesinde gelişen bir olay. Yine de biraz daha temkinli olunabilir ve beklenebilirdi. İdmanda ya da maç öncesi ısınırken sorun görünmeyebilir ama maçta ortaya çıkıyor. Yeni Malatyaspor karşısında olmasa da Fenerbahçe karşısında sahada olacaktır. Bu da bize ders olsun diyelim.

Gelişen oyun bu işte

L'écho Sport 'un paylaşmış olduğu "gol beklentisi" istatistiği Galatasaray'ın gelişen oyununu gösteriyor. İlk 16 haftada ortalama 1.57'lik gol beklentisi son 5 haftada 2.62 oluyor. İlk 16 haftada 18 gol atan takım da son 5 haftada 17 gol buldu. Fikstür görece kolay diyoruz da aynı fikstür ligin ilk yarısında da vardı. En kolay maçta dahi pozisyon bulmakta zorlanan ve gol atamayan bir Galatasaray izliyorduk. Gelişen oyun bu işte.

Falcao'nun yaşadığı sakatlıklar hayal kırıklığı olsa da kendisinden umudu kesmiş değilim

Alanyaspor karşısında Falcao'yu ciddi anlamda aradım. Falcao'yla da sınırlamayayım, kenardan gelecek herhangi bir forvetin varlığı önemliydi. Skor arıyor, olabildiğince hücum düşünüyorduk. O baskıyı kurduk, pozisyonlar geldi, geri de döndük ama rakip ceza sahası içinde eksik kaldık. Bu da turu alamamaya neden oldu. Adem Büyük tek başına kaldı ve mümkün olan en iyi şekilde takımı taşımaya devam etti.

Geçen haftaları kayıpsız atlattık, zirve yarışında güçlendik ve yeniden inanıyoruz

Ligin ilk yarısında bu görüntü yoktu işte. Bugün de belki olağanüstü bir futbol yok, makine gibi işlemiyoruz ama geçen sezonun dahi önünde olduğumuz noktalar var. Ligin ilk yarısının zaten çok üzerindeyiz ve iştahımız, isteğimiz de geçen 2 sezondaki kıvamı yakaladı. Alanyaspor karşısında turu vermiş olsak da şampiyonluğu kazandığımızı düşünüyorum. Geçen haftaları kayıpsız atlattık, zirve yarışında güçlendik ve yeniden inanıyoruz.

Seri çok daha kötüsünü yapmasına rağmen eleştiri almıyor, kimse konuşmuyor bile

"Onyekuru döndüğünde" başlıklı bir yazı yazmıştım ve herkes bu konudaki düşüncesini yazmıştı. Onyekuru'nun 11'de oynaması için ya Ömer Bayram, ya da Seri kesilecek. Ben Seri'nin kesilmemesi tarafındaydım. Oyun aklı var, Onyekuru'yu sahaya atınca da onu kullanabilecek isimdi. 2-3 maç dışında çok iyi oynadı diyebileceğim maç sayısı az. Eleştirdiğimiz Belhanda'nın bile bu sezon iyi 2-3 maçını söyleyebilirim. Yine de Seri için bekleyeyim dedim ama kötü durumda. 

Galatasaray 3-1 Alanyaspor, iş bu noktaya gelmişken elenmek üzücü oldu

İtiraf edeyim, maç öncesi çok fazla tur atlama yanlısı değildim. 2-0'ın dezavantajı büyük ve ilk maçta sahaya çıkan kadroya bakınca da kupayla alakalı ciddi değiliz gibi düşünmüştüm. Alanyaspor iyi bir takım, hele ki bu skor avantajının ardından. Çıkan 11'le iddia ortaya konuldu, reaksiyonla da o iddianın altı dolduruldu. İş bu noktaya geldikten sonra elenmek de oldukça üzücü. Turu verdik, bence lig adına büyük bir avantaj yakaladık. Gösterdiğimiz reaksiyon ve mücadele de şampiyonluk yolunda önemli bir mesaj.

Falcao ve Adem Büyük'ün şut haritaları üzerine konuşalım

Row-Z Report 'un paylaştığı Falcao ve Adem Büyük'ün şut haritaları üzerine konuşalım. O kadar benzer özellikler taşımışlar ki. Her ikisi de rakip ceza sahası içinde büyük bir etki göstermiş ve golleri bu şekilde bulmuş. Her ikisinin 5'er golü var, gol beklentileri de birbirine çok yakın. Burada Adem Büyük'ün hakkını vermek lazım, Falcao gibi bir ismin yokluğunu olabilecek en iyi şekilde doldurmuş. Bu anlamda sezonun en güzel hikayelerinden.

Kafası da dağılmamış, hala hedefe odaklanmış durumda

Dün kötü, bugün iyi. Şartlar bazen öyle bir hal alıyor ki hesapta olmayan kazanım gerçekleşiyor. Ligin ilk yarısı biterken "gider, gitmeli" diye beklediğimiz Mariano formayı aldı. Üstelik geçen sezonun dahi üzerinde bir performansla. Bu da takımın durumuyla alakalı. Daha tempolu, hareketli bir yapı içerisinde klası, kalitesi çok daha ön planda. Sezon sonuna kadar da bu şekilde devam edeceğini düşünüyorum.

Kasımpaşa karşısındaki Galatasaray'ın saha içi yerleşimi fazlasıyla ilgi çekiciydi

Kasımpaşa karşısındaki Galatasaray'ın saha içi yerleşimi fazlasıyla ilgi çekiciydi. Bekler de dahil olmak üzere 6 hücumcuyla oynadık ve hepsi de hemen hemen aynı hizadaydı. Linnes, Ömer Bayram, Adem Büyük, Emre Akbaba, Feghouli ve Mariano. Hatta Seri de bu isimlere oldukça yakın. Bu hem ön alandaki baskıyı, hem de Galatasaray savunmasının olabildiğince orta sahaya yaklaşması demek. Takım boyu kısalmış ve çok daha güçlü hareket ediliyor.

8 - 12 milyon avro aralığında bir rakam harcamayı ben de gözden çıkarırdım

Türk medyasındaki haberlere göre, 16 milyon avro'luk satın alma opsiyonu olan Lemina'yı 8 milyon avro'ya transfer etmek istediğimiz yazılıyor. Bu konu hakkında sık sık yazıyorum. Lemina için bile 16 milyon avro'luk bir bonservis vermemiz zor. Hele ki sattığın kadar al durumunu konuştuğumuz bir ortamda. 

Ligin ilk yarısında aynı fikstürde kaybedilen ciddi puanlar olmuştu

Fikstürün kısmen kolay olduğuna ben de katılıyorum. Yine de ligin ilk yarısında aynı fikstürde kaybedilen ciddi puanlar oldu. Şu an çok daha rahat konumda olmamamızın nedeni de bu. Lige o kadar kötü ve yavaş başladık ki, zirveye tutunmak kolay olmadı. O haftaları daha rahat geçsek, şu an şampiyonluk adına çok daha rahat bir konumda olabilirdik. Olan oldu tabii, yapacak bir şey yok. Önümüze bakmak tek çare.