Ziyech gibi özel bir ayak var ve seni Şampiyonlar Ligi'nde ayakta tutuyor

Ziyech'i de denkleme katmış bulunmaktayız. Şampiyonlar Ligi için birçok kaliteli transfer yaptık, kimi geç açıldı, kimi açılamadı bile ama Ziyech'in vitesi yükselttiğini gördük. Onun için yazmıştım. Afrika Uluslar Kupası'na kadar kusursuz bir Aralık ayı geçirir, kupaya gittiğinde de kendisini fazlasıyla ararız. Alıştırır o kaliteye çünkü, yerini doldurman kolay değil. Şu ana kadar geçen süreçte istediğimizi alamadık da, bundan sonrası farklı olacaktır.

Nerede o saçma yorumlar?

Manchester United ile oynadığın 2 maçta da Kerem Aktürkoğlu'yla geri döndün. Nerede o saçma yorumlar? Eleştiriler demiyorum, yorumlar kısmını altını çiziyorum. Eleştiri başka bir şey çünkü. Gerekli bu çocuk işte, senin takımının yansıttığı kalitenin en önemli parçalarından biri. Üzerinde büyük bir gol yükü vardı, bunu da atmış oldu diye düşünüyorum. Galatasaray'ın bazı olmazsa olmazları var ve Kerem Aktürkoğlu da onlardan biri. Hatta oynadığı mevkiden de bağımsız.

Galatasaray 3-3 Manchester United, tepeyi terk eden okçular misali

Sondan başlayalım. Maç 3-3'e geldikten sonra "tepeyi terk eden okçular" misali oynayamazsın. Davinson Sanchez yok arkada, geri koşamıyorsun. 3-3 sonrası o hızla galibiyeti düşünmeyi anlıyorum da, kontrolü kaybetmeyi anlayamam. Büyük bir Manchester United baskısı yedik sonrasında. Sen Zaha ile 2 pozisyon bulduysan, adamlar 10 tane net pozisyon yakaladı. Önce Allah, sonra da Muslera kurtardı. Okan Hoca da Allah'ın sevdiği kuluymuş, baştan sonra büyük yanlışlar var.

Bayern Münih'le oynadığımız ilk maçın felsefesini uygulayacağız

Bizim seviyemiz Şampiyonlar Ligi ve orada da fazlasıyla iddialıyız. Manchester United ile tarihimizin en önemli maçlarından birine çıkacağız. Galibiyet olmazsa olmazımız ve favori olduğumuzu düşünüyorum. Bayern Münih karşısında 2 maçta kaybetmiş olsak da öyle bir futbol oynadık ki, öz güvenimiz fazlasıyla yüksek. O seride asla kırılmadık, kaybetmemize rağmen daha güçlü çıktık dahi diyebilirim. Rakip tüm eksiklerine rağmen Manchester United tabi, bunu da atlamayacağız. Çok büyük bir futbol kültürü. Favoriyiz derken bunu da inkar edemeyiz.

Oynamamaktan şikayetçiydi, işte fırsat

Davinson Sanchez'in sakatlığı olabilecek en kötü durumlardan biri. Hele ki sezonun en önemli maçına giderken. Davinson Sanchez ile birlikte stoperleri orta sahaya kadar çıkarıp, rakibe orada basabiliyorduk. Topla çıkışları, hücuma verdiği destek de oyunumuzun en güçlü yanlarından biriydi. Bu takım elbette Nelsson'la şampiyon oldu da, Galatasaray'ın bugün oynadığı oyun Davinson Sanchez gibi bir stoperi istiyor. Nelsson da Kopenhag maçında çok sıkıntı yaşamıştı. Davinson Sanchez yokken, Okan Hoca'nın mutlaka yeni bir dokunuş yapması gerekecek.

Okan Hoca'nın da bu süreçte Ndombele'ye şans vermesi çok doğruydu

Ndombele için yaptığım yorum "standart" bir oyun oynadığıydı. İyi oynadı demek değil bu. Bazısı anlamamış da, onlar için anlatmaya çalışayım. Fiyat / performans diye bir şey var. X bir futbolcudan yana duyulan beklenti ile Ndombele'den duyulan beklenti arasında fark var. X futbolcu şu performansı verse belki övülür, işini yaptı denilir. Görev adamıdır çünkü o, beklenti bellidir. Ndombele'den yana duyulan beklenti ise bambaşka. Onun farkını ortaya koyması gerekir. Standart bir oyun oynaması kimseyi tatmin etmez.

Alternatif yerli bırakmamaya yemin etmişler

Yine aynı konuya geliyoruz da, bu bizim değişmesi gereken gerçeğimiz. Yerli futbolcuya yönelik ağır bir tahammülsüzlük var. Paçalardan etiket akıyor. Drogba ve Podolski gibi isimleri tarihin en iyi 11'ine yazanlar bunu yapanlar. Gözlerini açtıklarında bu tarz yıldızları gördüler çünkü, etiketle yoğruldular ve öyle devam ediyorlar. Gerçi medya da körüklüyor bunu. Aklı başında olması gereken birçok isim de bu etiket algısını körüklüyor ve bunun peşinden gidiliyor. O Galatasaray seviyesinde değil, bu Galatasaray seviyesinde değil diye diye yakında oynatacak yerli bulamayacağız.

