Ömer Bayram'ın önceliği Galatasaray ve kalmak istiyor

Sözleşmesi uzatılmalı mı, uzatılmaması üzerinden bir anket açtım ve yüzde 63.6'lık oranda "uzatılmalı" söylendi. Bunu da, Başakşehir'in futbolcuyu takibi üzerinden yazdım. Ömer Bayram'ın önceliği Galatasaray ve kalmak istiyor. Kalacağını da düşünüyorum, kendisine sözleşme verilecektir. Takımın en az kazananlarından biri ve fiyat ağırlığı bu şekilde ilerler. Bir şekilde yerli ağırlığı gelecek ve rotasyon içinde yeri olduğunu düşünüyorum.

Mohamed Elneny & Galatasaray, bu tarz bir 6-8 numaraya bence ihtiyaç var

Baştan yazayım, Arsenal rotasyonunun önemli parçalarından biri. Yer yer ciddi şanslar buluyor ve Arteta kendisini tutuyor. Hiç şans bulamaz diye düşünürken, Arsenal rotasyonuna kendisini katmayı başardı. Geçen sezon Beşiktaş performansı da oldukça iyiydi. Özellikle de Sergen Yalçın'ın göreve gelmesi sonrası. Sergen Yalçın'ın futbolcu üzerindeki dokunuşları ve kazanımları harika. Bu tarz değeri düşen, daha doğrusu gözden düşmeye yüz tutmuş çoğu iddialı ismi ayağa kaldırmayı başardı. Aboubakar, Josef, Ghezzal, Rosier gibi isimler örnek işte. Elneny de geçen sezonun iyi örneklerindendi.

Feghouli, Milli Takım'ında yine müthiş bir performans gösterdi

Feghouli, Milli Takım'ında yine müthiş bir performans gösterdi. Bu performansı da her zaman olduğu gibi "merkezde" göstermiş olmasını konuşmalı. Afrika Uluslar Kupası'nı kazanırlarken, turnuvanın en iyilerinden biriydi ve yine orta sahanın merkezinde oynamıştı. Galatasaray'da ise ısrarla sağ kanatta, oyun kurucu rolünde düşünüyoruz. Yaş da ilerliyor, doğal olarak hız düşecek. Bu sezona bakın, Galatasaray'da da en iyi performansları orta sahanın merkezindeydi.

Türkiye 3-3 Letonya, Şenol Güneş ezberi

Bir maç "negatif" anlamda ne derece teknik adama yazar sorusunun cevabını aldık. Elimizdeki maç, Şenol Hoca'nın ezber değişiklikleriyle birlikte rakibe ortaya geldi. Rakip de Letonya bu arada. Şansımızın tutmadığı konularını geçelim. Bir önceki Avrupa Şampiyonası'nda 10 maçta 3 gol atabilen takım, sana kendi sahanda 3 gol buluyor. Hatta son dakikada maçı 4-3 yapacakları pozisyonu da buldular. Haaland ve Sorloth gibi forvetlere aman vermeyen savunma, bu maç Letonya'yı durduramadı.

Şu kadronun yıldızı İshak Doğan'dır

Milli Takım nostaljisinin dibine de ancak bu şekilde vurulurdu. Yıl kaç, onu da tam kestiremedim. Belli ki bir hazırlık maçı, maçı hatırlayan arkadaşlar varsa yorum kısmına yazar. Şu kadronun yıldızı kim diye sorulacak olursa, benim cevabım "İshak Doğan" olur. Şu fotoğrafı görene kadar da adını unutmuştum. Karabükspor döneminde Milli Takım'a yükselmeyi başarmıştı diye aklımda. Çok iyi korner kullanırdı ama belki de en iyi meziyeti buydu.

Forvet kim oynasın tartışmalarını yapanlar var

Eski düzene döneceğiz gibi görünüyor. Bunun üzerine de "forvet kim oynasın" tartışmalarını yapanlar var. Bence tartışılacak bir tarafı yok da, tartışanı da mevcut. Mostafa Mohamed oynamalı, bunun başka bir yolu yok. Senin yatırımın bu futbolcu ve potansiyeli ortada. Çift forvet denemesi adına zaman gerekiyordu, şu aşamada o zamana sahip değiliz. Mostafa Mohamed'in oyunu da haftalar içinde düştü. Yeniden tek forvete dönüşün onun üzerindeki etkilerini göreceğiz.

Ya Fatih Hoca'nın elinde olsalardı?

