Messi gibi değil de, o fizikle Cristiano Ronaldo gibi oynamaya çalışsa

Zaniolo'yla alakalı en büyük sıkıntıyı yazıyorum. Messi gibi oynamaya çalışması. Oysa o fizikle, Ronaldo gibi oynamaya çalışmalı. Kusursuz bir fiziği var. O fizik de oyunundaki en büyük gücü aslında. Rakip ceza sahası içine sık sık girse, forvet edasıyla hareket ise, biraz daha bitirme noktasında var olsa durdurulamayacak. Bu fiziğin, özellikle de ülkemizde durdurulma şansı yok. O ise ısrarla 3-4 rakip arasına girip, çalım atma peşinde. Israrla dar alanda, 3-4 rakibin arasından geçmeye çalışıyor. Messi değilsin, bu fizikle de olamazsın. Açık alanda durdurulamazsın da, dar alanda böyle oynamaya devam edersen işin zor. Sadece Galatasaray'da değil, hangi büyük takıma gitse işi zor. Çünkü ondan bunu beklemeyecekler. Sürekli alan bulmayacak. Fiziğini en doğru şekilde kullanmak zorunda. Stadyumda oynanan çift kale maça baktık, yine aynı şekilde oynuyor. Dar alanda, 3-4 rakibin arasından sıyrılmaya çalışarak. Etkili olamadı haliyle. Angelino gibi bir sol bek varken, sağ tarafta Zaniolo'ya atılacak uzun ve ters toplarla etkili olabilmeliyiz. Babel bu sayede kariyer yaptı, Larin desek gol krallığına oynadı. Zaniolo, kalite ve özellik paketi anlamında çok daha önde. Topla hüneri de yüksek çünkü. Daha çalışkan ve hareketli ayrıca. Bunu başaracak diye düşünüyorum, Okan Hoca'nın dokunuşunu mutlaka izleyeceğiz.

Sponsorları onurlandırmak adınaydı bu imza töreni

Gerçekleşen imza töreni, biraz da sponsorlar içindi. Galatasaray yönetiminin, sponsorluk konusunda ciddi bir uğraşı ve başarısı var. Sponsorluk geliri, hiç olmadığı kadar yükseldi. Sponsorların da, yeni transferlere katkısı var. Icardi ve Zaha transferlerinde, işin maddi boyutunun ciddi bir kısmını karşılıyorlar. Bu yüzden de onurlandırmak gerekiyor. Sponsorları tribünler önünde onurlandırmak, isimlerini tekrar tekrar duyurmak lazım. Para veren altın bulsun. Bu sponsorluk hikayeleri yıllardır anlatılır. Şöyle sponsor bulduk, bu kadar verecekler, şunları getirecekler gibi. Sponsorluk vaatlerinin gerçekleştiğini pek görmeyiz. Dursun Özbek'in bu döneminde, sponsorlukla alakalı verilen tüm vaatler gerçekleşiyor. Başarı ve Şampiyonlar Ligi etkisi elbette var. En etkili nokta ise ortaya koyulan vizyon. Transferde gerçekleşenler "vizyonun" örneğidir. Vizyonu ortaya koyarsan, sponsoru da bulursun. Icardi'nin geçen sezonu ve yarattığı etkinin ardından, herkes bu transfer için sponsor olmak ister. Sponsorları onurlandırmak ve bu denli ön plana çıkarmak da yeni sponsorlar çekecektir. Sponsor olmanın amacı da bir noktada "reklam". Daha duyulur, tanınır olmak. Bu yolu iyiden iyiye açtık, devamını da getiririz. Şampiyonlar Ligi'ne kalıp, biraz ilerlemeyi başarırsak, ötesinin gerçekleşmesi de mümkün. İyi yönetiliyoruz. Dursun Özbek'in yönetimi için koalisyon diyenler vardı. Benim gördüğüm ise liyakat. Herkes iyi olduğu alanda çalışıyor ve kimse kimsenin işine karışmıyor.

Icardi'nin transferi konuşulurken, Falcao'ya niye özlem duyulur?

Bazı Galatasaray taraftarının, belli dönem yaşadığı "anlamsız" romantizmler vardır. Icardi'nin transferini konuşurken, Falcao'ya özlem duyduğunu dile getiren mesajlar okudum. Falcao ve Icardi arasında kariyer kıyaslaması yapan dahi var. Galatasaray kariyerleri üzerinden değil elbette, daha genel anlamda. 2'sinin de prime dönemlerini düşünüyorum, Icardi'yi yine önde görüyorum. Icardi'nin damga vurduğu, oynadığı ligi sürüklediği dönem aklımda. Falcao'nun Atletico Madrid dönemi çok özelken, Monaco'ya gidişini kimse beklemiyordu. Sonrası sakatlıklar, isabetsiz denemeler ve kariyerinin son virajına gelirken yeniden ayağa kalkması. O ayağa kalkışı da bence prime döneminin uzağındaydı. Icardi'nin PSG'deki son dönemi düşüşteyken, Galatasaray ile sağladığı büyük çıkış. Önü de hala açık, önünde uzun yılları var. Icardi, neredeyse Serie A'nın en iyi forveti olarak kabul ediliyordu. Falcao da La Liga'da büyüktü de, Icardi'nin oynadığı takım ayarında da izleyemedik bence. Atletico Madrid, sonrasında çok daha büyüdü, o dönem değil. Monaco'yu zaten konuşmaya gerek yok. Icardi'nin Inter ve PSG kariyerleri de her şeyi özetliyor. Çalkantılı bir özel hayatı olmasa, çok daha farklı seviyelerde izlerdik. Dünya'nın en net bitiricilerinden biri, bugün bile böyle. Her şeyi geçtim, bir Galatasaraylı neden bu sorgulamayı yapar? Önemli olan, bu forma altında yapılanlar değil midir? Icardi'yi kimseyle kıyaslamam.

Mostafa Mohamed'i 6 milyon avro'ya sattın, Icardi'yi 10 milyon avro'ya aldın

Mostafa Mohamed'i 6 milyon avro'ya sattın, Icardi'yi 10 milyon avro'ya aldın. Hem de 4 taksitle. PSG'nin kapıyı 20 milyon avro'lardan açtığını biliyoruz. Özellikle de Suudi Arabistan ilgisinin ardından. Mostafa Mohamed / Icardi arasındaki seviye farkını konuşmayalım bile. PSG ile mükemmel bir pazarlık yönetilmiş ve bu transfer olabilecek en doğru şartlarda gerçekleşmiş. Erden Timur'un hakkını yeterince veremiyor muyuz, ne dersiniz?

Bakambu, Zalgiris maçında 11'de oynamalı mı?

Bakambu, Zalgiris maçında 11'de oynamalı mı sorusunun cevabı "evet". Deplasmanda, net bir 9 numaranın ihtiyacını duymuştuk. İlk 11'de hücum tarzımız ve tercihlerimiz genel olarak hatalı olsa da, net bir 9 olsa görüntü değişirdi. Bakambu, fizik olarak iyi durumdaysa, bu maçta mutlaka 11 oynamalı. Hem hızda var çünkü, hem de sırtı dönük oynayabilecek bir forvet. Rakip ceza sahası içinde daha etkin olacağından, Galatasaray'ın gol arayışını rahatlatacaktır.

Zaha'nın geçmiş dönemde yaptığı bir röportaja denk geldim

Zaha'nın geçmiş dönemde yaptığı bir röportaja denk geldim. Orada söylediği, forvetin arkasında ya da 2. forvet gibi daha rahat ettiği. Yüzü kaleye dönük olduğunda, daha etkili olduğunu düşünüyor. O pozisyon kendisi adına daha "özgürce" hareket edebilmesine sebep. Üst düzey yetenek, topla ilişkisi ve hüneri üst düzey. Forvet özelliği de var. Kariyerinin büyük çoğunluğu sol kanatta geçmiş olsa da, 30 yaşında olduğu bu zamanlarda, saha içinde biraz daha özgürlük istiyor.

