Ödenen yüksek bonservisin ihalesi futbolcuya mı bırakılmalı?

Diagne konusunda dönem dönem fikir ayrılıkları yaşandı. Hayal kırıklığı olduğunu iddia eden de oldu, hakkının yeterince teslim edilmediğine de. Ödenen bonservis o kadar büyüktü ki, beklenti de doğal olarak arşa çıktı. Burada tartışılması gereken, bu bonservis üzerinden mi futbolcuyu konuşalım. Daha doğrusu, bu bonservisin verilmesi onun suçu mu? Öyle bir beklenti oluşturuldu ki, hayal kırıklığı diyenlerin de haklı oldukları noktalar vardı.

36 yaşında da eminim ki bu katkıyı verecek

Mertens, o kadar istikrarlı devam ediyordu ki, sakatlanma ihtimali hiç aklıma dahi gelmiyordu. Kampta oynanan hazırlık maçlarında, hafif sakatlığından ötürü oynatılmadı. İstanbul'daki hazırlık maçında onu izleyebiliriz. En olmadı, Kasımpaşa maçında zaten sahada olacaktır. 35 yaşında olmasına karşın, takımın en eforlu isimlerinden biri olduğunu ısrarla yazıyoruz. Tempo çok yüksek, hareketli ve yeni pozisyonu da böyle oynaması gerektiğini söylüyor.

Paul Pogba & Galatasaray, kumarın da kumarı

Pogba'nın düşüşü, öyle böyle bir düşüş değil. Bu sezon henüz süre almadı ve hazırlık kampından bu yana sakat. Yakın geçmişine dönünce de, Pogba'yla alakalı konuşabileceğimiz tek şey sakatlıkları oluyor. Sayısını dahi hatırlayamadığım, irili ufaklı tonla sakatlığı var. Sezonların yarısını, hatta ondan dahi fazlasını kaçırdığı dönemler oldu. Manchester United'e giderken, orta saha adına "en iyisi" olmasını bekliyorduk. Manchester United kariyeri de beklenilen düzeyde ilerledi diyemeyiz.

Son bir şans diyerek, bu futbolcu her maç sahaya çıktığında umutlanıyoruz

Alanyaspor maçının 11'inde, Yusuf Demir'i gördüğümde mutlu oldum. Son bir şans diyerek, bu futbolcu her maç sahaya çıktığında umutlanıyoruz. Keşke şu şansları iyi değerlendirse de, alternatif olarak onu konuşabilsek. Şu an "wonderkid" adı altında 10 numara arayışları varsa, biraz da Yusuf Demir'in hayal kırıklığı üzerinden. Futbolcuyu silip atmıyorum, yanlış anlamayın. Umudu da kesmedim ama şu Galatasaray içerisinde maalesef yeri yok.

Bu asimetrik düzen, biraz da presi daha da yükseltmek adınaydı

2. yarıda daha önce görmediğimiz, farklı bir düzen vardı. Asimetrik bir 5'li savunma izledik. Barış Alper Yılmaz sağda "kanat bek" gibiydi. Boey de sağ stoper / ön libero gibi oynadı. Kerem Aktürkoğlu sol kanat, Adekugbe ise sol bekti. İşin asimetrik yanı sağda. Boey / Adekugbe, bir arada oynadığında ortaya çıkacak görüntüyü merak ediyordum. 2 futbolcu da muazzam atlet ve tempolu. İzlediğimiz görüntü ise, hiç beklemediğimiz yerden.

Saf kalite, attığı golün tanımı

Zaniolo'nun katacağı kaliteyi, futbolcuyu izlemeden de biliyorduk. İzlememekten kastım, Galatasaray forması altında. Yeniden ayağa kalkmak için geldiği Galatasaray'da, bir anda kendini hedefin içinde buldu. İyi bir takım içerisinde ve o da kalitesini konuşturacak. Bir an önce hazır olmak için çalışıyor. Kasımpaşa maçında 11'de izleriz diye bekliyorum. Alanyaspor maçında az süre alsa da, iç sahada oynayacağımız hazırlık maçında daha uzun süre izleriz.

Alanyaspor 2-4 Galatasaray, 2. yarının muazzam temposu

2. yarıda takıma atletizm ve hareket katınca, daha da önemlisi, Oliveira gibi bir oyun kurucuyla bambaşka futbol. İlk yarıdaki temel sıkıntı, herhangi bir oyun kurucunun olmaması. Icardi'yi hiç besleyemedik. Yusuf Demir kayıp, Midtsjö sakatlanana kadar sahada bile değil. Torreira'nin yönlendirdiği hücumlarla da ancak o kadar oynayabilirdin. Kazımcan Karataş'ın iyi dönüşüyle, Rashica'nın biraz hareketlenmesiyle, ancak o kanattan gelebildin ilk yarıda. O da yetersizdi.

