Nelsson'un menajeri, 20 milyon avro'yu bulabileceğine inanıyorsa bulsun, rakam güzel

Spor Gecesi'ndeki habere göre, Nelsson'un menajeri, futbolcunun çıkış maddesinin 20 milyon avro olduğunu söylüyormuş. Kap'taki açıklama 25 milyon avro'ydu. 25 milyon avro diye de biliyorum ama peşin 20 milyon avro'yu getirebiliyorsa, bu transferin önünde kimse durmaz. 20 milyon avro, hayır denilebilecek bir bonservis değil. Nelsson'un eksikliğini hisseder, yerini doldurmakta zorlanırız da, yine ülkenin gerçekleri noktasına geliyoruz. 25 milyon avro'yu gönül istese de, teklifler bu düzeyde olmuyor. Nelsson için de 16 - 17milyon avro bandında teklifler geliyordur. Nelsson'un menajeri, 20 milyon avro'yu bulabileceğine inanıyorsa bulsun, rakam güzel. Peşin olması kaydıyla tabi, madem çıkış maddesinin o olduğunu söylüyor. Nelsson, geçtiğimiz sezon başında da ayrılmak istiyordu. Sevilla iddiası ciddiydi hatta. 1 yıl daha kalması rica edildi, o da itiraz etmesi ve şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu. Geçen sezon bunu kabul etmişken, futbolcuya verilen sözü tutmak gerekiyor. Tabi Galatasaray'ın da beklentileri olacak. Nelsson, gençliğine oranla tecrübeli diyeceğimiz, çok olgun ve lider özellikli bir stoper. Ondan doğacak bu lider boşluğu, ancak tecrübeli bir stoper hamlesiyle giderilir. Nelsson transferi, Galatasaray adına büyük kazançtı. Belki de en büyük transfer başarılarımızdan biri. Gönül ister kalsın da, gitmek istiyorsa da yapacak bir şey kalmıyor. İyi ki 5 yıllık imzalanmış, o anlamada elimiz biraz güçlü.

Boey için düşüncem, sözleşmesini uzatıp, 1 yıl daha Galatasaray'da devam etmesi

Boey için düşüncem, 1 yıl daha Galatasaray'da devam etmesi ve Şampiyonlar Ligi'nde boy göstermesi. Geçtiğimiz sezon gösterdiği gelişim muazzamdı ve hala üzerine koyacakları var. Gelişim hızını kesmeden, Galatasaray'da devam etmesi kendisi için daha iyi olurdu. Şu an Arsenal gibi takımları hedeflese de, o teklifleri alamadı. Aldığı bazı teklifler de Galatasaray'ı tatmin etmedi. 1 yıl daha takımda kalmasını ve sözleşmesinin uzatılmasını isterdim. Serbest kalma bedeli eklenir, maaşı yükseltilirdi. 1 yılın sonunda da, şu an aranılan teklifler rahatlıkla alınırdı. Sözleşmesini uzatmadan takımda kalması halinde ise tehlike var. Gelecek sezonun sonunda, sözleşmesinin son 1 yılına girecek. Sözleşmesinde son 1 yılına girecek futbolcu, ipleri eline almış demektir. Kulübü dilediği gibi zor durumda bırakır ve yine hayal ettiğimizin çok gerisinde teklifler alırız. Sözleşmesi uzatılmayacaksa, bu yaz dönemi satılmak zorunda. 20 milyon avro hayal ederken, 14 - 15 milyon avro'ları kabul edebiliriz. Maalesef ülkenin de gerçekleri var. Şu an Boey için gelen teklifler 12 milyon avro civarında olmalı. Bu da doğal olarak kabul edilemez. Sözleşmesini uzatmak için çabalamalıyız diye düşünüyorum. Onu 1 yıl daha takımda tutabilmek büyük kazanım olurdu. 

Gece nöbeti #27; Daichi Kamada

Hala dev bir takıma imza atmamış olmasına şaşırıyorum. Dortmund ve Milan gibi takımlarla adı geçiyordu ama transferi gerçekleşmedi. Zaman geçtikçe de, Galatasaray adına "acaba" mı deniliyor. Sürekli olarak, transferde büyük isimlerle görüştüğümü yazılıyor. Benim beklentim, sözleşmesi bitmiş isimler adına daha agresif olabilmekti. Transfer politikası bugün şekillenmedi sonuçta, aylardır konuşulan hadise. Bu havuzda beklediğim etkinliği geçtim, hiç etkili olamadık. En azından şu ana kadar.

Galatasaray'ın rotasyonda en güçlü olduğu pozisyon belki de

İdmanlar başladı, Milli Takım'larda yer alan futbolcular hala takıma dahil olmadılar. İdmanlara çıkan futbolcuların da belli bir ağırlığı gençler. Şu aşamada biraz daha ön plana çıkabiliyor. Hemen hemen hepsinin ortak noktası da sağladıkları fiziksel gelişim. Efe Akman için de onu yazdım, bugün Ali Yeşilyurt için de yazacağım. Yarın da başkasını yazarız, çünkü hepsi belli bir gelişim içerisinde. Ali Yeşilyurt da kendi yaş grubunun en yeteneklilerinden biri. Henüz 17 yaşında, yolun başı. Şanssızlığı mıdır nedir bilmiyorum, Emin Bayram ve Metehan Baltacı gibi 2 genç, iyi stopere daha sahibiz. Bu 2 genç de daha tecrübeliler tabi. Emin Bayram'ın kiralık dönemleri gibi, Galatasaray'da şans bulduğu günler de oldu. Rotasyonun bir parçası. Bolluk içerisinde Metehan Baltacı'yı Manisa FK'ya yarım sezonluğuna kiraladık ve o da iyi bir dönem geçirdi. Neredeyse hiç şans veremediğimiz Ross var. Kaan Ayhan dahi alternatif bu takımda. Nelsson / Abdülkerim Bardakcı 2'lisini geçebilmek neredeyse imkansıza yakın. Ali Yeşilyurt da bu kalabalık içerisinde A takımda yer bulamayacaktır. Kupa, hatta hazırlık maçlarında dahi şans vermek zor. Oynayabileceği bir takıma kiralanabilir, gelişimi gözlenir. Eldeki bazı isimler kiralanırsa, belki 5. stoper gibi rotasyonu tamamlayabilir, bir yandan da U19 takımında oynar. Önemli yeteneklerimiz var, gönül istiyor ki bazılarına yer açalım. Stoper bu konuda yer açılması en zor pozisyon. Galatasaray'ın rotasyonda en güçlü olduğu pozisyon belki de. Ayrıca stoper rotasyonunun önemli noktası da genç, potansiyelli isimler. Geleceği parlıyor.

Banega'yı almaya gittim, eldeki Fernando'dan oldum günleri geride kaldı

Paredes'e forma yakıştı, çok şükür ki dış basına göre yine bu transfer bitmek üzere. Bitmiyor ayrı konu da, onlara göre hep yakınız. Paredes'in gelişi, Torreira'nin gitmesine yol açmayacak bu arada. İtalyan medyasının algısına buralarda kapılan yok. Banega'yı almaya gittim, eldeki Fernando'dan oldum günleri geride kaldı. Torreira yanına Paredes düşünülüyor, bence Icardi transferiyle de bir bağlantı var. Transfer edilmesini çok istiyorum, üst düzey bir 6-8. 

Gece nöbeti #26; Wout Weghorst

Geçtiğimiz sezon başında, Beşiktaş'ın o kadar iyi bir kadro kurmadığını düşünüyordum. Alternatifsiz yapıları vardı. 3'lü savunma diye çıktıkları yolda da, hocayı 4'lü savunma oynamaya zorlamışlardı. Formasyon değişse de, oyunun yapısı değişmedi tabi. Temelde de Weghorst vardı. Takımın tempo ve pres gücünü en üst düzeyde tutup, Weghorst'u uzun toplarla görmek. Weghorst'un da Beşiktaş'ta iyi bir dönem geçirdiğini düşünüyorum. 18 maçta, 9 gol 4 asistle oynuyordu. Manchester United kendisine teklif yapınca, o da tribünlere el salladı ve gitti.