Dün eline geçen fırsat, bugün yaşananların sebebi

Geçtiğimiz sezona dönünce, Icardi'nin PSG'de devam etme şansı yoktu. Düşünülmüyordu kadroda ve transferi de Türkiye'deki dönemin son günü gerçekleşti. Diyorlar ya, 750 bin avro'ya nasıl oynar diye. PSG'den kazandığı maaşın 750 bin avro'sunu karşıladık. PSG, değerlendirmek istemediği futbolcusunu, başka bir takıma kiralayarak, orada yükselmesini bekledi. İş belki de aralarında karşılıklı feshe gidecekti. Galatasaray'a, maaşını da karşılayıp kiraladılar, futbolcu burada yükseldi ve gün sonunda 10 milyon avro'luk bonservis kazandılar. Futbolcunun kalan 1 yıllık maaşından da çıkmaları kendileri açısından diğer kazanç. Transferin mantığı da budur. Anlamak istemeyenler var da, anlamak istememelerindendir. Sen de bu tarz kiralamalar daha önce yaptın, kiminde kazançlı çıktın, kiminde bir şey değişmedi. O gün için Icardi, Galatasaray adına fırsattı. Bu fırsatın kokusu alıp, kovalamak ve gün sonunda en doğru şartlarda transferi gerçekleştirmek çok büyük başarıydı. Galatasaray'ı doğru futbol akıllarının yönettiğinin göstergesiydi. Önce Wanda Nara'yı ikna ettin, o da Icardi'yi. Bugün yaşananların en önemli sebeplerinden biri de Wanda Nara'ydı. Onun da hakkını teslim etmek gerekiyor. Gün sonunda, Icardi'yi bonservisiyle takıma kazandırdın ve en az 3 yıl kafan rahat. 30 yaşında, Avrupa'ya yaşanan forvet kıtlığında, Suudi Arabistanlı takımların piyasada cirit attığı ortamda gerçekleşti bu transfer.

Yavaştan toparlanıyoruz

Zaha ve Bakambu, takımla ilk idmanlarına çıktılar. Bakambu'nun takımla, Zaha'nın ise takımdan ayrı çalıştığını biliyorum. Zaha için "2-3 hafta sürecek sakatlığı var" denilse de, saha çalışmalarını yapıyor olması o süreyi kısaltır. Sakatlığı var mı onu da bilmiyoruz, herhangi bir resmi açıklama yok. Fizik olarak eksiği vardır belki. Serbest statüde olan bir futbolcuydu. Ne kadar bireysel çalışırsan çalış, takım çalışmasına benzemez. Bakambu ise bir önceki takımıyla çalışmalara başlamış, kamp döneminde yer almıştı. Fizik olarak eksiği olmadığı için, direkt olarak takımla çalışmış. Uefa listesinde de adı var, Zalgiris'le oynanacak rövanş maçında oynamasını bekliyorum. 11 mi başlar bilmem de, bir an önce uyum sağlamak adına oynamaya başlasa iyi olur. İlk maçta forvet eksiği yaşadık. Net bir 9'un varlığı, bu tarz kapanan bir rakip karşısında daha önemli. Torreira da bu arada saha çalışmalarına devam etmekte ve rövanş maçında kadroda olması bekleniyor. 11 başlamaz da, maç kadrosunda mutlaka yer alır. Yavaş yavaş toparlanıyoruz yani. Icardi de döndü, direkt olarak çalışmalara başlayacak. Onun da fizik olarak eksiği vardır mutlaka. En az 15 güne ihtiyacı var ama yüzde 30'luk kondisyonunun dahi yarattığı farkı hatırlıyorsunuz. Ağustos ayı gelmeden, transferin büyük çoğunluğunu bitirip, böylesine iddialı futbolcuları transfer edebilmek büyük olaydır.

Okan Hoca'ya lider diye soruyorlar, Icardi diyor

Icardi, transferin son günü gelse de razıydık. Geçen sezon tamamlandığında, Icardi gelecek ama son gün deseler kabuldük. Ağustos ayı gelmeden, bu transferi gerçekleştirdin. Avrupa'da forvet kıtlığı var, Suudi Arabistan gibi bir tehlike de. Her 2 taraftan da Icardi için dev teklifler gelmiştir. Yeniden yükseldiği ve adını duyurduğu ortamda, Galatasaray'da kalmayı tercih etti. Çok ciddi maddi fedakarlıklar yaparak. Hazırlığı, kendini toparlaması 15 gün. Ligin başlamasıyla birlikte devreye girecektir ve asıl önemli nokta, Şampiyonlar Ligi play-off'unda sahada olması. Orada Icardi'ye ihtiyaç büyük. Şampiyonlar Ligi'ne kadar da herkes tam anlamıyla hazır olacaktır. Uyum sıkıntısı yaşamayacak, çok daha erken takıma katıldı. Geçen sezon, ligin ilk haftalarında kendisini izleyemedik. Bu sefer öyle bir sorun yok. Kusursuz bir aidiyet. Geçen sezon, Icardi'nin adını ilk duyduğumuzda yazdıklarımızı hatırlayın. Futbolcuyu hiç tanımıyormuşuz ya da bizlere yanlış tanıtılmış. Okan Hoca'ya "lider" diye soruyorlar, Icardi diyor. Inter'de takım kaptanlığını boşuna takmamış. Bazısı takımın yıldızına verir ya bandı, öyle değil. Liderlik yapıyor, kazanmak istiyor, kendisine duyulan sevgiyi karşılıksız bırakmamak adına elinden geleni ardına koymuyor. Yine kazanmak için burada, amaç para değil. Para olsa, adres Suudi Arabistan olurdu. Öyle akıl almaz teklifler aldı ki, gitse "niye" diyemezdik. Başka bir şey bu. Modern dönemin Metin Oktay'ı gibi hareket etmekte.

Mert Müldür için zamanında teklif yapılmıştır, üzerine çıkılmaz

Mert Müldür için en başından bu yana çok sıcak değilim. İlk etapta konuşulurken, Boey yerine yazılıyordu. +3 yerlide opsiyonlardan biri olacağı kabul de, Boey sonrası kalite düşüşü diyordum. Geldiğimiz noktada, Boey'in takımda kalacağını düşünüyorum. Boey'un alternatifi olarak, yerli bir ismin düşünülmesi mantıksız değil. Boey arkasında Dubois de lüks bir durum. Dubois'in de ayrıca iyi durumda olmadığını düşünüyorum. 

Okay Yokuşlu & Galatasaray, derinden bir Avrupa kariyeri

Geçmiş yılların her transfer döneminde, Okay Yokuşlu ismi mutlaka konuşulurdu. Dönem dönem, Galatasaray'a yaklaştığı zamanlar da mutlaka olmuştur. Avrupa'ya gittiği günden bu yana istikrarlı şekilde yoluna bakıyor. Beklenen aşamayı kaydedemedi belki de, arkaya dönüp bakmadı da. West Bromwich onun için iyi bir opsiyon oldu, çok seviliyor. Kiralık olarak forma giydiği bir dönem de olmuştu. Belki de Avrupa'daki en istikrarlı günleri ama Championship'de dahi seviyesi belli bir takım.

Oliveira'nın aldığı sorumluluk, bu maç özelinde değerliydi

Sakatlığı vardı ve kamp dönemindeki hiçbir hazırlık maçını oynayamadı. Zalgiris maçı, en çok da onun için kolay değildi. Hazır değilsin, maç eksiğin var. 90 dakika sahada kaldın. Kalma sebebi de mecburiyet. Oliveira bu maçta olmasa ve Berkan Kutlu / Midtsjö orta sahasıyla maça çıksak neler olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Pas yapmakta zorlandığımız, organizasyon üretemediğimiz bir maç. Oliveira ne kadar hazır olmasa da, seni ayakta tutmaya çalışan yegane isimlerdendi. Mertens'in oyuna girmesi onu da hareketlendirdi, sahada aynı frekansı yakalayacağı bir isimdi. 70'deki hamlelerin ardından ise iyiden iyiye yükseldi. Midtsjö de, Berkan Kutlu'ya oranla bu maçta çok daha iyiydi. Oliveira'nın aldığı sorumluluk, bu maç özelinde değerliydi. Biraz da fazla mı yabana atıyoruz diye düşünüyorum. Hiç hesaba katmıyor, sürekli kenara alma peşindeyiz. 4-3-3 gibi bir yapı oluştursan, Oliveira o orta saha içinde müthiş katkı verir. Fred tarzı bir transferin ardından da, özellikle Avrupa maçlarında bu sağlanabilir diye düşünüyorum. Özellikle bu aralar, Oliveira'yı sahada tutmak zorundayız. Oyun ezberini devam ettirmek gerekiyor, eksiklerimiz oluştu. Daha ideal bir yapıyla, rövanş maçını farklı geçmeyi bekliyorum.