Şampiyon olarak uğurlarsak da, bu başarıda ciddi emeği olarak bırakacak

Dün sabah, Gomis ile alakalı "sezon sonu futbolu bırakacak" gibi bir haber vardı. Gomis bunu gün içinde yalanladı tabi. Haber çıktığında da, futbolu bırakacağını düşünmüyordur diye yazmıştım. Fransa Ligi'ne dönebilir ya da yeni bir Suudi Arabistan kariyeri başlatabilir. En az 2 yılı daha vardır ve gittiği yerde de mutlaka katkısını verir. Şampiyonluğu bekliyoruz, bu başarıda da çok ciddi emeği var. En kritik zamanlarda attığı gollerle de, yaptığı liderlikle de.

Yunus Akgün'ün forvet arkası oynadığı maçı konuşmak isterdim

Pendikspor'la oynanan hazırlık maçını izleyebilsek, Yunus Akgün'ün performansı üstüne konuşmak isterdim. Çünkü "forvet arkası" gibi oynamış ve Mertens'in alternatifine dönüşmesini bekliyordum. Kendisi adına da sanki en doğru mevki orası olacak. Mevcut rotasyona bakınca da bu durum böyle. Sağ kanada Zaniolo geldi, arkasında Rashica var. Mertens'in arkasında ise Mata. O pozisyon için transfer konuşulsa da, Yunus Akgün'ün de önü açılabilir.

Tozlanmış parçalı #35; Emre Güngör

Galatasaray'da "ara transfer" dosyasını açsak ve en iyileri konuşsak, onca iddialı ismin ardında gibi görünen ama "nokta atış" olmuş Emre Güngör'ü de anmak gerekir. 2007 / 2008 sezonu Ocak ayında Galatasaray'a katılmış ve kazanılan şampiyonlukta önemli bir rol oynamıştı. Servet Çetin / Emre Güngör tandemi de kendisini yaz dönemi Euro 2008'e kadar taşımıştı. Emre Güngör'ün daha uzun bir Galatasaray kariyeri olmasını isterdim de, sakatlıklar yakasını bir türlü bırakmadı.

Renato Sanches & Galatasaray, bu aralar çok fazla transfer yazısı yazıyoruz

Bu aralar çok fazla transfer yazısı yazar olduk. Bu yazılar da ağırlıklı olarak yeni sezon için. Yeni sezonun kadrosu oluşturulmaya çalışılıyor ve yaz dönemi bazı satışlar bekleniyor. Bu satışlarla da ciddi bir bonservis geliri elde edileceğini düşünüyoruz. Çıta malum, transferde çok büyük işler başarıldı. Yaz dönemi de kaldıkları yerden devam edeceklerdir. Her yaş grubundan, kaliteli transferler bekliyorum. Şampiyonlar Ligi söz konusu olunca, iddialı kiralamalar da gündeme gelecektir.

Görünen o ki, bu dönem potansiyelli bir 10 numara transferi gelecek

Zakharyan'la başladı bu süreç. Giannis Konstantelias'i konuştuk sonrasında. Şimdi de, Sparta Prag'dan Adam Karabec ve Dinamo Zagreb'den Martin Baturina isimleri medyaya yansıdı. Görünen o ki, bu dönem potansiyelli bir 10 numara transferi gelecek. Yeni scout ekibinden bahsediliyordu. Bu isimler de o kaynaktan çıktı deniliyor. Yeni "scout" yapılanmasını da bir ara konuşmak lazım. Mevcut bir ekip vardı zaten, şimdi yeni bir ekip daha geldi. Erden Timur, işin temelini değiştiriyor. Altyapı, scout.

Zaniolo, transfer olduğu günden bu yana müthiş bir duyarlılık gösteriyor

Zaniolo, transfer olduğu günden bu yana müthiş bir duyarlılık gösteriyor. Transferi duyurulmadı, hiçbir özel isteği olmadı. Sessizce geldi ve idmanlarını yapıyor. O kadar büyük bir transfer ki aslında, ne kadar konuşsak az. Zaniolo söz konusu olunca, ısrarla yazma isteğim oluyor. Muhammed Emin Özkan'ın Zaniolo paylaşımını unutamayız. Zaniolo da bunu unutmadığı için, 17 numarayı seçti. Muhammed Emin Özkan'ın babası geçtiğimiz günlerde kamp yaptığımız otele geldi ve bu fotoğrafı verdiler.

