Kontrat #1; Michy Batshuayi

2. forvet transferi, 8 numara ya da sağ bek kadar olmasa da "olmazsa olmaz". 2. forvet sıkıntısını yaşadık çünkü. Icardi'nin sezon içinde sakatlandığı dönem oldu ve ısrarla sahada kaldı. Israrla sahada kalmasının nedenlerinden biri de, arkasında olan isme çok güvenilmemesi. Bakambu'nun iyi maçları oldu, hatta yeteri kadar da şans bulmadı ama belli ki içe tam anlamıyla sinmedi. Oysa kanat forvetti, sadece forvette şans bulması gerekmiyordu. Güzel paraya gitti.

Sezonun bizler adına hayal kırıklıkları da var

Sezonun bizler adına hayal kırıklıkları da var. Bazı futbolculardan beklediğimiz katkıyı alamadık ve o isimler genellikle "beklenti" duyulan isimler. Davinson Sanchez, biraz da Kerem Demirbay ve Ziyech'i bir kenara bırakırsak, şampiyonluğu "geçen sezonun temeli" üzerinden gerçekleştirdik. Geçen yaz döneminin başı da eksikler belliydi, bu yaz döneminin başı da. Geçen sezon yaşananlar, bu yaz dönemine ders olur umarım.

Güçlü omurganın, en önemli parçası ve olmazsa olmazı

Transfer dönemine girmişken, güçlü omurgayı korumalı diyoruz. O güçlü omurganın en önemli parçası ve olmazsa olmazı Torreira. Galatasaray'a imza attığı günden bu yana, kazanılan her başarının başlıca mimarlarından. Bazı zamanlar oluyor, Torreira'yı maç içinde göremediğin anlar olabiliyor ama biliyorsun ki o görevini yapmış. Bu performansı da, 8 numaradan bir türlü istediğimizi alamamamıza rağmen veriyor.

Öyle bir stoper 3'lümüz var ki, hiçbirini kenara alamadım

Galatasaray ve Türkiye Ligi adına yılın 11'lerini yapalım. Galatasaray adına daha önce yapmamıştım. Galatasaray adına kadroyu yaparken de işi biraz fanteziye dökeceğim ve ilginç bir formasyon çıkaracağım. Bunun gerçeklikle bir bağı olmadığını söylemek isterim. Bu tarz kadrolarda biraz da "o da olsun, bu da olsun" derken, böyle hamleler yapılır. Öyle bir stoper 3'lümüz var ki, ister istemez buna yönelmek zorundayım. Hiçbirini kenarda bırakamam.

Sezonun her kırılma anında, Barış Alper Yılmaz var

Kimi de sezonun futbolcusu olarak, Barış Alper Yılmaz'ı işaret eder. Bu görüşe de katılırım. Sezonun kırılma anlarına bakıyorum, Barış Alper Yılmaz hepsinde var. Galatasaray'ın şampiyonluğu, Ocak / Şubat sürecinde kırılmamasıyla geldi. Kadro eksildi, sakatlar vardı, sürpriz ayrılıklar yaşadık. O günlerde elde kalan futbolcuların özverisi üst düzeydi. Belki de en özverilisi, Barış Alper Yılmaz oldu. Kim gedikleri kapattı çünkü.

Yeni sezonun kurgusu, yani "transfer gündemi" benim için başlamıştır

Şampiyonluğu kutladık, güldük, eğlendik. Yeni sezonun kurgusu, yani "transfer gündemi" benim için başlamıştır. Yorumlarda da bu konu sık sık yazılıyor, yeni sezon yapılanması üzerine konuşalım diyelim. Galatasaray'ın bu konuda avantajı "omurgası" olacak. Kalecisi, stoper tandemi, 6 numarası, kanatları ve forveti belli. Bunu kimsenin ayrılmaması üzerinden yazıyorum. Omurgadan bir isim eksilir, o zaman stratejiyi değiştirirsiniz.

Galatasaray adına sezonun MVP'sinin Mertens olduğunu düşünüyorum

Galatasaray adına sezonun MVP'sinin Mertens olduğunu düşünüyorum. Bu konuda farklı görüşler olabilir ama benim için böyle. Gün sonunda ligin asist kralı. Süper Lig'de 35 maçta 9 gol 15 asist ve 30 maçta ilk 11'di. Ligin ilk yarısında ağırlıklı olarak kenardan geldi. Bu durum da istatistiği daha değerli kılmakta. Avrupa Kupalarında oynanan maçlar da dahil olunca, 12 gol 15 asist oluyor ve 50 maçı geride bıraktı. Yaş 37, kusursuz bir tempo.