Zaha transferinde Fenerbahçe masadan kalkmadı, masanın ta kendisiydi

Zaha transferi, çok büyük bir transfer çalımdır arkadaşlar. Son yılların en büyük transfer çalımıdır. Hatta, Türkiye tarihinde dahi önemli bir yeri vardır. Fenerbahçeli idareciler yediği çalımın etkisini dindirmek adına "masadan kalkmıştık" diyor da, siz bu transferde masanın ta kendisiydiniz. Zaha için 1.5 ay boyunca Fenerbahçe haricinde bir takım adını ne duyduk, ne gördük. Sadece Zaha için kaç kez İngiltere'ye gidip gelindi. Onun için kaç gün orada özel uçak bekletildi. Transfer ettik, elde, avuçta diye baktığınız bu futbolcuyu, kısa bir süre içinde Galatasaray transfer etti. Bu kadar kısa bir sürede sponsorluk bağlantılarını kurdu, senin önerdiğinden daha az rakamlara takımına kazandırdı. Zaha, bu denli para odağı ile hareket etse, şu an gittiği lig Suudi Arabistan'dı. Galatasaray'ın tanınırlığı, Şampiyonlar Ligi avantajı, Drogba gibi yüksek profilde olan futbolcuların bu takıma aidiyeti gibi avantajları var. İş yüksek profilli futbolcularsa, tercihin Galatasaray olmasından daha doğal ne var? Dün, maç sonunda yöneticileri Zaha haricinde bir şey konuşmadı. Konuşurken de ne denli hararetli ve agresifti gördünüz değil mi? 3-4 gün önce masadan kalkmış bir yöneticinin ruh hali miydi sizce? Zaha transferinin hakkını yeterince veremiyoruz diye hissediyorum. Denge, balans, senkron, her şeyi bozduk. Zaha sahaya çıkıp, kaktı vermeye başlayınca bu transferin hakkını vermeye başlayacağız gibi. İcraat seviyoruz, o da doğal.

Oyun ezberini, Rashica'sız sağlamak zor

Rashica'nın yokluğunun yarattığı "senkron kaybı" bizleri derinden etkiliyor. Geçen sezon, ilk 11'e dahil olmasıyla senkron oluşmuş ve galibiyet serisi gelmişti. Sadece Rashica sayesinde değil elbet de, bu adam belki de takımın en önemli tamamlayıcısı. Hücum / savunma dengesini yakalamandaki temel etmen. Boey'u yükseltir, ön alan presinde en önemli kozlarından biri olur. Topla dikine iyi çıkar, asist özelliği üst seviye, kritik golleri var. Galatasaray'ın düzeninde, oyun yapısını değiştiren futbolculardan biri de oydu. Sol kanatta, kanat forvet edasıyla oynayan bir futbolcuydu. Bundesliga'da, o pozisyonda attığı gollerle ön plandaydı. Galatasaray içinde ise tam anlamıyla bir "oyun içi" katkısına dönüştü. Zaniolo, isim ve kalite olarak Rashica'nın önünde olsa da, senin oyun yapın Rashica'yı istiyor. Haliyle de yeni sezonda olmazsa olmazın. Oyun ezberi dediğin olayın en önemli parçalarından biri. Bu transferin gerçekleşeceğine de inanıyorum. Rashica seni istiyor, Norwich'in de eli kolu bağlı. Takımda tutma şansları zaten yok. Transferin son günlerine doğru gelir derken, kısa sürede bitecek bir iş kıvamına geldi. İhtiyaç var, ilk resmi maçta fazlasıyla aradık. 2. ön eleme turu ve play-off daha zor olacak. Oyun ezberin en güçlü yanın ve kadroyu koruduk diye övünüyorsan, bunu Rashica'sız başaramazsın.

Savunmada bu denli kötü görüntüye pek denk gelmiyorduk

Hücumda kötü günümüze denk geliyorduk da, savunmada bu denli kötü görüntüye pek denk gelmiyorduk. Ne kadar suni çimde oynarsan oyna, karşında zayıf bir rakip var. Zayıf bir rakiple oynadığın için zaten maç 2-2 bitti. Kaybetmen içten değil yoksa, çok daha net pozisyonları onlar bitiremedi. Risk alındı, hücum oynamaya çalıştık ve alanı boşalttık. Rakibin tek odağı, öndeki 2 hızlı siyahi hücumcusunu koşturmak. Stoperlerimiz de onlarla baş başa kaldı ve sıkıntı yaşadılar. Özellikle de Nelsson. Belki de Galatasaray formasıyla en kötü maçıydı. Transferiyle alakalı çok fazla konu olunca, ayrılık isteği bu performansa yontuluyor. Kafasının karışık olduğunu hala düşünmüyorum da, bu performans problemdi. Ağır bir oyuncu olabilir de, pozisyon bilgisi üst düzeydi ve mücadelede yıkılan taraf olmazdı. Burada ise ayakta dahi kalamadı. Onu çok yalnız bırakmak da diğer problem tabi. Boey da hücuma olabildiğince odaklı, Yunus Akgün geri gelmiyor, Rashica aranıyor. Orada kademeye giren bir Rashica olmayınca, kanat boşaldı. Nelsson da rakibiyle baş başa kalıp, kötü bir oyun oynadı. Hava toplarında dahi yoktu, sürekli sektirdi. O böyle oynarken, sadece Abdülkerim Bardakcı ile savunamazsınız. Torreira'nın yokluğu da her şeyi yıkıp geçiyor, o da ayrı bir boyut. Her şeye rağmen, bu tarz rakiplere karşı zorlanmamak, çok fazla pozisyon vermemek gerekiyor. Sahada "alternatif" gözüyle baktığımız futbolcuların, kötü görünmemesi lazım.

Beklentim yüksek de, bu maçlarda parlamak lazım

Yeni sezonda ağırlıklı olarak 4-2-4'e yakın bir formasyonumuz olacak. İlk ciddi deneme, bambaşka bir yapıda geldi. Sağda Yunus Akgün, en ileri uçta Barış Alper Yılmaz, onun biraz arkasında Zaniolo. İlk yarıda bulunan açık alanlar vardı, rakibi eksik yakaladığımız 2-3 pozisyonu gördük. Kötü bitiricilik, ondan da kötü olan pas kalitesi ile pozisyonlar harcandı. Hücumda kötü performanslar izledik. O kötü performansların, takım savunman tarafında da etkisi oldu.