Efe Akman'ın önünü nasıl açarız bunu düşünelim

Geçtiğimiz gün, Taylan Antalyalı gibi isimlerin takımda yeri olmadığını yazmıştım. Hiçbir transfer yapmasan dahi yer yok üstelik. Bir de yeni transfer düşünüyorsun. Torreira / Oliveira devam ediyor, arkalarında da Berkan Kutlu / Midtsjö. Bunun üzerine transfer düşünüyoruz ve iyi bir 8 numara alınacak. Oliveira'nın dahi alternatif olarak düşünülebileceği ortamda, Taylan Antalyalı gibi isimlerin gerçekten yeri yok. Daha ağır yerli kuralı olsa da bu durum böyle olacaktı. Diğer yanda gençler var, bu atlanıyor. 5. ya da 6. alternatifi Taylan Antalyalı, Emre Kılınç gibi isimlerle tutacağımıza, Efe Akman, Hamza Akman ya da Baran Aksaka gibi isimlerle orayı geçeceğiz. Hamza Akman / Baran Aksaka için tecrübe kazanmaları için kiralık gitmeliler desek, Efe Akman'ın önü açılmalı. Henüz 17 yaşında, potansiyeli bambaşka bir seviyede. Keşke imkan bulsak da, yavaştan süre vermeye başlasak. 6 -8 gibi oynuyor, muazzam bir oyun aklına sahip. Bunun yanında da iyi bir savunma performansı gösteriyor. topla hüneri, oyun kuruculuğu, oyunun merkezindeki etkisini önemsiyorum. Fizik kazanmış bir de, güçlenmiş. İlk gün idmanda yer alan her gence bakın, hepsi büyümüş. Ali Yeşilyurt'lar da başka bir fiziğe evrilmiş. O da rotasyon içerisinde düşünülebilir bu arada, var böyle gençlerimiz. Rotasyonu bu gençler tamamlayacak. Gözden çıkmış, artık bir şeyler alamayacağımızı bildiğimiz isimler değil. Efe Akman'ın peşinde önemli takımlar var, henüz A takımda boy göstermemiş olmasına rağmen. Onun önünü nasıl açarız bunu düşünelim bence.

Torreira böylesine aidiyet duyuyorken, onunla alacağımız yol var daha

Galatasaray'ın mevcut yıldızlarıyla alakalı "kalıyor" tarzında şeyler yazmaktan sıkıldım. İtalyan medyası, Galatasaray'ı yağmalama peşinde. Oluşturdukları algıya inanan var mıdır bilmem de, Galatasaraylı futbolcuları 3'e 5'e Serie A'ya taşıma peşindeler. Torreira için de bu tip haberler okuyoruz. Zaniolo'nun sağlam olan menajeri, Torreira'da yok tabi. O da Galatasaray'dan yeni sözleşme ile daha fazla para koparma peşinde. Lazio tarzı iddialar bu yüzden türetiliyor. Torreira'ya bakınca, Galatasaray'a duyduğu aidiyetin kitabını yazıyor. Okan Hoca'dan bile önce İstanbul'a geldi ve ilk günden takımla çalışmalara başladı. Milli oyuncular zaten izinli, yabancılara da ekstra izin verildi diye biliyorum. Oliveira, Mertens gibi isimler yokken, Torreira ilk günden idmanda ve bu adam geçen sezon gelen şampiyonluğun en önemli 2 futbolcusundan biri. Geçen sezon devam ederken, Torreira'yı takımda nasıl tutarız diye korkuyordum. Sezon tamamlandığında ise takımda kalacağına emin oldum. Takımdan asla ayrılmayacaktır. Lazio'nun bahsi geçen teklifi görüşülmez bile. 12 milyon avro bonservis yazıyorlar. Torreira'yı 6 milyon avro'ya transfer etmemiz bizim başarımız, büyük bir boşluk yakalamıştık. Şu an orayı doldurduk. Torreira'yı 12 milyon avro'ya kaybetsen, yerini 15 milyon avro'ya dolduramazsın. Melo'dan bu yana yaşadığımız boşluktan bahsediyorum. Torreira da böylesine aidiyet duyuyorken, onunla alacağımız yol var daha. Menajeri de susar umarım. Yeni sözleşme kovalıyor, komisyonunun peşinde anladık da, her gün bu tarz haberler okumaktan sıkıldık. Icardi'yi tutmaya çalışırken ve bu iş için ciddi yıllık ücret gözden çıkmışken, o da kendi sözleşmesinin peşinde.

Gece nöbeti #25; Vedat Muriqi

Vedat Muriqi'nin transferi kolay değil. Mallorca'da kimyası tuttu, bonservisi için 8 milyon avro ödendi. Orada kiralık olarak oynadığı dönemde de iyi iş çıkarmıştı. Club Brugge onu daha yüksek bir rakama alacakken, sakatlık bahanesiyle son dakika transferden vazgeçmişti. Sonrasında futbolcunun sakatlığının olmadığı anlaşıldı ve Mallorca onun için bu bonservisi ödedi. Geçen sezon toplamda 37 maçta 16 gol 4 asisti var. Tanıdığımız, bildiğimiz bir forvet. Okan Hoca'nın da ondan alabileceklerini iyi biliyoruz.

Suudi Arabistan'dan teklif alan futbolcuların takımlarını gördükçe imreniyorum

Suudi Arabistan'dan teklif alan futbolcuların takımlarını gördükçe imreniyorum. Talih kuşu misali, çok güzel bonservisler kazanıyorlar. Gerçi bu kulüp öyle zamanlar geçirdi ki, o dönem için ligin en iyi stoperi olmuş Maicon'u, olmadık bir paraya bırakmıştı. O günler geride kaldı tabi. Hem o ligin havası çok değişti, hem de Galatasaray'ı Mustafa Cengiz yönetimi yönetmiyor. Galatasaray'ın elinde iddialı, o ligden teklif alabilecek futbolcular var. Oliveira ve Mertens için böyle hayaller vardır diye düşünüyorum. Her 2 futbolcuyu da sevmeme rağmen, kendileri için gelecek teklifleri mutlulukla karşılardım. Mertens'den alacağımızı aldık mesela. Gelecek sezon kenara gelecek ve orada beklemek adına da lüks bir maaşı var. Oliveira'nın da uzun sözleşmesi, bugün olmasa yarın sana sorun olacak. Hatta geçen sezonun sonundaki düşüşü düşündürücüydü. Bu sezon da önüne bir isim konuşulurken, kendisini kenarda tutmak lüks olacak. Mertens neyse de, Olivelira için Suudi Arabistan'dan güzel bir bonservis kazanılabilirdi. Mertens'den neyse demem, futbolcunun yaşı kaynaklı. Dengeyi de çok bozdular. Sadece yaş haddi olan isimleri değil, Avrupa çapında iyi transferler yapacak, 30 yaş altı futbolcuları da almaya başladılar. Seko Fofana, Ruben Neves gibi isimler transfer oluyor. Oliveira için de keşke böyle bir teklif gelse de, bonservis kazanabilsek. Büyük piyango olmaz mıydı? Mertens'in de maaşından çıkabilmek dahi başlı başına piyango olurdu. Futbolcuları seviyorum, asla yanlış anlaşılmasın. Devam edeceklerse de, alabileceğimiz en iyi katkıyı mutlaka alırız.

Menajeri de açıkladı, Zaniolo'nun tek hedefi Galatasaray

Transfer edildi, hülle dediler. Sezon sonunda gideceği takım belliydi. Milan'a gidiyor diye rt yapıyordu "hülle" imasında bulunan. Otelde kalıyor, eve geçmedi bile diye yazıldı. Sonra eve geçtiğini öğrendik. İlk 11'e bir türlü yerleşememesine rağmen, Galatasaray'a aidiyet duydu. Mental sorunlarını aştı, yeniden mutluydu. Bunun ödülünü de İtalya Milli Takım'ı ile aldı. Israrla yarım sezonluk transfer diye bakılsa da, en az 1.5 sezon sürecek bir projeydi. Menajeri de açıkladı, Zaniolo'nun tek hedefi Galatasaray. Burada mutlu, Türkiye'ye yerleşti ve ilk hedef olarak ön eleme maçlarına hazırlanıyor. Takımla kamp görecek, o sürede 11'e yerleşecek ve yeni sezonda takımın en önemli kozlarından biri olacak. Hatta ön eleme sürecinde "en önemlisi" olacağını dahi düşünüyorum. Transferler ne ölçüde yetişir bilmemekle birlikte, Kerem Aktürkoğlu / Zaniolo hattında bu maçları geçeceğiz. Sonrasında da o 35 milyon avro'yu karşılayacak bir kulüp mutlaka çıkacak. Bugün nasıl Arda Güler'in peşinde herkes, 35 milyon avro da, Zaniolo kalitesi için "bedava" sayılacak. Galatasaray adına çok büyük bir kazanç. Hem performans alıyorsun, hem çok büyük bir bonservis kazanacaksın. Bugün biri 35 milyon avro verir, yapacak bir şey yok. Veren yoksa da satmıyoruz kardeşim, satmaya ihtiyacımız yok. Zaniolo'nun bu transfer sürecindeki tutumu elimizi güçlendiriyor. Bunu daha öncesinde de yazdım. Gitmek istemiyor, istemediği için de yapılan teklifler kafasını karıştırmıyor. 