102 puan alıyorsunuz ama şampiyonluğu ancak son hafta ilan edebiliyorsunuz

Kolay bir şampiyonluk değildi. Tadic diyor ya, 99 puan alıyorsunuz ve şampiyon olamıyorsunuz. Buna başka yerde gülerler diye. Ben de diyorum ki, 102 puan alıyorsunuz ama şampiyonluğu ancak son hafta ilan edebiliyorsunuz. Başka yerde anlatsanız buna gülerler. Bir takım 102 puan alıyor ve haftalar öncesinden şampiyonluğunu ilan edemiyor. Son dakika penaltı jokerleri, yarışın kopmamasında ana etmendi. Yine de iyiler kazandı işte. Allah, hak edeni görüyor.

Şampiyonluğun imza anı, Icardi omuzlarında yükselen Okan Buruk'tur

Şampiyonluğun "imza" anı nedir desek, Icardi'nin omuzlarında yükselen Okan Buruk'tur cevap. Icardi'yi nasıl bilirdik desek, saha dışı gündemi üzerinden konuşurduk. Galatasaray'a transfer olup, ilk haftalardaki bocalamasıyla da korkuya kapıldık. Okan Buruk ise Icardi'yi kazanıp, "ikonluğa" yürüdüğü bu yolu açtı. Gün sonunda da onun omzunda taraftarını selamlıyor. Bazısı da bu adamı, "onu niye kazanamadı" üzerinden eleştirme hadsizliğine bürünüyor.

Galatasaray'da vizyon ve kaliteyi bu 3'lü belirledi

Galatasaray'da vizyon ve kaliteyi bu 3'lü belirledi. Erden Timur'un futbolda idareyi eline alması, geçirdiğimiz 2 yılda "vizyonu" belirledi. 2 sene içinde mutlaka yanlışlar vardır da, gün sonunda başarı var ve doğrular da yanlışların çok ötesinde. Hatalarından ders almasını iyi biliyor. Yeni sezonda devam edeceğini düşünüyorum ve vizyonu tayin etmeye devam edecek. Unutmayın, limit sınırları içerisinde transfer yapmak, hareket etmek zordur. Bu yaz dönemiyle birlikte nefes alacağız.

Konyaspor 1-3 Galatasaray, neredesiniz inancını 0'a indirenler?

Falcılar, tarotçular, Fenerbahçe maçıyla birlikte inancını 0'a indirenler. 1 haftadır bunlarla uğraşıyoruz. Fenerbahçelinin oluşturduğu algıyla değil, Galatasaraylılarla mücadele veriyoruz. Bugüne kadar hangi finali kaybettin de, Konyaspor karşısında maçı yenileceğini düşündün? Bu hissiyata ne getirdi sizi? İlk kez mi derbi kaybettin? Daha fena kaybettiğin derbileri hatırlıyorum. Hangisinde kırıldın da, 3 puan farkla son haftaya girdiğin sezonda "şampiyonluğu" kaybedeceğin hissiyatına geldin? Konyaspor karşısında ilk andan bu yana üstün bir futbol ve rahatlıkla kazandığın şampiyonluk.

Fenerbahçe maçında kalan Galatasaraylılar ise orada kalmaya devam edebilir

Fenerbahçe maçı geride kaldı. Tek bir maçtı, en istemediğimiz tablo oluştu. İş bitti mi, elbette hayır. 2 maçta alınacak 1 puan bizi şampiyon yapacakken, son haftaya 3 puan önde girmenin avantajını yaşıyoruz. Fenerbahçe maçında takılmamak lazım. Hedef derbi galibiyeti değil, şampiyon olmak. Fenerbahçeliler, derbi galibiyetini "sezonun amortisi" tasında yaşayabilir. Biz ise şampiyonluğu kutlayacağız. Fenerbahçe maçında kalan Galatasaraylılar ise orada kalmaya devam edebilir. Onlara ihtiyacımız yok, biz bize yeter, şampiyonluğu doyasıya kutlarız.

3-4 kişiyi kenara almaya alışığız da, 9 kişinin kenara alınması biraz fazla

Euro 2024 için açıklanan aday kadro olabildiğince geniş. Bu kadrodan tam 9 futbolcu liste dışı kalacak ve 26 kişilik turnuva kadrosu oluşacak. Turnuvaya katılacak takımlar arasında da en geniş kadroyu açıklayanlardan biriyiz. 3-4 kişiyi kenara almaya alışığız da, 9 kişinin kenara alınması biraz fazla. Az çok kenarda kalacak isimler belli de, biz de bu konuda yorum yapalım. Montella'dan yana umutluyum. Şu ana kadar çıkardığı iş oldukça iyi.

Drogba & Barış Alper Yılmaz birlikte oynasalar nasıl olurdu?