Gün sonunda ne oldu dersek, bu fotoğraf işte

Twitter'da biri vardı, Boey'e kafayı takmış. Sezon öncesi diyordu ki, Rogon'a geçtikten sonra Fenerbahçe ile görüştüler, oraya gitmek istiyor. Bu yüzden saldı, kadro dışı bırakıldı. Gün sonunda ne oldu derseniz, ligin en iyi sağ bek performansını izledik. Boey'in bir sakatlığı var şu an ve yeni yeni geri dönüyor. Bu durum ise geç ortaya çıktı, bilmiyorduk yani. Twitter'daki o arkadaş ise, Boey'in ailevi nedenleri öne sürerek, apar topar Fransa'ya gittiğini ve ayrılmak istediğini yazıyorduk. Gün sonunda ne oldu dersek, bu fotoğraf işte.

Sadece Beşiktaş bitti değil mi, Fenerbahçe zaten ilgilenmiyordu bu futbolcuyla

Yağız Sabuncuoğlu algısı diye bir şey var. Adekugbe transferi ile alakalı, Galatasaray'ın bu işten kazanç sağladığını anlatmaya çalıştığı konuya girmek dahi istemiyorum. Madem bu futbolcular oynayabilecek durumda, neden takımları ligden çekildi, orada burada oynayabilirlerdi maçlarını dahi dedi. Bunu Volkan Demirel'in yüzüne söylese ya. Bunlar çirkin konular, oraya girmeyeceğim. Abdülkerim Bardakcı ile alakalı yorumu bana ilginç geldi. Daha doğrusu, her fırsatta Fenerbahçe'ye toz kondurmaması.

Erik Botheim için fırsat kokusu var

Erik Botheim'i yaz döneminin başlarında konuşmuştuk. Bayağı ilgilenildi hatta. O dönem transferi konusunda bazı sıkıntılar vardı. Krasnodar ile sözleşmesi fesih edilirken, ucunda büyük tazminat olabilir deniyordu. Gördük ki olmadı. Salernitana bu transferi güle oynaya bitirdi. Biz de o dönem, Seferovic'i kiralık olarak transfer etmiştik. Botheim'in Salernitana günleri parlak geçmemekte. 16 maçta sadece 1 gol 1 asisti var, son haftalarda da süre dahi alamıyor. Öncesinde de rotasyonda dolanıyordu.

Giresunspor maçında attığı gol, onun kalitesine yönelik en önemli göstergeydi

Trabzonspor maçındaki mesafe kat etme istatistiklerine bakınca, ilk 2 sırada Dubois ve Boey var. Dubois, 12.6 km ile maçın en çok mesafe kat eden futbolcusu. Dubois ile alakalı sık sık konuştuk. Transfer edildiği gün beklenti başkaydı, bugün ise bambaşka bir açığı kapatmak durumunda kaldı. Sezon öncesi sakatlık yaşadı, o arayı da Boey iyi değerlendirdi ve yükselerek devam etti. Dubois de doğal olarak geri planda kaldı.

Yeni bir şeyler denendi belli ki

Gençlerbirliği ve Pendikspor ile oynanan maçların keşke yayını olsaydı da izleseydik. Basına ve taraftara kapalı şekilde bu maçlar oynandı. Yeni bir şeyler denendi belli ki. Şu an için gizli kalması isteniyor olabilir. İzlemediğim maçlar üzerine yorum yapmak imkansız da, ancak oynayan 11'ler üzerinden bir şeyler yazabilirim. Gençlerbirliği maçında, 3'lü savuma gibi ilginç bir detay olabilir mesela. Ya da stoperlerden birini sağ bek gibi mi oynattık?

Mahmoud Dahoud & Galatasaray, bu sefer ismi ben yazmak istedim

Bu isim henüz medyada yer almadı da, ben yine de yazmak istedim. Biraz da Galatasaray'a yakıştırdığım için. Hatırlayın, Naby Keita gündemi vardı ve bu transferi konuşuyorduk. Konuşma nedenimiz de, orta sahanın merkezinde, topla dripling özelliği olan bir orta saha eksikliği. 8 numara alternatifi yok derken, orta saha rotasyonumuzda olmayan bir profil üstünden düşünüyorduk. Mahmoud Dahoud adına fırsat oluşur mu diye düşünmekteyim. Bugün için değil tabi, yaz dönemi adına.