Aşırtmaları, uzak köşeye plaseleri, bunlar hep Mertens'in imzası

Geçen sezonun son bölümüne doğru çok doğal şekilde düşüşe geçmişti. Yaş haddi var ve alternatifsizdi. Bu sezon daha alternatifli bir kadro olsa da, Mertens'i 11'de izlediğimiz maçlar oldu. 11 oynarken beklenen etkiyi gösteremezken, sonradan oyuna girdiği bölümde tecrübesini konuşturmuştu. Alanyaspor karşısında da 11 başlarken böyle bir çekincem vardı. Mertens ise geçen haftaların çok ötesinde, onu iyi hatırladığımız dönemde olduğu gibi bir performans verdi.

Zaha'nın ritmi yükseliyor

Zaha'nın ritmi yükseliyor. Önceki maçlarda kötü oynuyordu yorumu değil bu. Bir video dönüyordu internette. O kadar bitiremiyoruz ki, Zaha'nın en az 5-6 asisti heba olmuştu. Orada bitirebilsek, Zaha'nın muhteşem tabelasını konuşuyorduk. Ritimden kastım gol etkisi. Oynadığı son 3 lig maçında da gol atmayı başardı. Bu sezon toplamda 15 maçta 6 gol 2 asist oldu. Bu da iyi bir rakam. Ritim geliştikçe çok daha iyisi olacak.

Galatasaray 4-0 Alanyaspor, o çok beklenen farklı galibiyet geldi

O çok beklenen farklı galibiyet geldi. 4-0'la maçı bitirirken, neden 7 ya da 8 olmadı üzerinden eleştiri yapıyoruz. "Bitirme" noktasında Mertens vardı. Alanyaspor maçı da onu tekrar kazanmak anlamına geldi. Diri bir Icardi de izleyince, hücumu keyifli bir Galatasaray vardı ve sonucu ilk yarıdan aldı. Geçen haftaların büyük sıkıntısı hücumda yapılan top kayıpları ve kötü bitiricilik. Barış Alper Yılmaz'ın hatalı tercihlerini bir kenara bırakırsak, Galatasaray skoru alırken hücumda hatasızdı. 4-0 sonrası o bitirememe hadisesi yeniden ortaya çıktı.

Boey'in yeni sözleşmesi?

Boey'in yeni sözleşmesiyle alakalı mutlaka hazırlık vardır, çalışılıyordur da, hala bir hamle gelmedi. Ocak ayı gelmek üzere ve son 1.5 sezonuna girecek. Yeni sözleşme imzalamama durumunda, Ocak ayı transferi gerçekleşmezse, yaz dönemi hayal ettiğin rakamın çok daha aşağısına razı olmak durumundasın. Hedef dahilinde ilerlerken de, Boey'in olası satışı sana çok zarar verecek. 3'ün 5'in hesabı mı yapılıyor bilmem de, bu işin zararı gün sonunda çok daha büyük olur.

Icardi, takımla çalışmalara başladığına göre "başlıyoruz" diyebiliriz

Icardi, takımla çalışmalara başladığına göre "başlıyoruz" diyebiliriz. Sakatlığını tamamen atlattı ve geri dönmesi gereken de bu zamanlardı. Alanyaspor maçıyla birlikte yeni bir tempo içine giriyoruz. Kasım ayının son haftası ve Aralık ayı fazlasıyla yoğun bir maç trafiğine sahip. Uzun süre Milli Takım arası da yok ve artık hiçbir futbolcu için "hazır değil" mazereti üretilmemesi gerekiyor. En kritik viraja giriyoruz. Şampiyonlar Ligi'nde olmazsa olmaz 2 maç oynayacağız.

Icardi sadece gol atan bir futbolcu değil, çok büyük bir ikon

Vinicius Junior'un uzun sürecek sakatlığı sonrası Real Madrid'in forvet arayışına geçtiği ve Icardi'nin gündeme geleceği dış basında dile getirilmiş. 15 milyon avro da bonservis ücreti vermeyi düşünüyorlarmış. Söz konusu Real Madrid olunca Icardi kesin gider deniliyor da, durumun böyle olacağını hiç düşünmüyorum. Çünkü Icardi'yi x yıldız futbolcu gibi değerlendirmemek gerekiyor. Alışagelmemiş şekilde hareket ediyor. Bizi de Galatasaray'da geçirdiği günlerde bu anlamda fazlasıyla şaşırttı.

Afrika Uluslar Kupası'na kadar en iyi dönemini geçirir

Ziyech'in Tanzanya karşısında gösterdiği performans muhteşemdi. Vitesi açtığının emarelerini zaten alıyorduk. Şu an daha da yükselmiş halde. Kalitesine yaklaşıyor, hatta orayı yakaladı diye düşünüyorum. Afrika Uluslar Kupası'na kadar da en iyi dönemini geçirecektir. Turnuvaya gidince de kendisini fazlasıyla ararız. Bu tarz kaliteler böyledir. Ağızlarda tat bırakırlar, yokluklarında da fazlasıyla kendilerini aratırlar.