İyi olan, Halil Dervişoğlu'nun pozitif bir görüntü vermesi

Rakip savunma ağır ve hamle gücü düşük, ön alanda hızlı hücumcularla oynayalım düşüncesi tutmadı. Rakip 9 kişiyle kapandı ve suni çim etkisi mi bilmem de, hücumculardan istediğin verimi alamadın. Yunus Akgün, Barış Alper Yılmaz ve Zaniolo gibi isimler çok kötü bir maç oynadı. Hatta Kerem Aktürkoğlu da buna dahil. Dar alan becerisi gösterebilmek gerekiyordu. Mertens oyuna girdikten sonra biraz etkili olunabildi. Morutan, Halil Dervişoğlu gibi isimler oyuna girdikten sonra ise dar alan becerisi gösterebildin. Kısa sürede de 1-0 gerideyken, 2-1 öne geçtin. Biraz daha dişlileri sıksan, skor da artardı. 2-1 sonrası ne hücum, ne de savunma yaptın. Beklerken maç 2-2 oldu. 2-2 sonrası da 4 dakikada 2 pozisyonun yine var. Dar alan becerisi olan isimlerle maça başlanılsa ya da 45'de bu müdahale yapılsa rahat kazanırdın. Maçın genelindeki Oliveira'yı beğenmezken, 70'de hamleler geldikten sonraki Oliveira'yı beğendim. Mertens, Halil Dervişoğlu ve Morutan gibi isimlerin varlığıyla oldu o da. Topa sahip oldular, iyi pas yaptılar ve rakip ceza sahası çevresinde kaliteni konuşturdun. Suni çim etkisini atlamıyorum tabi. Aynı oyuncu grubuyla kendi sahanda oynasan, eminim ki görüntü bambaşka olurdu. İyi pas yapacağın için, top kaybı yaşamaz ve eksik yakalanmazdın. İyi olan, Halil Dervişoğlu'nun pozitif bir görüntü vermesi. Alternatif olarak kazanılacak, katkı alınacaktır. Yetenekli oyuncu.

FK Žalgiris Vilnius 2-2 Galatasaray, iyi başlamadığımızı söylemek lazım

Suni çimin mutlaka handikabı var. Yapmak istediğin birçok hareketi yapamamana sebep ki, pas hataların bu yüzden. Galatasaray'ın rahat ve laubali görüntüsünü aşamıyorum. Avantajlıyız, kendi sahamızda mutlaka tur atlayacağız da, hazırlık maçları bitti. Şampiyonlar Ligi günleri başladı, bunu hatırlamak gerekiyor. Hiç olmadığı kadar pozisyon verdik. Rakip biraz pas yapabilse, az da bitirici vuruş sahibi olsa, avantajlı bir skor elde edecekti ve sonrasında çık işin içinden çıkabilirsen olacaktı.

Bugün günlerden transfer değil, Galatasaray

Başlıyoruz.. Bugün günlerden transfer değil, Galatasaray. Transfer gündemini bugün için bir kenara bırakıp, Şampiyonlar Ligi'nin ilk adımlarını atıyoruz. Güzel bir hikaye olması adına, iyi başlamalı. Ön eleme sürecinin, takımın ritim yakalaması açısından önemi var. İskeleti bozmamış olmamız aslında en büyük transferimiz. Mevcut iskelet üzerine de, mükemmel hamleler yapıyor ve ana hedefin Şampiyonlar Ligi olduğunu gösteriyoruz.

Etkisinin, beklediğimin çok daha ötesinde olduğunu söylemem lazım

Zaha, büyük transfer. Etkisi mutlaka olacaktı da, beklediğimin çok daha ötesinde olduğunu söylemem lazım. Bir anda Dünya Basını gündemine oturuldu ve herkes seni konuşmaya başladı. Geçmiş yıllarda da bunu başardığımız dönemler var. Mevcut kadroyu koruyup, üzerine nokta atış atma peşindeyiz. Nokta atışların kalitesi de ortada. Erden Timur söyledi, Icardi ayarında 2-3 isim daha alıp, Avrupa'da başarılı olmanın peşinde olacağız. Zaha o isimlerden biri. Transferi bir anda gerçekleşti, ne olduğunu anlamadık bile. Biz gibi herkes şaşırdı ki, gündemi olabildiğince karıştırdı. Dünya Basını içinde çok önemli kuruluşların bu transferi konuştuğunu, manşetlere taşıdığını gördük. Zaha transferini de, SkySport'tan Jo Wilson'a açıklatmak, o müthiş Galatasaray demesini dinlemenin keyfi büyük. Tanıtım videosu tam anlamıyla Şampiyonlar Ligi üzerine ve bizim hedefimiz orası. Buradaki yerel mücadelenin ötesindeyiz. Zaha transferinin maliyetine bakınca da, kusursuz bir hareket var. Kulübün kasasından çıkacak miktar, Zaha gibi bir futbolcu için çok makul. Açıklanmayan ve sponsorların karşılayacağı kısımlar var ki, o tarafla ilgilenmiyorum. Tek ilgilendiğim konu, sponsorları bu işin içine sokup, yapılan maliyet ayarı. Yıllardır hep söyleriz de, bir türlü gerçekleşmez. Erden Timur ile artık her şey mümkün. Kariyerinde ilk defa Şampiyonlar Ligi oynayacak, kazanma kültürü büyük bir kulübe geldi. O da ayak bastığı gibi bunun farkında. Hayırlı olsun.

Yunan Ligi gol kralını, 2. forvet olarak transfer ediyorsun

700 bin avro bonservis, 1.5 milyon avro yıllık ücret, 2 yıllık sözleşme. Şartlar olabildiğince müsait. Olympiakos sonrası bu transferi gerçekleştiriyor olsan, yıllık ücret en az 2.5 milyon avro'ydu ve daha yüksek bir imza ücreti verecektin. Burada ödenen bonservisi, imza ücreti gibi düşünün. Yunanistan Ligi gol kralı sonuçta, iyi bir sezon geçirmiş. Çin'den döndüğü kulüp de Marsilya'ydı. Olympiakos sonrası, Birleşik Arap Emirlikleri'ne gitti ve yine "para" dedi. Çin'de de uzun yıllar kalmıştı. Birleşik Arap Emirlikleri'nde niye kaldı bilmiyorum. İmza attı, idmanlara başladı ve 10 gün sonra ayrılmak istediği yazıldı. Belki de aklına Galatasaray girdi, bilinmez. Girdiyse de net bir fırsat oluşturulmuş ve cepten çıkan tutar oldukça düşürülmüş. Bu da transfer başarısıdır. Aklına girmediyse bile, futbolcunun durumunu kovalamak ve bu hamleyi yapmak da akılcı iş. 2. forvet olarak düşündüğün isim için uygun yıllık ücret, bonservis desek elbette olacak ki o da makul seviyede. 32 yaşında olan futbolcuyla da 2 yıllık sözleşme iyidir. Yunan Ligi gol kralını, 2. forvet olarak transfer ediyorsun. Zaten burada, seviye ile alakalı bir gövde gösterisi var. Futbolcu da rolünü kabul ederek geliyor. Emeği geçenlere teşekkür edelim. Kusursuz transfer operasyonları izliyoruz.

Berkan Kutlu'nun yeri ve önemi çok daha büyüdü

Zaha transferi sonrası, orta sahada düşünülen o yapılanma değişti. Kerem Demirbay ile 4-3-3 oynanır mı diyordum, artık oynanmaz. Kerem Demirbay, şu noktada Galatasaray'ın aradığı orta saha olmaktan çıktı. Zaha ile 4-4-2 / 4-2-4 formatı arasında oynarız. Zaha, Kerem Aktürkoğlu, Icardi, Zaniolo diye konuşurken, Torreira yanına bir Torreira daha gerekecek. Mutlaka transfer yapılacaktır ve o 8 numaranın profili artık değişti ya da değişmiş olması gerekiyor. Zaha'yı alan, bunu da elbette planlamıştır.

4-2-4 ya da 4-4-2, ne derseniz deyin, artık formasyon bu şekilde

Konuşulsa da, "transfer etmeyiz" diye düşünüyordum. Beklentim olmadığından, gelse nasıl olurdu tarzı şeyler düşünmedim. Haziran ayının başlarında, serbest futbolculara bakarken, Zaha üzerinden arkadaşlarımla konuşmuştum. O dönem adı yazılıyordu çünkü. Sonrasında iş Fenerbahçe'ye kaydı ve bu transferi gerçekleştirirler diye düşünüyordum. Zaha'yı konuştuğumuz günlere dönersek, son Fenerbahçe derbisindeki Barış Alper Yılmaz'ın oynadığı yere odaklandık.