Hücum tarafında paylaşılan birçok istatistikte, Galatasaraylı futbolcular üst sıralarda

Comparisonator Türkçe 'nin paylaşmış olduğu istatistikler değerli. Hücum tarafında paylaşılan birçok istatistikte de, Galatasaraylı futbolcular üst sıralarda. Galatasaray hücumundaki temel sıkıntının "bitiricilik" olduğunu söylüyorduk. Icardi devreye girince, o sorun da ortadan kalktı. Zaniolo transferiyle de birlikte, hücumdaki eksik parçayı tamamlamış oluyoruz. Kaliteli ayaklarımız var ve iyi bir düzen içerisinde büyüyorlar. Okan Hoca'nın hakkını her fırsatta vermeliyiz.

Giannis Konstantelias & Galatasaray, genç potansiyel arayışı

Zakharyan muhabbeti gerçekten de sıktı. Uğraşıldı mutlaka da, kulübü belli ki peşin parada diretti. Bunu da şu an için sağlamak imkansız. Transfer edilse mutlaka önemli bir yatırım olacaktı. O olmadı diye de kapıları kapatmamak gerekiyor. Mutlaka farklı alternatifler vardır ve yatırım adı altında "bonservis ödemesi" görecek gibiyiz. Paok forması giyen Giannis Konstantelias için Galatasaray'ın teklif yaptığı yazılıyor. 

Henüz Galatasaray formasıyla izleyemeden, yeni sezon transferini konuşur olduk

Zaniolo'yu henüz Galatasaray formasıyla izleyemeden, yeni sezon transferini konuşur olduk. İtalya Basını iddiaları bu yönde. Milan ve Inter'in yaz dönemi için Zaniolo'yu takip ettikleri söyleniyor. Milan Sportif Direktörü Maldini'nin, ara transferin son anına kadar kendilerini beklediği için teşekkür ettiği dahi yazıldı. Galatasaray'ın bu futbolcuyu transfer etmek istemesiyle, Milan'ın istemesi ayrı. Roma doğal olarak rakibine futbolcuyu bırakmak istemiyor. Haliyle de fiyat yükseliyor.

Hazırlık maçlarını ilgiyle takip edeceğiz

Baran Aksaka harici takım kadro kamp yapılacak. Baran Aksaka'nın sakatlığından bahsediliyor da, tam bilgi nedir bilmiyorum. Bir ara da, Metehan Baltacı ile birlikte Manisa FK'ya kiralanacağı söylense de o konudan ses çıkmadı. O da mevcut gençlerimiz içerisinde en değerlilerinden. 20 yaşına geldi tabi, artık oynaması gerekiyor. Keşke oynayabileceği bir takıma kiralansa da gelişimi gözlense. Hazır transfer dönemi de uzatılmışken. 

Rashica'nın bonservisini dün alıyorduk, bugün ise almıyoruz

Dünkü düşünce ile bugün bir olmuyor. Galatasaray'ın yakaladığı müthiş galibiyet serisinin Dünya Kupası öncesi ayağında "Rashica" baş aktörlerden biriydi. Onun 11'e dahil olmasıyla, hücumdaki o eksik parça tamamlanmış gibiydi. O günlerde "mutlaka bonservisi alınmalı" tarzında yorumlar yapıyorduk. Öyle bir tarz ki, iyi gününde ligin dinamiklerine uygun. İyi günleri istikrarlı devam etmedi, sıkıntı da bu. Dünya Kupası sonrası ciddi anlamda düştü ve hala da toparlanamadı.

Avrupa faktörü olsa, Alexis Sanchez transferi de gerçekleşmişti

Yaz döneminde 2 farklı büyük transfer harekatı vardı. İlki Mertens / Torreira uçağı, 2.'si de son gün gerçekleşen transfer harekatı. İlk transfer harekatında, Alexis Sanchez de yer alabilirdi. İkna etmek adına çok çabalandı. Arda Turan, Hakan Çalhanoğlu gibi isimler de bu transfer için uğraştı ama olmadı. Arda Turan'ın dediğine göre, Avrupa faktörü olsa bu transfer gerçekleşirdi. Avrupa Kupalarında yer alamamak, bazı büyük transferleri gerçekleştirmeye engel.