Zaniolo'yu daha çok forvetin arkasında, 2. forvet gibi düşünüyordum

Geçen sezon biterken, yeni sezona yönelik en büyük transfer Zaniolo diyordum. Geçen sezon transfer olurken de beklenti yüksekti ama adınız Zaniolo olsa da o yapı içine girmeniz zordu. 11'i oturmuş, istikrarlı ilerleyen bir takım vardı. 11'e girememiş olsa da, kenardan gelip de takıma kattığı enerji yüksekti. Kasımpaşa maçında da kritik ve maç kazandıran bir golü vardı. Yeni sezona yönelik beklenti vardı işte. Şampiyonlar Ligi'ni düşünerek, takımdan ayrılacağını hiç düşünmüyordum.

Lider bitirmenin prestiji, morali ve özgüveni büyük olur

Galler karşısına "beraberlik" düşüncesiyle çıkıldı ve sahadaki 11 de buna göreydi. Bence hatalı tercih çoktu. Hele ki Almanya deplasmanında oynanan oyunun ardından vitesi düşürmezsin. Sol bekte Cenk Özkaçar, stoperde Samet Akaydın hamleleri biraz da rakibin duran top tehdidine karşı uzun kalalım tercihi gibiydi. Önde de kısa ve hızlı isimleri tercih edip, geriden uzun vururuz, savunma arkası ve seken topları hedefleriz diye düşündük.

Sevilla onun için Brezilya Milli Takım kapısıyken, gün sonu Anadolu yolları

Marcao'nun Sevilla'da başarılı olmasını isterdim. Galatasaray'ın "geliştirici kulüp" olarak kabul edilmesi noktasında el güçlendirirdi. Sevilla'ya giderken bonservis rakamı çok eleştirildi de, bence o an için en iyi rakamdı ve bunun adı da zamanlı ayrılıktı. Senin izlediğini, transferi gerçekleştirmek isteyen takım da görüyor. Mentali düşük, çok çalışkan da sayılmaz. Giresunspor deplasmanında yaşanan hadise de ciddi anlamda piyasa kaybı demekti.

İşin özü ideal 11'i bulmak ve bunun üzerinden devam etmek

Son haberlere bakınca, Kerem Aktürkoğlu'nun sol kanada çekileceği, Zaha'nın da sağ kanatta kullanılacağı yazılıyor. Ziyech forvetin arkasına geçip, orta sahada Kaan Ayhan / Torreira'da ısrar edilecekmiş. Kaan Ayhan / Torreira ısrarı tamam da, Kerem Aktürkoğlu ile alakalı sıkıntı "bitirememek". Bunu da her fırsatta dile getirmeye devam edeceğim. Forvetin arkasında oynarken kaçırdıklarının yarısını atsa, yeni pozisyonunda ne kadar iyiymiş denilecekti.

Puma hayırlı olsun

Nike ile geçen uzun bir dönem var. Başlarda keyifli, sonrasında fazlasıyla eleştirilen. Bizler işin tasarım noktasındayız daha çok. Nike dönemi giydiğimiz formaları düşününce, çok beğendiğimiz forma tasarım sayısı 2 elin parmağını geçmez. Bazı hasret kaldığımız forma tasarımları var, son yıllarda yüzüne dahi bakılmıyor. Düz sarı forma bunlardan biri mesela. Bunlar benim fikrim tabi. Üreticinin forma kalitesine asla bir şey diyemem. Çok uzmanı olduğum konu da değil zaten. Söylediğim gibi, işin tasarım noktasındayım.

Ndombele'yle alakalı her Milli Takım arasında aynı haberleri okuyoruz

Farkında mısınız, Ndombele'yle alakalı her Milli Takım arasında aynı haberleri okuyoruz. Kilo vermeye başladığı yazılıyor, idmanlarda kendisini gösterdiği ve önümüzdeki ilk maçta 11 göreceğimiz. 3. Milli Takım arası bu ve aynı haberleri sabit şekilde okuyoruz. Gün sonunda ne olacak derseniz, Ndombele'yi yine göremeyeceğiz. Çok çalıştığını, buraları ciddiye aldığını düşünmüyorum. Maç önü ısınmalardaki ruh haline bakın, demek istediğimi görürsünüz.

Kaan Ayhan, 3 maçtır Kimmich'i boğuyor

Kaan Ayhan'ın çok kısa zaman dilimi içinde Kimmich'e karşı 3. maçı. 3'ünde de Kimmich karşısında bariz üstünlüğü vardı. Manchester United deplasmanıyla başlayan orta saha macerası, her zorlu maçta üstüne koyarak ilerlemeye devam etmekte. 6-8 numara transferlerini konuşuyoruz da, şu Kaan Ayhan performansının üzerinde etki alabilmek de zor. Etikete kapılmaya devam ediyoruz diye düşünüyorum. Kaan Ayhan'ın büyük takımlara karşı kötü performansına henüz denk gelmedik.

Tepeden tırnağa elit stoper

Tepeden tırnağa elit stoper. Bir stoperde ne ararsanız, tüm cevapları Abdülkerim Bardakcı'da bulun. Savunmacılık, hava hakimiyeti, top kullanma ve dripling, stoperden alabileceğin maksimum hücum katkısı. Bonus olarak da sol ayak. Milli Takım tarihinde dahi bu kadar komple paket stoper sayısı çok azdır. Maalesef Milli Takım uzun yıllardır etiket denizinde yüzdü. Cv'sine Avrupa takımı yazanlar oynuyordu. Takımlarında yedek olmaları ya da gösterdikleri performanslar önemli değildi.