Wilfried Zaha Galatasaray'da

"Kılçıksız" çalım. Hatırlayın geçmiş yılları, Galatasaray'ın transferde yediği çalımlarla geçen günler. Zaha transferi öyle bir çalım ki, hepsinin ötesinde. Fenerbahçe'nin Zaha ilgisi malumdu. Transferin ilk gününden bu yana istediler, konuştular, ayağına gittiler, ikna turları attılar. Ütopik paraları da konuştular. Galatasaray'ın bu transferdeki atağı o kadar uzun süreli değil. 2 gün önce duyduk, dün biraz hareketlendik, bugün olabilir mi tarzından düşündük. Ama öyle bir anda kap geldi ki, bunu hiçbirimiz tahmin edemedik. 

Tozlanmış parçalı #52; DeAndre Yedlin

Sağ bek rotasyonunda yüzümüzün güldüğü kadar, gülmediği anlar da var. Mariano'nun Galatasaray'dan ayrılması sonrası, Boey'in yükseldiği ana kadar yaşanan hayal kırıklıkları var. Mariano sonrası, Omar transferi ile orayı çözdük derken, yaşanan talihsiz hadiseyi hatırlarsınız. Omar o hadiseyi yaşayınca, Ocak ayında sağ bek transferi elzem olmuş ve Newcastle'den "bonservissiz" şekilde Yedlin'in transferi gerçekleşmişti. Belli bir Premier Lig tecrübesi olsa da, Galatasaray günleri hayal kırıklığıydı. 

Bu rotasyona fit olmayan çıkmaz sanırım

Bu fotoğrafa Zaniolo'yu da dahil edelim. O da forvet rotasyonu için çok güçlü alternatif. Hangi formasyonda oynayacağımızı bilmemekle birlikte, maç içinde de olsa bol bol çift forveti görürüz. Bir de eldeki forvet rotasyonu oldukça "versatil". Kanata ya da forvetin arkasına yazabileceğin isimler var. Halil Dervişoğlu ve Barış Alper Yılmaz gibi. Bakambu da net 9'a dönüşse de, tam bir forvet tamamlayıcısı. Icardi ile yan yana rahatlıkla oynar. Zaniolo da bu özelliği fazlasıyla gösteriyor. Geçen sezon böyle bir rotasyonumuz yoktu. Barış Alper Yılmaz'ın yükselişi olmasaydı da elimiz oldukça zayıflayacaktı. Gomis'ten katkı alınamaz olmuştu, bir tek Icardi'ye baktık O da neyse ki çok net bir istikrar gösterdi. Yeni sezonun maç trafiği yoğun, önümüz Şampiyonlar Ligi. Forvet rotasyonunu da olabildiğince güçlü kılmalıydık. Bakambu, alınabilecek en iyi ve doğru forvet alternatiflerinden. Tecrübeli, kenarda olmaktan dolayı sorun çıkarmayacak, rolünü bilen forvet. Halil Dervişoğlu orada farklı bir rol, tamamlayıcı. Biraz daha Mertens alternatifi aslında. Barış Alper Yılmaz ve Zaniolo'yu biliyoruz zaten. Hangi formasyonda oynayacağımız, orta saha hamlesiyle doğru orantılı. Bu belli olunca, forvet rotasyonundaki ihtimalleri daha net ve sağlıklı konuşabiliriz.

Cédric Bakambu Galatasaray'da

Bu takımın 1. forveti Icardi. Yeri doldurulamaz, üst düzey bir isim. Tek ihtiyaç, onun takımda kalması değildi elbette. Geçen sezonu bir noktadan sonra neredeyse tek başına geçmesine rağmen, bu sezon aynısını tekrarlamak imkansız. Forvet rotasyonunun genişlemesi ve kalite kazanması gerekiyordu. Şampiyonlar Ligi ufukta, maç trafiği artacak. Doğal olarak da, rotasyon olmazsa olmazın. Sadece rotasyon da değil, maç içi hamle de önemli.

Ross'u izleyemedik, bu yüzden de hakkında fikir sahibi olmak zordu

Ross'u izleyemedik. Bu yüzden de hakkında fikir sahibi olmak zordu. NEC Nijmegen'e kiralandı ve 250 bin avro kira bedeli olduğu söylendi. Opsiyonun bırakılmaması güzel. Futbolcunun oynaması adına önü açıldı ve gelişim gösterebileceği bir lige gidiyor. Geçen sezonu bütünüyle boş geçti. Galatasaray'da şans bulmak zor, istikrarlı bir stoper tandemi var. Alternatifleri de öyle. Ross'un yabancı olması ve devamında yaşadığı ciddi sakatlık sorun oldu. Türkiye Kupası'nda görürken, sakatlık sonrası hiç konuşmadık. Aalborg'da oynuyordu. Bu yaşta ve potansiyelde kuzeyliler, yaşlarına göre ciddi tecrübe sahibi oluyorlar. Çok küçük yaşlarda ve istikrarlı şekilde forma giyiyorlar. Ross'un 1 milyon 750 bin avro'luk bir bonservisi vardı. Yatırım olarak gördük, Nelsson sonrasını kurguladık belki de. Bu sezon yapacaklarını izleyeceğiz. Hala o hayal bitmiş değil. Rotasyona dahi yazabilmek iyi bir opsiyondur. Galatasaray'da devam etme şansı yoktu, çok kalabalık ve iyi bir stoper rotasyonu var. Hazırlık maçlarında da zaten hiç süre alamadı, hatta çoğunda kadroda bile değildi. Bu kiralık hamlesi bir süredir bekleniyordu diyelim. Okan Hoca, son bir kez kampta görmek istemiş olabilir. Hayırlısı olsun. İyi bir sezon geçirmesini ve daha güçlü dönmesini diliyorum.

Sorun yaşayacağımız aklımın ucundan geçmiyor

İlk ön eleme maçı için, Uefa'ya kadro bildirimini yaptık. Maçtan 24 saat önceye kadar, 2 oyuncu değiştirme hakkı bulunuyor. Bakambu ve Kerem Demirbay'ın kadroya dahil edilmelerini bekliyoruz. Daha önce de yazdım. Zalgiris maçı için sorun yaşanmaz, mevcut kadronla da bu işi kolaylıkla bitirebilmen gerekiyor. Kimseyi hafife almıyorum, Litvanya deplasmanının sert geçebileceğine de inanıyorum ama arada seviye farkı var. Sorun yaşayacağımız aklımın ucundan geçmiyor.

Morutan, kamp dönemini en iyi geçen futbolcularımızdan

Morutan, kamp dönemini en iyi geçen futbolcularımızdan. Pozisyonu kalabalıktı, hatta Rashica'nın da transfer edilmesini bekliyorduk. Rashica, transferin son günlerine doğru bence gelecek de, Morutan da mevcut birçok ismin önüne geçti. Yusuf Demir piyasada yok, Yunus Akgün de beklentinin altında. Morutan o rotasyonda 2 futbolcunun da önünde. Mevcut kadroda, Zaniolo'yu sağ kanada yazıyorsak, Morutan da alternatifi olacak. Şu aşamada, Morutan forvetin arkası için de en önemli alternatif. Bahsettiğim o 4-3-3'e dönülse, çift 8 adına da alternatif olacak. Galatasaray'a ilk geldiği dönemi hatırlayın. Fatih Hoca onu Cicaldau ile birlikte çift 8'den biri gibi kullanmıştı ve oyunun merkezinde müthiş özgürlük kazanmıştı. Zaten yetenekliydi de, Pisa döneminde özgüvenini kazandı. Hazırlık maçlarında gördük, daha özgüvenli hareket ediyor. Gerçi bu durum da olmadık yerlerde şut ya da çalım denemesine sebep ama olsun. Karar alma mekanizması, bu iyi takım içinde mutlaka gelişir. İlk ön eleme maçlarında, Morutan'ın patlayıcı özelliğini kullanacağız. Suudi Arabistan kaynaklı o transfer teklifleri gerçek olmadığı sürece de takımla devam edecektir. Hesap etmediğim, satılır gözüyle baktığım bir futbolcuydu. Çok iyi kazanım oldu. Cicaldau'nun kayıpları oynadığı ortamda, Morutan'ı kazanabilmek önemliydi. Doğru kiralamanın önemi işte. Cicaldau, Arap diyarında gözlerden uzaktı. Morutan ise Serie B'de büyüdü.