Nereye gitsem, nereye baksam, her yerde Icardi

Nereye gitsem, nereye baksam, Icardi formalı ve gol sevincini yapan çocuklar var. Böylesine kitleleri peşinde sürükleyen ve bir takıma gönül bağı oluşturan yabancı kimdi hatırlamıyorum. Hatırlıyorum da, benim çocukluğuma inmek lazım. Bu da saha içiyle alakalı konu da, işin daha farklı noktası diyelim. Bunun için dahi transferi gerçekleştirmek gerekiyor. Bir de saha içi katkısı var elbette. Takımını hücumda sürükleyecek, en kritik golleri atacak, diğer yandan oyun içi katkı verecek. Oyun içi katkı veren forvet bulursun, gol atanı da bulursun hatta. Her 2'sini yapan ismi ise alabilmen kolay olmuyor. Bulmuşken bırakmamak lazım diyeceğim de, kovaladığımız isim Icardi. Suudi Arabistan'ın dev teklifleri değil sadece, Avrupa'yla da mücadele veriyoruz. Milan, Atletico Madrid gibi takımlarla adı anılıyor. Arabistan ne önerirse önersin gitmek istemiyor desek, Avrupa'nın dev takımlarına gitme durumu oluşabilir. Galatasaray'da, hayatında göremediği ortamı yakaladı. Taraftar onu sevdi, şarkılar söyledi, çocuklar "Icardi" diye sokaklarda dolaşıyor. Erden Timur'un en büyük sınavı bu transfer. Icardi için önerecekleri ücret, yüksek ihtimalle Türkiye rekoru olacak, olmak da zorunda. Olmalı da diyorum. Bu işin sponsor bağlantıları, Icardi'nin ikna edilmesi önemli bir süreç. Icardi'nin arkasına alınacak ismi bugünlerde transfer etmek gerekiyor, Icardi için ise gittiği yere kadar uğraşacağız. Günün sonunda, Galatasaray'da kalacağına inanıyorum. Gerçekten burada kalmak istiyor. Şimdiye başka bir takıma imza atmıştı yoksa. Suudi Arabistan'dan öyle yıllık ücretler öneriliyor ki. Yıllık 25 - 30 milyon avro'lar havada uçuyor. Bunu da bir yere kadar kabul etmezsin. Adamların sınırı yok.

Ön elemelerdeki iskelet, kamp döneminde oluşacak

Medyada yer alan hiçbir transfer haberine inanmıyorum aslında. Galatasaray yönetiminin bu konuda çok çalıştığına eminim. Erden Timur da isim sızdırmamak adına büyük çaba içerisinde ve bunu başarıyor da. Transfer dönemindeyiz, medya da ister istemez her gün farklı bir isim yazmak zorundaymış gibi hissediyor. Özellikle de sol bek ve forvet için 88 ayrı isim okuduk. 1'i gelecek mutlaka. O 1 isim geldiğinde de, biz demiştik denilecek. O kadar isim yazılıyor ki, geriye alternatif kalmadı zaten. Gelebilecek isimler de az çok belli. Yönetim de isim şaşırtma anlamında bazı isimleri veriyor olabilir. Bu kadar fazla ismin başka anlamı yok zaten. Bana sorarsanız, hamle yapabilmek adına "sıcak para" bekleniyor. Şu an kasada para olduğunu düşünmüyorum. Döviz kuru da transferi oldukça zorluyor. Peşinde olunan isimler oldukça iddialı çünkü, maliyetleri var. Stadyum ve forma için yeni sponsorluk anlaşmaları ufukta, orada ciddi bir sıcak para girdisi olacak. Beklenen satışlar da vardı. Nelsson ve Boey konusunda hala hamle yapan yok. Sponsorluk girdisi ile birlikte, Nelsson / Boey 2'lisinden birinin de takımda tutulacağını düşünüyorum. Transfer de sonrasında hareketlenir, kamp dönemine bazı isimler belli olur. İdmanlar 2-3 gün sonra başlayacak olsa da, kadro da şişkin. Orada bir azalma gerekecek. Kamp dönemini daha çok önemsiyorum. Ön elemelerdeki iskelet, kamp döneminde oluşacak. "Transfer" gecikmesi üzerinden eleştiri olmaması lazım. Geçen sezon o kısıtlı zamanda olanlar, bugünün teminatı. Erden Timur'a inanmak gerekiyor. Bir süre sonra olanlar, eminim ki bizleri mutlu edecek. Yine de bu işin mutlaka transferin son saatleri noktası olacak. Orayı görmeden olmaz.

Geçen zaman ki #14; Juventus bizlere Jardel takasını hatırlattı

Fotoğrafın solundaki isim Fleurquin. Onun bu konuyla alakası olmayacak. Son günlerde, Juventus'un Zaniolo isteği içerisinde, takımlarında düşünmedikleri isimleri bizlere "takas" olarak sunduklarını görüyoruz. Bu durum da ister istemez, Jardel'in Sporting transferini akıllara getirdi. 2001 - 2002 sezonuna girerken, mali anlamda biraz daha küçülen bir Galatasaray vardı, Çok önemli futbolcularını kaybetti, birçok transfer yaptı ama geneli kiralık olarak takıma katıldı. Öyle yabancılardı ki, çoğunu geldikleri gün ilk kez duyduk. Jardel'in yüksek yıllık maaşını artık karşılamayan Galatasaray, bir anlamda futbolcusundan kurtulmak istiyordu.

Gece nöbeti #24; Kelechi Iheanacho

Bazı forvetlerin ağırlığı büyük. Böyle olunca da, iyiden iyiye 4-2-4 odağım artıyor. Son Fenerbahçe derbisinde oynadığımız düzen. Adı geçen bazı forvetleri kenarda tutamazsın çünkü. Icardi isteği baki, onun arkasına değil de, yanında oynayacak biri aranıyor sanki. Iheanacho da böyle bir forvet. Forvetin arkasına ya da sağ kanada da atabilirsiniz. Forvet arkası ya da forvet oynadığında da, 2. forvet gibi olacak. Icardi'yi tamamlayacak isim. Iheanacho, ön alanda çalışkan bir forvet. Teknik kapasitesi, hızı hiç fena değil, atlet bir oyuncu. Leicester City, küme düşünce bu tarz fırsatlar oluşabiliyor. Icardi yanına iyi hamle derim, birbirlerini iyi tamamlarlar. Iheanacho'nun son 2 sezonda gol sayısı düşük dursa da, asist rakamı yüksek. Çok gol attığı sezonlar da var. Yıllarca Vardy'yi tamamlayan isimdi. Bu hamleyle birlikte, 4-2-4'ü düşünüyorsanız, bu oyunu rahatlıkla oynarsınız. Iheanacho ön alanda hem çalışacak, hem de fizik özelliğiyle ön plana çıkacak. Seni ön alanda tutacak isimlerden diyelim. Çift forvet düşünülen ortamda, 2. forvetin ön alandaki çalışkanlığı önemli. 4-2-3-1 devam edecekse de, forvetin arkasında, 2. forvet rolünü yine alır, onu rakip ceza sahası çevresinde gol anında bol bol görürüz. Çalışkan yapısıyla da, ön alandaki pres içerisinde var olur. Sözleşmesinde son yıla giriyor, bir alt ligde de devam edeceğini düşünmüyorum. Çok uzun yıllardır Leicester City formasını giymekte. Transferin belli bir maliyeti elbette olacak. Futbolcunun yaşının 26 olması, transferin geri dönüşü anlamında da elinizi güçlü kılar. Menajerlik şirketi "Rogon" tabi. Orayı düşününce de, Fenerbahçe akıllara gelir. Bu transferle alakalı aksiyon alacaklarını sanmıyorum da, Galatasaray için içine girince, ihtiyaçları yoksa da hamle yaparlar.

Bugün, Galatasaray yeniden güçlü ve bu işin reklamı oluştu

Galatasaray'da icraatın adı Erden Timur'dur. Nerede, ne ihtiyaç ise orada biter. O an yönetimde kimin olduğundan bağımsız. Maksadı Galatasaray çünkü. Galatasaray'da çok fazla görmediğimiz bir şey olduğundan, Erden Timur'u baş üstünde tutmamız gerekiyor. Çünkü kötü günlerde buradaydı, iyi günlerin oluşmasında da en büyük pay sahiplerinden. Bugün Galatasaray yeniden güçlü ve bu işin "reklamı" oluştu. Türlü türlü sponsorluk haberleri okumaya başladık. Cem Uzan çıktı, altından kalkamayacağı bir sponsorluktan söz ediyor. Geçmişte kendisini tanımıyor olsak tamam da, o dönemi hatırlayan çok isim var. Pr peşinde, ben buradayım demeye çalışıyor. Rezan Epözdemir'in yaptığının da bir farkı yok. Stadyum sponsorluğu için bir teklifte bulunsa da, rakam düşük ve bunun kabul edilmeyeceği herkesin malumu. Nef'in ücretinin üzerinde demek, o teklifi büyük kılmaz. O günden bugüne Türk Lirası aynı değerde değil. O da "ben buradayım" pr'ı peşinde. Dursun Özbek yönetimine girmek istediği ama bunun kabul edilmediği söyleniyordu. Stadın ismi Ali Sami Yen olarak kalsın demek de bana çok samimi gelmedi. Şu an tüm spor programlarını geziyor, herkes kendisini konuk alma peşinde. İstediği pr bu zaten. Çok samimiyse, aynı rakamı diğer branşlara aktaralım. Herhangi bir beklentisi yok çünkü, stadın isminin de Ali Sami Yen olarak kalmasını istemiş. Diğer branşlara aktaralım o rakamı, orada kalkınalım. Biz de kendisinin hakkını verelim. Samimi teklif budur. Şu an Galatasaray güçlü olunca, bu tarz reklam hareketlerini daha sık göreceğiz.