Zaha imkanı doğmuşsa, bu transferi yapardın

Son 10 sezonda Avrupa'nın önde gelen 5 liginde en çok dribling yapan oyuncular sıralamasında, Messi'nin ardından 2. sırada Zaha var. Çok hakkını teslim edemedik de, gerçekten büyük transferdi. Çoğu dev takımın isteyebileceği, Suudi Arabistan piyasası da çıldırmışken oradan çekmeyi başardığın bir transfer. Şu an performans olarak istediğin düzeyde olmaması can sıksa da, en kötü halinin dahi sana maç kazandırdığını görebiliyorsun.

Sadece 2-3 kişinin ayağına bakan bir bitiricilik sorunu

Galatasaray bitiremiyor, Kerem Aktürkoğlu bu anlamda düşüşte, Icardi sakat tamam da, Galatasaray'ın temel sorunlarından biri bu zaten. Skor dağılımı maalesef yok. Icardi ve Kerem Aktürkoğlu'na fazlasıyla odaklıyız. Onlar da aksayınca problem olmaya başladı. Her pozisyonun içinde onlar var. Bu takım üretemiyor değil de, bitirme anlarında sadece onlar var. Kerem Aktürkoğlu'nun bu yüzden kötü oynamadığını düşünüyorum. Her maç 2-3 net pozisyonun içinde ve oynadığı rolün de gerekliliği bu. Zaha da yeni yeni tabela yapmaya başladı ama yetmiyor.

Rakamlar yalan söylemiyor

Rakamlar yalan söylemiyor. Ben de bu rakamları her fırsatta paylaşmaya devam edeceğim. Manasız bir linç ve "beğenmeme" üzerine oluşan görüntü var. Onu istemeyelim, bunu beğenmeyelim de, "bitiricilik" sorun olduğu için bunlar yaşanılıyor. Bitirebilsen "skoru" alacaksın ve bu sefer de oyun ile oyuncuların ne denli iyi oynadığından bahsedeceksin. Kimi gerçekten de performans olarak beklenilenin gerisinde ama kalitelerini gösterdikleri birçok an var.

Nelsson satışında beklentiyi doğru ayarlamak lazım

Bir haber gördüm, Galatasaray'ın Nelsson için 20 milyon avro'yu gördüğü an satışına izin vereceği yazılıyor. Bu para yaz dönemi de görüse satışına izin verilirdi. Görülmediği için transferi olmadı. Nelsson'un bir ederi vardı, şu an o ederin de aşağısına indi. Değerini bulan futbolcuyu satmak gerekiyor. Bazı futbolcular için paha biçemezken, atladığımız noktalar oluyor. Nelsson'un şu dakika 10 - 12 milyon avro aralığına ancak transfer olacağını düşünüyorum. Yaz dönemi ederi ise benim için 15 milyon avro'ydu.

Galatasaray'ın oyununun temelinde pres var ve Okan Hoca da bu oyundan ödün vermez

Galatasaray'ın oyununun temelinde pres var. Okan Hoca "pres" oyunundan asla ödün vermez. Bunu da her geçen zaman daha da güçlendiriyor. Şampiyonlar Ligi'nde oynadığımız oyun ortada. Bayern Münih'e dahi 2 maçta çok zor anlar yaşattık. Şampiyonlar Ligi'nde bu tempoda oynarken, ligde de aynı şekilde devam etmek imkansız. Yüksek tempo çünkü. Maç trafiği yoğun, sağlıklı kalmak gerekiyor. Bunun da yolu ligde vitesi biraz daha düşürmek. Galatasaray da böyle yaptı ve şu an bulunduğu konum gayet iyi.

Lemina, son günlerin en büyük transfer modası

Lemina, son günlerin en büyük transfer modası. Her gün transferi konuşuluyor. Yazan medya değil, konuşan taraftarlar. Yanlış zamanda gelen doğru isim olduğu da yazılıyor. Lemina'yı bugün için düşününce müthiş elbette de, Galatasaray'da oynayan Lemina farklıydı. Daha önce de yazdım. Fulham'a kiralık gidince ivmesi artmaya başladı, sonra da Nice'a transferi gerçekleşti. Biz de o treni "Nice" transferi anında kaçırdık. Orada da yükselmeye devap edip, Wolverhampton'a iyi bir transfer yaptı. Gün itibarıyla da bizim adımıza gerçekleşmesi çok zor bir iş.

Sezonun en keskin düşen futbolcularının başında

Israrla yazdığım noktalardan biri, geçen sezon rotasyon için birçok kazanımın olduğuydu. Belki de hesap edilmeyen çoğu ismin rotasyonda ciddi bir yeri vardı ve en kritik anlarda da önemli şanslar buldular. Kazımcan Karataş da o isimlerden biri. Galatasaray'a "genç yetenek" olarak gelirken, rotasyon içinde bu kadar kısa sürede parlamasını beklemiyordum. Geçen sezon kötü maçını pek hatırlamam. Özellikle de sezonun son dönemecinde müthiş bir futbol oynadı ve gelecek adına çok şeyler hayal ettirdi.

