Beklenmeyen sakatlıklardan da olumlu çıkarım ancak bir şekilde gerçekleşir

Luyindama'nın sakatlığının saha içi performans dışında da ekstra bir getirisi oldu. Sattığın kadar al kapsamında yapılan 2 iyi işten biriydi. Gelecekte çok daha büyük paralar kazanabileceğiniz bir isimdi ve belki de Ocak ayındaki değişimin en temel parçasıydı. Sezon içinde de yazmıştım, 20 milyon avro yakınlarında bir parayı rahatlıkla konuşabilirdik.

Maç motoru, taktik ekranı ve arayüzde pek fark olmasa da yapay zeka artmış gibi

Football Manager 2020'yle alakalı eleştiri, 2019'dan pek farkı olmaması yönünde. Görsel ve detay anlamında katılıyorum. Maç ve taktik motoru neredeyse aynı. Arayüzde de büyük değişimler var diyemeyiz. Football Manager serisindeki büyük değişimlerin genellikle 2 yılda bir yaşandığı söylenir. Şu an büyük değişim olmayacak dönemi yaşıyoruz.

Galatasaray'a dönme ve hikayeyi tamamlama izlenimi yaratıyor

Asya Şampiyonlar Ligi'nin gol kralı ve en değerli futbolcusu. Suudi Arabistan'da da buradaki çizgisi devam etmekte. Kariyer sezonu Galatasaray olsa da Suudi Arabistan'da "parayı aldım, yatayım" düşüncesi hiç oluşmadı. 2 sezonda müthiş istatistikleri var ve görünen o ki Suudi Arabistan'daki misyonunu tamamladı.

Öyle bir algı doğdu ki, Onyekuru gelecek ve dertler bitecek gibi hareket ediliyor

Onyekuru'ya böylesine bir kurtarıcı muamelesi yapmak ne kadar doğru bilmiyorum. Öyle bir algı doğdu ki, Onyekuru gelecek ve dertler bitecek gibi hareket ediliyor. Değerli bir futbolcu, mutlaka hocanın düzeninde katkı sağlayacak ama Galatasaray'ın sorunları Onyekuru'nun gelişiyle bitmeyecek kadar fazla.

Kaan Ayhan & Galatasaray, bu transferin nasıl gerçekleşeceğinden bahsedilmemiş

Transfer haberlerindeki olmazsa olmaz isimlerden biri de Kaan Ayhan. Israrla adı yazılıyor ve Ocak ayındaki değişimin en önemli isimlerinden biri gibi kabul ediliyor. Luyindama'nın sağlığında dahi o pozisyona ciddi bir stoper gerekiyordu, mümkünse de yerli bir isim. Luyindama / Marcao ikilisine güçlü rekabet lazımdı çünkü. Luyindama'nın sakatlığı sonrasında ise stoper transferi daha da olmazsa olmaz. Böyle olunca da insanların aklına direkt Kaan Ayhan geliyor.

Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu

Mustafa Uslu'nun yapımcılığında çıkan bu tarz biyografi filmlerini önemsiyorum. Güzel hikayeler paylaşılıyor ve ilgi oraya doğru çekiliyor. Naim Süleymanoğlu filmi de böyle, bu ülkede yapılması gereken bir işti. O dönem için ülke sporuna yön veren, daha doğrusu tüm ülke adına moral ve gelecek adına umut kaynağı olmuş bir sporcu.

Okay Yokuşlu & Galatasaray, Nzonzi'nin taca çıktığı düzende mi?

Okay Yokuşlu'nun transfer süreciyle alakalı haberleri okuyup duruyoruz. Sürekli karşıma çıkıyor ve hocanın da Okay Yokuşlu'yla alakalı düşüncesini bildiğim için "gündemde yoktur" diyemiyorum. Milli Takım döneminde de en çok güvendiği isimlerden biriydi. Milli Takım'daki gençleşmeyi Fatih Hoca başlatmıştı ve o dönemin de iddialı isimlerinden biri Okay Yokuşlu'ydu.