Hagi'nin dokunuşlarının ardından, konuyla bağlantılı diğer konu da "bu futbolcularla yola devam ediliyor olsa ne olurdu" olsun. Ertesi sezon Fatih Terim göreve geldi ve ciddi anlamda bir enkaz kaldırıp, başarıyla dolu bir dönem içine girdik. Yeniden Şampiyonlar Ligi takımı olduk, öyle diyeyim. Neredeyse bütünüyle değişmişti o takım ve önceki sezondan hiçbir yabancıyla yola devam edilmedi. Devam edebileceği yabancılarla da yollar bir önceki sezonda ayrılmıştı zaten.

Hagi'nin çok da hatırlanmayıp, konuşulmayan dokunuşları

2010 / 2011 sezonu Galatasaray adına felaket geçen bir sezon. O koca sezonda "pozitif" anlamda aklında ne kaldı diye sorulsa, uzun uzun düşünüp, Fenerbahçe deplasmanı örneğini verebilirim. Bir de Hagi'nin farklı dokunuşları oluyordu, özellikle de ligin ilk yarısında. O dokunuşları seviyordum aslında, farklı ve geleceğe dönük düşününce isabetli olabilecek hareketlerdi. İstikrar yoktu tabii bizde. Kadro yapısı felaket olunca, sezonun ne denli kötü geçeceği en başından belliydi.

Kalitesi ortaya çıktı diyeyim, orada başka bir Okay Yokuşlu yok aslında

Milli Takım adına özel olarak konuşulması gereken isimlerden biri de Okay Yokuşlu. Kendisinin kalitesini her ne kadar iyi bilsek de, son dönemde bunu göremiyorduk. Celta Vigo kariyeri orta şekerli ilerliyordu. Oynuyor, oynamıyor, form grafiği çok değişkenlik gösteriyordu. Celta Vigo adına biraz da "elden çıkartılmak istenen" futbolcu kıvamına gelmişti. Hatırlayın, sezon başı da Galatasaray adına konuşuyorduk. Kiralanması çok ciddi ihtimaldi.

Jardel'i vitrine çıkarmak adına bir hamle yapılmıştı

Bu tarz fotoğraflar, otomatik olarak seni eskiye götürüyor. Nostaljiyi çok sevdiğim için de, hazır zaman bulmuşken bir şeyler yazmak istedim. GSCimbom Twitter hesabının paylaşımı bu arada, fotoğrafı oradan gördüm. Jardel'in transferinden öte, satış hikayesi daha çok ilgimi çekmiştir. Tarihin en garip satışlarından biri çünkü. Jardel'in Galatasaray'a transferi büyük işti. Falcao'yu direkt olarak Atletico Madrid'den almışız gibi düşünün, Avrupa'nın en önemli golcülerinden biriydi. Satışı ise aynı ağırlıkta olmadı.

Türk duvarının en güçlü tarafı

Türk duvarının en güçlü tarafı. Türkiye'de yetişen, genç ve potansiyel bir futbolcunun da kariyerini nasıl şekillendirmesi gerektiğinin en iyi örneği. Hiç Süper Lig demeden, Altınordu'dan direkt olarak Freiburg'a gitti. İlk etapta zorlandı, sonra formayı aldı. Oradan da Leicester City. Yine ilk etapta zorlandı, hatta ilk sezonu neredeyse yedekte geçti. Devamında formayı aldı ve faal anlamda en iyilerden biri. Hatta bence Dünya'da şu an ilk 5'de.

Sc transfer 2021 #15; Arturo Vidal

Adımız enteresan isimlerle anılmaya devam ediyor. Tuttomercatoweb'in haberine göre, Vidal için iddialı 3 takım var. Flamengo, Marsilya ve Galatasaray'ın bu transfer için istekli olduğunu yazmışlar. Vidal'ın sezon sonunda sözleşmesi bitiyor ve ayrılığına kesin olarak bakılıyor. Marsilya'nın şansı, takımın başına Sampaoli'yi getirmiş olması. Vidal'ı iyi tanıyan bir teknik adam ve Marsilya da bu tarz etiket işleri sever. Peki biz sevmez miyiz, elbette severiz. Oysa bu işlerden sıyrılmamız gerekirken.