4. yıldız yükleniyor muydu?

90'lı ya da 2000'li yıllarda böyle bir gündem yoktu. Hatta 2010'ların ortasına kadar diyelim. Hatırlıyorum, Beşiktaş'a verilen 2 şampiyonluk sonrası, Fenerbahçe bu durumu protesto etmek adına formasına çeşitli yıldızlar dağıtmıştı. 4. yıldız yükleniyor diye attıkları tweet hala durmakta. Ali Koç'un kendi ağzından "Galatasaray'ın 2 şampiyonluk gerisine düştük" söylemi var. Burada tek bir amaç var, başarısızlıklarını unutturup, hayali gündem oluşturmak. Ali Koç kadar başarısız başkan olup, bu kadar uzun süre takımın başında kalabilmek ayrı bir hadise. Galatasaray'da olduğunu hayal edin, kaçıncı yılında başkanlığı bitirilmişti. Özhan Canaydın dönemini bizler adına başarısız anarken, kazandığı şampiyonluklar var. Ali Koç kadar da harcamamıştır. Başarısız transferler ve teknik direktör tercihleri. Galatasaray ne yaparsa onu taklit edip, başarılı olma sevdası. Olmuyor tabi, olmayacak da. Suni yıldız gündemleriyle, Galatasaray'ın önüne geçmek istiyorlar. Kaç yıllık köklü camia. 5 yıldızı alıp, marka tescil yaptılar. Sonra da bizim markamız bu diyerek, her yere dayatma yapıyorlar. Bu "korsanlığa" uyan internet platformu ya da medya kuruluşları var maalesef. Bu işin tarihsel değil, hukuksal boyutu var. Doğru işleyen hukuk ortamında da, verilecek karar bellidir.

Hissettiği aidiyetin içinde, fazlasıyla vefa da var

Önce sağlık. Wanda Nara'nın umarım son tetkikleri olumlu çıkar da (ben bu yazıyı yazarken belli değildi), Icardi'ye kavuşmuş oluruz. Wanda Nara'nın yaptığı 2 paylaşım, tüm Galatasaraylıları pamuk gibi yaptı. Geçen de yazdım, Icardi etkisini en son hangi futbolcu yapabildi? Sanırım örneği yok, artık o noktadayım. Hagi'den bu yana diyordum da, Icardi bambaşka aura. Galatasaray'a transfer olabilmek adına, öyle teklifleri reddetti ki. Sadece Suudi Arabistan da değil, forvet kıtlığındaki Avrupa adına da yeniden ilgiyi üzerine çekmişti. Bu sürecin uzayacağını biliyorduk. Keşke bu şekilde uzamasaydı da, yapacak bir şey yok. Önce aile, onun da ötesinde sağlık. Gün itibarıyla olumlu sonucu görüp, Icardi'ye yeniden kavuşmayı diliyorum. Bonservisiyle gelecek, artık bizimle. O kadar yanlış tanımışız ki Icardi'yi. Böyle bir aidiyet, sevgi ya da bağlılık hissedeceğini düşünmüyordum. Erden Timur "karakter analizi yapıyoruz" derken, Icardi transferi sonrası bu durumla dalga geçilmişti. O karakter analizinin önemini herkes görmüştür artık. Icardi, psikolojik üstünlüktür. Galatasaray'ın kendi bekleyişini, ailesine ilgi alakasını da unutmayacaktır. Hissettiği aidiyetin içinde, fazlasıyla vefa da var. Bunun karşılığını en iyi şekilde verecektir. Aklı ailesinde derken, o ailenin çatısı Galatasaray.

Kerem Demirbay Galatasaray'da

Kerem Demirbay'a biraz değil, fazlasıyla haksızlık yapanlar var. Alternatif gibi görüp, sanki kulübeye bu hamle yapılıyor gibi bir hava oluştu nedense. Henüz o seviyelere gelemedik, böyle lükslerimiz yok. Çok da iyi bir orta sahadan bahsediyoruz. Bundesliga'nın kendi pozisyonunda en istikrarlı orta sahalarından biri. Leverkusen'e transferi büyük olaydı, orada da uzun yıllardı forma giymekte. Geçen sezonuna bakınca da, Leverkusen rotasyonunun ana parçalarından biri. 

Kadroda olmaması gereken isimlerden biri Midtsjö

Kadroda olmaması gereken isimlerden biri Midtsjö. İdmanları takip edemedik de, oynanan tüm hazırlık maçlarında sahadaydı ve kötü oynadı. Geçen sezonu da iyi geçirdi diyemem. En azından beklenti aşağısındaydı. Adana Demirspor maçında kritik golü var. Sonradan oyuna girip de etki ettiği anlar var ama 11 başlayıp da iyi oynadığı maç yok. Genele bakınca da herkes daha fazlasını bekliyordu. Torreira'nın sakatlığında, kamp dönemi de maçlara 11 çıktı ve kötüydü.

Kerem Demirbay'lı 4-3-3 mü, 4-2-3-1 devam mı?

Gerçekleşmesi beklenen Kerem Demirbay transferinin ardından, sorulması gereken bir soru var. Galatasaray, hangi formasyonda oynayacak? Kerem Demirbay'ın yanına bir 8 numara daha alınıp 4-3-3 mü, önüne 10 numara alınarak 4-2-3-1 mi? Kerem Demirbay'ın ilk 11 için transfer edildiğini düşünüyorum. Kimi bu transferi beğenmedi de, büyük bir transfer bence. Kalitesi ve yerli oynayabilme avantajıyla da, bu takımın en önemli isimlerinden biri olacak.

Fikstür işini anlık değişkenler belirliyor

Fikstür avantajına pek inanmam. Hele ki fikstürün çekildiği gün itibarıyla. Çünkü şartlar biraz da oynanacak maçın durumunu değiştiriyor. Cezalar, sakatlıklar, form durumları, teknik direktör değişimleri gibi birçok etmen var. O günkü rakibin, maçın oynanacağı zaman ne durumda olacağını bilemeyiz. Kışın Sivas ya da Kayseri'ye, sıcaklarda Antalya ya da Alanya'ya gitmeyelim denebilir, o da mevsimsel durum. Geçen sezon ligi Antalya deplasmanında açıp, kazanmıştık. Bu yıl da, Kayserispor deplasmanıyla açıyoruz. Şu kısmı avantaj. Kayserispor, henüz transfer tahtasını açamadı ve kritik bazı isimleri de kaybetti. Tahtayı mutlaka açacaklar da, bu transferin sonuna doğru olacak gibi. Trabzonspor'un da oturması birkaç hafta sürecek gibi, 2. haftada oynamak güzel. Şöyle de bir durum var, Ağustos ayı içi ön elemelerle geçecek ve fikstür sıkışık. Galatasaray da bir yandan transfer yapmaya çalışıyor. Oturmuş oyunu ve kadrosu avantaj elbette. Geçen sezon olduğu gibi bir yapılanma yok. Ligin ilk 10 haftası da 6 deplasman. Arada İstanbulspor'un da deplasman görünmesi işi dengeliyor. Geçen sezonun fikstür başlangıcı tarihte görülmeyen bir şeydi ve orayı müthiş geçtik. Bu o kadar zor görünmese de, kolay da değil. Söylediğim gibi, fikstür işini anlık değişkenler belirliyor. 24. şampiyonluk yolu bu, hedef belli.