Futbolarena hesabında, Drogba & Barış Alper Yılmaz birlikte oynasalar nasıl olurdu gibi bir soru vardı. Maksat nostalji olsun, hemen konuşalım. Drogba, çok büyük bir kariyer ve iyi ki Galatasaray forması giydi dediğimiz isimlerden. "Maç seçtiği" doğru da, seçtiği maçta da etkisi büyüktü. Schalke 04 ve Real Madrid maçları, Fenerbahçe ile oynanan Süper Kupa, kazanılan şampiyonlukta sağladığı katkı. Ayağının tozuyla etki etti. 2. sezonunda da belli bölümler var ama sakatlık sonrası yok.

Tüm konular bitti, Aurier üzerinden mi eleştiri başladı?

Tüm konular bitti, Aurier üzerinden mi eleştiri başladı? Alanyaspor maçında 11'di işte, ilk 45 dakikada izledik. Felaket halde, hareket edemiyordu. Alanyaspor'un gücü değil mevzu, futbolcunun fizik durumu iyi değil. Kamp görse görüntü belki değişir de, Aurier'i hazırlayabilme gibi bir zamanımız ya da lüksümüz yoktu. Galatasaray'ın ara transferde aldığı sağ bekin, uçaktan indiği günün ertesinde 11 oynayabilecek durumda olması lazımdı.

Gisdol devam etse, Samsunspor avantajlı başlayacaktı

Hüseyin Eroğlu, alt ligde başarılı olduğu 3-5-2 düzeni üzerinden, Süper Lig'i de kurgulamıştı. Transferleri de bu kurguya uygun gerçekleştirdi ama başarılı olamadı. O giderken, puan almayı geçtim, gol dahi atamayan bir takım bıraktı. Samsunspor o günlerde gerçek anlamda bir hücum fakiriydi. Transfer dönemi bitmiş, mevcut kadro yetersiz. Benim beklentim, ligin dinamiklerini iyi bilen bir yerli teknik direktördü. Gisdol tercihi benim için sürpriz oldu ve ilk etapta başarılı olmasını da beklemedim. Ligin dinamikleri yakın geçmişte bambaşka şeyler söylüyordu.

Skor 3-0 olsa da, kolay bir maç olmamıştı

Ligin ilk yarısında oynanan ve 3-0 kazanılan Konyaspor maçının kadrosu. Skor 3-0 olsa da, kolay bir maç olmamıştı. Kilidi 63. dakikada Abdülkerim Bardakcı açmıştı ve diğer 2 gol de 90+'da gelmişti. Bu sezon kadro derinliğimiz iyi de, öyle bir dönem yaşadık ki, 11 oluşturmakta zorlanıyorduk. Afrika Uluslar Kupası'na gidenler, sakatlar derken zorlandığımız günler. Bu dönem kazanarak ilerleyebilmek, bugün şampiyonluğun kapısını açtı. O günlerde Galatasaray kırılmadı işte.

Mayıs ayı henüz bitmedi

Mayıs ayı henüz bitmedi. Şampiyonluğu ilan edeceğimiz gün de Mayıs ayı içerisinde. Galatasaray da tek maçların değil, kupaların takımıdır. Fenerbahçe bu hafta konuşur, Galatasaray ise tüm yaz. Gün sonunda herkesin hatırlayacağı "şampiyonluktur". Bakmayın bazı Fenerbahçelilerin kanaat önderi gördüğü insanlara. 2 şampiyon varmış, gönüllerin şampiyonuymuş, şöyleymiş, böyleymiş. Daha önce de söyledik, derbileri kazanana kupa vermiyorlar. Lig bir süreçtir ve sürecin geneline bakılır. Galatasaray da şampiyonluğu anasının ak sütü gibi hak etmiştir.

İhale neden Icardi'ye kaldı anlamadım?

İhale neden Icardi'ye kaldı anlamadım? Yapılan eleştiri değil. En azından bazısının yaptığı eleştiri değil diyelim. 10 kişi oynatıyor diyen var, kritik anlarda sahnede yok diyeni dahi gördüm. Icardi'den bahsettiğimizin tekrar altını çizelim. Bu adamın varlık amacı "kritik an". Bence de bu sezona özel fizik problemi var da, 10 kişi oynatıyor gibi eleştiriler abartılı. Eleştirildiği sezon "gol kralı" bu adam. Gol kralının da bu şampiyonlukta katkısı üst düzeydir. Daha iyisini düşünün, mevcut rakamları daha ne kadar yukarı çıkardı?