Kerem Aktürkoğlu'nun forvet arkasına geçeli şut pası sayısı da artmış

Yine aynı konuya geldik. Çünkü anlamadığım bir algı var. Forvet arkasına geçmesi performansını, daha doğrusu "rakamlarını" düşürmedi. Sol kanatta şu kadar gol bu kadar asist, forvet arkasında bu kadar gol şu kadar asist gibi istatistikler dolaşıyor. Bu istatistikler konuşulurken, Kerem Aktürkoğlu'nun girdiği gol pozisyonlarına ya da Icardi'nin durumuna da bakılsın. Her maç en az 2-3 gol vuruşu var ve neredeyse hepsi rakip ceza sahası içinde. 

Gitmesi hataydı, bence de dönsün

Yakup Çınar, Ocak ayında Salih Özcan alınamazsa, Berkan Kutlu geri dönebilir diyor. Salih Özcan, Dortmund'un en önemli kozlarından biri. Yaz aylarında adı geçerken de yazıyordum. Ellerindeki orta saha rotasyonu belli, Salih Özcan'ı neden bıraksınlar? O dönem kenarda bekliyordu üstelik. Şimdi ise oynuyor, 11'e yerleşti neredeyse. Niye gelsin, niye bıraksınlar. Salih Özcan'la alakalı transfer hayali kuran hiç oralara girmesin. 

Beşiktaş maçı oynanırken, Icardi bu sezon en fit halindeydi

Beşiktaş maçı oynanırken, Icardi bu sezon en fit halindeydi. Geçen sezon da hesabı Beşiktaş derbisinde açmış ve devamında efsane bir hikaye izlemiştik. Ghezzal'ın müdahalesinde sakatlık yaşamasa, eminim ki iç sahadaki Bayern Münih maçını kazanmıştık. Hatta Hatayspor'u da yenerdik. 2 maçta da Icardi'nin fizik olarak yetersiz kalması kaynaklı kaçırdığı goller var. Ligde hala gol krallığında zirvede olsa da, şu an bambaşka bir noktada olabilirdi. O sakatlık bizler adına büyük şanssızlık oldu ama neyse ki kırılmadık.

Kaan Ayhan, en azından Ocak transferine kadar ideal orta sahamız

Oliveira'yı oynatmak için Kazımcan Karataş oynatıldı diyemem. Net şekilde Angelino'nun opsiyon mevzusu kaynaklı böyle bir tercih geldi. Angelino, sonradan hamle olarak dahi düşünülmüyorsa tablo budur. Oliveira, Bayern Münih maçında ışık yakmıştı. Bu sezon sonradan girip de, böyle ışık yaktığı bir maç daha vardı. Devamında ödül olarak 11'de kullanıldığında ise aynı performans gelmiyor. Oliveira'nın geçen sezon gösterdiği istikrar tam anlamıyla kayboldu.

Ziyech var Tete alınmadı diyelim, ya da tam tersi

Tete'yi niye transfer ettin demem. Şu an istediğini alamasan da, genç ve yetenekli. Gerçi yıllık 3 milyon avro alan bir futbolcuya da "genç" deyip geçmek istemiyorum. Bu parayı alan futbolcu fark yaratacak. Oyun içi katkısı var üzerinden gitmem. Barış Alper Yılmaz'ın da var oyun içi katkısı. Tete'den yana beklenti tam anlamıyla hücum. Mantıklı transfer de, sonrasında üzerine Ziyech alınıyor. Ziyech'i de niye transfer ettin demem, büyük fırsat. Mesele şu, 1'i varsa, diğeri kenarda lüks. O 1 hamle de birçok futbolcunun yerini oynatıp, seni alternatifsiz kılıyor.

Angelino ile tamam mı, devam mı?

Angelino, Bayern Münih deplasmanında belki de bu sezonun kendi adına en iyi performansını gösterdi. Tecrübesi değerli derken, anlatmak istediğimi sahaya yansıttı. O iyi oyunun ardından, Hatayspor maçında da oynamasını beklersiniz. Opsiyonuyla alakalı bir kararsızlık var ve bu yüzden oynatılmadı. 1000 tane orta kestin, 1 tanesi dişe değmedi. Angelino böyle bir maçta oynamayacaksa hangi maçta oynayacak değil mi? 

Geniş kadrolar rotasyon yapabilmek için var

Geniş kadrolar "rotasyon" yapabilmek için var. Ligi daha düşük tempoyla geçerken, Şampiyonlar Ligi'nde eforlu oynuyoruz. Bu da istikrarlı 11'ler kullanmana sebep oluyor. Yine de Milli Takım arası öncesi, bazı isimler de düşmüşken rotasyon yapmak lazım. Özellikle de Icardi ve Kerem Aktürkoğlu özelinde. Icardi, takımla idman yapmamak kaynaklı her geçen hafta daha da düşmekte. Kerem Aktürkoğlu'nda ise mental yorgunluk olduğu çok açık.

Hatayspor 2-1 Galatasaray, cezayı kestiler

Bayern Münih deplasmanı sonrası, Hatayspor deplasmanının zorlu geçeceği belliydi. Yine de dağılmaya müsait, hatta çözülmeye başlamış bir takıma kaybettin. Bu deplasmana çıkarken, belli oranda rotasyon yapabilirdin. Zaha ve Ziyech gibi isimler üzerinde ısrar edilmesini anlıyorum da, Icardi ve Kerem Aktürkoğlu ile bu maça çıkmamalıydın. Icardi, her geçen hafta daha da düşüyor ve bu da doğal. Kerem Aktürkoğlu'nda da farklı bir sıkıntı var sanırım, en iyi yaptığı işlerden biri olan "bitirebilmekten" çok uzaklarda.