Galatasaray'ın içerisinde olmak, onu istikrara kavuşturacaktır

Geçtiğimiz sezon yaşadığımız hayal kırıklığı büyük. En başından o kadar çarpık bir kadro yapılanması vardı ki, sezon içerisinde acısı çekildi. 1 önceki sezon yakalanan hava korunmalıydı. Bütçe artmış olsa da, takım düştü. Zvezdan Mitrović'in takımın başına gelmesi, bir hava oluşturdu ve önce play-off'a kalıp, devamında da yeni sezona yönelik umutlandık. Bütçenin yine biraz daha arttığından bahsediliyor. Erden Timur'un eli de biraz daha takımın üzerinde olacak. Nasıl bir takım oluşacağını bilmiyorum da, Mitrovic'in takıma sağlamaya çalıştığı "mücadele ateşinden" umutluyum. Buğrahan Tuncer transferiyle birlikte dönemi başlattık. Galatasaraylıların uzun zamandır beklediği bir transfer. 1 önceki sezon da çok isteniyordu ama Anadolu Efes'e söz verdiği için gelemedi. Galatasaraylılığıyla bilinen bir oyuncu. Uzun zamandır beklememiz de bu yüzden. Yetenekli ama bunu istikrara bir türlü yansıtamadı. Galatasaray forması altında biraz olsun içindeki ateşin yanmasını bekleyeceğiz. Yerli rotasyonu noktasında uzun zamandır heyecan veren hamleler yapamıyorduk. Geçen sezonun yerli rotasyonu kötüydü, ondan önceki sezonun yetersizdi. Buğrahan Tuncer ve İsmet Akpınar gibi hamleler, Galatasaray adına iddialı. Geçen sezonların aksine iyi bir yerli rotasyonu oluşuyor. Tabi farkı yabancı hamleleri belirleyecek. Onu da basketbolu daha yakından takip edenler yazar, bizler de okuruz. Galatasaray Nef'in yeniden ayaklandığını görmek, heyecanlanmak istiyoruz. 1 önceki sezonun tadı damağımızda çünkü, çok özlemiştik. O seviyeyi yakalamışken, yeniden düşmek bizleri hayal kırıklığına uğrattı.

Gece nöbeti #23; M'Bala Nzola

Çok hakim olduğum, iyi bildiğim bir futbolcu değil. Bilen, izleyen arkadaşlardan öğrendiğim kadarıyla bir şeyler yazayım. Biraz daha Haji Wright tarzı bir forvet gibi düşünüyorum. Wright'a göre farkı, biraz daha hızlı ve bir tık daha fizik olarak güçlü oluşu. Daha kararlı ve patlayıcı özelliği yüksek gibi bir de. Atletik özelliği ve patlayıcılığı üst düzey. Okan Hoca, geçtiğimiz sezon başı da bu tarz bir alternatif arıyordu. Bir forvetinin daha hızlı oluşu, yer yer kanada da atabilmesi onun için önemliydi. Barış Alper Yılmaz'dan bu katkıyı yer yer aldı ama saf bir forvet almak başka tabi. Spezia küme düşünce, Nzola için ihtimal oluştu. Peşinde bazı Serie A takımlarının da olduğu yazılıyor. Taliplerini bilmiyorum da, bu transfer fırsat gibi düşünülebilir. Icardi kalacak gibi düşünüyoruz tabi. Onun arkasına, en doğru alternatifi arıyoruz. Kulübende böyle fizik güçlü, patlayıcı gücü olan ve hızlı bir forvetin oluşu elini güçlendirir. Yer yer çift forvet de kullandırır. Belki çok çalışkan değil de, agresif oyuncu. Geçtiğimiz sezon 34 maçta 15 gol 3 asisti vardı. Spezia düşmüş olsa da, kendisi adına iyi bir sezon geçti ve transferde adını duyurmaya başladı. 27 yaşına girecek, forvet için olgunlaşmaya başladığı yıllar diyelim. Gelişimi devam edebilir. Zaten bu fizik özelliği ve atletizme, biraz da forvet hüneri eklediğiniz an, Premier Lig talipleri oluşuyor ve bu tarz futbolcular iyi transferler yapıyor. İyi bir alternatif olarak duruyor. En azından tarzına ihtiyaç duyduğumuz kesin. Geçtiğimiz sezon böyle bir forvetin varlığını çok aradık. Israrla da Haji Wright'ın peşindeydik. Onun yükselişi ve şu an peşinde olan talipler ortada. Antalyaspor'un beklentisi çok yüksek, 8 - 10 milyon avro'ları konuşuyorlar.

Yunus Emre Çift ihtimali?

2'li haline geldiler, 1'ini transfer etmek isteyen, diğerini de transfer etmek zorundaymış gibi kendisini hissediyor. 8+3 sarmalında, Anadolu için önemli yerliler. Bir dönem Galatasaray için de önemli olsalar da, düşüşleri keskin oldu. Bugün ise Galatasaray'da kalıp, katkı sağlamaları bana göre imkansız. Kampta denenecekler ve öyle karar verilecek tarzı haberlere inanmıyorum. Samsunspor'un 2 futbolcuyu da transfer etmek istediği yazılıyor. Hatta Taylan Antalyalı'yla görüşmüşler de. En iyi teklifi kim verirse oraya giderler. Söz konusu Samsunspor olunca aklıma olası Yunus Emre Çift transferi geldi. Önemli bir potansiyel çünkü, farklı stoper. Tekniği ve topla çıkabilmesi önemli. Geriden oyun kurmayı seven takımlar adına iyi alternatif. Biraz ağır, savunma özelliği de mutlaka gelişmeli. Bu sezon Süper Lig oynayacak ve Samsunspor birçok transfer yapacak olsa da, onu 11'de değerlendirmeye devam edecek. Potansiyelini o zaman gösterecek ve talip sayısı artacaktır. Samsunspor'un bu 2 futbolcu için ilgisi varken, Yunus Emre Çift'i transfer etmek lazım. 1 sezon orada kiralık bırakıp, gelişiminin önünü kesmeyebilirsin de. Taylan Antalyalı, Samsunspor'a katkı sağlar bu arada. Emre Kılınç ise kanat oynarken "bal yapmayan arı" gibi oldu. Farkını orta sahada gösteriyordu. Hüseyin Eroğlu'nun 3'lü savunma düzeninin sol kanadında belki oynar diyeceğim, orada da temposu düşündürdü. Geçtiğimiz sezon 2 gol 3 asistte kaldı, düşük istatistik. Taylan Antalyalı ise daha iyi performans verdi. Orta sahanın merkezinde, Anadolu için çok net bir alternatif.

Gece nöbeti #22; Luka Jovic

Ara transfer döneminde de konuştuk. O gün de, bugün de görüşüm değişmedi. Transferini isterim, Galatasaray adına doğru alternatiftir. İşin kumar yanı olsa da, futbolcunun yaşının henüz 25 olması değerli. Biraz olsun kıpırdanmayı başarırsa, yeniden 25 - 30 milyon avro'luk seviyeyi görebilir. Çıkışı da, düşüşü de çok erken oldu. Frankfurt'ta efsane bir dönem geçirmesinin ardından, Real Madrid onu 63 milyon avro karşılığında transfer etti. 2 yıl sonra ise bedelsiz şekilde Fiorentina'ya gitmesine göz yumdular. Arada Frankfurt'a tekrar kiralanmasına rağmen olmadı. Fiorentina kariyeri de çok orta şekerli geçti. Potansiyelini yeniden parlattı, eskiye dönük ışığı yaktı diyemem. An geldi parladı, çoğunlukta ise yine kayıptı. Fiorentina da kendisinden vazgeçmek istiyordur. Icardi gibi bir forvetin arkasında, Jovic'i de ayaklandırabilme ihtimali bana makul geliyor. Yaş 25 çünkü. Okan Hoca'nın elinde de forvet kullanım kılavuzu var. Türkiye Ligi genlerinde de, bu tarz düşüşte olan forvetlerin yeniden ayaklanması yatıyor. Bunu değerlendirebiliriz. 1. forvet olarak düşünsen hayal kırıklığı da, alternatif olarak düşününce görüntü başka. Hızlı, bitiriciliği sallanmaya başlasa da hala fena seviyede değil. O da tam bir fırsatçı golcü gibi, ceza sahası içinde var oluyor. Yeter ki besleyin. Oyun içi katkısı düştü, çok da çalışkan değil. Belki biraz oyununu da değiştirmek gerekecek. Hatırlaması gereken gol atması aslında, yeniden o döneme yaklaşmalı. Türkiye Ligi'nin forvet genetiği ve Okan Hoca'nın varlığı beni bu konuda umutlandırıyor.