Club Brugge karşısındaki performansı Seri'ye bir şans daha getirir

Seri ve Nzonzi. Üst kalitede isimler olsa da biri taca çıkacak gibi. İlk etapta ikisi gibi düşünsek de Club Brugge karşısında Seri'nin iyi bir sınav verdiğini düşünüyorum. Tabii burada kötü bir kadro mühendisliği var. Pas oyunu oynayacağız ve Seri'den 6 numara olmaz üzerinden gelen bir Nzonzi hamlesi vardı. Lemina ise sürpriz oldu, kimse beklemiyordu.

Jimmy Durmaz'ı unuttuk, Emre Mor'u kullandık

Sezon adına en büyük hayal kırıklıklarından biri. En azından kendi adıma yazayım, acaba olabilir mi demiştim. Fatih Terim / Emre Mor uyumu Milli Takım döneminde bir şeyler vaat ediyordu ve temel dayanağım da buydu. Dortmund ve Celta Vigo'da olmayan Emre Mor için tek çıkış kapısı Galatasaray'dı. O da bu şansın farkında diyordum, hakkını vermesini bekliyordum.

Ocak ayında da futbol anlamında bir değişim yaşanmaz

Club Brugge karşısında kimsenin iyi futbol beklentisi yoktur. Kazanmak gerekiyordu, şartlar ne olursa olsun. Ayrıca sonuca göre de bir futbol yorumu yapmayacaktım. Kazanamamış olmamız da bu kararımı değiştirmedi. Geleceğe yönelik yorum yapılabilir ancak, hocanın söylemlerinden bir şeyler çıkarılabilir. Gerçi orada da sürekli aynı yorumlar var.

Club Brugge maçının kırılma noktası bence Belhanda'nın yapamadıkları

Club Brugge karşısında yaşadığımız 2 tane kırılma noktası var. Maç 1-0 ilerliyor, rakip skoru çevirmek adına riskler almaya başlamış ve rakip yarı sahasında açık alanlar oluşuyor. Top Belhanda'da ve Feghouli her 2 pozisyonda da bomboş durumda kalabilir. Etrafında kimse yok, topu alacak ve dikine gidip kaleciyle karşı karşıya kalacak. Ayağına da değil, topu açık alanda önüne atmak dahi işi bitirecek. Belhanda ise bu topları rakibe verdi, hatta dönüşünde atak yedik.

Galatasaray 1-1 Club Brugge, bugün futbol son konuşulacak şeydi

Bugün "futbol" son konuşulacak şeydi. Kazanmak gerekiyordu, bu uğurda belki de sezonun en iyi mücadelesini gösterdik ama yetmedi. Rakibin dinamizmine ayak uydurmamız zaten mümkün değildi ki anlamsız da kapandık. Topa biraz daha sahip olup, mümkün olduğunca tempoyu düşürmek gerekiyor. Biz ise geri çekiliyor, skoru korumaya çalışıyoruz. Bu tip tek farklı önde olduğumuz maçlarda da da ne zaman skoru korumak istesek, istediğimizi alamıyoruz.

Xherdan Shaqiri & Galatasaray, 2012 yılına mı döndük bir anda?

2012 yılına mı döndük bir anda. O dönem kadromuzda olan ya da olması düşünülen birçok ismin adı transferde geçiyor. Shaqiri de son halka olmuş sanırım, dış basında konuşulan bir iddia. Bu sezon Liverpool'da sadece 25 dakikası var ve ayrılığı kesin gibi görünüyor. Bu tarz hamleler adına bonservis ihtimalimiz yok tabii, yine kiralamayı konuşacağız.

İşin 3-5-2'si falan da kalmadı, 11'i bulmak dahi zor

Club Brugge karşısında ilk 11 çıkarmakta oldukça zorlanacak bir Galatasaray olacak. Sakatlıklar, cezalar ve Uefa listesine bildirilmeyen futbolcularıyla birlikte çok büyük bir kadro sıkıntısı var. Falcao, Andone, Luyindama, Şener Özbayraklı, Babel sakat, Nzonzi, Yunus Akgün cezalı, Emre Taşdemir ve Ahmet Çalık da Uefa listesinde yok.

Olay biraz da günü kurtarmak değil mi?