Norveç 0-3 Türkiye, gerçekten de Türk duvarı

Haaland nefes alamadı, gerçekten de Türk duvarı. Oynayan isimler değişebiliyor da, felsefe aynı. Bu tarz maçlarda her türlü faktör önemli. Oyun önemli de, çok daha önemlisi sonuç almak. Değişmeyen bir felsefemiz var ve "büyük" diye adlandıracağımız maçlarda net sonuç alıyoruz. Hollanda ve Norveç'le yarışıyoruz, ilk 2 maçta bu takımları yenerek gruba giriş yaptık. Beklenmedik bir kayıp yaşamazsak, ilk 2 maç sonrası dahi ciddi bir avantajdan bahsediyoruz.

Kısa zamanda, çok büyük bir kariyer

Bu adamın 21. yaşına yeni girmiş olması, o kadar da yakından tanımayanı şaşırtır. Kısa zamanda, çok büyük bir kariyer. Galatasaray'da forma giymeye başladığında 18 yaşındaydı, direkt Şampiyonlar Ligi stoperi oldu. Sonrasında Stuttgart, 6 ay sonrasında da Schalke 04. Bu sezonun Ocak transferinde de Liverpool. Çağlar Söyüncü / Merih Demiral gibi 2 dev stoperin arkasında, 1 dev stoper de Ozan Kabak. Hollanda karşısında da çok beğendim.

Sc transfer 2021 #14; Atakan Çankaya

Sezon sonunda sözleşmesi bitecek, genç, potansiyel vaat eden yerlilerden biri de Atakan Çankaya. Ankaragücü'nün son dönemindeki yükselişindeki yokluğu sakatlığından kaynaklı. Öncesinde ise, kötü giden takımının parlayan isimlerinden biriydi. Bu sezon Ankaraspor'dan geldi ve aslında Ankaraspor performansı da konuşuluyordu. Bu sezon 20 maçı var ve hemen hemen hepsinde ilk 11 başlayıp, 90 dakikaya yakın sahada kaldı. 6 numara, stoper ve sağ bek olarak oynayabiliyor. Defansif jokerliği de var.

Kadronda ise var bir beklentin demek ki

Marcao ve Luyindama cezalı olunca, Hatayspor deplasmanında stoper olarak kim oynayacak sorusu doğal olarak geliyor. Ben basit düşünüyorum, elinde hangi stoperler kaldıysa onlar oynamalı. Donk ve Ozornwafor yani bu isimler. Gidip de, Taylan Antalyalı ya da Etebo'yu stopere çekip, garip denemeler yapmak mantıksız. Bundan çekiniyorum bu arada, Fatih Hoca yapmaz diyemiyorum. Geçen sezon örnek işte. Emin Bayram oynayana kadar ne denemeler gördük.

Tüm bu yaşadıklarını Fatih Hoca'ya borçlu

Mart ayı bittiğinde 34 yaşını doldurup, 35 olacak. Geçtiğimiz aylarda değişen kural neticesinde de Surinam Milli Takım'ında oynayabilme ihtimali doğmuştu. Kendisini Hollandalı olarak bilsek de, Surinam asıllı bir futbolcuydu. Hollanda'nın A Milli Takım seviyesinde maçı olmasa da, U21'inde 22 maçı vardı. Şu etkisini 20'li yaşlarının ortasında gösterse belki kariyeri farklı şekillenirdi. Bu yaştan sonra ise Hollanda ihtimali olmadığından, Surinam'ı seçti.

Formanın özel oluşu, sezonun içinde barındırdığı hikayelerde saklı

Formanın özel oluşu, sezonun içinde barındırdığı hikayelerde saklı. 2007 / 2008 sezonu da içerisinde birçok hikaye barındırıyor. Feldkamp'ı bir anlamda teknik direktörlüğe döndürüp, "nerede kalmıştık" tadında bir sezonun içine girmiştik. Takımdan birçok iddialı isim ayrıldı, kiminin ayrılığına neden veremedik (Iliç, Hasan Kabze, Necati Ateş gibi), kimi noktada değişim kaçınılmazdı (Cihan Haspolatlı, Orhan Ak gibi). Sezonun yıldız transferi Lincoln'du. Kalan transferler ise biraz daha maliyeti düşürme, gençleşme tarafındaydı.

Düşünüyorum da, sağ beklerden yana şanslıyız

Düşünüyorum da, sağ beklerden yana şanslıyız. En azından kendi izlediğim dönemler adına konuşayım, çok iyi sağ bekler izledik. Ümit Davala, Capone, Fatih Akyel, Perez, Sabri Sarıoğlu (kim ne derse desin), Eboue, Mariano diye uzar liste. Omar ve Yedlin de buraya adaylar. Sol bekte ise aynı şansımız yok. Hakan Ünsal ve Ergün Penbe çok önemli isimlerdi, Hakan Balta'nın da büyük bir istikrarı vardı. Kalan isimlerde ise sürekli bir soru işareti var. Riera'yı sol bek oynattık ama devşirmeydi, bence çok iyi iş çıkardı. Telles ve Saracchi gibi gençlerimiz oldu, bence potansiyellerinin gerisinde kaldılar.