Gece nöbeti #21; Emre Can

Emre Can'ın, İstanbul'da Erden Timur ile görüştüğüne yönelik iddialar var. Doğruluğunu bilmemekle birlikte, hiç tahmin etmediğim ama çok da sevineceğim bir transfer haberi. Emre Can'ı yerli statüsünde kullanabilmek zaten müthiş bir ihtimal. Yabancı statüsünde kullanılsa dahi, Galatasaray adına harika bir transfer olurdu. 6 - 8 numaralar adına müthiş isim. Stoper ya da sağ bekte de kullanırsın ve üst düzeyde katkı alırsın. Özellikle orta saha için.

Gece nöbeti #20; Kerem Demirbay

Milli Takım tercihinden dolayı herkese saygım var da, Kerem Demirbay'a yok. Önce Türkiye deyip, son dakika Almanya'ya dönmüş ve o dönem Fatih Hoca'yı ters düşürmüştü. Yaradı mı Almanya dersek, elbette hayır. Sadece 2 kez Milli Takım formasını giydi. O dönem Konfederasyon Kupası oynayacaklardı, orada yer aldı ama sonrası yok. Türkiye'yi tercih etmiş olsa, belki de hala devam eden bir Milli Takım kariyeri olabilirdi. Önemli bir futbolcu. Geçmiş havası olmasa da, hala Bundesliga'nın istikrarlı isimlerinden.

Okan Buruk, Galatasaray'a imza atalı tam olarak 1 yıl oldu

Okan Buruk, Galatasaray'a imza atalı tam olarak 1 yıl oldu. Geçen 1 yıla bakınca da, başarılı bir dönem var. Galatasaray'ın kaliteli bir kadrosu ve teknik direktörü var. Teknik direktörünün, bu kaliteli kadroya birçok dokunuşu var. Bu kadroyu yönetebilmek zaten başlı başına mesele. Okan Hoca'nın da bence en güçlü yönü "iletişimi" oldu. Ben sıracılığa inandığımı daha önce söylemiştim. Okan Buruk'u Galatasaray'ın başında uzun zamandır hayal ediyordum. 

Kendi içimizden, yeni bir transfer daha yazıyoruz

Morutan takımda tutulmalı, Yusuf Demir kiralanmalı diyordum. Federasyonun açıkladığı, Türk Milli Takım'ını seçmemiş futbolcular için +1 Türk kontenjanı Yusuf Demir'in önünü açıyor. Böyle olunca, en azından kamp dönemini beklemek gerekecek. Yusuf Demir'i yerli olarak kullanabilme ihtimali eli güçlendirir. Geçtiğimiz sezon arka planda kalma nedeni elbette yabancı kontenjanı değil de, önemli etkenlerden. Kafayı kaldırsan dahi imkan bulamaman çok olasıydı. Kamp dönemini iyi geçse ve potansiyelini biraz parlatsa, gönül rahatlığı ile şans verilebilir. Kanat ya da forvet arkası olarak kullanabileceğin, önemli bir yetenek. Daha önce de yazdım, 1 yılda böyle bir gençten vazgeçilmez. Ferdi Kadıoğlu, Fenerbahçe'de hangi yılında oynamaya başladı? Galatasaray, Yusuf Demir için yatırım yaptı, sonucunu almak için çabalayacak. Okan Hoca da bu futbolcunun üstünde duruyor, şans vermek istediğini dile getirdi. Şans verirsin, yine imkan bulamayacak noktada olur, o zaman kiralık olarak gönderirsin. Açılan kontenjana da başka bir bu statüde olan Türk futbolcu alırsın. Yusuf Demir'den yana umutsuz değilim. Yerli oynayabilme avantajı da eli güçlendiriyor, Morutan'ın önüne geçiriyor. +3'lük kontenjanı doldurabilmek hiç kolay değil. Bazı pozisyonları Türk yapınca, başka bir yerden ödün vermek durumunda kalabiliyorsun. Kaliteli yerlilere çok ihtiyaç var.

Gece nöbeti #19; Borna Sosa

Sol bek transferini konuşmaya devam. Söylediğim gibi, çok fazla isim var. Yalanlama yapılanı da çok. Borna Sosa ismi yazıldı, henüz yalanlama gelmedi. Mantıklı da bir hamle olacağına inanıyorum. Angelino ve Nuno Tavares isimlerine çok yükseldik. Her 2 ismin de, kendine göre öne çıkan yanları var. Ortak noktaları ise "maliyet" tabi. Hangisi bonservisiyle gelebiliyorsa o gelsin noktasındaydım. Borna Sosa için çıkan haberlere bakınca, 7 milyon avro önermişiz, 10 milyon avro'nun biraz üstünde bir rakam istemişler. Haber ciddiyse ve konuşulan rakamlara bakarsak, uzlaşılamayacak bir noktada değiliz gibi.

Gece nöbeti #18; Alex Telles

Sol bek ve forvet için birçok aday saydık. Gerçi çoğu yalanlanmış olsa da, "dün dündür, bugün bugündür" mantığının geçerli olabileceğini düşünüyorum. Alex Telles de mutlaka listenin bir noktasındadır diye düşünüyorum. Aslında benim kafamdaki sol bek yapısına da uyuyor. Elinde Kazımcan Karataş gibi bir potansiyel varken, onu biraz daha tecrübeli bir bekle desteklemek. Desteklemekten kastım, Kazımcan Karataş'a açacağı alan. Kazımcan Karataş'ın da süresinden çok fazla kısmamak gerektiğini düşünüyorum.

Tozlanmış parçalı #50; Emre Taşdemir

Önemli olan, x futbolcu transfer edildiğinde, ondan yana duyduğunuz beklentidir. Emre Taşdemir, Galatasaray'a transfer edildiğinde, kendisinden yana beklenti sahibi değildim. Bursaspor'da müthiş çıkış yakalamış, büyük potansiyel sergiliyordu. Yaş genç, Milli Takım adına da sol bek kanayan yaraydı. Maalesef o kadar büyük sakatlıklar yaşadı ki, neredeyse futbol oynayamaz noktaya dahi geldi. Bursaspor da gün sonunda onun sözleşmesini fesih etmek durumunda kaldı.

Gece nöbeti #17; Nuno Tavares

Galatasaray'daki "bek" durumu oldukça karışık. Yabancı sol bekleri konuşurken, 8+3 ayarı nasıl yapılacak hiç bilmiyorum. Sağ bekte yerliye geçsen, kimi alırsan al kaliteyi düşürmüş olacaksın. Solda Kazımcan Karataş devam etse, Şampiyonlar Ligi adına da düşündürücü bir hareket olacak. Sağ beki yerliyle geçmektense, sol bekte Kazımcan Karataş ile devam ederim bu arada. Benim düşüncem, sol bekte tecrübeli bir yabancı alıp, Kazımcan Karataş'ın süresinden çok kısmamak. Nuno Tavares gibi bir isim konuşulurken de, hayır demek kolay olmuyor ama 8+3 ayarı nasıl olacak bilmiyorum.

Acaba alternatiflerden biri olarak mı değerlendirsek?

Erencan Yardımcı'nın Galatasaray A takımına yükseldiği günleri hatırlarız. Fatih Hocanın üzerinde durduğu gençlerdendi. Şampiyonlar Ligi'nde, zorunluluktan da olsa süre bulmuştu. O sezonun kamp dönemi, ilk 11 başladığı maçı dahi hatırlamıyorum. Sezonun genelinde forma bulamadı tabi. 1 sonraki sezonun ara transfer döneminin son günü, ffp ayarlaması adına Eyüpspor'a bonservisi verilmişti. 4.2 milyon TL'ydi ve o rakama Galatasaray'ın futbolcuyu geri alma hakkı bulunuyor. Eyüpspor'da da aslında çok fazla forma şansı buldu diyemeyiz. Kaybolup gitmek üzereydi ki, Farioli kendisini bir maçta beğendi ve Alanyaspor'a kiralık olarak geldi. 1.5 sezondur da oradaydı. Farioli de kendisine dolu dolu forma vermedi aslında. Kenardan geldiği maç çok da, futbolcunun üstünde o denli durmadı. Ömer Erdoğan göreve geldikten sonra, sezonun son bölümünde 11'de oynamaya başladı ve iyi maçlar çıkardı. Aynı performansı da U21 Milli Takım'ında da izliyoruz. Fizikli, çalışkan bir forvet. Kanat özelliği de ekledi kendine, ön alandaki çalışkanlığı üst düzey. Patlayıcı gücü var. Bosna Hersek karşısında kenardan oyuna girip, patlayıcı özelliği ile büyük fark oluşturdu. Gol noktasında geliştirmesi gereken özelliği çok da, 4.2 milyon TL'ye geri alabildiğimizi hatırlayınca, alternatiflerden biri olarak mı değerlendirsek. Ya da alsak ve oynayabileceği bir takıma kiralık olarak mı yollasak. Eyüpspor'a geri dönecek futbolcu, Alanyaspor'un satın alma opsiyonu yoktu. Geçen yıllarda pek fazla şans bulamasa da, kendisini geliştirmeyi başarmış ve ben buradayım dedi. 