Galatasaray'ın "hakkı" teslim edilmeyen yüz akları var

Galatasaray'ın "hakkı" teslim edilmeyen yüz akları var. O yüz akları, en ağır ve gereksiz tepkilerini almalarına rağmen, kötü anda sorumluluk alanlar. Görüntüleri izleyin, takımın hakkını koruyanlara bir bakın. Kerem Aktürkoğlu, Abdülkerim Bardakcı, Berkan Kutlu ve Yunus Akgün. Görüntüleri geçtim, maçtan sonraki gün reaksiyon beklersiniz. Mesaj versinler, bizler de kenetlenelim. Liderler böyle anlarda sahne alırlar ama kaptanımız ben bu yazıyı yazarken piyasada yoktu mesela. Kerem Aktürkoğlu ise bir lider gibi, şampiyonluk üzerine enfes bir yazı yazıyor.

37 haftanın emeği, tek maçla silinemez

Kırıcı bir mağlubiyet olduğu kesin. Hatta en "kırıcı" Fenerbahçe mağlubiyetlerinin başında dahi olabilir. Yine de tek bir maçtır ve şampiyonluğu tayin etmemiştir. Kaybedebilirsin, futbolda bu var. En kötü ihtimalle 1 puanı almalıydın, 21. dakikadan itibaren 10 kişi oynayan bir rakip ama futbol da "nasıl olsa kazanırız" düşüncesini affetmiyor. Özellikle de adı derbiyse. Bu maç şampiyonu tayin etmedi. Son maçta 1 puan alman durumunda yine şampiyon sensin. 37 haftanın emeği, tek maçla silinemez. 37 maçtır Okan Hoca el üzerindeyken, 1 maçla bitirilemez.

İşi gücü bıraktık, Erden Timur'un gönlünü yapmaya çalışıyoruz

Bizde de hata var. İşi gücü bıraktık ve Erden Timur kalacak mı, gidecek mi diye odaklandık. Yola devam etsin, bu yapılanma sürsün ama artık bir karar versin. Varım ya da yokum desin, biz de önümüze bakalım. Seçimdi, Florya'ydı, oydu, buydu derken odak kaybedildi. Fenerbahçe'ye kaybettin, kaleni boşalttın ve rakibin başkanı geri döndü, sahada kendince şovlara girişti. Boş bir şov da, istediği buydu sonuçta. Gerilim yarattı, vurdu, kırdı, darp etti ve o sahaya adım attı.

Fenerbahçe karşısında en kötü ihtimalle kaybetmemen için daha ne olmalıydı?

Fenerbahçe karşısında en kötü ihtimalle kaybetmemen için daha ne olmalıydı? Maçın 0-0 ilerlediği esnada, Livakovic topu çok ağır oyuna sokuyordu. Rakip de 0-0'a razıydı, en azından kekremsi bir tat bırakalım odağındaydılar. Duran top ya da x faktörle 1 tane atabilirsek ne ala dediler ve attılar. Koskoca maç varlık gösteremedin. Rakibin 10 kişi kalırken 21. dakikaydı. Koca maçı 1 kişi fazla oynayıp, mücadele anlamında dahi varlık gösterememeyi nasıl açıklayacaksın?

Galatasaray 0-1 Fenerbahçe, gerilirsen kaybedersin

Fenerbahçe'nin bu maçta tek şansı "gerilimdi". O gerilimi sahaya ayak bastıkları ilk anda yarattılar ve istediklerini aldılar. Yadırgamıyorum, bence doğru plan. 6 puan önde olan sensin ve kendi sahanda berabere kalmak dahi seni şampiyon yapacak. O gerilime takıldın ve 24. dakikada 10 kişi kalmış takıma karşı isabetli şutun yok. Ne olursa olsun, rakibin Fenerbahçe ve bu bir derbi maçı. Deplasmanları da iyi oynuyorlar. 10 kişi kaldıktan sonra da topu tamamen sana bırakıp, hataların üzerine ilerlediler. 

Ocak ayı transferiyle güçlenmeyi denersiniz, geriye gitmeyi değil

Ocak ayı transferiyle güçlenmeyi denersiniz, geriye gitmeyi değil. Ligin ilk yarısına genel anlamda bakınca, Fenerbahçe adına işler iyi gitmekteydi. Ufak dokunuşlara ihtiyaçları varken, yaptıkları hamlelerle çekirdeği çatlattılar. İsmail Yüksek gibi bir kazanımları vardı, Krunic ile oradaki denge bozuldu. Krunic'i kazanayım derken, o çekirdek çatladı. Çağlar Söyüncü ya da, +3 yerli sorunun yoktu ki senin. Yarım sezonluk kiralama için milyon avro'lar harcandı ve elde var 0. Bonucci geldi, nedenine "mantıklı" çerçevede kimse cevap veremez.