Hürriyet'te yazan Galatasaray'la alakalı transfer haberinin üzerine konuşalım. Mantıklı bir haber çünkü, herkes de katılacaktır. Galatasaray'ın Ocak ayında Maicon, Onyekuru ve Diagne'yi geri getirmeyi planladığı yazılmış. Linnes de geri döneceği için onu da transfer gözüyle görelim. Bir de bu isimlere Arda Turan'ı ekleyelim. Arda Turan'ın dönüşü de beni şaşırtmaz.

Asya Şampiyonlar Ligi en değerli futbolcusu ve gol kralı

Gomis'in Al Hilal performansı hiç de şaşırtıcı olmasa gerek. 54 maçta 40 gol 9 asisti var. Dün de Asya Şampiyonlar Ligi'ni kazanırken, turnuvanın en değerli futbolcusu seçildi ve gol kralı oldu. 2 sezon içerisinde müthiş bir iş çıkararak, kendisiyle alakalı tüm beklentiyi karşılamış oldu. Suudi Arabistan ya da Asya diye az görmeyin, bugün orada çok değerli futbolcular var. Takımınıza transfer ihtimali olsa "keşke" denilecek isim çok.

Sivasspor şu an ligin en iyi futbol oynayan takımı ve şampiyon olacak seviyedeler

Geçtiğimiz sezon için "puan baremi" çok aşağıda derken, bu sezon o barem daha da aşağı çekilecek gibi. Galatasaray, geçtiğimiz sezon 69 puanla şampiyon olmuştu. Şu an ise iş 65 puanlara doğru gidiyor sanki. Mevcut yabancı kuralının Anadolu kulüplerine iyi geldiğini ısrarla söylüyorum. Avrupa'da makas açılsa da, ülkemizde bu makas daraldı.

2003 - 2004 sezonu tadında bir karamsarlık var

Fatih Terim'in Galatasaray'da geçirmiş olduğu 10 sezondaki ligin ilk 12 hafta performansları ele alındığında en kötü sezonunu yaşıyoruz. O sezonlara oranla puan olarak aşağıda kaldık ama son dönemde ligdeki genel puan durumu düştüğü için zirve yarışında devam ediyoruz. Yine de geçen 10 sezon içerisinde "en güçlülerden biri" dediğimiz şu kadronun bulunduğu nokta kabul edilemez.

Muslera'nın arkasında çok uzun zaman sonra iyi bir kalecimiz daha var

Nadir pozitif yanları konuşmaya devam ediyoruz. Okan Kocuk da pozitif isimlerden biri işte. Muslera'nın yokluğunda "karalar bağlamaya" alışmışız. Çok istikrarlı, yüzde 1 oynama ihtimali olduğu ortamda bile sahaya çıkan bir futbolcu. Yokluğuna alışık değiliz yani. Nadiren de olsa olmadığı maçlar oluyor ve yaşadığımız sıkıntılar dün gibi aklımda.

Ömer Bayram / Emre Taşdemir gibi isimlerin gösterdiği efora da üzülüyorum

Katılmadığım bir eleştiri var. Ömer Bayram temelinde konuşulsa da birçok isim bu kapsama alınıyor ve "aslında kötü futbolcular" oldukları üzerinden yorum yapılıyor. Ömer Bayram, ön planda olan isim olduğu için de onun üzerinden konuşuluyor. Atlanılan nokta ise "mevcut" üzerinden yorum yapmamak. Kapasite dahilinde konuşuyor ve beğeniyi dile getiriyoruz. Daha hareketli oyun adına mecbursun çünkü, 2. bir isimle ikame edemiyorsun.

Podolski, benim için futbolu Euro 2016 bittiğinde bırakmıştı zaten

Podolski'nin kariyer finalini beğeniyorum. Saha içinden mümkün olduğunca uzaklaştı ve kariyeri adına kalan son detayları gerçekleştiriyor. Benim için futbolu da Euro 2016 bittiğinde bırakmıştı. Galatasaray'a gelme nedeni de Euro 2016'ya hazır olmaktı. Löw'ün bu yönde bir isteği olmuştu ve o da Şampiyonlar Ligi seviyesinde garanti olarak oynayacağı takıma geldi.