Şener Özbayraklı ile sözleşme uzatılacağı gibisinden haberler vardı

Dün bir ara, Şener Özbayraklı ile sözleşme uzatılacağı gibisinden haberler vardı. Dedim ne oluyor, ne alakası var. Sonrasında Ömer Bayram diye düzeltildi. Yalnız o düzeltme arasında da saatler oynadı. Yeni bir kamuoyu yoklaması mıydı bilmiyorum. Hiçbir mantık yok çünkü. Oynamayan, büyük hayal kırıklığı olmuş bir isim. Transfer edilirken alternatif olması yönünde beklenti vardı da, bu adam sürekli sakat. 2 yıllık Galatasaray kariyerine bakınca da koca bir boşluk var.

Burak Yılmaz, tek başına takım tadında

Trabzonspor'daki ilk döneminden bu yana, oynadığı her takımda iz bırakıp, geriye dönüp baktığında müthiş bir kariyer bırakıyor. Çin'e transferini nasıl görürsünüz bilmiyorum da, her geçen dönem daha da üzerine koyuyor. Bugün 35 yaşında, oyunu biraz daha yön kazanıyor. Galatasaray günlerini hatırlayın, net bitiriciydi ve Şampiyonlar Ligi ayarında bir golcüye dönüşmüştü. Bugün gelinen noktada ise, pas bağlantısında, oyun kurulumunda büyük önemi olan bir forvete dönüştü. Gollerini de atmaya devam ediyor.

Türkiye 4-2 Hollanda, iyi ve ses getiren bir başlangıç

İyi ve ses getiren bir başlangıç. Grubun favorisi Hollanda'ya 4 gol atıp, kazanarak başlamak önemli. Şenol Güneş sonrasında, net sonuç alabilen bir takıma dönüşmüştük. Bu tarz zorlu maçları da kazanarak geçebiliyoruz. Çok alternatifli, iyi bir takımız. Hatta "tarihin en iyi Milli Takım jenerasyonu" diyenlere de katılırım. Kadro seçimi esnasında bazı noktaları eleştirsek de, gün sonunda sonuç alınıyor ve çok iyi bir gidişat var. Hele ki bu tarz maçlardaki etkisiyle.

Oğulcan Çağlayan'ın kabuğunu kırması gerekiyor diyordum ya

Galatasaray'ın bu sezon içinde en iyi oynadığı döneme bakıyoruz, Oğulcan Çağlayan sahada. Onun sağ kanatta takıma kattığı enerji ve hareketlilik büyük. Fizikli oyuncu, maç içinde 2. forvete de dönüşebiliyor. Hızı var, çalışkan, mücadele gücü yüksek. Bir yandan da bekine yardımcı ve o bekin Yedlin gibi bir hücumcu olacağı düşünülünce de önemi daha net ortaya çıkıyor. Milli Takım arasının ardından kesin olarak ilk 11'e dönmesi gerek.

Sc transfer 2021 #13; Patrick van Aanholt

Son dönemde yazdığım tüm "transfer" yazıları sol bek üstüne gerçekleşir oldu. Saracchi'nin kalma ihtimalinden, sol bek için diğer alternatiflere kadar birçok yazı yazıyorum. Transferin de en önemli noktalarından biri orası olacak. Yapılanması gereken bir mevki ve istikrarlı katkı almamız gerekiyor. Saracchi'nin şatları uygun olur mu bilmesem de, her şartta kumar. Kalmama ihtimali bu anlamda daha yüksek. Alternatif açısından da sorunlar var, orada da güvenilir isimler yok.

Milli Takım arasının ardından nasıl bir kurgu oluşabileceği yönünde konuşalım

Madem pozitif bir şeyler yazmam istendi, Milli Takım arasının ardından nasıl bir kurgu oluşabileceği yönünde konuşalım. Çift forvetin yükselebilir bir düzen olduğunu hala düşünüyorum. Keskin virajda döndük tabii buna, zaman lazım ve o zamana da sahip değiliz. Falcao, bu düzen içinde öne çıksa da, Mostafa Mohamed pek uyum sağlayamadı. Akıl da katamadık bu düzene, hala bazı ısrarlar var. Taylan Antalyalı gibi isimler olmayınca da düzen çöktü.