Paulo Dybala & Galatasaray, imkansız diyemiyorsun

Öyle transferler gerçekleşiyor ki, çıkan bazı isimlere "imkansız" diyemiyorsun. Dybala ile alakalı da, yeni sezon üzerinden düşünce olduğu yazılıyordu. Menajerler önermiş, Dybala da Şampiyonlar Ligi'nde yer alan bir takımda devam etmek istiyor gibi haberler okuyoruz. Roma da Şampiyonlar Ligi hakkı kazanabilir, Serie A'da 5. durumdalar ve lig 2.'si ile aralarındaki fark sadece 3. Dybala da kendisi adına iyi bir sezon geçiriyor.

Galatasaray'dan bir İsmail Çipe geçti

İsmail Çipe'nin Boluspor'a transfer olduğunu öğrenince "hala Galatasaray'da mı oynuyordu" gibi sorular gelmesi doğal. Bu sezon için varlığından dahi haberim yoktu. FM kaynaklı vardı da, kendisinin yüzünü pek görmedik. Kadroda ilk andan itibaren düşünülmemesi ve idmanlarda dahi yer almaması doğal. Geçtiğimiz sezon yeni sözleşme alırken, "kulübeye kavga anlarında koruma lazımdı" diye ironi yapmıştım. Kendisini görebildiğimiz tek an oydu çünkü.

Galatasaray'ın transfer stratejisi, sadece bu sezonu tamamlamaya yönelik değil

Galatasaray'ın transfer stratejisi, sadece bu sezonu tamamlamaya yönelik değil. Şampiyonluk bekleniyor, oldukça da şanslıyız. Şampiyonluk gelirse de, Şampiyonlar Ligi ön elemeleri için sezonu erken açman gerekecek. 3 tane ön eleme ufukta görülüyor ve yaz dönemi transferi için de zamanın geniş olmuyor. Doğal olarak, olabildiğince güçlü şekilde ön elemelerde yer almak zorundasın. Bunu düşünerek, hamleler bugünden ilerletiliyor.

Senin nasıl bir futbol oynadığın, futbolcuya ne denli dokunabileceğin önemli

Bazı karşılaştırmalar yapılırken, futbolcunun oynadığı takım ve oynadıkları futbol gibi etmenler de göze alınmalı. Ya da senin nasıl bir futbol oynadığın, futbolcuya ne denli dokunabileceğin. Adekugbe ile alakalı üst düzey beklentilerim olmasa da, Kazımcan Karataş ve Emre Taşdemir'in gerisinde diye yazılan yorumlara da katılmam. Bir istatistik var, 3 futbolcu birbiriyle karşılaştırılmış. Herkesin atladığı ise futbolcuların gösterdiği istikrar, hangisinin kaç maçta sahada olduğu.

Tozlanmış parçalı #34; Yaser Yıldız

Bazı "ya tutarsa" transferleri vardır. Yaser Yıldız'ın Galatasaray'a gelişi de öyleydi. Beşiktaş altyapısında oynarken, gelecek adına konuşulan isimlerden biriydi. Orada olmadı ve Galatasaray'a kadar ufak bir Anadolu turu attı. Denizlispor'a imza atmıştı mesela, onlar da bu futbolcuyu birçok takıma kiraladılar. Umudu kestiklerinde de, Kartalspor'a imza atmıştı. Kartalspor dönemi ise onun adına ufak bir kırılma noktası.

Arsen Zakharyan & Galatasaray, futbolcunun ikna olmadığı yazılıyordu

Zaniolo transferi konuşulurken, Zakharyan ismi de gündeme geldi. O sırada, Zakharyan için Chelsea gibi takımlar da anılıyordu. Zaniolo zor bir transferdi, Zakharyan da farklı benzerlikte. Rusya biraz ücra köşe oldu, Avrupa'dan koptular. Kazanılan paralar güzel de, potansiyeli olan, genç bir futbolcu için sıkıntı. Böyle bir potansiyeli Galatasaray'a getirebilmek kolay olmuyor. Bonservisi bir yana, ikna durumu diğer yana. 

Sam Adekugbe Galatasaray'da

Bu transferi gerçekleştirmek önemliydi. Beşiktaş'ın da ilgisi vardı kendisiyle. Amir'i de istiyordum ama o transferi gerçekleştirememek bize çok büyük bir eksi yazmadı. Alternatif olarak düşünüyorduk çünkü. Beşiktaş ise ilk 11'i için. Adekugbe ise direkt olarak 11 oynatabileceğin, bunu da "yerli statüsünde" gerçekleştireceğin bir futbolcu. Sol beki yerli ile geçebilmek, sezon başından bu yana üstünde durduğumuz bir konu. Sezona van Aanholt'la girsek de, devamı Kazımcan Karataş ve Emre Taşdemir'le gelmişti.