Galatasaray'ın böyle lüksleri olmamalı

Transferde karavana atıyoruz ve böyle lükslerimiz olmamalı. Maalesef ki Fatih Hoca'nın da bunda büyük payı var. Bu kadroyu kuran kendisi ve sezon başında transferler geldiğinde hepimiz oldukça heyecanlıydık. Falcao, Seri, Nzonzi gibi isimlerle coşmuyor muyduk? İyi futbolcular çünkü, kariyer ve kaliteleri ortada.

Bir dünya derdimiz var ama Arda Turan konuşmak zorunda kalıyoruz

Fatih Terim / Arda Turan ilişkisinin arasına girmem ve bu konuda bir yorum yapmam. Hoca affeder, affetmez, kendisini ilgilendirir. Arda Turan'ı Galatasaray'da görmek istemeyen biriyim sadece, bu forma altına yeniden girebilme düşüncesi dahi beni üzüyor. Maalesef Fatih Hoca da buna çanak tuttu gibi, şu yoruma bakar mısınız.

Galatasaray 0-1 Başakşehir, yine bir rakibe pozisyon vermedik söylemi

Pas takımı olacağız diyerek sezon başında "pas oyununa" yönelik hamleler yapıldı ve tutmadı bu. Sonra "pres oyununa" döndük, bu sefer de pres oyunu oynamak için elde yeteri alternatif kalmadı. Pres oyununa geçince de Seri ve Nzonzi gibi isimler taca çıkmış oluyor. Galatasaray'ın böyle lüksleri olmamalı diye düşünüyorum. Biz aslında sezon başında kaybettik ve transfer stratejisinde Fatih Hoca belki de geri dönülemeyecek bir hata yaptı.

En sakatlanmaması gereken isim sakatlandı, üstelik sezonu kapatarak

En sakatlanmaması gereken isim sakatlandı, üstelik sezonu kapatarak. Güçlü isim, mutlaka geri dönecek ama bu sezon adına tüm planları değiştirecek bir gelişme. Bu sakatlıkların da en olmadık yerlerde yaşanması beni üzüyor. Milli Takım'da, bin bir ihmal kaynaklı yaşanan sakatlık. Pazartesi sakatlanıyor, perşembe günü geri dönüyor. Sakatlığı yaşadığında da dize buz tutuluyor, adam ayakta geziyor.

Kritik eşiğe gelmiş bulunmaktayız

Kritik eşiğe gelmiş bulunmaktayız. Başakşehir - Club Brugge - Trabzonspor maç üçgeninin sezonun kalanı adına kaderimizi tayin edeceğini söyleyebilirim. Bu sezon "büyük maç" performansımız iyi değil. Bu yüzden de Başakşehir karşısında döngüyü değiştirmeli ve kazanmalıyız. Geçen sezonlardaki final maçları performansımız oldukça iyiydi. O görüntüyü tekrar hatırlamak gerekiyor.

Transfer süreci de böyle değil miydi?

Bu bilinmezlik devam ettiği sürece Falcao konusu konuşulmaya devam edecek. Görünen o ki, sahaya çıkıp, gollerini atana kadar da bu gündemi kapatmayacağız. Hala bilinmezlik var. Sakatlığıyla alakalı kulüpten gerçek anlamda bir açıklama göremedik. Türkiye'ye geliyor, sonra İspanya'ya dönüyor, ne zaman sahalara döner ya da bu sorun neden kaynaklandı kimse bilmiyor. Bilmediği için de "farklı senaryolar" üretilebiliyor. Senaryo üretene de neden diyemem, şu ortamda yapabileceği bir şey yok. Kimse çıkıp yalanlamıyor da.

Kazımcan Karataş & Galatasaray, scout ayağını biraz ülke içine de kırmalı

Transferle alakalı çıkan haberler güzel. Doğru bir tarz var çünkü. Genç isimler adına da böyle, takımı biraz daha tempo sahibi yapmak adına konuşulan isimler için de. Altay'lı Kazımcan Karataş'ın adı da Galatasaray'la anılıyordu. Altay Sportif Direktör'ünün yaptığı açıklamaya bakınca da bu konu resmiyet kazanmış gibi. 