Etebo'nun son haftalarda biraz daha iyi iş çıkarması bir şey değiştirmedi

Taylan Antalyalı, ligin ilk yarısında da alternatifsiz tek isimdi, bugün de. Etebo'nun son haftalarda biraz daha iyi iş çıkarması bir şey değiştirmedi. Orada Taylan Antalyalı'nın yeri asla dolmuyor. Etebo bambaşka bir tarz. Kesici, tempolu, savaşçı bir orta sahaya evrildi. Zorlu, biraz daha topa sahip olmak istemediğimiz, mücadele gücünün ön plana çıktığı maçlarda iş gördü de. Biraz daha görece kolay maçlarda ise sırıttı. Daha doğrusu, o tarz işimize gelmedi. Etebo yine kendi futbolunu oynuyor yoksa.

Konstantinos Tsimikas & Galatasaray, hala mı kiralık hamleler?

Liverpool, kendisini sezon başında 13 milyon avro'ya transfer etmişti. Bu sezon neredeyse "hiç" şans bulamasa da (özellikle ligde), onlar adına önemli bir yatırım. Yine de, "kiralama" noktasında imkansız olmayan bir iş. Premier Lig kulüpleri bu transferleri yapar, 1-2 sezon içinde de katkı alamazlarsa, bu futbolcuların önce kiralanmasını izleriz. Gittikleri yerde piyasa yapıp, yeniden ayağa kalkmaları adına. Tsimikas adına da bu konuşulabilir.

3 orta sahanın, ceza sahası içi aksiyon sayısı neredeyse 0

Row-Z Report (@RowzReport) 'un konuşmadığımız bir haritası daha varmış. Galatasaray'ın son 2 maçtaki orta saha üçlüsünün, Rizespor maçındaki aksiyon haritası. Ortak noktaları ne derseniz, 3 ismin de rakip ceza sahası içinde aksiyonu yok. Emre Akbaba'nın Kayserispor deplasmanında başarısız olsa da, rakip ceza sahası içi aksiyonları vardı. Onu bıraktı, bu sefer hiç içeri girmedi. Attığı gol de ceza sahası dışından, muhteşem bir vuruş.

Hamza Hamzaoğlu ile buram buram Anadolu

Hamza Hamzaoğlu, x takımla anlaştı diye haber görünce dayanamıyor, tekrar tekrar yazmak istiyorum. Kendisini seviyorum çünkü, Galatasaray'da önemli işler başardığına inanıyorum. Çalıştıracağı takımları küçümsemek değil maksadım, tamamen "hocanın" kariyer planlamasıyla alakalı konuşuyorum. Sen şampiyon teknik adamsın, Şampiyonlar Ligi oynadın. Kısa süreye 3 tane kupa sığdırdın. Galatasaray'la yolların ayrılmış olabilir de, en iyi teklifi beklemelisin.

Sahamızdaki en rahat maçı dahi kazanma garantimiz var mı?

Soruyorlar, umudunu kaybettin mi diye. Bir Galatasaraylı umudunu kaybeder mi, önümüzde çok maç var, başımızda Fatih Hoca var diyorlar. Fatih Hoca'yı babamdan çok sever ve inanırım. Blog'u ya da sosyal medyadan beni takip edenler zaten biliyor bunu. En umutsuz anda da o umut ışığını ararım ama şu an öyle bir ışık göremiyorum. Şu kadar maç var diyoruz da, sahamızdaki en rahat maçı dahi kazanma garantimiz var mı?

Bazı maçlarda, beraberlik dünyanın sonuymuş gibi de hareket ettik

Grafiği Bein Sports'dan aldım. Galatasaray'ın, bu sezon ilk golü yediği tüm maçları kazanamadığını görüyoruz ve bu takım şampiyonluktan söz ediyor. Çok tezat işler var. İç sahada kaybettiğimiz puanlar bir yana, çoğu zor deplasmandan kayıpsız çıkıp, şu hataları yapmak bana inanılmaz geliyor. Ateş çemberi diyorduk, 8'de 8 yaptık. Sonrasında ise tek galibiyet var. İlk golü yediğimiz 7 maçın da 6'sı mağlubiyetle sonuçlanmış. Sadece bu da değil, bir de beraberliği dahi koruyamama sorunumuz var.