Mazeret yok yine de, çok daha güçlü takımız

Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turundaki rakibimiz, Zalgiris Vilnius oldu. Struga ile eşleşmeyi tercih ederdim. Nedeni de daha yakın olması ve güç dengesinde 1 tık daha aşağıda yer alması. Zalgiris Vilnius da kalite anlamında çok aşağımızda. Takımla alakalı çok fazla bilgim olmasa da, çıkarım yapabilirsiniz. Liglerinde 22 hafta geçmiş, yani hazır bir rakip. Litvanya deplasmanı bir de, genelde kolay olmaz. Mazeret yok yine de, çok daha güçlü takımız. Transferlerin yetişmemiş haliyle bile. Bazı sakatlıklar var, o kısım beni düşündürüyor. Torreira / Oliveira'yı bu maça yetiştirirsek, işimiz daha kolaylaşır. Midtsjö / Berkan Kutlu 2'lisiyle hücum tarafında verimli olmak zor. Forvet konusu da sıkıntı tabi, ön alanda kalabilmek mesele. Top sende kalacak, oyuna hükmetmen lazım ki kalite üstünlüğünle işi bitir. İşi "mücadeleye" dökmemeli, kalitenle fişi çekebilmelisin. Sturm Graz ile oynanan hazırlık maçında eldeki ideal kadro denense de, kamp yorgunluğu vardı ve oyun ezberinden uzaklaştık. Zalgiris karşısında bu böyle olmayacaktır. Son maça kadar da, oyun ezberini yansıttık. Bitirememek sorun olmuştu. O da net bir 9'un elde olmaması. Kadro bildirimine 1 gün var, maça kadar da bazı değişiklikler yapılabiliyor. Orta saha ve forvete transfer bekliyorum ben. Sonrasında da artık Icardi işini de çözüp, eli daha da güçlü kılmalıyız.

Galatasaray 0-2 SK Sturm Graz, takımı en son ne zaman bu kadar kötü görmüştük?

Hazırlık maçıdır, skora elbette takılmam da, oyun düşürüyor. Hele de, ön eleme maçı öncesinde olunca. Son provaydı bu ve ilk 11'ine bakınca da en ideal kadron. Öyle eksiklerin var ki, takımın senkronu yoktu. Mevcut oyuncu grubu içindeki ideal 11'inde bu senkronu yakalayamazsan, Zalgiris maçı öncesi endişe doğaldır. Rakip güçsüz ve seviyesi aşağıda olabilir. Hazır takım, ligleri devam etmekte. Sen de topa hakim olamadığın sürece, her türlü tehlikeye açıksın.

Güzel bir teklif gelse, transferine olumsuz bakmam

Yunus Akgün için de gelen teklifler var. Mostafa Mohamed'de olduğu gibi, Yunus Akgün'ü de Nantes'in kiralamak istediği yazılmış. Kiralık tekliflere soğuğum ama futbolcunun olası satışına karşı değilim. Berkan Kutlu'nun ayrılığını istemezken, Yunus Akgün için kapı açık. Rotasyonu dolu ve hala beklediğimiz çıkışı yapamadı. Yapabilir mi emin değilim. Kimi umudu keserken, hiç de haksız değil. Şans bulamadı diye bir şey yok. Geçen sezona onunla başladık, hatta +3 yerli planlaması da kendisinin üzerineydi. İş beklediğimiz gibi ilerlemeyince, son gün Rashica kiralaması geldi. Bu sezon da hazırlık maçlarının hepsine 11'de başlıyor, kendisini izleme şansı bulduk ama beklediğimizi alamadık. Oynadığı pozisyonda da rotasyon kalabalık. Rashica'nın transferi son güne kadar kovalanacak ve bence mutlaka gerçekleşecek. Barış Alper Yılmaz var, formda bir Morutan var. Yusuf Demir'i saymayayım hadi. Hepsinden öte de Zaniolo kadroda. Yunus Akgün'ün başka bir pozisyona kayacağını düşünmüyorum. Forvetin arkasına kaysa desek, orada da rotasyon kalabalık. Yerli olması ve altyapı çıkışı onun artısı. Özellikle de Avrupa Kupası için kadro bildiriminde. Biraz da performans verse ve en azından ana rotasyonun güvenilir bir parçası olsa elimiz çok güçlenecekti. Adana Demirspor günlerinden uzakta devam ediyor. Beklenti üst düzeydi ve bu beklenti de oldukça doğaldı. Güzel bir teklif gelse, transferine olumsuz bakmam. Yunus Akgün için de pozitif bir gelişme olabilir bu. Avrupa'da oynayabileceği bir takımda potansiyelini yeniden parlatabilir.

Berkan Kutlu, sürekli sahada olmak isteyen bir futbolcu

Berkan Kutlu, sürekli sahada olmak isteyen bir futbolcu. Geçen sezon başını hatırlayın, daha fazla forma giymek adına takımdan ayrılmak istemişti. Hoca bırakmadı onu, sezon içinde de ana rotasyon içine dahil etti ve futbolcunun gelişim sağladığını gördük. Tepki gören adam, şu anda herkesin "satılmasın" dediği isme dönüştü. Yeni sezonda maç trafiği artıyor, Avrupa Kupası'nda sert maçlar var. Rotasyonu bol bir sezon izleyeceğiz. 8+3 sarmalında da, Berkan Kutlu'nun değeri büyüyor.

Rashica'nın transferi için beklemek doğal

Rashica, geçtiğimiz sezon kazanılan şampiyonluğun en kilit isimlerinden. Zaniolo gibi bir ismi aldın, Rashica'yı kesemedi mesela. Icardi, Torreira, Mertens gibi yabancıları aldığın sezonda, kendi hikayesini yazmayı başardı. Böyle fayda aldığın, oyun içi katkısıyla da elini güçlendiren futbolcuyu takımda tutmak lazım. Diğer yanda da bu işin maliyet kısmı var. Norwich'in maddi beklentisi yüksek, bu da Galatasaray'ı şu aşamada aşıyor. Aslında aşmıyor da, bu maliyet düşer. Rashica'nın orada devam etmeyeceği kesin. Rashica da Türkiye'de kalacaksa, sadece Galatasaray forması giyecektir. Avrupa tarafında da görünür, ciddi bir talip yok. Rashica için, gerekirse transferin son gününe kadar bekleyeceksin ve şartlar sana uyacak. Norwich'in bu konuda hareket alanı yok. Bu yüzden bekleniyor zaten. Gidip de şu an 10 milyon avro bonservis verilmez. Bu işin oluru da 5-6 milyon avro'dur. Buralara düşecek rakam. Transferin acil bir hali de yok. Kanat rotasyonuna bakınca da, ön eleme sürecini rahatlıkla geçer, lige iyi bir başlangıç yapar. Rashica'nın transferi için beklemek doğal yani, bu konuda eleşiri yapılması anlamsız. Erden Timur, bekleyeceklerinin ve şartların bizim çıkarlarımıza uyacağını ısrarla söylüyor. 

Muhammed Şengezer & Galatasaray, başka bir alternatif kalmadı zaten

Günay Güvenç'in Almanya doğumlu olması, Avrupa adına kadro bildirirken elini zayıflatıyor. 2. kaleci alman lazım, maalesef alternatifler de bir o kadar kısıtlı. Okan Kocuk niye gitti diye sormayın, oynamak için ayrıldı. Saygı duymak lazım. Muhammed Şengezer'in Galatasaray'a gelebileceği yazılmış. Başakşehir'in de Cicaldau ile alakalı bir transfer girişimi vardı. Cicaldau'nun Başakşehir'e kiralık gidişi, Muhammed Şengezer'in de Galatasaray'a bonservisiyle transferi gerçekleşebilir. Düşününce de alabileceğin başka bir yerli kaleci yok. Galatasaray'dan 7 yedikten sonra üstü çizilmiş ve sezon içinde uzun süre forma giyememişti. Volkan Babacan'ın önünde görsem de onu, Emre Belözoğlu pek tercih etmiyordu. Muhammed Şengezer'in çıkışı, Okan Kocuk'la birlikte Bursaspor'daydı. Muhammed Şengezer, o dönem daha yetenekli görülse de, Okan Kocuk'un çıkışı daha erken ve keskin oldu. 26 yaşında henüz, kaleci de biraz geç olgunlaşıyor. Muslera'nın arkasında iyi bir 2. kaleci olacağını düşünüyorum. Çok fazla alternatif olmadığı için, hayır deme lüksü de yok. Batuhan Şen'in bir süre daha kiralık olarak futbol hayatına devam etmesi ve gelişim göstermesi lazım. Onun için henüz erken. Muhammed Şengezer'in altyapısı sağlam, Süper Lig tecrübesi de daha önde.