Mert Hakan Yandaş & Galatasaray, günümüz futbolunun istediği özellikleri karşılıyor

Sezon sonunda sözleşmesi bitecek olan bazı yerliler adına genel bir yorum yapmıştım. Şimdi işin biraz daha derinine inelim derim, transferlerle alakalı haberler de gelmeye başlamışken. Sivasspor forması giyen Mert Hakan Yandaş ve Emre Kılınç da listenin üst sıralarında yer alıyor. Bu hamleler adına yaz ayları da beklenmeyebilir.

Tottenham, Mourinho'yla birlikte ne denli kabuk değiştirecek?

Gerçek anlamda bir "taht oyunları". Pochettino'nun ayrılığına ihtimal vermediğim gibi, onun Mourinho uğruna gönderildiğine hala inanamıyorum. Mourinho / Tottenham durumunu hala kafamda oturtamamış olsam da adam ilk idmanına çıktı bile. Futbolda olmaz diye bir şey yok. Özellikle de duygusallığa hiç yer kalmadı.

Leicester City forması giyen Kelechi Iheanacho da bu örneğe uygun bir isim

Transferde gündem maddeleri her gün değişiyor. Sezon başlarken, Ocak ayı için forvet transferi konuşacağımızı hiç tahmin etmezdik. Falcao vardı, üstüne beklemediğimiz bir hamle olan Andone geldi ve Babel'i de bu pozisyonda düşünmek mümkündü. Adem Büyük'ü dahi beklentinin üzerinde katkı veriyorken de forvet konuşmayız diye düşünüyordum. 

Pochettino'yu kovduran hayat bize neler yapmaz ki

Pochettino'yu "kovduran" hayat bize neler yapmaz ki. Yıllarca Pochettino'nun Tottenham'a duyduğu aidiyeti konuştuk durduk. Nice teklifleri reddetti ve diğer büyük takımlara oranla daha zor şartlarda yola devam etti. Geçen sezon transfer yapmadılar mesela ve o takıma Şampiyonlar Ligi finali oynattı. Premier Lig'de ilk 4'ün dışına çıkmıyordu. Şu tabloda ne bekliyorlardı ki?

Lemina'nın da olağan sakatlıklarının bu süreye denk gelmesi kötü bir gelişme

Lemina, tam bir ateşten gömlek. Sahada kaldığında takımın en iyilerinden biri ve farkını ortaya koyuyor. Sorun şu ki istikrarlı şekilde sahada kalamıyor. Bir anlamda kariyerinin de özeti. Birkaç maç var, birkaç maç yok şeklinde ilerleyen bir görüntü. Bu yüzden de Lemina'nın sakatlar kervanına katılmış olması sürpriz değil.

Sol bek durumu Ocak ayında cevap bulması gereken 1 numaralı soru

Galatasaray'daki sol bek durumu Ocak ayında cevap bulması gereken 1 numaralı soru. Nagatomo ve Mariano'yla yolların ayrılmasını kesin olarak bekliyorum. Linnes / Şener Özbayraklı rotasyonunda sağ bek idare etse de sol bek adına kalitenin yükselmesi gerekiyor. Ömer Bayram'ı artık sol bek olarak görmüyorum, geriye de kalan isim Emre Taşdemir. Süleyman Luş gibi bir ismi beklesek de erken gibi. O pozisyon mutlaka transfer istiyor.

Luyindama için ekstra üzülürüm, son haftaların yükselen ismiydi

Trabzonspor'da futbolcuların yaşadığı sakatlıklar kaynaklı "şanssızlar" tanımını yapıyorduk. Şimdi aynı durum Galatasaray'a da sıçradı gibi. Özellikle de bu Milli Takım döneminde Muslera da dahil olmak üzere futbolcularımız sakatlanıyor. Son halka da Luyindama oldu. Sakatlandı ve sedyeyle oyundan alındı. Sonrasında dizine buz bağlamış şekilde kenara gelse de işin içine "diz" girince korkuyoruz. Andone'nin yaşadığı sakatlık malum.

Erencan Yardımcı oynasın gerekirse, fırsat geldi

Neden korkuyorsam, korktuğum şey bir şekilde başıma geliyor. Bu sabah yazmıştım, forvetteki sakatlıklar umarım 3-5-2'nin önünü tıkamaz diye. Babel / Adem Büyük ikilisiyle bir şekilde Ocak ayını görürüz diye düşünüyordum ki Babel'den de sakatlık haberi geldi. Durumunu bilmiyorum tabii, sadece sol dizinde problem olduğu söylendi. İstanbul'daki kontrollerin ardından daha sağlıklı bilgi sahibi oluruz.