Merkezde tonla isim kümelendi ama 1 tane akıl çıkaramıyoruz

Row-Z Report (@RowzReport) 'un paylaşmış olduğu maç haritaları üzerine konuşalım. Rizespor sahaya ne güzel yayılmış, önce oraya takıldım. Stoperler geride olsa da, orta saha ve hücumun boyu olabildiğince yakın. Planlı hareket ettiler bence, kapandılar, gol yememeyi düşündüler diyemem. 2. yarının hemen başında öne geçseler de, kontra imkanını iyi kullandılar. Galatasaray 10 kişi kalınca da gayet galibiyeti kovaladılar. Kontrayı kovalayan ve bu sayede pozisyon bulan taraf Galatasaray'dı.

Ömer Erdoğan nostaljisi

Dün bu fotoğraf önüme düşünce bir şeyler yazasım geldi. Bu tarz nostaljilere pek dayanamıyorum. Twitter'da, geç bir saatte nostaljiye girince de farklı bir şey. 2003 / 2004 sezonu ve fotoğraftaki isim de, bugün Hatayspor'un teknik direktörü olan Ömer Erdoğan. 2003 / 2004 sezonundaki bu parçalı formaya da bayılırım. O sezonun diğer formaları facia olsa da (turkuaz ve mor arası bir forma vardı, aman aman), bu parçalı forma oldukça iyiydi.

Feghouli konusunu da açıklığa kavuşturmak gerek

Feghouli konusunu da açıklığa kavuşturmak gerek. Sakatlığı sonrası dönüşünü mumla beklediğimiz bir isim. İyiydi bu sezon ve onun ayları da geliyordu. Şampiyonluğun en kritik virajında, saha içinde en büyük aklın olacak bu futbolcu. Onu tam anlamıyla hazırlamak, yeniden sakatlanmamasını düşünmek doğal. Şu var, 1 aydır nasıl hazırlanamıyor? Falcao'su dahi tam anlamıyla hazır olup, sahaya çıktı işte. Feghouli nasıl hazırlanamadı da, maçların son 10-15 dakikasında kullanılıyor hala.

Ozornwafor'u göremedik diyorduk ya, alın size fırsat

Ozornwafor'u göremedik diyorduk ya, alın size fırsat. Hatayspor karşısında Luyindama ve Marcao cezalı olacak. Donk kesin, bir sürpriz olmazsa da Ozornwafor yanında. Hocanın bazen "stoper zorlama" denemeleri olabiliyor, Ozornwafor için "sürpriz olmazsa" demem bu yüzden. O oynamalı yoksa, elinde kalan stoper kendisi. Sol ayaklı bir de, Marcao'nun yokluğunda kendisini göreceğiz. Ne durumda bilmediğim, hatta çok izleyemediğim için de ne verebilir bilmiyorum.

Çift forvet mevzusu değil bu, felsefen nedir?

Olay çift forvet değil. Tek forvet oynadığında da bir şey üretemiyorsun. Mostafa Mohamed'in bireysel çabasıyla yaptıkları vardı. O durdu, takım da haliyle durdu. Falcao "diri" dönünce, maç içinde dönülen çift forvetlerden ziyade, ana planın çift forvet olması mantıksız değil. Kayserispor deplasmanını çok iyi geçmesek de, gelecek adına o formasyonun gelişebileceğini düşünüyordum. Ama sen organizasyon oluşturamazsan, daha doğrusu 1 aydır Feghouli'yi hazırlayamazsan ne değişecek ki?

Galatasaray 3-4 Rizespor, an itibarıyla sezon bitmiştir

An itibarıyla Galatasaray için sezon bitmiştir. Kalan maçlar da maalesef acı verecek. Sezon bizim adımıza bitmiş olsa da, maçlar oynanacak. 2. olmak ile 5. olmak arasında da bir fark görmüyorum. Maddiyat, Avrupa gibi nedenleri sayan olacaktır ama Beşiktaş, Fenerbahçe'yi yendiği an belki de tarihinin en rahat şampiyonluğuna ulaşacak. Sen ise Fenerbahçe'yle savaşmaya devam. 2 takım birbiri ile bu sığ savaşı verirken, Beşiktaş işine bakarak sonuca ulaşmak üzere.

E nihayet Taylan Antalyalı

Taylan Antalyalı, Altay Bayındır ve Halil Akbunar. Milli Takım'ı dibine kadar hak eden 3'lü. Resmen "bağıra bağıra" geldiler ve kadroya alınmaları maalesef geç oldu. Milli Takım seçimlerinde belli kalıpların dışına çıkılmıyor. Diyorum ya, Şenol Güneş ezbercidir, kolay kolay dışına çıkmaz diye. Buna devam ediyor işte. 3 yeni isim olsa da, artık onlar isyan noktasına gelmişti. Bu kadarına kayıtsız kalamazsın. Bu 3'lü dışında ise yine çok büyük ezber bir kadro.