Menajer ağına uzun vadede güvenmesem de, doğru isimlerle iş yapmak gerekiyor

Doğru isimlerle çalışmak değerli. Menajer ağına uzun vadede güvenmesem de, doğru isimlerle iş yapmak gerekiyor. George Gardi de şu gün adına Galatasaray adına doğru isimlerden biri. Vizyondan ve bu doğrultuda transfer edilen iddialı futbolculardan konuşurken, George Gardi'nin de bu transferler için katkısını konuşmak lazım. Elbette işini yapıyor, parasını kazanıyor da, isim isim bakınca, hepsini bir anda transfer edebilmek gerçekten kusursuz iş.

Galatasaray'ın en önemli özelliklerinden biri

Geçtiğimiz sezon, ligi kabul edilemez bir noktada bitirmiştik. Tarihimizin en kötü sezonlarından biri. Galatasaray'ın en önemli özelliklerinden biri, çok büyük hezimetlerden sonra ayağa kalkışı. Bunu da başarabilen çok fazla takım yoktur. Bir önceki sezonu 13. bitirip, ertesi sezon şampiyonluğu kovalıyorsunuz. Bu yaz dönemi çok büyük transferler yapıldı ve takımın tüm çehresi değişti. Bir önceki sezonu 13. bitiren takıma da, bu tarz transferler yapabilmek kolay iş değil. Çok büyük iş bitiricilik ve vizyon gerektirir.

Sam Adekugbe & Galatasaray, sol beki yerliyle geçebilmek olmazsa olmazımız

Uğur Çiftçi'nin Galatasaray'a transferini uzun süre konuşmuştuk. Emre Taşdemir, Sivasspor'a gitmeyi kabul etse, bu transfer gerçekleşecekti de. Sonra bir ara sol bek gündemi rafa kalktı. Emre Taşdemir aldığı sürede fena görüntü vermemeye başlamıştı. Devamında ise çakıldı, olmayacağı anlaşıldı. Dubois'i sol beke kaydırdık, iyi katkı aldık. Götürüsü ise, 1 yabancı eksik oynamak. Yerli sol bek alternatifi biraz da bu yüzden üretilmek istendi.

Okan Hoca'nın da İtalya günlerini düşününce, verdiğimiz esinti Serie A oluyor

Galatasaray'ın hücum hattına bakalım. Zaniolo - Mertens - Kerem Aktürkoğlu ve önlerinde Icardi. Şöyle bir hücum hattını Inter ya da Milan gibi bir takımda kursan sırıtmaz. Bunu da abartmadan yazıyorum. Zaniolo, Mertens ve Icardi gibi hücumcular bu ligin fazlasında üzerinde. Aynı dönemde bir araya getirebilmen de çok zor. Torreira - Oliveira orta sahasını da düşününce, iskelet çok güçlü. Sol bek harici her mevkide, ligin en iyisine sahibiz.

Günay Güvenç & Galatasaray, önümüzdeki sezon da düşünülüyor olabilir

Günay Güvenç'in adı Galatasaray'la anılsa da, transferin mantığını o kadar da çözemedim. Muslera'nın sakatlığı uzun sürmeyecek gibi. Tabi böyle bir transfer söz konusuysa, Muslera'daki durum sanıldığından ciddi olabilir. Bu yönde bir haber ya da bilgi yok. Lige maalesef bir ara verildi ve Muslera da bu dönem içinde geri dönecek. Okan Kocuk desek, Muslera'nın olmadığı tek tük haftaları iyi geçiyor. İstanbulspor maçı iyi bir örnekti. Son dakikada maçı kurtardı.

Trabzonspor maçı sonrası, Oliveira performansını da konuşmak istiyordum

Trabzonspor maçı sonrası, Oliveira performansını da konuşmak istiyordum. Son haftalarda eleştiriliyordu çünkü. Trabzonspor maçı için de, acaba kenara alınmalı mı diye de düşünenler vardı. Oliveira'yı beğenirim, bu takımın da "onun" olduğunu düşünürüm. Onun olduğunu söyleme nedenim, oyunun merkezinde oluşu. Oliveira iyi durumdaysa, oynadığın oyun oldukça güçlü, hücumda işler istediğin gibi ilerliyor. Sallandığında ise kazanmaya devam etsek dahi oldukça zorlandık.