Milli Takım havuzunda bir isim ve Euro 2020 elemeleri sürecinde de iyi iş çıkardı

Kenan Karaman'ın ismi de Galatasaray'la sıklıkla anılıyor. Yerli kalitesini yaz aylarında da oldukça yükseltmiştik ve bu durum devam edecek gibi. Havuza bakınca da alınabilecek yerli isimler arasında Kenan Karaman ismi öne çıkıyor. Kenan Karaman'ın da Türkiye'ye transfer olabileceği yönünde açıklamaları olunca ihtimal yükseliyor.

Forvetteki sakatlıkları düşününce 3-5-2'den vazgeçilmesinden çok korkuyorum

Forvetteki sakatlıkları düşününce 3-5-2'den vazgeçilmesinden çok korkuyorum. Babel ve Adem Büyük, elimizde kalan alternatifler ki umarım birbirlerini yedeklemezler. Olası bir 4-3-3 / 4-1-4-1'e dönüş durumu Galatasaray'ı geriye atacaktır. Orta sahada oynaması gereken profilleri bulduk, biraz daha tempo yapar olduk ama 3-5-2'nin artıları çok daha fazlaydı.

Andorra 0-2 Türkiye, yeni isimler üzerinden konuşulması gereken bir maç

Maç üzerine yazılabilecek çok fazla bir şey yok. Grup liderliğinde o kadar da iddiamız olmadığını İzlanda maçında görmüştük. Andorra karşısına da yedek ve genç ağırlıklı bir kadroyla çıkarak doğru yaptık. Çoğu isim ilk kez Milli oldu, ayrıca Ahmed Kutucu gibi yeni kazanımlar da var. Kilit erken açılınca da skoru bulduk, sonrası rölanti halindeydi.

Yunus Mallı için en çok konuşulan takım ise Galatasaray

Yunus Mallı'nın ismi Ocak transfer dönemi için sıklıkla anılıyor. Bu sezon Wolfsburg formasıyla bulabildiği dakika sayısı sadece 24. İyice gözden düştü ve takımdan ayrılma isteğini o da dile getiriyor. Geçen sezon da aslında düşüşün emarelerini veriyordu. Sadece 1 gol 2 asisti vardı ve 21 maça çıksa da dakikaları oldukça azdı.

Falcao'nun süreci can sıkıcı, beni asıl üzen ise Andone'nin durumu

Falcao'dan umudu kestim, hatta yokmuş gibi hareket ediyorum. Son açıklamaya bakınca bir kez daha İspanya'ya gidecek ve ligin ilk yarısını kapattığını düşünüyorum. Başakşehir - Club Brugge - Trabzonspor üçgeninde oynamayacaksa da ligin ilk yarısında oynamasın zaten. Eğer Ocak ayı kampına katılabilirse yeni bir transfer gözüyle bakar, sürpriz deriz.

Ahmed Kutucu da Ozan Kabak gibi formayı aldığında bir daha bırakmayacaktır

Ne kadar iyi bir kadromuz olsa da işin forvet tarafında kalite o kadar yüksek değildi. Forvet konusundaki umut dolu taraf da alttan Ahmed Kutucu ve Halil İbrahim Dervişoğlu gibi gençlerin geliyor olması. Burada da sıklıkla değiniyordum. Bu isimleri bir an önce A Milli yapmak ve olası Milli Takım değişikliğinin önünü kapatmak lazım.

Tomas'ı yerlinin yabancısı diye görüyorum

Bülent Korkmaz'ın ayrılığı üzerine yazdığım yerdeyim. Yaşanmaması gereken bir ayrılık olduğuna inanıyordum ve geçen 1.5 yılda önemli bir başarı vardı. Bülent Korkmaz sonrası da Antalyaspor'un ciddi düşme adaylarından biri olabileceğine inanıyordum. Onlardan beklentim daha "klişe" bir teknik adamı takımın başında getirmeleriydi. Farklı hareket ettiler ve yeni bir isim tercih ettiler. Cesur ve doğru bir hareket bence.