Zaniolo'nun yaklaşımı, transfer sürecinde fiyat arttırır

Zaniolo'nun "transfer olmak istiyor" gibi bir durumu yok. Son açıklaması da çok yerindeydi. Türkiye'de iyi olduğunu, transferi düşünmediğini, bu konunun kulübü ilgilendirdiğini söyledi. Transfer durumunda "fiyat arttırıcı" söylemdir bu. Boey'in açıklamasına bakın bir de. Onun açıklaması da fiyat kırar. Zaniolo konusunda Galatasaray tok satıcı ve 35 milyon avro'luk bedel orada duruyor. Veren olursa ve o da gitmek isterse transfer gerçekleşir. Şu an, hele ki bir İtalyan takımının bu rakama çıkabileceğine inanmıyorum. Juventus, bu transferi gerçekleştirmek istese de, Zaniolo için bu rakama çıkamaz. Bu yüzden de "takas" ihtimalini konuşuyor. Takas olarak konuşulan isimler de oldukça iyi. McKennie ve Kean gibi futbolcular da Galatasaray'ın işine yarar. Jardel'in Sporting'e transferindeki "takas" olarak gelen futbolcularla farklı durum. Juventus'un önerileri kötü değil ama onlar adına zorunluluk. Fiyatı ancak bu şekilde kırabilirler. Burada eli güçlü olan taraf Galatasaray olduğu için, bu teklife yanaşmıyor. Ya da fiyatı yukarı çekmek istiyor. Zaniolo'nun takımda kalacağını düşünüyorum. Şampiyonlar Ligi onun için asıl vitrin ve orada kendini kanıtladıktan sonra transferini yapacak. Orada da bedel 35 milyon avro. Bu da Türkiye rekoru zaten. Zaniolo'yu mutlu kılmak meseleydi, bunu başardık. Oynamadığı halde bunu başardık üstelik. Futbolcuyu mental anlamda toparladık, sıra performansa geldi. Yeni sezonun en büyük transferi demem bu yüzdendi. Transferi konuşuluyor olsa da, gidecek üzerinden hiç düşünmüyorum bile. Gitse dahi, Galatasaray kazanabileceği en iyi rakamı görür. Zaniolo'nun yaklaşımı etken çünkü, Marcao gibi fiyat kırmıyor. Boey'i dinliyorsunuz, hayallerim var, geleceğim şöyle böyle diyor. Zaniolo ise Türkiye'de iyi olduğunu söylüyor. Doğru yaklaşım budur.

Yusuf Demir'i kiralayıp, Morutan'ı rotasyona yazmak gerekiyor

Morutan'ın Pisa performansı üzerine çok konuştuk. Opsiyonunu kullanırlar diye düşünsem de, futbolcu Galatasaray'a geri döndü ve belki de hayırlısı oldu. İsviçre karşısında 3 dakika içerisinde 2 asist yaparak, Romanya'yı geri döndürdü. İlk asisti de fazlasıyla "yetenek" işi. Galatasaray'a geldiği gibi ayağının tozuyla "potansiyelini" göstermişti. Sonrasında aldığı forma düzensizleşince istikrar sağlayamadı. Torrent göreve geldikten sonra da tamamen koptu zaten. Okan Hoca'nın yapabileceği bir şey yoktu. Morutan'ın kiralık olarak gönderilmesi doğru karardı.

Barış Alper Yılmaz, bugün Milli Takım için de x faktör oldu

Galatasaray adına sezonun x faktörüydü. Kritik maçların değişmez futbolcusuydu. Hepsinde de katkı verdi. Okan Hoca'nın zor maçlardaki en önemli hamlelerinden biri. Gelişimi adına ciddi şekilde de dokundu ve bugün Milli Takım için de x faktör oldu. Letonya ve Galler karşısında gelen "zoraki" galibiyetleri getiren isimlerin başında geliyor. Galler karşısında forvet başladığı maçı sağ bekte bitirdi. Sezonu iyi noktada bırakmıştı, aynı şekilde devam ediyor.

Letonya ve Galler maçları bireysel çabalar

2'de 2 değerli. Galler'in Ermenistan'a kendi sahasında yenilmesi, senin de akabinde Galler'i yenmiş olman ile 2.'liği büyük oranda cebe attın. Galler burada kırıldı, toparlaması zor. 2.'lik de Avrupa Şampiyonası demek. İyi mi oynuyoruz, asla. Hoca ile alakalı sorun var mı, fazlasıyla hem de. Talihli ama Kuntz, makul bir dönemde geldi. Önce Uluslar Kupası'nda bulunduğumuz kategori, sonrasında da Avrupa Şampiyonası eleme grupları. Bu gruptan zaten çıkman gerekiyor, hem de güle oynaya. Gülüyoruz diyemem, iyi oynadığımızı düşünmüyorum. Letonya ve Galler maçları bireysel çabalardı. Letonya karşısında bence kazanmayı hak etmedik. Galler karşısında da, 10 kişilik rakip karşısında çok zorlandık. 2. yarıdaki Barış Alper Yılmaz çabası, Arda Güler / Umut Nayır hamleleriyle maçı çevirdik. Rakibi o kadar açamadık ki, sadece kenar ortalarına kaldık. Umut Nayır, bu tarz oyunda koz işte. Barış Alper Yılmaz ve Ferdi Kadıoğlu soldan sağa geçince, takımın da oyunu değişti. 2 isim de yerini buldu ve sağ kenardan, rakip ceza sahasını daha iyi beslediler. Arda Güler'le de topa hakim oldun, biraz daha ince işler deneyip, fişi çektin. Sahaya çıkan 11'e baktığımda sorun görmemiştim aslında. Bazı performanslar düşük kalıyor, bu da seni hücumda kilitliyor. Barış Alper Yılmaz'ı sırtı dönük değil, yüzü dönük oynatırsan forvet katkısı alırsın. Orta sahanın merkezinden de bana göre hücum katkısı alamadık. Şansımız, Galler'in düşüş dönemine denk gelmek. Değişiyorlar, yeni bir formasyon deniyorlar. Daha rahat kazanabilmek gerekiyordu. Biraz da forvetsizlik bizi etkiliyor. Umut Nayır'ı eleştirdim de, şu 2 maçta gösterdiği çaba yine de takdir edilesi. 

Gece nöbeti #16; Weston McKennie

Orta saha arayışı, transfer döneminin odak noktasında. Torreira yanına, 8 numara hamlesi düşünülüyor. Paredes ismi de o noktada ön planda. Çift 6 düşüncesi var bence, hücumu biraz daha etkin kılabilmek anlamında. Orta sahanın merkezinde savunma yükünü taşıyıp, ön alanda oynayacak isimlerin hücum odağının yüksek olması düşünülüyor. Zaniolo'nun durumuna göre sağ kanat ve forvet arkası hamleleri düşünülüyor. Bu orta sahayı kurduğunuzda, forvet özellikli bir 10 numara mümkün. Hücum tarafı gol yükünü taşıyacak.

Gece nöbeti #15; Hakim Ziyech

Zaniolo ile alakalı transfer gündemi var. Juventus'un adı sık geçiyor ve bu transferde ısrarcı gibiler. Kulusevski'yi Tottenham'a 30 milyon avro'ya sattılar. Bu da Zaniolo için kaynak demek. Zaniolo'nun sözleşmesinde yazan çıkış bedeli 35 milyon avro. Galatasaray da bu transferde tok satıcı. Zaniolo'nun takımda kalıp, Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağını düşünüyorum. Juventus'a transferi gerçekleşirse de, bu büyük bir rakama, hatta yanında bazı iddialı takas isimleriyle olacak.

Gece nöbeti #14; Ozan Kabak

Ozan Kabak'ın hala 23 yaşında olması inanılmaz değil mi? Kariyerine o kadar çok takım sığdırdı ki. Kötü bir kariyer yönetimi var. 17 yaşında, Galatasaray'la Şampiyonlar Ligi oynuyordu. Galatasaray ile sözleşme uzatıp, en azından o sezonu tamamlaması gerekti. Stuttgart'a, sözleşmesinde yazan çıkış bedelinin üzerine gitmesi, Galatasaray'a sevgisini gösterir. Stuttgart, Schalke 04, Liverpool, Norwich, Hoffenheim diye uzanan bir kariyer. Forma giydiği takımların kalitesi her geçen zaman daha da düşüyor. 