Galatasaray'ın bu transferi kiralık değil de, bonservisiyle birlikte gerçekleştirmesi büyük olaydır

Zaniolo transferini konuşamadık, konuşacak durumda da değildik. Biraz kafa dağıtmak adına, blog yazılarına dönmek istedim. Zaniolo transferini detaylıca konuşalım. Çok büyük bir transfer. Manchester United ya da Milan tarzı bir takım bu transferi yapsa, müthiş iş derdim. Galatasaray'ın bu transferi kiralık değil de, bonservisiyle birlikte gerçekleştirmesi büyük olaydır. 23 yaşında, iddialı ve büyük bir yetenekten bahsediyoruz.

Rotasyon içerisindeki rolü yeniden büyüdü ve oyuna girdiği anda da etki ediyor

Yunus Akgün bir noktada patlayacak. Yeni sözleşme yaptığı dönemden bu yana yükselişi devam ediyor. Rotasyon içerisindeki rolü yeniden büyüdü ve oyuna girdiği anda da etki ediyor. Sezona onunla girmiş, devamında Rashica'ya dönmüştük. Barış Alper Yılmaz da yükselince, kanat rotasyonundaki görüntü çok değişmişti. Yunus Akgün'ü yeniden kazanmaya başladık. Trabzonspor maçının 2. 45 dakikasında oyuna girdiğinde etkisi büyüktü ve geri dönüşün mimarlarından oldu.

Kaan Ayhan'ın joker özelliğinin ilk meyvesini topladık

Oynadığı süre az gibi görünse de, çok kritik bir anda oyuna girdi. Skoru korumak gerektiği anlarda, kağıt üstünde doğru hamleleri yaptık. Mertens / Kaan Ayhan, Oliveira / Midtsjö değişiklikleri doğru ve zamanlıydı. Kağıt üstü deme sebebim, Midtsjö'nin kötü futbolu. Resmen futbolu unutmuş gibi hareket ediyor. Büyük zarar yazdı ve o son anlardaki Trabzonspor baskısı da biraz da o yüzden oluştu. Oliveira kenara gelince, orta sahada fazla pas opsiyonu kalmıyor. Midtsjö'den en azından topu öne taşımasını beklerken, sahada dolaşmakla yetindi.

Icardi'yi övdüğüm en önemli nokta, gol atmaktan öte attırmaya olan odağı

Trabzonspor maçında, Icardi'nin rakip kaleyi düşündüğü çok az an var. Penaltıdan golünü attı da, kaleye 1 tane vuruşu var. Kendisini övdüğüm en önemli nokta, gol atmaktan öte "attırmaya" odağı. İlk düşüncesi "servis" yapmak ve bu işi de müthiş yapıyor. 12 lig maçında, 6. asistini yaptı. Maç içinde birkaç tane daha gollük pası vardı. Rakip ceza sahası çevresinde topla buluştuğu her an, gol ihtimali belirmiş oluyor.

Tozlanmış parçalı #33; Gökhan Zan

Memleketi için nasıl koşturduğunu gördük değil mi? Afetin ilk gününden bu yana, yardım diye haykırdı. İnternetin çekmediği, bölgeden kimseye ulaşılamayan o anlarda, herkesin sesi oldu, olmaya da devam ediyor. Gökhan Zan'ın bu haykırışları da asla unutulmayacak. Allah razı olsun, çok büyük çaba gösterdi. Futbol oynadığı dönem, yaşadığı sık sakatlıklar kaynaklı "cam adam" deniyordu ya, asıl tanım "candan adam" oluşu.

Yıllarca mücadele verdiğimiz Volkan Demirel, artık en sevdiğimiz rakibimiz

Oyunun "özünden" o kadar koptuk ki, mücadele içerisinde savrulduk gittik. Tabi biz bu durumu mücadele diye tanımladık. Başımıza gelen her kötü olay, bizi işin özüne geri döndürüyor. Bu oyunun ve rekabetin özünde de "insanlık" var. Taraf değil, birlik duygusuyla hareket edilir ve o an renkler unutulur. Bunu hatırlatan isim de Volkan Demirel oldu. Depremin ilk günü yapmış olduğu o yardım çağrısını sanırım ömür boyu unutmayacağız.