Zaha ile alakalı bir sıkıntı varsa bu mental değil, saha içiyle alakalı

Süre alamadığı için "mutsuz" olmaktan daha doğal bir şey yok. Sorun yokmuş gibi hareket etmek asıl sıkıntı. Elbette mutsuz olacak ve formayı alabilmek için çalışacaksın. Zaha konusunda Okan Hoca'nın elinden geleni yaptığını düşünüyorum. Hoca eğer bir futbolcuyu kazanamıyorsa, sorunu futbolcuda aramaya başlarsınız. Çünkü şu ana kadar "sorunlu" diye adlandırılan isimleri nasıl hayata döndürdüğünü izledik. Ziyech örneği çok taze. Hesapta yoktu, umutların bittiği anda hayata döndü ve seni şampiyonluk yolunda ayakta tuttu.

Herkese teklif vardır, bunu biliyoruz da, bu yönde algı oluşturmanın zamanı mı?

Önümüz Fenerbahçe maçı ama medya tüm takımı sattı bile. Herkese teklif vardır, bunu biliyoruz da, bu yönde algı oluşturmanın zamanı mı? Özellikle de bazı isimler adına. Icardi, en büyük gözdeleri. MLS'den 20 - 25 milyon avro aralığında maaş teklifi almış, sezon bittiğinde resmi temaslar başlayacakmış gibi haberler üretiliyor. Teklif alması doğaldır da, haberin zamanlaması ve içeriği yanlıştır. Inter Miami deniliyor, takımda Messi'nin çalıp söylediği unutuluyor. Barcelona'daki bütün asker arkadaşları orada.

Fotoğrafla ilgili bir hayalim, daha doğrusu düşüncem var

Fotoğrafla ilgili bir hayalim, daha doğrusu düşüncem var. Zaniolo için genel beklenti "ayrılığı" üzerine olsa da, takımda kalma ihtimalinin olduğunu düşünüyorum. Özellikle de sakatlığı kaynaklı Euro 2024'te yer almayacak olmamasından ötürü. Aston Villa'da beklediğimiz etkiyi gösteremedi. Piyasa parlatma adına önündeki en büyük fırsat Euro 2024'tü. Orada da yer almayınca, futbolcunun adı ve etiketi kaynaklı bir beklenti oluşabiliyor. Orada da Galatasaray'ın beklediği bonservisi veren çıkar mı? Fiorentina diyorlar ama, bu paralara çıkacaklar mı?

Tozlanmış parçalı #79; Ryan Donk

Kasımpaşa forması giyen "stoper" Donk, yetenekli ama kontrolsüzlüğün kitabını yazıyordu. Tekniği, pas ve fizik özelliği ile ön planda, bunun yanında ise kontrolsüz, konsantrasyon kaybı yaşayan bir futbolcu. Rıza Çalımbay'ın onu orta sahaya çekişi, Donk'un da kariyerini pozitif anlamda kırıp attı. Bir anda ligin en değerli orta sahalarından biri oldu ve kendisini kısa sürede Galatasaray'da buldu. Kötü bir Galatasaray'a geldi ve beklenti üst düzeydi. O da doğal olarak bunu karşılayamadı.

Galatasaray çok hırslı, fark hedefliyor gibi söylemler "ters rehavet"

Kimsede rehavet olduğuna inanmıyorum. Taraftarlar olarak başka konularda yorum yapıyor olmak, maçı düşünmüyor anlamına gelmiyor. Bunu haftalardır söylüyorum. İş bitmiş modu yok. Fenerbahçe'yi yendikten sonra da o moda girilmeyecek. Konyaspor'u da yenip, 105 puanla ligi bitirmek hedef. Rekoru öyle bir seviyede bırakacağız ki, bir daha ulaşılması imkansız olacak. Fenerbahçe maçına "şampiyonluğu" ilan etmemiş şekilde çıkmak belki de iyi olandır. Sarhoş çıkılmayacak bu maça, odak çok daha yüksek.

Yeni sözleşmeyle birlikte, uzun bir Galatasaray geleceği olmasını dilerim

Karagümrük karşısında yenilen ilk golde, Nelsson'un hatasının olup olmadığı tartışma konusu olmuş. Orada aslında hatalar silsilesi var. Kaan Ayhan'ı maç içinde sık sık orta sahaya gelirken gördük ve kanadını boşalttı. Bu "hoca" tercihidir, yeni bir denemedir diye düşündüm. Mendes, çok uzun süre top sürdü mesela, asıl buna imkan vermemek gerekiyordu. Nelsson'a gelirsek, belki hatası oyuncuyu kanada kaydırmamak olabilir. Orada da gerçi Mendes'i oyalamaya çalıştı ve kademe bekledi. Vuruş anında Abdülkerim Bardakcı'nın da hamlesizliği var.