Gece nöbeti #13; Doğan Alemdar

Uğurcan Çakır'ın maliyeti yüksek ve Muslera'yla da en az 1 yıl daha devam edileceği için transferi olmadı. Günay Güvenç alternatiflerden biri. Diğer isim de Doğan Alemdar. Hangisi öncelik bilmiyorum. Okan Kocuk'un sözleşmesi bitti ve Samsunspor'la anlaştı. Batuhan Şen'i de yeni sezonda 2. kaleci olarak düşünmüyorlar gibi. Yedek kaleci pozisyonu önemli. Muslera'nın ayrılıkları uzun olduğunda, orayı bir türlü dolduramıyoruz. Artık biraz da "geleceği" düşünerek kaleci transfer etmeliyiz. Günay Güvenç geleceğine, Okan Kocuk'la devam edilmesini isterim. Doğan Alemdar ise başka, genç ve potansiyelli kaleci. Genç yaşında, Rennes formasıyla da hatırı sayılır sayıda maça çıktı. Kayserispor'da çıkış yaparken, büyük potansiyel gösterdi. Rennes'de aynı parlamayı yapamadı ama yaşı henüz 20. Genç yaşında, ciddi bir tecrübe sahibi. Geleceği de kurgulamak adına bu transfer düşünülebilir. Muslera'dan da öğrenecek çok şeyi var. Tabi o güveni vermelisiniz. Planı ona göre kurup, Muslera sonrası senin demelisiniz. Doğan Alemdar'ın ayakları iyi mesela, Galatasaray'ın oyun tarzına çok uyuyor. Geriden oyun kurarken ya da geçişi kovalarken, kaleciden atılan uzun topların değeri oluyor. Kalecilik meziyetleri de iyi, gelişim göstermesi mümkün. Bu yatırımı yapmak mantıksız durmuyor. Rennes'in beklentisi nedir bilmiyorum da, bu potansiyelden de kolay vazgeçmezler. Yer yer süre veriyorlar, oynadığı çok oldu ve iyi maçlar çıkardığı dönem var. Tabi onlar da şu aşamada 1. kaleci gibi düşünmüyorlardır. Galatasaray'a da 1. kaleci olarak gelmeyecek. Yine de ihtimali olacak.

Rashica'yi keşke ön elemeler öncesi bitirebilsek de, ezberi bozmasak

Rashica'nın transfer süreci de uzayacak gibi duruyor. Rashica'nın Norwich City'de devam etme ihtimali yok. Yine de, Galatasaray dışında da talipleri oluyor. İyi bir sezon geçirdi çünkü. Türkiye içerisinden dahi bu işi bozma adına teklif yapan takımlar çıkmıştır. Her zaman olduğu gibi o da. Haliyle de, Rashica için bonservis beklentisi artıyor. 10 milyon avro'yu bugün versen transferi bitirirsin de, Erden Timur'un "bu transfer doğru rakama bitmeli" sözü önemli. Bu transfer için olmadık rakama çıktığın an, Rashica'dan kaynaklı hayal kırıklığı yaşaman olası. Bence de doğru rakama bitmeli. Gerekirse de Rashica için beklersin. Takım içinde önemi var. Rashica'nın 11'e dahil olmasıyla birlikte saha içindeki dengeyi ve senkronu yakalamıştık. Transfer stratejimizi de konuşmalı. Zaniolo kaldı diye düşünürsek, yeni sezonda sağ kanatta o oynayacaktır. İyi de bir 10 numara bakılıyor çünkü, oraya da transfer yapılacak. Rashica da rotasyon içerisinde değerli parçalardan biri olacak. Böyle düşününce, transferi için "olacaksa doğru rakamlarla" söylemi mantıklı oluyor. Olmazsa olmaz gibi görmüyorsun çünkü. Hatta Ziyech misali daha büyük alternatifleri de konuşuyorsun. Orta sahada çift 6 ile oynama planı yaparken, hücumu olabildiğince kaliteli kılma düşüncesi var gibi. Rashica'nın kalmasını istiyor ve bekliyorum. Gün sonunda bu iş bizim istediğimiz şartlarda biter. Keşke ön eleme süreci öncesi bitse. O maçlarda da eli çok güçlü kılardı. Uyum sorunu gibi sıkıntılar yaşamayacaksın çünkü. Ezberin ile o maçları geçeceksin.

Gece nöbeti #12; Angeliño

Galatasaray'ın sol bek transfer gündeminin 1 numarası diye biliyorum. 1 numarası ve doğal olarak en zoru diye de ekleyelim. Hoffenheim, satın alma opsiyonunu kullanmadı ve futbolcu Leipzig'e geri döndü. Leipzig'de devam etmeyecek gibi görünse de, yüklü bir bonservis beklentileri var. 20 milyon avro istediler diye yazılıyordu. Hoffenheim'ın da satın alma opsiyonu 20 milyon avro'ydu. Galatasaray, sol bek ihtiyacını acil tutuyor gibi ve kampa kadar yetiştirmek istiyor.

Umut Nayır'a kalıyorsun da, bence kalmamalısın

Umut Nayır'ı Galatasaray'a forvet alternatifi olarak düşünenler vardı. Ümraniyespor performansı, Galatasaray için ölçü olamazdı. Maalesef bu seviyelerin forveti değil. Milli Takım performansıyla da bunu gösterdi. Potansiyel başka bir şey. Bazı futbolcuların geç olgunlaşması tamam da, Umut Nayır bu seviyede değil. Milli Takım'ın forvet rotasyonu ciddi anlamda sorunlu. Enes Ünal'ın bu denli çıkış yaptıktan sonra yaşadığı sakatlık talihsiz. Onun alternatifi Cenk Tosun, o da sakat ve belli bir yaş haddi var. Bu 2 isim olmayınca, Umut Nayır'a kalıyorsun da, bence kalmamalısın. Barış Alper Yılmaz'ın Galatasaray performansı bence yeterince ölçüydü. Forvet ya da kanat fark etmeden, müthiş performans verdi. Hatta forvet arkasında, 2. forvet gibi oynarken de. Letonya karşısında da gördük, koşuları ile tüm rakip savunmayı kilitledi ve hücumun bu sayede hareketlendi. Barış Alper Yılmaz gibi bir hamlen olmasa, bu maçı kazanabilme şansın yoktu. İlk 11 başlasa, bence iş daha erken de biterdi. Kerem Aktürkoğlu, doğru pası atsa da, Umut Nayır'ın bunu görmesi imkansız. Barış Alper Yılmaz'ın ön alan baskısı ve koşuları değerli. Rakip bütünü ile fizikli, mücadele ile ayaktalar. Umut Nayır, rakip savunma arasında ezilirken, Barış Alper Yılmaz yıkarak geçti. Sana hareketlilik lazımdı, bunu sağlayacaktı. Çok büyük bir Okan Hoca dokunuşu. Karar mekanizmasının da her geçen gün yükseldiğini görmek mutlu ediyor. Galatasaray adına çok büyük bir kazanım. Yerli "Adama Traore" diyorlar da, karar mekanizması onun önüne geçer diye düşünüyorum. Bu tarz dokunuşları x yapınca ooo diyenler, Okan Hoca'nın da hakkını versin.

Letonya karşısında ilk kez Milli Takım forması giymesine inanamıyorum

Bir önceki Milli maç haftasında, başında ağrı var üzerinden takımdan çıkarılmıştı. Konyaspor maçında başına bir darbe almıştı ama ciddi durumu yoktu. Okan Hoca da onu Azerbaycan'a götürüp, hazırlık maçında 11 başlatmıştı. Abdülkerim Bardakcı kadar şu ülkede hakkı yenen futbolcu sayısı azdır. Galatasaraylılar el üstünde tutarken, konuşması gereken diğer kesim görmüyor bile. Çağlar Söyüncü sakatlık yaşamasa, belki de bu maça 11 başlayamayacaktı. Oysa hak eden o. Stoper rotasyonun kalabalık olabilir. Performans olarak bakacaksın. Bazısı kendi takımlarında kötü gidiyor, hatta forma dahi bulmadı. Abdülkerim Bardakcı, yıllardır gösterdiği iyi istikrarı, Galatasaray'da zirveye taşıdı. Ligin en iyi yerli stoperi demiyorum, genel olarak en iyisi. Tarz olarak da farklı, elini rahatlatıyor. Sol ayaklı, geriden iyi oyun kuran, topla çıkabilen, duran toplarda gol atan. Letonya karşısında da attı golünü işte. Letonya karşısında ilk kez Milli Takım forması giymesine inanamıyorum. 28 yaşına geldi, çok daha öncesinden hak ediyordu. Galatasaray forması giymeden önce de hak ediyordu. Letonya karşısında zorlandı bu arada. Nedeni de rakibin attığı uzun toplar. Karşısında 2 metrelik forvet var, hava topu alman imkansız. 1'e 1'lerde de sürekli onunla eşleşti. Merih Demiral'ın o eşleşmeyi alması gerekiyordu. Fizik olarak zorlanması doğaldır. Öyle bir 11'in sahadaydı ki, topu rakibe vermemeliydin. Orta sahanın merkezi Hakan Çalhanoğlu / Orkun Kökçü, onların önünde Arda Güler. İş "savunmacılarına" gelmemeliyken, bir dolu pozisyon verdin.