Hayata tutunma mücadelesinde, seni ayakta tutan unsurlardan biri

Galatasaray'la gurur duyuyorum. Eminim ki herkes de kendi takımlarıyla alakalı gurur doludur. Herkes, elinden gelenin en iyisini vermeye çalışıyor ve yardımlarda bulunuyor. Bu yazı yayına girerken, Galatasaray 61. yardım tırını bölgeye gönderiyordu. Sadece İstanbul'da değil, afet bölgesinde de müthiş bir koordinasyon var. O bölgede 2 depo kiralanmış, tüm ürünler de orada kategorize ediliyor. Sonra da kargo ya da kurye mantığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor.

Nicolò Zaniolo Galatasaray'da, "Işıklar içinde uyu Mehmet Emin Özkan"

Hayat devam ediyor diyeceğim de, etmiyor işte. Hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Acımız, derdimiz, sıkıntımız çok büyük. Nasıl toparlanırız da, hayatımıza devam ederiz bilmiyorum. Bu ülkenin depreme yönelik bir hazırlığı yok ve olmamaya da devam edecek gibi. Bir yerde yıkım olacak ki, ancak o şekilde harekete geçilsin. Şehir yerinde kalmadıktan, insanlarımız canından olduktan sonra, geriye ne kalıyor ki? Bazı acıların "bile bile lades" üzerinden yaşanıyor olması canımı çok sıkıyor. Depremde vefat eden tüm yurttaşlarımıza Allah'tan rağmen, kurtulan, sağ kalan ve hepimiz için de sabır dilerim. Umarım bugünler de geçer. Nasıl geçeceğini bilmiyor olsam da.

Galatasaray 2-1 Trabzonspor, gençliğimiz ve Icardi'miz var

Hava durumu, bunun zemine yansıması ve Trabzonspor maçının ağırlığı. Hepsini bir araya getirince, çok kritik galibiyet. Üstelik 0-0 değil de, 1-0 yenik durumda başladığın maçta. 1-0 nasıl geriye düştük diye sorgulamanın alemi yok, kimse bir şey anlamadı. 1-0 geriye düştükten sonra panik yapmamak ve kontrollü şekilde skoru aramak değerli. Kaliten yüksek, bunun her fırsatta altını çizeceğim. O kalite de seni, en kötü oynadığın maçta dahi önde tutarken, bu maçta iyi de oynadın.

Naby Keita & Galatasaray, 8 numara ihtiyacı elzem

Galatasaray'ın 8 numara ihtiyacı elzem. O pozisyon için net alternatif üretmek gerekiyor. Oliveira'nın arkasına bir isim derken, onun formasını tartışılacak hale getirecek bir isim de gelebilir artık. Hatta zaman zaman, 4-3-3 gibi oynamanı sağlayacak bir orta saha diyelim. Galatasaray orta sahası için temel eksiklik, Oliveira olmadığı an ne yapılacağı. Şu sıralar kötü oynuyor mesela, kenara alamıyorsun. Ya da maç içinde kenardan hamle yapamıyorsun.

Gomis'in Galatasaray'a geri dönüşünün üzerinden 1 yıl geçti

Gomis'in Galatasaray'a geri dönüşünün üzerinden 1 yıl geçti. Hiç ayrılmasa ne olurdu gibi bir konu açmayacağım, bunu sık sık konuştuk, tartıştık. Burada konuşulması gereken, 36 - 37 yaş aralığında ve Suudi Arabistan Ligi'nden gelmiş olsa da, Galatasaray'a ne denli etki etti. Suudi Arabistan Ligi diye altını çizme nedenim, o diyardan gelen futbolcuların yaşadığı fiziksel düşüş. Gomis de belki fit olarak dönmedi de, yaş haddi atlanmasın. Buna rağmen geçtiğimiz sezon yapmış olduğu etkiyi de hatırlamak lazım.

Şah çektik, hodri meydan

Bir kulüp çıkmış, Sivasspor maçında şu, Adana Demirspor maçında bu, ne olacak diye soruyor. Diğer kulüp de, kendi aleyhine olunca sessiz kalıyorsun, lehine olunca susuyorsun diyor. Bahsettiğim 2 kulup, kendi arasında da çatışıyor. Başarısızlıklarını bu şekilde örtme peşindeler. Galatasaray, en başından bu yana adalet arıyor, ayrıcalık istemiyor. Adil bir ortamda, mevcut farkın daha büyük olacağını herkes biliyor. Hodri meydan denmiş, kimine göre da şah çekmiş. Sezon başından bu yana, kime ne denli hata yapılmış, tarafsız ve uluslararası hakemler baksın ve bu da yayınlansın.