Her Galatasaraylının hayalinde eminim ki İlkay Gündoğan var

Her Galatasaraylının hayalinde eminim ki İlkay Gündoğan var. Yok diyen de, içten içe bu hayali kuruyordur. Her yaş haddi olan isim "etiket" olmuyor. İsim büyük, oynadığı pozisyonun en iyilerinden. Bu açıdan bakınca "etiket" tanımı yapan var da, benim için "etiket" demek, ismi büyük ama belli defolar gösterdiği için transfer olan futbolcudur. Sakatlık, mental problemler, bitmiş tempo gibi. Hala iyi düzeyde olup, sana çağ atlatma ihtimali olan futbolcu neden "etiket" olsun. Yaşa bakmazsın o an, şartlar oluşursa transferi gerçekleşir. 37 yaşındaki Mertens'in yaptıkları işte, daha güzel bir örnek var mı?

Ne kadar kapanırsanız kapanın, sizi hataya sürükleyecek enstrümanlara sahibiz

"Uzaktan şutlar", geçen yılların en büyük kanayan yaralarından biriydi. Uzaktan şut denenmez, geçmiş kariyerinde iyi şut atan futbolcular sana gelince körelir. Kilit açmakta bu yüzden zorlanırsın. Bu sorunu geçen sezon da yaşıyorduk. İçinde bulunduğumuz sezonda ise "kilit" açabilmemizin en önemli unsurlarının başında duran toplar ve uzaktan atılan şutlar geliyor. Harika duran top organizasyonlarımız var, ceza sahası dışından da etkili şut atan futbolcularımız.

Okan Buruk'un Galatasaray'ının da geri dönüşlerini konuşalım

Xabi Alonso'nun Leverkusen'i namağlup, muhteşem bir takım. Son dakikalarda attıkları gollerle de birçok maçı ya kazandılar, ya da kaybetmediler. Kusursuz bir özellik, adamlar yenilmiyor. Okan Buruk'un Galatasaray'ında da benzer özellik var. Süper Lig'de 80. dakikalardan sonra atılan 20 gol var ve bu gollerle birlikte 11 puan kazanıldı. Galatasaray'ın da son dakikalarda kazandığı maç sayısı çok. Gaziantep FK, Kasımpaşa, Karagümrük maçları bir çırpıda aklıma gelenler.

Barış Alper Yılmaz'ı nasıl öngörebilirsin ki?

Rakip iyi kapanıyor, alan bulamadı derken, ilk yarıda bir süre bocaladı aslında. Gerçi onun için alan bulabilmek mesele değil, rakibi karşısına alması yetiyor. Her türlü savunma stratejisi için cevap. Öngörmek imkansız. Şut atar, her 2 tarafa çalım atabilir, fizik gücü zaten bambaşka seviyede. Alan bulursa durdurman imkansız, oynayabildiği tonla mevki var. Karagümrük karşısında sallanırken, ilk yarıda sahneye çıktı ve arka direkte kafayla bitirdi. 2-1 öne geçerken de, fizik gücünü kullanıp, ters taraftan yüklenirken yaptığı asist tam olarak onun imzası.

Berkan Kutlu'nun bu golü kimlere geldi, onlar kendilerini çok iyi biliyor

Berkan Kutlu'nun bu golü kimlere geldi, onlar kendilerini çok iyi biliyor. Mesajı onlar çok iyi aldı ve bu isimler de maalesef "Galatasaraylıyım" diye geçinen bazısı diyelim. Etiketçi bazısı, kadro mühendisliğinden bir haber olup, 11 tane Icardi'nin birlikte kullanıldığında takımın çok iyi noktaya geleceğini düşünenler. O kadar mı demeyin, gerçekten de öyle. Berkan Kutlu'nun atmış olduğu golle şu virajı almaktan o kadar mutluyum ki.

Fatih Karagümrük 2-3 Galatasaray, bir rakip sana ne kadar ters geliyorsa

Galatasaray'a bir rakip ne kadar ters geliyorsa, Karagümrük de o kadar ters geliyor işte. Yine de bu denli zorlanacağımızı düşünmüyordum. Tehlike şu. Aynı alanı Adana Demirspor maçının ilk yarısında da vermiştik ama Karagümrük onlara göre hem daha yetenekli, hem de daha bitirici. Bir de Markao gibi bizi kupadan elemiş forvetleri var. Aynı senaryoydu aslında, bugünü de o alıyordu. Bunu bilmemize rağmen, Davinson Sanchez'i tercih etmeyip, Abdülkerim Bardakcı ile onu durdurmayı düşünmek bizi ateşe atmak üzereydi.

