Geldik yine Latovlevici / Linnes kıyasına. En çok eleştirildiğim konulardan biri, neden bu kadar Latovlevici takıntın var deniyor. Baştan yazayım, benim için Latovlevici de Linnes de sol bek için yetersiz. İkisi de alternatif olur, fazlası imkansız. Mevzu Ocak ayına kadar idare etmek demiştim, o anlamda Linnes / Latovlevici rotasyonunu oluşturmak gayet mantıklı bir hamleydi.
Birbirlerinden çok farkları olduğunu düşünmüyorum. Farklı özellikleri var, o özellikler itibariyle birbirleriyle kıyasta ön plana çıkabilirler. İkisi de savunmada eziliyor mesela, mücadelede yoklar. Birini oynatmak sizi savunmada daha güçlü kılmıyor, burada kararı hücum noktasında vermeli. Hal böyle olunca da Latovlevici oynamalı diyorum.
En önemli nedenini yazayım. Latovlevici'yi en çok eleştirdiğimiz nokta isabetsiz ortaları, hücumda henüz beklenen farkı yaratamaması. Doğrudur, henüz isabet sağlayamadı ve bu kadar isabetsiz bir oyuncu değil. Gayet temiz ve etkili bir sol ayak, duran topuna kadar iyi kullanabilen. Bu etkiyi de zamanla hissedeceğimizi düşünüyorum.
Latovlevici oynamalı demem şu yüzden, iyi / kötü sol bek etkisidir bu. Baskı kurabiliyoruz, soldan da gelebiliyoruz onunla. Linnes'i Trabzonspor maçında 85'den sonra hücuma çıkarken gördük, haliyle bütün maç Yusuf Yazıcı'nın onun üzerindeki etkisini izledik. Latovlevici ise ısrarla bindiriyor, rakip ayırt ettiğini görmedim.
Bu da kanat etkisini dengelemek, Mariano'yu rahatlatmak demek. Diğer türlü sadece sağ tarafa bakıyoruz, Mariano'nun ne verebileceği üzerine odaklıyız. O da baskı yediğinde (Olcay Şahan'ın yaptığı gibi) hücum aksiyonu diye bir şey ortada kalmıyor. Bu dengeyi Latovlevici'yle kurmak mümkün, başka alternatifimiz yok.
Linnes'i kötülemiyorum ama Latovlevici'nin tarzına ihtiyacımız var. Linnes'le pas oyununu daha iyi oynarsınız mesela, daha içe kat ederek oynar, adam geçer. Latovlevici'yle ise hücum dersiniz, soldan ısrarla bindirirsiniz, isabet sağlayabilirseniz de ne ala. Gençlerbirliği karşısında forma yine Latovlevici'ye geçecektir..