Goal'e göre Şampiyonlar Ligi favorileri sıralamasında 16. olarak gösteriliyoruz

Goal'e göre Şampiyonlar Ligi favorileri sıralamasında 16. olarak gösteriliyoruz. Şu an hedef ilk 16, beklenti de bu yönde. Manchhester United karşısına favori çıkmak büyük olaydır. Kopenhag deplasmanında da bu durum değişmeyecek. Ayrıca bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde en çok net gol pozisyonu yakalayan 3. takımız. Gelin görün ki sadece 4 puanımız var ama şu an en az 10 puan sahibi olabilirdik. Bayern Münih maçı sonrası Müller'in açıklamalarına bakınca da, ne denli saygı uyandırdığımızı görüyoruz. Pres gücümüzün altı ısrarla çiziliyor. Galatasaray'ın güçlü oyununun en temel parçası bu. Geçen sezon da böyleydi. Pres gücü çok yüksekti ve şampiyonluğa bu şekilde ulaşıldı. Geçen sezon bu pres oyununa Icardi'yi, Mertens'i ikna etmek büyük olaydı diyorduk. Bu sezon da Zaha gibi isimlere bu oyunu oynatmak büyük olay. Ligde ekonomik hareket edilince çok konuşulmuyor da, Şampiyonlar Ligi'nde vitrindeyiz işte. Pres gücü geçen sezonun da üzerinde ve güçlü bir oyun var. Bu enerjiyle birlikte de Şampiyonlar Ligi'nin en çok gol pozisyonuna giren 3. takımı oluyorsun. Tek sezonluk hadise değil, yıllar geçtikçe gelişim devam edecek ve bir gün o hayal edilen noktaya ulaşılacak. Tamamen plan üstünden yürüyoruz. Transfer durumu tartışılsa da, şartlar dahilinde en iyisi yapılmaya çalışılıyor. Galatasaray'ın yeniden Avrupa kimliğini hatırlaması noktasında herkes mutludur. Bunu da zirve noktasında yapıp, yeniden o saygıyı uyandırıyoruz. İmza Okan Hoca'nın. Bir ara da hocanın gelişimini, ileride gelebileceği noktayı konuşalım. Gelişim devam ettikçe, Okan Hoca'yı da potansiyelli futbolcular misali "transfer" noktasında konuşacak gibiyiz. En yüksek seviyelerde talibi bol olacak.

Mevcut isimler arasında ise Oliveira'yı "oyun aklı" üzerinden ayırmak lazım

Galatasaray'ın 8 numara gibi kullanabileceği birçok opsiyon var da, hepsini bir araya topladığında dahi aradığını bulmak zor. Torreira / Kaan Ayhan 2'lisi, özellikle de büyük maçlar adına güçlü bir hat oldu. Daha iyisi olabilir mi dersek, Kaan Ayhan tarzında bir 6-8 numara gerekmekte. Biraz daha ofansif yanı olan bir isim diyeceksek de, eldeki isimler haricinde bir hamle yine gerekecek. Mevcut isimler arasında ise Oliveira'yı "oyun aklı" itibarıyla ayırmak lazım. Bayern Münih maçının 2. yarısında çok doğru anda oyuna girdi ve etki etti. Tempoyu ayarladı, topun kıymetini biraz daha iyi bilmeye başladık. Maç 0-0 giderken de, hücuma yönelik bir opsiyon oldu. Çok yabana atılmaması gerektiğini söylemiştim. En azından takımda kaldığı sürece kullanman lazım. Sıkıntılı taraf, 11 oynatacağın zaman istikrardan uzaklaşması. Geçen sezonun en değerli isimlerinden olsa da, sezonun onunu getirememişti. Bu sezon ise çok fazla 11 kullanılmadı ama başlangıcı da iyi yapmadığını söylemek lazım. Önemli opsiyon, hala elindeki en iyi 8 numara. Kaan Ayhan'ı ayırıyorum, o rol oyuncusu. Kerem Demirbay ve Ndombele'nin önünde. Ndombele'nin kazanılacağını artık düşünmüyorum. Kerem Demirbay da yerli olması üzerinden alternatiftir. Oliveira da bir alternatif ama kendisine daha sık başvurmalı. Geçen sezonun Oliveira ve Mertens'i bugün olsa, Bayern Münih deplasmanında farklı şeyler konuşacaktın. Mertens'e de maç içinde dönemedik mesela. Oysa son 25 - 30 dakikalar ona da bakıyordu.

Bayern Münih maçları biterken kırılmamak önemliydi

Bayern Münih'in muhteşem serisini bozmak isteyeceğini düşünmüyorum. Maçlarda belli oranda rotasyon yapabilirler de, kazanma duyguları değişmez. Kopenhag'ı yeneceklerini, Manchester United'a da kaybetmeyeceklerini düşünüyorum. Aksi tabloda zaten konuşmanın anlamı yok. Bayern Münih yükünü sırtımızdan attık. 2 maçta en azından 1 puan dahi alamamak üzüyor elbette. Bence en az 4 puan hak etmiştik. 