Bakambu için alternatiflerden biri demenin habercilikle alakası yok

"Asıl hedef Bakambu değil, alternatiflerden biri demenin" habercilik ile alakası yok. Son dönemin "fanatik" kulüp muhabiri furyası. Her takımda olduğu gibi, maalesef bizde de var. Bildikleri bir haber de yok, olmadığı gibi "beklenti" üretiyorlar. O gerçekleşmeyince de bazı taraftar kulübe isyan ediyor. Ya da gelen futbolcuyu daha sahaya ayak basmadan eleştirmeye başlıyor. Fabrizio Romano yazmadan haber giremiyor birçoğu. O noktadalar.

Rakip savunmayı hem aklıyla, hem gücüyle yıpratabilecek bir forvet

Csakvar ile oynanan hazırlık maçını, yayın olmadığı için izleyemedik. Atılan goller dışında da elde görüntü yok. Hocanın anlattıklarından yola çıkarak, bu maçta Zaniolo'yu forvet olarak kullanmışız. Mertens forvetin arkasında, Morutan da sağ kanatta. Morutan'ın hazırlık maçlarındaki iyi görüntüsü devam ediyor. Yunus Akgün ve Yusuf Demir'in önünde olduğunu söylemiştim, kalmasını bekliyorum. Zaniolo, 90 dakika sahada kalmış ve forvette oynamış. Biraz da onun için izlemek isterdim. Yeni sezonda, sık sık çift forveti göreceğimizi düşünüyorum. Icardi yanında, 2. forvet adına da en güçlü adaylardan biri o. Zaniolo'nun fiziği ve oyun bilgisi, 9 numara olarak oynayabilme ihtimali demek. 9.5 diyeceğiz gerçi burada, daha tamamlayıcı rolde. Bu da serbestlik demek. O zaman da eliniz güçleniyor, ceza sahası içini doldurabilecek, rakip savunmayı hem aklıyla, hem gücüyle yıpratabilecek bir forvet. O pozisyonda rotasyonu sayarken, Zaniolo'yu da düşünmek gerekiyor. Barış Alper Yılmaz ve Zaniolo gibi isimler, forvet rotasyonunda güçlü yere sahipler. Halil Dervişoğlu da geldi, Icardi zaten bekleniyor. Belki bir 2. forvet daha alınacak, Bakambu gibi isimler konuşuluyor ama elimiz de güçlü. Forvet rotasyonunu yeteriz görürken, elimiz fazlasıyla güçlendi. Zaniolo da yeni transfer edasıyla, önümüzdeki günlerin en güçlü kozlarından.

Sahada kaldığı süre boyunca da pozitif bir etkiden bahsetmek imkansız

Girdiği 7 2'li mücadelenin sadece 1'ini kazanmış. Sahada kaldığı süre boyunca da pozitif bir etkiden bahsetmek imkansız. Geçtiğimiz sezonun Dünya Kupası arası oynanan hazırlık maçlarında daha hareketliydi. Hoca, sakatlığı ve idman eksikliğinden bahsetmiş de, bu sanki başka bir şey. Geçtiğimiz sezon boyunca neden şans bulamadığı tartışıldı. Hocayı eleştiren de oldu ama verdiği karar doğruydu. Yeni sezonda da şansı kaldığını düşünmüyorum. Yeni yabancı kuralında kendisi adına bir hak tanınmış olsa da, o hakkı başka bir isimden yana kullanmak daha mantıklı. Yusuf Demir'i de x bir takıma kiralayıp, toparlanmasını bekleyeceğiz. Maalesef şu an gidişat "Emre Mor" tadında. O dahi bir noktada rotayı buldu ve ayakta kalmayı başardı. Yusuf Demir de belki başarır ama bu Galatasaray forması altında mı olacak? Şans verelim, hemen vazgeçmeyelim, henüz çok genç diyen de bendim. Bugün için Galatasaray'da ısrar etmenin anlamı yok. Oynayabileceği bir takımda kiralık olarak izleyelim ve gelişimini gözleyelim. Morutan çok daha önünde. Morutan, Yunus Akgün'ün de önünde. Biri rotasyonda devam edecekse, o isim Morutan olacaktır. İlk hazırlık maçının ardından, bu maçta da oldukça iyiydi ve ileriye dönük pozitif izlenim verdi.

Biraz daha azim gösterecek, mücadele edecek, inanacak

Halil Dervişoğlu'nun maliyeti üzerine konuşacak bir şey yok. Şartlar uygun, "ya tutarsa" üzerinden bu transferi gerçekleştirdin. Benzer maliyetlerle, rakip takımlarda izlemek istemezdim. 1 sezon önce bu transferi gerçekleştirmek istediğinde, kulübünün bonservis beklentisi çok yüksekti. 2 dönem kiralamak zorunda kaldın ve sözleşmesine opsiyon dahi ekleyemedin. Çünkü beklentileri vardı. İngiltere'de tutunamadı Halil Dervişoğlu. Hollanda'da gösterdiği potansiyelin uzağında kaldı. 

Fred & Galatasaray, başka alternatifler de üretmek gerekiyor

Paredes süreci, transfer döneminin sonuna kadar devam etmeyecek. Ön eleme maçları kapıda artık. Belli ki orta saha hamlesi, bu maçlara yetiştirilmek isteniyor. Bence yetiştirilmesi de gerekiyor. Paredes konusunda PSG tarafını halletmek kolay da, futbolcunun önceliği daha büyük ligler. Dolayısıyla da seni bekletiyor. Avrupa Kupaları konu olmasa, transferini son ana kadar kovalayalım da, öyle bir zaman yok. Paredes'in kararını beklerken, orada başka alternatifler de üretmek gerekiyor.

Halil Dervişoğlu Galatasaray'da

Beşiktaş'ın gündemine geldi, görüştüler, belli bir noktaya geldiler. Sonrasında belli ki ücretinde indirim istediler, futbolcu buna yanaşmadı. Türkiye söz konusu olunca, Galatasaray zaten odak noktası. Sonrasında Galatasaray devreye girdi ve transfer sürecine dahil oldu. Galatasaray'a daha yakın diye düşünürken, Beşiktaşlı muhabirlerin hepsi "transfer bitti" tarzında konuşmaya başladı. Gece rüzgarın değişti, gün içinde de futbolcu Galatasaray'a transfer oldu.

Geçen sezonu iyi bir noktada bırakırken, bu sezon daha da üzerine çıkacak

3 hazırlık maçı yaptık, hepsinde golü var ve sahanın en iyisi. 8+3 sarmalında, 3. yerli kim olur diye düşünürken de bence en güçlü aday kendisi. Türkiye Ligi'ndeki 3. yerli ayarlamasının "rotasyon" ile ayarlanacağını düşünüyorum gerçi. Bu rotasyon adına da elde iyi yerli alternatifler var. Maçına göre bazı ayarlamalar gelecektir. Bazen biri oturacak, bazen diğeri. Maç trafiği de yoğun, ister istemez rotasyon yapacaksın.

Galatasaray 1-1 FK Austria Wien, kadroda hala eksikler var

Galatasaray'ın oyun ezberi güçlü. Baskısı, temposu, sahada kim olursa olsun güçlü. Geçişi de iyi oynuyoruz ve pozisyon üretebiliyoruz. Yusuf Demir ve Yunus Akgün gibi isimlerin sahada varlığı olmamasına rağmen, "geçiş" ile net pozisyonlar ürettik ama bitiremedik. Bitirememek de ilk yarının en büyük sorunuydu. Yusuf Demir ve Yunus Akgün bu kadar kötü oynarken, ön alanda organize olmak zor. Barış Alper Yılmaz, ekmeği taştan çıkardı. Maçın başında Kerem Aktürkoğlu etkiliydi. Boey de kanadını iyi kullandı. Hücumun ana odağı geçiş üzerineydi.