Puan kaybına tahammülün olmadığı zamanlardayız

Galatasaray adına her maç final ve önemle hazırlanılması gerekiyor. Puan kaybına tahammülün olmadığı zamanlardayız. Tulum çıkardık dediğimiz zorlu fikstürün ardından, hiç beklenmedik 5 puan kaybedildi. Kayserispor maçında yeni formasyon, yeni umutlar diye yeni bir yolculuk başlattık. "Diri bir Falcao" etiketi altında, bu yeni kurgu da beni fazlasıyla umutlandırdı. Çift forvetli oyunları seviyor ve Galatasaray'ın geninde olduğunu düşünüyorum. 

Çok daha basit sakatlıklarda, uzun ayrılıkların şahidiyiz

Donk'un sakatlığı sonrası, en az 3-4 hafta oynayamaz denilirken, dün itibarıyla takımla çalışmalara başladı. Kaçırdığı maç sayısı 1 ve bu adam 34 yaşında. Çok daha basit sakatlıklarda, uzun ayrılıkların şahidiyiz. Donk'u sevme nedenim bu işte, adam kendine iyi bakıyor. Biyonik diyeceğimiz isimlerden ve bu görüntüyle de Galatasaray forması giyeceği yıllar artacaktır. Bir yandan da garanti yedekliği var. Formayı alıyor ve ciddi katkı veriyor. Yaşıyla alakalı negatif bir yorumumu hatırlamam.

Savicevic de, oynayamadığı dönemde değeri anlaşılanlardan

Samsunspor'da Savicevic'in durumunu, Galatasaray'da Belhanda'nın durumuna benzetiyorum. Belhanda da "10 numara" algısıyla yorumlanmış ve futbolunu beğenmeyen, bambaşka beklentilere giren ciddi bir kesim oluşmuştu. Değeri ise daha çok oynamadığı maçlarda ortaya çıkmıştı. Savicevic de biraz böyle. Formasında yazan "10 numara" kaynaklı mı bilmiyorum ama bambaşka beklentilerle yorumlandı. İstatistiğine bakın, 20 maçta sadece 1 golü var ve düşük sayı. Yine de, Savicevic'i tabela üzerinden yorumlamayayız. Değeri de oynamadığı maçlarda ortaya çıktı ve tüm bağlantı çöktü.

Geleceğe dönük beklenti duyduğumuz, konuşulan gençlerimize bakalım

Geleceğe dönük umutlarımızın olduğu genç futbolcularımız ne yapıyor, ne ediyor konuşamadık. Çoğu takip ediliyor aslında, herkes rahatlıkla, tüm bilgilere ulaşabiliyor. Bu biraz da onun derlemesi diyelim. Tabii herkesi yazamayacağım, geleceğe dönük beklenti duyduğumuz, konuşulan gençlerimize bakalım. Atalay Babacan, Yunus Akgün, Ali Yavuz Kol, Abdussamed Karnuçu, Emin Bayram, Süleyman Luş ve Erkan Süer burada konu olacak.

Her 2 kanatta izliyor olsak da, bence forvetin arkasına geçebilir

Kerem Aktürkoğlu, Galatasaray adına bu sezonun en önemli kazanımlarından biri. Kısa zamanda kendini kanıtladı ve ana rotasyonda yerini aldı. Her geçen zaman da süreleri artmakta. Işığı veren oynuyor işte, yine yazıyorum. Bu konuda çok eleştiri yapılıyordu da, tekrar yazmak istedim. Fatih Hoca, Kerem Aktürkoğlu'nun sürelerini arttırmak istediğini söylüyordu. Onu 11'e yazdığında da, takımın vazgeçilmezlerinden olduğunu belirtti. Beklenti çok yüksek.

Emre Akbaba neden tercih edildi ve ne oynadı?

2 tane soru var. Emre Akbaba neden tercih edildi ve ne oynadı? Her 2 sorunun da yanıtı, Row-Z Report (@RowzReport) 'un paylaşmış olduğu bu grafikte. Feghouli henüz hazır değil, Arda Turan da oyununu 90 dakikaya yayamıyor. Ön alandaki "pres" gücünü arttırmak adına, Emre Akbaba'nın tercih edildiğini düşünüyorum. Yetmedi tabii, performansı yine yetersiz kaldı. Feghouli hazır olduğu an da, o pozisyonda formayı alacaktır.