Mertens'le 1 sezon da olsa yola devam edebilme ihtimali fırsattır

Mertens'in yeni sözleşmesi gelene kadar, bu tarz yazılar gelmeye devam edecek. Çünkü "Mertens sözleşmesi yaşatır". Seviyesi düşmemiş futbolcunun "yaşına" bakılmaz. Ayrıca bu adam sana genç gelmedi zaten. Bu seviyenin rakamı bellidir. Hatta seviyesinin düşmesini geçtim, yükselmedi mi? Geçen sezonun fazlasıyla önünde. Gelecek sezon için de sana ne vereceği az çok belli. Yeter ki Allah sakatlık belası vermesin.

Kerem Aktürkoğlu "menajer" değişikliğiyle birlikte transferinin kapısını araladı

Kerem Aktürkoğlu "menajer" değişikliğiyle birlikte transferinin kapısını araladı. Avrupa'ya yorsak da, Suudi Arabistan ya da MLS'de futbol oynamak istediği yazılıyor. Suudi Arabistan'dan da ciddi bir teklif aldığı yazılmış. Ayrılık durumu zaten konuşuluyordu. Çoğunluk da "misyonunu" tamamladığına inanıyor. Kariyeriyle alakalı beklentim, uzun yıllar Galatasaray forması giymesi ve bayrak futbolculardan biri olmasıydı. Transfer kararına saygı duymak gerekiyor. Arap diyarı onun için bir anlamda "futboldan" vazgeçmek olsa da, kazancını düşünüyor olmasına da saygılıyım.

Fenerbahçe maçı yaklaştıkça, Zaniolo'yu ister istemez anmadan geçemiyoruz

Fenerbahçe maçı yaklaştıkça, Zaniolo'yu ister istemez anmadan geçemiyoruz. Geçen sezon derbide göstermiş olduğu o performans neydi öyle? Öyle bir performanstı ki, yeni sezon için "var bir hayalimiz" moduna geçmiştik. Zaniolo ile en azından 1 tam sezonumuz vardı diyordum. Ya da yarım sezon forma giyer, Şampiyonlar Ligi'nde boy gösterir ve Boey misali bir transfere imza atardı. Çok sirkülasyon yaşadık maalesef. Bu yüzden de yapıyı oturtmak zaman aldı.

Kerem Demirbay'a teklif gelmesi çok şaşırılacak bir durum mu?

Kerem Demirbay'a teklif gelmesi çok şaşırılacak bir durum mu? Galatasaray'ın Kerem Demirbay transferini çok rahat mı gerçekleştirdiğini düşünüyoruz ya da? Özellikle Serie A temelli birçok iyi takımı ekarte ettik ve bu transferi gerçekleştirdik. Yetmedi, Suudi Arabistan'ın maddi cazibesini de aştık. Yine yetmedi, Bayern Leverkusen'in inadını kırdık. Takımdan yollamak istedikleri, düşünmedikleri bir futbolcu değildi. Rotasyonlarında net bir yeri vardı ve şu başarılı Leverkusen içinde "pay sahibi" isimlerden biri olacaktı.

Kaan Ayhan'dan fazlası mı Berat Özdemir, sanmıyorum

Bu konuya "Berat Özdemir" özelinde değinmedim ama onun üzerinden tekrar değinelim. Yaz dönemi Berkan Kutlu'nun takımdan ayrılmasını istemiyordum. Değerli bir alternatifti çünkü. Yokluğunda da kendisini fazlasıyla aradık. O giderse, Berat Özdemir'in alınması gerektiğini dile getiriyordum. O an için kiralayabileceğin başka bir yerli orta saha yoktu. Tarzları farklı olsa da, o gün için Galatasaray orta sahasının buna ihtiyacı vardı. Bugün için ise yok.

Erden Timur, transfer konusunda eleştiri alırken, atlanan bir nokta var

Erden Timur, transfer konusunda eleştiri alırken, atlanan bir nokta var. Genç, bonservisli, geri dönüşü olacak isimleri almayı bizler görürken, onun görmemesi imkansız. "Limit" diye bir problem vardı. Bu da sizin bonservis ödemenize engeldi. Bu yüzden de "etiket" diye nitelendireceğimiz, daha iddialı ama bonservisi olmayan ya da kiralık gelecek isimlere yöneldik. Tam limit açıldı, Davinson Sanchez geldi işte. Limit derdi olmasa, bu tarz birçok transferi izlerdik. Bu yaz döneminde izleyeceğimiz gibi.

Haber doğruysa, Ziyech ile alakalı en doğru şartlar oluştu demektir

Ziyech'le alakalı sözleşme bilinmezliklerle doluydu. Galatasaray'ın isteğine bağlı bir opsiyon var gibi düşünürken, futbolcunun diziyle alakalı sakatlık yaşamaması ve şu kadar maça çıkması halinde şartlar yerine gelmiş olur gibi bir madde olduğunu öğrendik. O dönem Ziyech kötü durumdaydı tabi, isyan ediyorduk. Bugün ise ne kadar önemli bir transfer olduğu konuşuluyor. Dış basında bir haber okudum. İçeriğe bakınca, transferiyle alakalı kafam yine karıştı.