Letonya karşısında alınabilecek en şanslı galibiyeti alıyoruz

Bir teknik direktörle "ayrılmayı" kafaya koyduysanız, önünüze kısa hedefler koyup, "kayıp yaşarsak ayrılırız" üzerinden hareket etmemelisiniz. O ayrılık elinde sonunda yaşanacak çünkü. Siz ise kaybettiğiniz zamanla kalacaksınız. Galler karşısında kazanıp, 5 puanlık fark yakalanabilir. Bu demek değil ki, Kuntz başarılıdır. Torrent'ten bu yana gördüğüm en etkisiz teknik direktör performansı. Ayrılık için çok bile zaman kaybedildi. Letonya karşısında alınabilecek en şanslı galibiyeti alıyoruz. Oyun olarak zerre hak etmedik. Rakibin az daha yetenekli hücumcuları olsa, bence mağlubiyet de hak edildi. Verdiğin pozisyonlar ortada. 10 kişi kalıyor rakip, son dakikada 2-2'ye maç geliyor. Maçı hemen sonrasında 3-2'ye çevirebilmen bambaşka hikaye. Barış Alper Yılmaz, oyuna girdikten sonra öyle hareketlilik getirdi ki, sadece yaptığı koşular dahi rakibi kilitledi. Maçın geneline bakınca, Kerem Aktürkoğlu / Ferdi Kadıoğlu kanadında etkili olabiliyorsun. Hakan Çalhanoğlu, Inter'deki o derin oyun kurucu rolünde müthiş katkı veriyor. Dahası yok ama. Umut Nayır'ın bu seviyede işi yok. Kerem Aktürkoğlu, Icardi'yi sahada arayıp, alıştığı pasları atarken, Umut Nayır gerçeğiyle karşılaştı. Arda Güler yok, Cengiz Ünder golde güzel bitirdi ama maçın genelinde o da yok. Oyunculara da fatura kesmiyorum, bu kaliteli hücumculardan bir arada katkı alınacak bir taktik dokunuşu göremiyoruz. Daha istikrarlı ve iyi oynamalıyız derken, Kuntz ile bu başarılamaz. Letonya'nın ne oynayacağı belli, çalışmamışsın bile. Uzun toplar atacaklar bol bol ki öyle de yaptılar. Seni hava toplarında ezdiler. Önlem dahi almamışsın.

Gece nöbeti #11; Moussa Dembélé

Dembele'nin transferi, Celtic'e transfer olduğu yaz dönemi de gündemdeydi. Florya'ya geldi, görüşüldü, o dönem boştaydı. Müthiş bir geleceğe yatırım olacaktı ki, garip işler döndü. O günün Dursun Özbek'i ile, bugünün Dursun Özbek'i çok farklı. Dembele'yi almayıp, Eren Derdiyok'a yatırım yapmayı tercih etmiştik. Dembele de Celtic formasıyla müthiş bir çıkış yakalamış, 22 milyon avro'ya Lyon'un yolunu tutmuştu. Lyon'da da iyi geçtiği sezonlar var ayrıca. Takımın kaptanlığına dahi yükseldi. Bir dönem Atletico Madrid de kiraladı. Bu anlattıklarım, futbolcunun yetenek düzeyini gösterir.

Tozlanmış parçalı #49; Okan Kocuk

Okan Kocuk, oynamak isteyen bir kaleci. Bu iyi bir özellik. Galatasaray'da nice kaleciler tanıdık, 2. kaleciliği kendisine meslek edinmiş. Muslera'nın arkasına gelen kaleci "beklemeyi" göze alıyordur da, her fırsatta forma için çabaladı, şansları değerlendirdi. Muslera'nın arkasında Sinan Bolat, Cenk Gönen gibi Milli kaleciler de tuttuk. Hatta Sinan Bolat'ın maaşı, dönemin Beşiktaş 1. kalecisi olan Tolga Zengin'den fazlaydı. Ne zaman şans onlara geçse felaket maçlar oynadılar. Galatasaray'da yedek kaleci konusu bu yüzden derin bir yaraydı.

Gece nöbeti #10; Mert Müldür

Kaan Ayhan transferinin ardından, Mert Müldür de konuşuldu. O gün için çok istiyordum. Sağ bekten çok, sol bek oynayabilme ihtimali üzerine tabi. Sol bekte sıkıntı vardı ve 8+3 içerisinde o pozisyonu yerliyle geçmek gerekiyordu. Gün sonunda hayırlısı oldu, Kazımcan Karataş'ı kazandık gerçi de, Mert Müldür o gün için mantıksız transfer değildi. Bugün için de değil aslında. 8+3 devam ediyor sonuçta. Yerli alternatif, rotasyon içerisinde mutlaka katkı sağlar. Kilit kelime "rotasyon". Ana planın sağ beki olacaksa, Boey sonrası üzecektir.

Zaniolo ile alakalı transfer haberlerinin tutarlılığı yok

Zaniolo'yla alakalı her gün transfer haberi okuyoruz. Hepsi de dış basın kaynaklı. Juventus / Tottenham ekseninde gidiyoruz bir de. 1 gün birine, 1 gün diğerine. Zaniolo ayrılmak istiyor da, gitmek için elinden geleni gösteriyor gibi bir algı var. Oysa durum tam tersi. Zaniolo'nun aklında şu an için transfer yok, takımda kalmak ve Şampiyonlar Ligi'nde oynamak istiyor. Fenerbahçe maçındaki hırsını gördünüz. Yeni sezonun fragmanını o gün izledik. İtalya Milli Takım'ına geri döndü, kısa vadede gerçekleştirdiği hedef bu. Şampiyonlar Ligi ile birlikte en üst vitrine çıkacak, "ben buradayım "diyecek. Şampiyonlar Ligi, Galatasaray'ın "tercih edilen" bir kulüp olmasının en önemli avantajlarından. Juventus'a, Tottenham'a bugün de gidersin. Yarın ayaklar yere daha sert bastığında, belki 1 üst seviyeye çıkacaksın. Galatasaray açısından da Zaniolo'dan bugün 25 milyon avro kazanacağına, yarın 35 milyon avro'yu ödeyecek takımlar kapına gelir. Biz tok satıcıyız. Futbolcunun da takımda kalmak istemesi elimizi güçlendiriyor. Zaniolo, Galatasaray adına yeni sezonun en büyük transferlerinden biridir. Ana aktör olacak ve takımı sürükleyecek isimlerin başında gelecek. Önümüz ön elemeler, Zaniolo da o gün için büyük ihtiyaç. Yeni transferlerin akıbeti henüz belli değil. İşin bir de uyum aşaması var derken, o ön elemelerin ilk etabını geçen sezonun çekirdeği geçecek. Dış basında ortaya atılan transfer iddialarına takılmayın. Her gün farklı rakamlar var. 1 gün kiralıyorlar, bir gün 20 milyon avro veriyorlar, ertesi gün 25 milyon avro oluyor. Haberlerin de tutarlılığı yok.

Geçen sezon gerçekleşenler, bu sezonun teminatı olacak

Medyanın işi "transfer" türetmek. Tonla isim ortaya atıldı, kimi haberin akasında durdular. Taraftarın beklentisi var, geçen sezon geçirilen dönemin ardından da, bu sezon daha fazlası isteniyor. Ortaya iddialı isim atınca, doğal olarak konuşuluyor. Ayaklarımız biraz yere basmalı. Ön elemeler kaynaklı belli bir acele elbette var da, bu demek değil ki "transfer yapmak için transfer yapılacak". En iyi ve doğru alternatif kovalanıyor. İşin büyük kısmı maliyet. Döviz kuru malum, iddialı transfer yapabilmek o kadar kolay değil. Bazı hamleler için gerekirse son gün beklenecek ve fırsat kovalanacak. Bazısı ise ön eleme maçlarında sahada olmak zorunda. Erden Timur'a güveniyorum, Galatasaray adına en büyük teminat. Medyada çıkan birçok ismi yalanladı. Taraftarın ayağı biraz olsun yere basacaktır. Gerçi medyanın bazı mensupları gidip bambaşka isimler yazacak. Körü körüne, verdikleri yanlış haberlerin arkasında duranlar da olacak. Kimsenin ayrılmaması halinde, 5-6 transferin gerçekleşeceğini söyledi. Kiralık futbolcular da, o ayrılacak isimlere dahil. Bazısını rotasyonda görmek mümkün olabilir, hoca değerlendirecektir. Ayrılık halinde de, gidecek isimlerin yerine düşünülen alternatifler şimdiden hazırdır. Transfer beklentileri öyle bir noktaya geldi ki, kimi Torreira / Paredes merkezini beğenmiyor. Böyle bir dünya yok maalesef. Takımın ihtiyaçları, mali gücümüz, şartlar belli. Transfer edilmek istenen isimler de değerli. Paredes'e nasıl burun kıvrılıyor, kıvıran hangi paralel evrenin içerisinde? Geçen sezon gerçekleşenler, bu sezonun teminatı olacak. O teminat da Erden Timur.

Görüyoruz ki, potansiyelli genç sana zarar yazmıyor

Mostafa Mohamed'in opsiyonunun kullanılmasını beklemiyordum. Çünkü gidişat o yöndeydi. Takımda kalır üzerinden, ön elemelerde kendisini izleriz diye düşündüm. Icardi konusu muamma, Gomis ayrıldı. Mostafa Mohamed, elde kalan tek forvetti. Kafalardaki forvet rotasyonunun oluşması halinde, rolü 3. forvet olacaktı. Galatasaray'da kalmak istemediği belli bir şey. Bu rolü de kabul etmezdi. Mutsuz bir futbolcuyla devam etmektense, 5.7 milyon avro'luk bonservisin keyfine bakarım.