Sc transfer 2021 #12; Serdar Dursun

Kimse konuşmasa da, "orada, Serdar Dursun var uzakta" demek lazım. Bundesliga 2'de çok istikrarlı sezonlar geçirse de, transferi konuşulmuyor, Milli Takım'da da bence hak ettiği yeri bulamıyor. Müthiş bir forvet rotasyonumuz da yok. Stoperde kadroya giremeyen biri için bir şey demem de, öyle bir forvet rotasyonuna sahip değiliz. Serdar Dursun da 35 yaşında değil. 29 yaşında ve en iyi dönemleri. 35 yaşında da olsa bir şey değişmez, hak ediyorsa kadroda yerini almalı.

Muslera'yla geçen her günün tadını çıkarmak gerekiyor

Muslera için "alacağı ücreti" konuşacak değilim. Ne kazanırsa hak derim, geçen 10 yıl ortada. Bir efsanenin "faal" olarak Galatasaray forması giyişini izliyoruz, tüm kariyerine şahit olduk ve geçen her günün tadını çıkarmak gerekiyor. Muslera'yla yola devam ediyor olmak önemliydi. Şu an 34 yaşında. 3 yıl daha bu seviyede devam edeceğine inanıyordum, o da 3 yıllık sözleşme yeniledi. Ücretinde de indirime gitti bu arada, göz ardı edilmesin. Yaşayan Galatasaray efsanesi.

Beklenti duyulan isimlerden, istikrarlı şekilde katkı alındığı an

Şu istatistik de enteresan mesela. Süper Lig'de geçen 29 haftada, en fazla pozisyon üreten (96), en çok gol kaçıran (56) takım Galatasaray. 58 gol ile de ligin en çok gol atan 2. takımıyız. Oyunu da eleştiriyoruz bu arada. Özellikle de hücum kısmını. Yeterince organize olamadığımız üzerine eleştiriler vardı. Bu istatistiğin nedeni biraz da forvet konusunda çekilen sıkıntıyla alakalıydı. Falcao sezona iyi girse de, sakatlığı sonrasında bir buhran dönemi oluştu. Bu da, Mostafa Mohamed transfer edilene ve Falcao geri dönene kadar devam etti.

Falcao'nun doktoruna tedavi olacaksa mı kalsın diyeceğiz?

Saracchi'yle alakalı, Leipzig'in kendisi adına "4 milyon avro'luk" bonservis bedeli belirlediği haberleri dolaşıyordu. Doğrudur da, Leipzig'in kendisiyle alakalı pek bir beklentisi kalmamıştır. 1.5 yıllık Galatasaray kariyeri de müthiş geçti diyemeyiz. Bunun da nedeni yaşadığı sık sakatlıklar. Tam forma giriyor, iyi iş çıkarıyor derken, yeni bir sakatlığı konuşuyoruz. Galatasaray öncesi de böyle sakatlıklar yaşamayan bir futbolcuydu. İşin garip tarafı bu.

Mostafa Mohamed'e sallanmıyor, eleştiri yapılıyor

Mostafa Mohamed'e sallanmıyor, eleştiri yapılıyor. Eleştiri de yapılır. Hele ki şu zamanda yapılması çok daha doğru. "Sallama" ile "eleştiri" arasındaki farkı anlamak gerekiyor. Çok hızlı başladı ve gelir gelmez etki etti. Ankaragücü deplasmanında ise düşüşe geçti, yediği haksız kırmızı kart sonrası da 1 maç kaçırdı. Aslında Erzurumspor maçında da sallanmaya başlamıştı ama bulduğu imkanları affetmedi. Kayserispor deplasmanında da beklenilen görüntüyü veremedi diyelim.

Çok şut var ve farklı isimler bu aksiyonun içinde yer aldı

Row-Z Report (@RowzReport) 'un, Kayserispor - Galatasaray maç haritaları üzerine konuşalım. Güzel olan taraf, takım boyunun kısa oluşu. Hücumun ön alanında anlamsız bir kümelenme olsa da, düzenin geliştirilebilir olduğunu düşünüyorum. 4-1-3-2 gibi oynadık ve istediğimizi de sahaya yansıttık. Yedlin ve Saracchi, kanatlarını bütünüyle, başarılı şekilde kullandılar. Beklerin bu hücum karakteri, böyle bir düzenin kullanılabilmesine sebep.