Manadan uzak, etiket işleri

Futbolun başına Ünal Aysal geçtiğinde ne olur sorusunun yanıtı, Ali Naci Küçük'ün haberinde saklı. Galatasaray'da yapılacak olan başkanlık seçimini Süheyl Batum'un kazanması durumunda, Sportif AŞ'nin başına Ünal Aysal geçecek. Normalde bu sorumluluğu asla almak istemezdi de, şu an şartlar başka. Galatasaray tarihinin ekonomik anlamda en ferah yaz dönemlerinden birini yaşayacağız. Sınırsıza yakın imkan var ve kendisi bu konforu yaşamak istiyor.

Sol kanadın dinamizm seviyesi çok yüksek

Köhn ve Barış Alper Yılmaz arasında iyi bir uyum oluştu. Sol kanadın dinamizm seviyesi çok yüksek. Savunma yardımını ihmal etmeyen bir Barış Alper Yılmaz'la birlikte, Galatasaray sol kanatta güçlü bir görüntü yakaladı. Kerem Aktürkoğlu ve Zaha gibi isimlere sahip olsak da, sol kanat için doğru hamle Barış Alper Yılmaz'dı. Köhn de dinamizmiyle birlikte, önünde oynayan kanadı rahatlatabilecek bir bek. Barış Alper Yılmaz ile ekstra dinamizm deyince, sol kanatta "patlayıcı gücü" tanımlayabilmek kolay olmuyor.

Mayıs ayı, Galatasaray için yılbaşıdır

Mayıs ayı, Galatasaray için yılbaşıdır. Erden Timur'un sözü bu. Mayıs ayında şampiyonluk yarışında favoriyse, kazanan Galatasaray'dır. Lig henüz bitmedi bu arada. 2 maçlık fark vardı, hala 2 maçlık fark var. Fenerbahçe dilediği kadar çözülsün, senin hedefin 3'de 3, yani 105 puan. Lig bittiğinde rekoru öyle bir yerde bırakacaksın ki, sonrasında kimse hayal edemeyecek. Final haftalarına girerken Fenerbahçe çözüldü, Galatasaray ise alıştığımız gibi vitesi yükseltti. 3 hafta kala da fark 6'ya çıktı.

Seviyesi düşmemiş, takımla da devam etmek istiyorken neden yollar ayrılsın?

Dizinde esneme yaşamış, 2 gün dinlendirildi ve takımla son çalışmaya katıldı. Sivasspor'a karşı da sahadaydı. Tüm hafta okuduğumuz haberler ise, Mertens sezonu kapattı, sakatlığı ciddi, Sivasspor maçında yok tadındaydı. Sonrasında bu haberler "umarım maç kadrosunda" olura dönüştü ve giderek yumuşadı. Son gün takımla idmana çıkınca, bu maçta 11 başlayacağını biliyorduk. Efor ve mücadelesine bakınca da, sakatlığından iz göremedik. "Bilgi kirliliği" zehirlenmesine maruz bırakıldık.

Okan Hoca işte, futbolcu kazanımında bir dünya markası

Son yıllara bakıp, kalbimizdeki yaralardan biri ne desek, uzaktan atılan şutlar derdik. Galatasaray'a o yıllar içinde harika şut atan futbolcular gelmiş, bu özellikleri itibarıyla "körelmelerini" izlemiştik. Mertens'le o algıyı kırmaya başlamışken, Ziyech ile parçaladık. Şut atmak ayrı, bu işi "çilingirlik" dahilinde yapmak ayrı. Ziyech'in şutları genelde ya maç kazandırıyor, ya kildi açıyor. Elinde bu kadar kusursuz bir şut atan futbolcu varken de, her tabloda "sırtını geriye yaslayarak" maç izleme lüksünü elde ediyorsun.

Galatasaray 6-1 Sivasspor, büyük kutlamanın ayak sesi

Galatasaray, maçları "istediği" ölçüde oynuyor. Gol lazımsa buluyor, fark lazımsa yakalıyor, tempo lazımsa yapıyor, düşük viteste devam etmesi gerekirse de öyle hareket ediyor. Maç öncesi yazmıştım. Rakip formda olabilir ya da size olabildiğince kapanabilir. 5'li savunma, toplamda 8 kişilik bir savunma hattı ile sana karşı durmaya çalışıyorlar, ilk yarıdan 2-0'ı buluyorsun. Gün sonunda 6 gol atıp, istesen 7-8'i de rahatlıkla bulabilecek havadasın. Bu takım şampiyonluğu hak etmiyor da ne yapıyor?