Zaha ve Ziyech'den yana beklentinin büyük olmasından daha doğal ne olabilir

Zaha ve Ziyech'den yana beklentinin büyük olmasından daha doğal ne olabilir. Şampiyonlar Ligi'nde fark yaratmak, kaliteyi tayin etmek adına transfer edilen bu isimlerin, Bayern Münih serisinde daha baskın performanslar vermesini beklerdim. Bu transferler kötülenemez, bugün olsa yine aynı karar verilir. Fırsat oluşunca bu hamleleri yaparsın da, şanslı değildik diyeyim. O şanssızlık da, bu isimler tam hazır olmaya başlamışken sakatlık yaşadılar. Bu sakatlıklar da onları geriye attı.

Bakambu ve Angelino için umudu kesmek üzereydim demiyorum, kesmiştim

Bakambu ve Angelino için umudu kesmek üzereydim demiyorum, kesmiştim. Bakambu bir tarafa da, Angelino tüm şanslarını kullanmıştı. Opsiyon muhabbeti vardı hatta, kaldırmaya çalışıyoruz üzerinden. 6 milyon avro'luk güveni vermiyor derken, Bayern Münih deplasmanıyla birlikte hayata döndü. Bu maçlar için alındı zaten. Özellikle tecrübesini bu tarz maçlarda ortaya koyacak. Maç önü bunu yazdığımda eleştirildi de, söylediğim doğruydu.

Savunma dengen de bozulmamış olur, en azından 2. golü yemezdin

Orta saha ve hücum için hamle zamanlamaları iyi derken, hocanın yeni başlayan ve acilen bitmesi gereken bir sevdası var. Nelsson'u stopere atıp, Abdülkerim Bardakcı'yı sol beke kaydırmak seni ne daha savunmacı, ne de daha hücumcu kılıyor. Kasımpaşa maçı sonrası artık bu denenmez derken, yine "hamle" olarak önümüze çıktı. Angelino'nun yorgunluk kaynaklı kenara gelmesi doğadır da, Kazımcan Karataş ile devam etmen gerekiyor. 

Benim çocukluğum bu felsefe ile geçti

Benim çocukluğum bu felsefe ile geçti. Bu felsefeyi aşılayan da Fatih Hoca'dır. Rakip kim olursa olsun, bu takım kendi oyunundan ödün vermez. Kazanır, kaybeder ayrı da, asla geri adım atmaz. Rakibe önlem adı altında sisteminden vazgeçmez. "Makas" muhabbeti üzerinden Fatih Hoca'yı eleştirmem bundandı, bize öğrettiği ve izlettiği bu değildi çünkü. Elbette makas açık, rakibin gücü, maliyeti bambaşka seviyede. Ama iyi bir sistem, oyun düzeni ve bu oyuna da inanmış takımla birlikte elinden geleni yaparsın.

Bayern Münih 2-1 Galatasaray, bu seviyede hakemi de yenmek zorunda olmayalım

Sürekli bunu yazıyorum da, Bayern Münih deplasmanında ancak bu kadar oynarsın. 11'e bakınca kendi oyunundan ödün vermeyeceğini, böyle bir deplasmanda göstermek büyük iştir. Biraz daha kontrolü elde tutup, denk bir mücadele verildi. Elbette pozisyon vereceksin, elbette Muslera'nın devleşmesi gereken bir maç olacak. Bayern Münih'i devirmek kolay değil. İhtimal üretmek için en az 2 gol atman lazım ve son o imkanı yakaladın. Bitirememek maalesef bu sezonun en büyük hadisesi.

Uzaktan şutlarla atılan golleri özlemişiz

Uzaktan şutlarla atılan golleri özlemişiz. Şut özelliği güçlü futbolcuları takıma katıyoruz da, bir noktadan sonra o futbolcular deneme yapmaktan dahi kaçınıyor. Çok uzağa gitmeyelim de geçen sezona bakalım. Oliveira'yı düşünün. Hem şutları, hem de duran toplarda etkisi yüksekti ama bir türlü direği geçememişti. Sonra da o şutları çok denemez oldu. Rizespor maçında attığı gol kendi adına kırılmadır umarım. Mertens desek, yaşı gereği bilmiyorum da şutlarının gücü azaldı. Biraz daha plase şutlar denerken, etkisi düşüyordu. Zaniolo'nun attığı güzel bir gol vardı ama o da takımda devam edemedi. Bu sezona gelirsek, Kerem Demirbay'ın üst direkte patlayan iyi bir şutunu hatırlıyorum. Angelino da aslında iyi vurur ama net bir ortasını dahi henüz göremedik. Torreira'nın bazı denemeleri oluyor, ısrarla direk yanından auta gidiyor o şut. Ziyech'in bu yönde katkısı mutlaka olacak. Kerem Aktürkoğlu da eskiden iyi vururdu, şimdi tepkiden mi çekiniyor anlamadım ama pek denemiyor. Zaha'nın Kasımpaşa maçında attığı gol bir anlamda ilaç oldu. Köşeye, çok net bir şut. Bunların devamını bekliyoruz. Takımda şutör sayısı fazla, bunu da hücumun önemli bir silahı gibi kullanmalı. Konuşmuyoruz ama Kaan Ayhan da iyi şut atıp, duran topları da tehlikelidir. Takımda o kadar fazla bunları yapacak isim var ki, ona sıra gelmiyor tabi.