Samsunspor onun yuvası ve ayağa kalkacaksa daha iyi bir adres yok

Samsunspor'un yeni profesyonel düzeninde oldukça umutluydum. 2. Lig şartlarına göre ciddi yatırım ve vizyon gösteriliyordu. Geçen sezon 1. Lig'e çıkamamak hayal kırıklığıydı. Bu sezon da yatırımı kesmediler ve İrfan Buz dönemi de oldukça ümit veriyordu. O da olmadı derken, bir an önce üst lige adım atabilmek adına uzun vadeli düşünceler kısıldı gibi.

Şampiyonlar Ligi kadrosu durumu biraz daha karışık

Rotasyon halinde dahi şans bulamayan isimlerden biri. Kamp dönemindeki görüntüsü umut vermişti ve sezona da kötü girmediğine inanıyordum. Kadro genişledikçe doğal olarak kesildi ama bir türlü ona dönmedik. Şampiyonlar Ligi kadrosuna da dahil olmayınca iyice ortadan kayboldu. İsveç Basını'na bu konuyla yapmış olduğu açıklamanın üzerine konuşalım.

Hesap yapmadık, şu kaybederse, burada kazanırsak, şu gol atarsa gibi düşünceler yok

Avrupa Şampiyonası'na katılma hakkını "rahatlıkla" aldık dedikten sonra bazı eleştiriler geldi. İzlanda'yla oynanan son maça çok odaklanıldı belki de. Ya da turnuva öncesi ne düşündüğümüz unutuldu ve elemelerde geldiğimiz nokta neticesinde beklentiler değişti. Turnuva öncesine dönüyorum ben, amacımız şu zor grupta kalifiye olabilmekti. Bunu da başardık.

İyiler içerisinden en iyileri bulmaya çalışmak çok keyifli

Euro 2020 elemelerini bütünüyle düşündüğümüzde Türkiye adına öne çıkan birçok futbolcu oldu. Şu isim kötüydü diyebileceğimiz bir isim de yok gibiydi. Sahada olan herkes elinden gelenin fazlasını yaptı ve Avrupa Şampiyonası'na gidiyoruz. Belki de tarihin en iyi Milli Takım jenerasyonlarından birini yakalasak da maalesef forvet kalitemiz ekibin aşağısında kalıyor. Tek sorunumuz da bu aslında, orada istikrar yok.

Türkiye 0-0 İzlanda, Avrupa Şampiyonası'nda da iddiamız güçlü olacak

Tüm takıma ve şu potansiyelli takımın keyfini bizlere yaşatan Şenol Güneş'e tebrikler. Kavgadan, dövüşten, kaostan uzaklarda, sadece oynadığı futbolla ve potansiyeliyle konuşulan bir Milli Takım izliyoruz. Kağıt üzerinde zor bir gruptan, bana göre rahatlıkla çıkıyoruz. Bu takım çok daha fazlasını da vaat ediyor. Genç ve potansiyeli yüksek bir takımız. Avrupa Şampiyonası'nda da iddiamız güçlü olacak.

Bu yorumun ardından Ocak ayında ne kazanmayı bekliyorsunuz?

Diagne konusundaki hata devam ediyor. 5 ay önce 10 milyon avro verip aldıkları ve Türkiye Ligi'nde oynadığı 45 maçta 42 gol atan adamı nasıl yerin dibine soktuklarını izlemiştik. Taraftar da buna çanak tuttu maalesef ve Diagne gibi bir isimden beklediğimizi alamadık. Fenerbahçe ve Trabzonspor'un yaptıkları ortada, nasıl futbolcu sattıkları.

Orta saha kurgusu, oynayan isimler de sık sık değişiyor

Nzonzi'nin de son haftalarda düşüş yaşadığını kabul etmek lazım. Özellikle de Beşiktaş / Real Madrid maçlarındaki görüntüsü hiç iyi değildi. Galatasaray'a geldiğinde iyi başlayan ve istikrarla devam eden bir futbolcuydu. Bu dalgalanmayı beklemesem de doğal görüyorum. Takım halinde iyi değiliz ve o da bir noktada takıma uydu. Orta saha kurgusu, oynayan isimler de sık sık değişiyor. Haliyle de uyum sağlamak kolay değil.