Barış Alper Yılmaz da bu tarz maçların tartışmasız x faktörü

Avrupa maçları öncesi yapılan basın toplantılarına, genelde 11'de düşündüğün futbolculardan biriyle çıkarsın. Barış Alper Yılmaz'ı da Bayern Münih deplasmanının basın toplantısında görünce, hocanın planı ne diye merak ediyorum. Hocanın bu tarz büyük maçlar adına kurduğu planlar şu ana kadar bizleri yanıltmadı. İlk 3 maç sonundaki Şampiyonlar Ligi karnesi de oynanan futbol anlamında bence iyi. 4 puan aldı, 9 da olabilirdi. Barış Alper Yılmaz da bu tarz maçların tartışmasız x faktörü. Alanı bulduğu an, hızı ve özellikle de fizik gücüyle birlikte çok yıpratıcı oluyor. Forvette de, kanatta da fark etmeden. Fiziği ile birlikte "güçlü" diye adlandıracağımız çoğu savunmacı karşısında etkili. Karşısında biraz ağır futbolcuyu bulursa da zaten geçmiş olsun, durduramazsın. Yeter ki o alanı bulsun. Okan Hoca'nın en çok dokunduğu futbolculardan biri. Şu an için iyi bir rol oyuncusu, yarın için ise çok daha fazlasını vaat etmekte. Seviye fark etmeden katkısını veriyor. Milli Takım'da da böyle, Şampiyonlar Ligi'nde de. Bayern Münih karşısında yine ön alan baskısından ödün vermeyeceğiz. Beklediğimiz an iş biter, rakibe karşı duramazsın. Bu yüzden de baskılı oynamak zorundasın, ilk maçta olduğu gibi. Barış Alper Yılmaz da "ön alan baskısı" denildiğinde ilk aklına gelecek futbolculardan biri. Forvet mi başlatır, sağ kanatta mı kullanır bilmiyorum. Ya da direkt forvetin arkasında mı? Ön alan baskısı adına 3 pozisyonu da iyi oynar. O alanı bulacak çünkü.

Westerlo'da savunmacı olarak ayakta kalmak da bir kıstas

Westerlo'nun Belçika Ligi'nde durumu çok parlak durmasa da, Emin Bayram büyümeye devam ediyor. Takımının en iyi ve istikrarlı futbolcularından. Oynadıkları maçların sonrasında puanlamalara bakınca, Emin Bayram genellikle takımının en iyisi. Geçtiğimiz gün hangi kiralık futbolcumuzu aradığımızı sorduğumda, Emin Bayram'ı o listeye almamıştım. Gelişimi için orada. Opsiyonsuz şekilde kiralandı ve her maç sahada. Forma isteği de doğaldı. Ayrılığı, Şampiyonlar Ligi listesi adına elimizi biraz dara soksa da (Yunus Akgün de dahil), oynamak istiyor. Galatasaray'a gelirken 1.5 yıl aralıksız şekilde oynadı. Geçen sezon takımda tutuldu, rotasyonun parçası oldu ve yer yer ciddi süre de aldı. Tandemde öyle bir istikrar vardı ki, sonrasında forma bulamaması doğal. Bu sezon da Nelsson dahi kenara geldi, Emin Bayram'ın hiç şansı yoktu. O da gelişiminin devamı için Westerlo yolunu tuttu ve Avrupa tecrübesi kazanması güzel. Opsiyon bırakmadan, ondan vazgeçmemek de doğru. Yarın öbür gün Nelsson gider, direkt olarak rotasyonun 1. ismi olarak Emin Bayram'ı yazarsın. 2. ismi de Metehan Baltacı olur. Alternatif yerli olarak futbolcu transfer etmeyelim artık, altyapımıza bakalım. Bu seviyeyi hak eden gençlerimiz var. Yıllardır çeşitli takılarda kiralık, kendini geliştiren ve istikrar gösteren gençlerimiz var. Şu gün sol stoper alternatifin yok mesela. Emin Bayram belki sağ ayaklı da, sol stoper ezberi çok yüksek. Fizik var, top kullanımı var. Westerlo çok fazla pozisyon veriyor, orada savunmacı olarak ayakta kalmak da bir kıstas.

Önlem adı altında yapacağın hamlelerle durdurabilmenin zor olduğu bir takım

Bayern Münih deplasmanı zordan daha öte. Galatasaray'ın olduğu her yerde iddia var da, orada işimiz olabildiğince zor. Bayern Münih deplasmanı sonrası, Manchester United ve Kopenhag karşısında tarihimizin en önemli maçlarına çıkacağız. Bu yüzden de Bayern Münih deplasmanında yapabileceğimizin en iyisini yapıp, bir an önce önümüze bakacağız. Önlem adı altında yapacağın hamlelerle durdurabilmenin zor olduğu bir takım.

Şu gün rotasyonda en çok aranan 2 futbolcu

Kiralık olarak takımdan ayrılan futbolcularımız arasında en çok hangisini arıyorsunuz diye bir anket açtım. Berkan Kutlu 1, Zaniolo 2, Dubois ise 3. sırada. Oylar ise birbirine yakın. Yunus Akgün de 4. olmuş, doğal sonuç. 4 ismi de arıyoruz bana göre. Zaniolo ve Yunus Akgün'in gidişine yapacak bir şey yoktu belki de, Berkan Kutlu ve Dubois'i tutabilirdik diye düşünüyorum. Şu gün rotasyonda en çok aranan 2 futbolcu. Tabi bu benim düşüncem.